Re: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Anayasa değişmeli mi değişecekse nasıl değişmeli ? Konumuz her nekadar bu değil isede dönüp dolaşıp buraya geldik.
Yazıların özeti AKP nin SOSYAL DEMOKRATİK LAİK HUKUK devletini düşündüğü ve buna yönelik ulusun sosyal refahı ve özgürlükleri için herhangi bir şey YAPMADIĞI Tam tersine AYRIMCILIK YAPARAK BASKI YOLUNUN AÇILARAK ŞERİATTA KAYACAK DÜZENLEMELER VE SADECE KENDİ ÇIKARINA YÖNELİK DÜZENLEMELER YAPTIĞININ anlatılması idi. Mecli çoğunluğunu ve AnAyasa değiştirme yetkisini kullanarak KUVVETLER AYRILIĞINI YARGI ÜSTÜNLÜĞÜNÜ HİÇE SAYARAK HERŞEYİ KENDİSİNE BAĞLAMA ÇABASININ GÖZLER ÖNÜNE SERİLMESİYDİ.
Ancak her zaman ki gibi özü bırakıp başka yerlere bakılması moda oldu. Çünkü konunun başka mercalara kayması AKP nin İSLAMİ FAŞİZMİNİ örtecek olduğunun düşünülmesi bir şekilde bunun gözden kaçırılmaya çalışılmasıdır. Bunu engellemek için zaten konunun başlığıda BU AKP ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPABİLİR Mİ? dedim. Konumuz anayasa değişikliğinin gerekli olup olmadığı DEĞİL AKP nin anayasayı değiştirme yetisinin tartışılmasıdır. Üzerinde tartışılacak nokta budur.
Kısa olarak 82 Anayasasına değinecek olursak . Çok garip ve baskılı bir referandum sonucu 7 Kasım 1982 de yürürlüğe girmiştir. 61 Anayasasıyla getirilen ''özgürlüklerin'' ''bol geldi'' gibi akla zarar bir gerekçeyle oldukça kısıtlandığı bir anayasadır. toplamda 177 madde den oluşan Anayasanın doğruluğu yanlışlığı bu güne kadar tartışılıp durmaktadır.
1987 de ilk anayasa değişikliği gündeme gelmiş ve 12 eylülün en mağdur siyasetçileri Süleyman Demirel ve Rahmetli Bülent Ecevit in de aralarında bulunduğu bir grup siyasiye uygulanan siyaset yasağının kalkması gündeme gelmiş ve zamanın Başbakanı Özal ın tepkisiyle karşılaşmıştır. Büyük Liberal Özgürlükçü !! Özal siyasi yasakların devam etmesini canhıraş bir biçimde savunmuş hatta konu referanduma gitmiştir !!! özal daha sonra bunu ''birisininde anayasayı savunması gerekliydi!'' gibi akla zarar bir gerekçeyle savunmuştur. Ancak DARBECİ OLMAYAN AMA DARBECİLERİN ANAYASASINI SAVUNAN ÖZAL A RAĞMEN Anayasa 17 Mayıs 1987 tarih ve 3361 sayılı Kanun (Resmî Gazete, 18 Mayıs 1987, Sayı 19644 Mükerrer) ile 67, 75, 175, Geçici 4. maddeleri değiştirilmiştir. ( Baş darbecide o ara cumhurbaşkanıdır!!!) İşin ilginç yanı 82 anayasası %91,17 lik oyla kabul edilirken 87 tasakların kalkması referandumu %50.1 evet oyuna karşı %49.9 hayır oyuyla yasağın kalkması yönünde sonuç çıkmıştır! Bu aslında incelenmesi gereken bir durumdur bence !
8 Temmuz 1993 tarih ve 3913 sayılı Kanun ile 133. madee ;
23 Temmuz 1995 tarih ve 4121 sayılı Kanun ile Başlangıç Metni, 33, 52, 53, 67, 68, 69, 75, 84, 85, 93, 127, 135, 149, 171. maddeler ;
18 Haziran 1999 tarih ve 4388 sayılı Kanun ile 143. madde ;
13 Ağustos 1999 tarih ve 4446 sayılı Kanun ile 47, 125, 155. maddeler;
3 Ekim 2001 tarih ve 4709 sayılı Kanun ile Başlangıç Metni, 13, 14, 19, 20, 21, 22, 23, 26, 28, 31, 33, 34, 36, 38, 40, 41, 46, 49, 51, 55, 65, 66, 67, 69, 74, 87, 89, 94, 100, 118, 149, Geçici 15. maddeler ;
21 Kasım 2001 tarih ve 4720 sayılı Kanun ile 86. madde ;
27 Aralık 2002 tarih ve 4777 sayılı Kanun ile 76.,78. maddeler ;
7 Mayıs 2004 tarih ve 5170 sayılı Kanun ile 10, 15, 17, 30, 38, 87, 90, 131, 143, 160. maddeler ;
21 Haziran 2005 Tarih ve 5370 sayılı Kanun ile 133. madde ;
29 Ekim 2005 tarih ve 5423 sayılı Kanun ile 130, 160, 161, 162, 163. maddeler ;
13 Ekim 2006 tarih ve 5551 sayılı Kanun ile 76. madde ;
10 Mayıs 2007 tarih ve 5659 sayılı Kanun ile Geçici 17. madde ;
31 Mayıs 2007 tarih ve 5678 Kanun ile 77, 79, 96, 101, 102.maddeler ;
9 Şubat 2008 Tarih ve 5735 Sayılı Kanun ile 10, 42. maddeler
değiştirilmiştir. Bu listede değişikliklerin iptal edilmeleri yoktur. Yani salt değişiklikler yer almaktadır. İşin ilginci Bazı maddeler değişikliğinde değişikliğine üğramıştır !! 67.,75.,133.,38.,10. 76.,87. maddeler buna örnektir Üç kere değişen maddeler bile bulunmaktadır.
83 Madde temelden değişikliğe uğramış bir anayasanın sadece kabul yılı değişikliğe uğramadıysa ona hala darbeci anayasası denmesi abesle iştigaldir.
Hangi maddelerin ne gerekçeyle değiştirilmesi istendiği kamu oyuna tatminkar açıklamadan sonra olmalıdır değişikli olacaksada....
Bu kısa anımsatmadan sonra konumuza yani AKP ye dönersek...
Re: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Sayın commodore1tr;
"Bu anayasa zaten bir çok defa değişikliğe uğradı, onun için 12 eylülün izleri kalmadı, değişmesine de gerek kalmadı" mı demek istiyorsunuz?
Re: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Hangi maddelerin ne gerekçeyle değiştirilmesi istendiği kamu oyuna tatminkar açıklamadan sonra olmalıdır değişikli olacaksada....
Bunun tersini söyleyen yok. Zaten iktidar partisi veya meclis başkanı da "bir komisyon kuralım, her parti önerisini getirsin, birlikte yapalım" diyor.
Ancak XHP partileri komisyona üye bile vermiyor, De Ba isimli genel başkanlar baştan buna karşı çıkıyor.
(Belki de başbakan olacak kişinin adı soyadı De Ba ile başlamalıdır diye bir kanun çıkacak :o O zaman adayım Derya Baykal olurdu... Sevenleri diğer De Ba'ların sevenlerinden çok. :P)
Bir madde şöyle değişmesin, böyle değişsin veya hiç değişmesin şeklindeki her türlü itirazınızı anlarım.
Ancak bu kadar uzun yazıp hala anayasanın değişmesine baştan karşı çıkmak anlaması kolay bir durum değil.
Şu anda anayasanın değişmesini isteyenlerin ne önerdiğini bilmiyoruz ki itiraz edelim.
Önce bir dinleyin, sonra itiraz edin.
Re: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Abbas bey ;
Madalya sayınızı arttırıyorsunuz muhtemelen Temmuz da herhangi bir aksilik olmaz ise İskenderun a gideceğim doğal olarakta Adanaya geleceğim. Madalyalarınızı o ara zatı allerinize taktim ederim.
Turgur Özal'la birlikte ''sivilleşme'' başlamıştır. 89 da Turgut özal ın Cumhurbaşkanı olmasıyla ( ki 87 den sonra süratle gelen) tam anlamıyla ''sivil iktidarlar'' görev başına gelmiştir. Yıldırım Akbulut da ilk sivil Cumhurbaşkanı altında ki ilk başbakandır. Peşinden Mesut Yılmaz Süleyman Demirel Tansu Çiller Necmettin Erbakan Bülent Ecevit Abdullah Gül RTE bunlar peşpeşe dönüşümlü koalisyon veya tek başına iktidar olmuş başbakanlardır. Hele hele Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ile Başbakan Bülent Ecevit in devam ettiği belirli süre muhtemel en en yoğun değişikliklerin olduğu dönemdir.
Ecevit in ilk çantadan çıkan peşinden PKK başının yakalanması ile vuran piyangonun ardından ikinci başbakanlığı hariç iktidarda hep sağ liberal azıcıkta dincilik oynayan partiler en sonda sırf dincilik oynayalım oyunuzu alalım partisi iktidardadır. Özetle 1984 ten bu güne ''sivil iktidarlar'' vardır. Her birinini de zırt pırt anayasa değiştirdiği hatta bazılarının ki bu özellikle AKP kendi değiştirdiği maddeyi bir daha değiştirdiği aşikardır. 25 senedir iktidarda bulunan sivil iktidarların halen daha ''darbe'' maddelerini değiştirmediğini düşünüyorsak ve bu böyleyse demek ki tüm bu iktidarlar özetle beş para etmez demektir. Ya da hepsi darbecilerden de darbeci demektir !!
Anayasa'nın ''özgürlükler'' maddelerine dokunan pek yok diyorsanız ha bakın o zaman demek istediğime kısmen yaklaşmış olursunuz. 161. 162. 163. maddeler dışında ''gerçek halkı '' ilgilendiren düzenlemeler az yapılmakta ilgili hükümetler ''kendi anayasalarını'' hazırlamaya çalışmaktadır. Zaten o yüzden aynı maddeler beş altı kıez değişmektedir.
Anayasa bir toplumun temel yasasıdır. Çok iyi bildiğiniz gibi ''yazılı olmayan'' anayasalar da mevcuttur. Önemli olan yasa da ne yazdığı değil NE UYGULANDIĞI NE UYGULANMAYA ÇALIŞILDIĞIDIR. Örneğin Anayasa da yazılı amir madde gereği telefonlar gerekli şart (Ki mahkenedir) olmadıkça dinlenemez dinleyenler ceza alır . 2009 Türkiye'sinde Avukat Abbas Bilgili müvekkiliyle ne konuştu? tıkla youtube'den dinle sistemi uygulanmaktadır. Kaç kişinin dinlendiği bilinmeyen neye göre dinlendiği bilinmeyen kaç ülke biliyorsunuz Abbas Bey?
Konunun özü elbette kişiler lehine değişiklik yapılmalı ve bunu yapacak EHİL KİŞİLER olmalıdır. Ama AKP BU DEĞİLDİR. ANAYASA MAHKEMESİNİ ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ YAPARAK KENDİSİNE BAĞLAMAYA ÇALIŞAN YARGIYI KENDİNE KÖLE ETMEK İÇİN HER DEĞİŞİKLİĞİ YAPAN PARTİ ÇIKARI İÇİN HUKUKU ALTÜST EDEN DÜZENLEMELER YAPAN AKP APARTMAN YÖNETMELİĞİ DAHİ HAZIRLAYAMAZ.
Hukukun üstünlüğü ilkesini içine sindirmiş yani hukuka saygılı, sosyal devlet ne demek onu anlayan, laikliği içine sindirmiş özünde algılayan kıvırıp durmayan, demokrasinin ne olduğunu tam olarak bilen ülkeyi bir bütün olarak saracak kişilerden ki bu kişiler kanaat önderleri , yazarlar, bilim adamları, sosyologlar, öğretmenler gibi toplumun her yönünden katılımla ilk dört maddeye dokunmadan değişiklik yapılabilir elbette... Ama gizli gizli yapılmakla olmaz bu işler... Birisi AKP nin Anayasa Komisyonu başkanı Kuzu'ya programda hemde canlı yayında ne dedi!!!( Diyene de bakan !!) ''' Asıl anayasa taslağından Burhan Kuzu'nun bile haberi yok....''' o garibimde çalışıyor... AKP çalışıyor kimsenin bilmediği anayasa değişikliği yapılması planlanıyor sizler değişsin diyorsunuz...
Durmak yok yolmaya devam aman çalışmaya pardon...
Re: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Taha Akyol 13 Mayıs Çarşamba 2009/MİLLİYET
t.akyol@milliyet.com.tr
Baykal ve yargı
CHP lideri Baykal dünkü konuşmasında Sarkozy ve Merkel’in Türkiye’nin AB üyeliği konusundaki saygısız ifadelerine sert tepki gösterdi, çok da iyi etti. Diplomasi farklı faktörleri de dikkate alarak ‘diplomatik dil’ kullanabilir. Böyle durumlarda ülkelerin tepkisini muhalefetin seslendirmesi isabetlidir.
Sarkozy’nin bildik ‘Fransız şovenizmi’ ile Merkel’in bildik ‘Hıristiyan’ tutkusu AB’yi bir siyasi ilkeler birliği olmaktan uzaklaştırıyor, AB’ye zarar veriyor!
Baykal’ın konuşmasındaki diğer iki konu; Kürt meselesi ve anayasa değişikliği, özellikle Anayasa Mahkemesi’yle ilgili tartışmalardı.
Kürt meselesinde Baykal, “Oyuna gelmeyin, beyler sakin olun” diye uyarıda bulundu. Doğru... Bu tür çok karmaşık konular heyecana, aceleye gelmez; dikkatli ve ihtiyatlı olmak gerekir. Fakat Baykal’ın “Çözümü sağlayacak her şeye sonuna kadar hazırız” şeklindeki sözleri, içi boş bir ‘belagat’ten ibaretti! Çünkü Baykal, çözüm konusunda hiçbir politika önermedi!
Hatta Baykal, CHP’nin kâğıt üzerinde kalmış programındaki önerileri de ağzına almadı.
Yargı ve siyaset
Anayasa Mahkemesi’nin yeniden yapılandırılmasına gelince... Baykal bu konuyu hukuk diliyle tartışmıyor, hükümetin komplosu gibi ele alıyor:
Hükümet Anayasa Mahkemesi için, “Sen beni yargıladın, öyleyse ben de senin iş yükünü artıracağım” diye düşünüyormuş! Onun için “bireysel başvuru” hakkını getirecek, o zaman Mahkeme’nin üye sayısını artırmak gerekecek, TBMM üye seçecek, böylece “yargı siyasallaşacak”mış!
Halbuki, hükümetin sübjektif duyguları ne olursa olsun, bu değişikliği bizzat Anayasa Mahkemesi’nin kendisi istemişti; Başkan Mustafa Bumin döneminde!
Baykal bundan bahsetmiyor!
Buna karşı çıkan Yargıtay ve Danıştay başkanları da Anayasa Mahkemesi’nin niye böyle reform istediğine bakmıyorlar, yine sadece “Yargı siyasallaşır” diyerek karşı çıkıyorlar!
Yargı ile CHP arasındaki bu “tarihsel blok” tavrında siyaset bilimi açısından hayret edilecek bir taraf yoktur! Ama “anayasa hukuku” açısından hayret vericidir.
İki yargı farklıdır
Yargıtay Başkanı Sayın Hasan Gerçeker’e, Danıştay Başkanı Sayın Mustafa Birden’e ve CHP lideri Sayın Baykal’a soruyorum: Dünyada tek parlamenter demokrasi var mıdır ki, parlamento Anayasa Mahkemesi’ne şu veya bu oranda üye seçmesin?!
Bu garabet sadece bizde vardır! Çünkü 12 Eylül, “seçilmişler” üzerinde “atanmışlar”ın vesayetini bu yoldan da garantilemek istemiştir.
Bugün Meclis’in Anayasa Mahkemesi’ne üye seçmesine karşı çıkanlar “adli yargı” ile “anayasal yargı” arasındaki farkı görmezden geliyorlar!
Dünyada hiçbir “yargıtay”a siyasiler üye seçemez! Ama bütün demokrasilerde “anayasal yargı” organlarının üyelerinin tamamını veya bir kısmını siyasiler seçmektedir!
Çünkü anayasa mahkemeleri, adli yargıdan farklı olarak, kararları daima siyasi sonuç doğuran ‘siyasi yargı’ kurumlarıdır. Hem “demokratik meşruiyet”leri için, hem siyasi görüşler karşısında “tarafsız” olmaları için üyelerinin ‘çeşitliliği’ ve bir kısmının parlamentolar tarafından seçilmesi gerekir. “Bireysel başvuru” hakkı da bunun sonucudur.
Gönül istiyor ki, muhalefet de hukukçular da anayasal konuları “anayasa hukuku”nun diliyle tartışsınlar, politize etmesinler.
Re: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Ak Partinin Anayasa Değişikliğinde Anayasanin 23 Maddesince Insanlarin Kamuya Ait ödevlerini Yerine Getirmemesinden Dolayi Hürriyeti Lisitlayici Tedbir Olarak Yurt Dişi çikiş Yasaği Konulmaktadir. Bu Anayasa Değişikliğinde 23 Madde Ile Ilgili Değişiklik Var mi! Bu Siteden Ilgili Arkadaşlara Sesleniyorum, Saygilarimla
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
"ANAYASA TÜMDEN DEĞİŞMELİ"
TBMM Başkanı Toptan: "Darbe hukuken 'yok' hükmündedir"
TBMM Başkanı Köksal Toptan, darbe tartışmalarının hukuktaki deyimiyle yok hükmünde olduğunu açıkladı.
Toptan,TBMM 23. Dönem 3. Yasama Yılı kapanışı dolayısıyla basın toplantısı düzenledi.
Toptan, son dönemde ağırlık kazanan darbe tartışmalarının hukuki deyimiyle "keenlem yekundur" olduğunu söyledi.
Toptan, zamanın getirdiği şartlara uygun düzenlemeler yapılırken bazı sancılar yaşanması ve tartışmaların olağan olduğunu, bunların esastan kaynaklanan bir ihtilafmış gibi gösterilmesinin yanlış olduğunu ifade etti.
Toptan, Türkiye Cumhuriyeti'nin, büyük badirelerin, yaşanan acıların ve birbirinden çetin destansı mücadelelerin sonucunda hayat bulmuş bir devlet olduğuna işaret ederek, "Bu ülkeyi kuranlar, etnik kökenleri ne olursa olsun koca bir imparatorluğun yıkılışına hep beraber şahit olmuştur. Bu yıkılışa şahit olanlar, yine hep birlikte koca bir imparatorluğun külleri üzerinde Türkiye Cumhuriyeti'ni kurma başarısını göstermişlerdir. Zaman zaman yaşanan ortak acılar, bu ülkenin kurucu kahramanlarını endişelendirmiş, bu nedenle de 'güvenliği önceleyen' bir devlet anlayışını benimsemişlerdir." dedi.
Toptan, altını ısrarla çizmek istediği konulardan birisinin de rejimin korunma ve kollanma meselesi olduğuna işaret ederek, "Gözbebeğimiz Silahlı Kuvvetler, zamanın şartlarına uygun yapısal dönüşümleri gerçekleştiren en aktif kurumlardan biri olmuştur. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yönetim kademesinin, bugünün modern orduları gibi devlet sistematiği içindeki normalleşmiş yerini alma isteği takdire şayandır." diye konuştu.
"Son dönemde ağırlık kazanan darbe tartışmalarına gelince, zaten bu lafın kendisi hukuktaki deyimiyle "keenlem yekundur" yani yok hükmündedir." diyen Toptan, konuşmasına şöyle devam etti: "Türkiye demokrasisi kökleşmiş, yüzünü batıya dönmüş ve uluslararası topluma entegre olmuş bir ülkedir. Anadolu da bir deyiş vardır: 'Allah gördüğünden geri koymasın.'derler. Bu millet demokrasi kültürünün, kaderini kendi tayin etme özgürlüğünün tadını almıştır, bundan da asla geri dönmeyecektir."
Dünyadaki gelişmiş, kalkınmış çağdaş değerleri özümsemiş devletlerin demokrasiyle yönetildiğini vurgulayan Toptan, "Nerede sefalet, baskı ve zulüm varsa orada anti demokratik yönetimlerin olduğunu görmekteyiz. Dünyadan kopmuş, ülkesi dışındaki gelişmelere kapalı, küresel finansal sisteme entegre olamayan, uluslararası ilişkilere uzak duran ülkelerin yaşama şansı çok azdır. Ülkemizin mutlak istikameti katılımcı tam demokrasinin tüm kurallarıyla yerleşmesi yolunda olmalıdır.Demokrasinin iyileştirici, normalleştirici ve pozitif iklimine hepimizin ihtiyacı var. Ne kadar ağır ve güç olursa olsun, demokrasi içerisinde çözemeyeceğimiz sorun, aşamayacağımız engel yoktur. Kurumlar ve kurallar manzumesi olan demokrasi bir anlayış biçimi ve yaşam tarzıdır." şeklinde konuştu.
Toptan, başta siyasetin kendi işleyiş biçimi olmak üzere karar alma ve seçim süreçlerinde, demokratik yöntem ve anlayışların daha etkin bir şekilde hayata geçirilmesini istedi.
Toptan, şunları söyledi: "Bu anlamda parça parça iyileştirmeler yapılmaktansa bütüncül bir yaklaşımla ruhu demokratik ve sivil olan bir anayasa değişikliğinin zamanı gelmiş ve geçmektedir. Ülkemiz ve milletimiz bunu fazlasıyla hak etmektedir. Demokrasiyi ve özgürlükleri geliştirdiğimiz sürece bugün yaşanan pek çok sorunun da gerilerde kaldığını hep beraber göreceğimizden herkes emin olmalıdır.''
www.HaberTurk.Com
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Sabih Kanadoğlu:
Balıkesir Barosu tarafından 90. kuruluş yıldönümü etkinlikleri kapsamında 'Hukuk Devletinde Yargı Bağımsızlığı' konulu konferansda konuşan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, "Türkiye'de adalet ve hukuk reformu, Anayasa değişikliği yapılmalı. Ancak laik cumhuriyetin odağı olduğu Anayasa Mahkemesi tarafından ilan edilen partinin anayasa değişikliği yapmaya hakkı yoktur. Bunun Türkiye'ye yeni kayıplar getireceği ortadadır. Hukuka sahip çıkma mücadelesi sonuna kadar yapılacak. İşine gelince bağımsız yargı, işine gelmeyince siyasi karar diyeceksiniz. Bu hukukla bağdaşmaz." diye konuşmuştu.
"Milletin iradesiyle oluşmuş siyasi iktidara hukuk dışı yollardan bir müdahaleyi sebebi ne olursa olsun ve kimden gelirse gelsin, meşru olmadığını, doğru olmadığını, hak olmadığını ve buna karşı çıkaracağımızı ısrarla ifade ettik. Demokrasiyi ideolojik bir değer olarak alıyor ve savunuyoruz.
Bu sebeple TBBM'nin iradesine, milletin iradesi orada tecelli ediliyor, kısıtlama getirmek onu yok saymak, hukuk mantığıyla veya demokrasi anlayışıyla bağdaşmaz. Sayın Kanadoğlu'nun hangi amaçla, hangi niyetle, hangi endişeyle o sözleri söylediğini bilmiyorum. Ama anayasa değişikliklerini milletvekilleri verir. Parti grupları veya hükümet değil.
Milletvekillerinin yasa teklifi yapmak özgürlüğünü ortadan kaldırmak bir hukuk mantığı açısından veya hukuk devleti olmak özelliği açısından mümkün değildir. Onun için biz bu değerlendirmeyi, Adalet ve Kalkınma Partisi'nin Anayasa Mahkemesi kararıyla, “Cumhuriyet karşıtı eylemlerin odağı olmak” vasfı dolayısıyla Meclis'in yetkilerinin tartışılmasını doğru bulmuyoruz. Milletin iradesi her şeyin üzerinde olmak durumundadır. Milletin iradesinin tecelligahı da TBMM'dir. TBMM'de milletvekillerinin teklifiyle anayasa değişiklik teklifi verilir. Usulüne ve esasa uygun bir düzenleme her halükarda meşrudur."
Başbakan:
Bu meclis Anayasa Değişikliği yapamaz dediler. Neden yapamazmış, yaptı bu değişikliği meclis. Peki hani bu ülkede erkler ayrılığı vardı? 367'nin mucitleri reformların önüne geçmek için yeniden sahne almaya başladı. bu meclisi kim oluşturdu, bu meclisi halk seçmedi mi? Bu meclis uzaydan mı geldi? Sivil dikta tartışması çıkaranlara bakın referanduma da karşı tavır alıyorlar.
Ben her türlü şeyi göze aldım yeterki Türkiye kazansın. Yeter söz milletindir diyen bu millet 2007'de de yeter söz de karar da milletindir diyen halk buna sahip çıkmıştır.
Türkiye hala sivil bir anayasanın hasretini yaşıyor. Bu sıkıntıları aşmak için çalışıyoruz. Biz yetkimizi milletimizden aldık. Biz milletimiz adına adımlar atıyoruz. Hesap vereceğimiz tek yer de millettir. Başkaları başka yerlerden farklı odaklardan dayanak arasın. Ama bizim tek dayanağımız millettir. Önümüze hangi engel çıkarsa çıksın halkımızın desteğiyle aşmaya devam edeceğiz.
Kesinlikle Değişiklik Yapamaz
Milletin ve seçilmişlerin sayısı atanmışların sayısından az olduğundan, millet ve seçilmişler asla anayasıyı değiştiremez, hatta değiştirmeyi bile mevzubais haline getiremezler, isterse sandalye sayısı meclisin 10 katı olsun, Referandum da yapamazlar!
Hele bir denesinler yakamozlar, balyozlar, postalar, panzerler havada uçar. Adı üzerinde mevzubais anayasa olunca diğer yasalar teferruattır, anayasayı da ancak bu vatanın gerçek sahipleri olan burjuva bürokratlar değiştirebilir, isterse sayıları bir kaç kişi olsun!
Ayrıca kurdukları yasalar (onlara göre vahye dayalı olduğundan) beşer değiştiremez, hatta onlara göre din değişir, fakat kendi kurdukları yasalar asla değişemez! Yasaya bakın yasaya... yasamasız yasa...
Mareşallikten, Cumhurbaşkanlığına, Milli şeflikten Milletvekilliğine ne kadar ünvan varsa hepsinin tek sahibi olan İnönü'nün hatıralarından biri:
İkinci İnönü Savaşları sırasında Bursa'dan geriye doğru göçen ve içinde subayların-ailelerinin bulunduğu bir kafileye rastlanır… İsmet Paşa, kafileye nasıl hitap ettiğini anılarında şöyle anlatıyor: "Kafileyi durdurdum. Subayları bir kenara topladım... Dedim ki, içinde bulunduğumuz vaziyeti iyi bilesiniz. Bundan başka subay olarak da yerinizi bilmelisiniz! Padişah düşmanınızdır! Yedi düvel düşmanınızdır! Bana bakın dedim... Kimse işitmesin, MİLLET DÜŞMANINIZDIR!"
(Kaynak: CHP lideri İsmet İnönü'nün Ulus gazetesinde yer alan hatıratından, 17 Mayıs 1968)
Cevap: Bu AKP Anayasa Değişikliği Yapabilir mi?
Anayasa değişikliği paketi Mart sonunda Meclis'te
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa Birliği Reform İzleme Toplantısı'nın ardından açıklamalar yaptı.
Erdoğan, içinde Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) geniş tabana yayılması önerisinin de bulunduğu anayasa değişikliği çalışmalarının kısa vadeli öncelikleri arasında olduğunu söyledi.
Erdoğan, anayasa değişikliği paketinin en geç Mart ayı sonunda Meclis'e sunulacağını belirtti.
http://www.cumhuriyet.com.tr/?hn=118384