Re: Boşnma ile ilgili karar
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
:-) :) Selamlar sayın dardayım. Adalet gelsin de geç gelsin sorun değil. Mayıs ayındaki davanıza da az kaldı sanırım. Hadi hayırlısı. Darısı sizin de başınıza. Sizinde hayırlı haberlerinizi almak isteriz.
Teşekkür ederim deniz abi (!)
Hadi biraz haber vereyim size davamla ilgili olarak. Avukatım hakimin mayıs ayı içindeki duruşmada davayı sonlandırmayı hedeflediğini söyledi.
Bu nedenle dosya içerisinde bulunan e-mail / telefon trafiği / sms bilgileri ve diğer delillerin İletişim Uzmanı bir bilirkişi tarafından incelenmesinin faydalı olacağını belirtti.
Bende adliyeden araştırıp bu konuda otorite olan bir Hocamızı buldum, kendisi ile bu sabah 2 saat istişarede bulunduk. Dosyayı inceledi. Kusur sabit, dosya lehinize dedi. Ben olsam bu davada % 100 sizin haklı olduğunuz kanaatına varırım dedi.
Dosyaynın tekamül ettiğinin mahkemeye bildirilerek dosyanın bilirkişiye gönderilmesini talep edin dedi.
Ama benim daha bitmedik işlerim var. Elde bulunan yaklaşık 45 dakikalık ses kaydı CD sininde dosyaya girmesini istiyorum.
Bu anlamda dava dilekçesinde belirtilen "karşı tarafın delilleri ve iddialarına karşı delil sunma hakkımızı gizli tutuyoruz" ibaresine sığınarak eldeki ses kaydı CD sininde dosyay girmesini sağlamaya çalışacağım.
Şimdi okuyan bir çok kişi "zaten ispatlamışsın ne demeye uğraşıyorsun bu kadar" diyebilir. Şöyle ki... Ayrı yaşadığımız dönem ( 19 ay civarında) içerisinde arkamdan çevrilen entrikalar ile, bana karşı oynana oyunlar ve karalamalar hat safhaya ulaştı. Çamur at izi kalsın ve suçluluk psikolojisi ile yapılan bu eylemlere dur demek gerekiyor. Düşünün ki beni canı kadar seven ve canım kadar sevdiğim kızım benimle 14 aydır görüşmüyor. Sebebi hakkımda yayılan dedikodular ile anne ve annenin yanında olup, annenin yaşadığı bu gayri ahlaki ilişkiye çanak tutanların baskısı. Ben bir yandan EYS (Ebeveyne Yabancılaştırma Sendromunu) nin çocuklar üzerindeki etkilerini bertaraf etmenin yollarını ararken, aman çocuklar etkilenmesin duymasınlar derken çocuklarım bana düşman olarak yetiştiriliyor. Sebep basit. Beni çocuklarımla terbiye etmeye çalışıyorlar. EYS yi kullanan hemen bütün ebeveynlerin de amacı bu zaten.
Son durum bu.. Bu bir gelişme değil elbette.. Ama umut veren hareketler.. Devamı da gelecek sanırım.
Görüşmek üzere..
Re: Boşnma ile ilgili karar
Canınız çok yanmış. Size zarar veren kişilerin yanlarına bırakmamak niyetinde olduğunuz belli. Hakkınızda herşeyin hayırlısı olsun inşallah.
Re: Boşnma ile ilgili karar
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Canınız çok yanmış. Size zarar veren kişilerin yanlarına bırakmamak niyetinde olduğunuz belli. Hakkınızda herşeyin hayırlısı olsun inşallah.
Canım yandı tabii. Ama benim canımın yangını kişisel değil. Aadalet beklentisi. Çocuklarımın yaşadıkları, onlara reva görülen bu statüyü onların adına kabullenmeyişim.
Elbette yanlarına bırakmak gibi bir niyetim yok. Hak eden hak ettiği cezayı hukuksal anlamda çekmeli. Cezaların amacı caydırıcılık değilmidir, Öyle olmalı ki bu anlamda bu tür bir eyleme (sadakatsizliği kastediyorum) tevessül edecek olan birisi varsa en az iki kere düşünmeli. Anlık hevesler, macera arayışları ve kişisel sapkınlıklar nedeni ile başka aileler dağılmasın, başka çocuklar anne yada baba sevgisinden / şefkatinden uzak yetişmesin.
Ve tabii sosyal anlamda mevcut medeni yasanın birileri için beraberlikleri evlilikleri kolay bitirme yöntem ve kolaylıkları ile dolu olmadığı, bu işin hukuksal boyutunun da olduğu, hatta ağır bedeller verildiği bilinmeli. İnsanlar sokak ortalarında, mahkeme kapılarında elinde bıçak - silah can almak yerine, daha medenice ve hukuk yolu ile hak aranabileceğini görmeli.. Örnek olmalı..Hukuk fakültelerinde örnek dava olarak okutulmalı, hukuk kitaplarında yer almalı..
Bilmem anlatabildim mi ?
Re: Boşnma ile ilgili karar
Çok iyi anladım. Amaç intikam değil, hukuk açısından bir örnek olması amacınız.
Re: Boşnma ile ilgili karar
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Çok iyi anladım. Amaç intikam değil, hukuk açısından bir örnek olması amacınız.
İnkar etmeyeceğim tabi içinde intikam da var.. Ama asıl soru şu ?
Neden cezasız kalsın ? Başkaları bu durumdan cesaretlenecek.
Ben sessizce giderek / yada anlaşarak, sadakatsizlik yapana, aileyi dağıtana, yuvayı yıkana, çocukları alana, velayeti alana, nafakayı alana, malı paylaşana, sözde özgür kalana, onursuz ve gayri ahlaki ilişkisine devam edene SPONSOR/FİNANSÖR olmak istemiyorum.
Yarın çocuklarım büyüdüğünde bana bu evliliğin bitiş nedenini sorduğunda ne yanıt vereceğim ? Ben nasıl örnek baba olacağım? "Kuyruğunu bacaklarının arasını sıkıştırıp kaçtın baba, çocuklarının geleceğine sahip çıkamadın, onların hakkını arayamadın, bizi bu gayri ahlaki ve onursuz yaşam biçiminin gölgesinde yaşamaya mahkum ettin. Hangi yüzle şimdi bize hayata dair, doğru dürüst namuslu, şerefli, haysiyetli insan omaya dair ders vermeye kalkıp da ahkam kesiyorsun.." derlerse ne yanıt vereceğim.
Re: Boşnma ile ilgili karar
Mantıklı söze ne denir ki. Bize söz kalmıyor bu yazılanlara. Şimdiki zamanı düşünmek kadar, gelecek zamanı da düşünmek gerek tabi.
Re: Boşnma ile ilgili karar
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Mantıklı söze ne denir ki. Bize söz kalmıyor bu yazılanlara. Şimdiki zamanı düşünmek kadar, gelecek zamanı da düşünmek gerek tabi.
Bakın size canlı bir örnek.. Hani okullarda öğretilir ya "Aile" ...
Oğlum 9 yaşında "Aile" yi öğreniyor. Deniliyorki "Aile toplumun temel taşıdır" "en küçük toplumsal guruptur" "Aile anne - baba ve çocuklardan oluşur"
Bir ders sırasında öğretmen sınıfa bir soru sorup "ailenizden örnek veriniz" diyor. Oğlum cevap vermiyor. Öğretmen soruyor.. "neden cevap vermedin..oysa basit bir soru idi. Her ailede buna ilişkin bir örnek çıkardı" oğlumun yanıtı basit ama can yakıcı.. " bizde aile yok ki öğretmenim. Sizin öğrettiğiniz aile tanımında anne - baba - çocuklar var.. bizim ailemizde baba yok, o nedenle ailede yok"
Düşünün 9 yaşındaki çocuk bile düz mantıkla içinde baba (yada) anne olmayan bir aile tanımını bir bacağı eksik / kırık masa gibi algılıyor. tam değil ve hayatı boyuncada tam olamayacak.
Benim oğlum yarın bir gün kendi çocuklarına babaları ile yaşadığı güzel günlerin ancak 9 yaşına kadar olanını anlatacak. tatillerini / pikniklerini / oyunlarını .. örnekleri çoğaltmak mümkün.
Şimdi 9 yaşındaki bir çocuğa, onun çocuklarını da etkileyecek böyle bir travmayı yada statüyü yaşatma hakkı kim ve hangi ilahi güç tarafından veriliyor bu insanlara. Hangi kudret ve yetki ile kendilerinde bu hakkı/ gücü buluyorlar. Birileri bunu yapan insanlara dur demeli. Bilmem daha fazla anlatmaya gerek kalıyormu ?
Re: Boşnma ile ilgili karar
Yaşayan bilir tabi. En büyük travmayı boşanmalarda çocuklar yaşıyor. Ebebeynlerin bile altından kalkmakta zorlandıkları bir süreci tek başlarına çocukların üstesinden gelmesi mümkün değil tabi. İnternette çocukların boşanma konusunda ebebenylerin nasıl davranması gerektiği yazılır ama uygulamaya gelince uygulayan yok gibi. Toplumsal bir yara. Şu an bitmekte olan bir dizi var, binbir gece diye. Orada KAAN karakterindeki çocuğun asıl babasının ölüp de sonra baba diye yerine koyduğu Onur'a nasıl özlem duyduğunu görüp duruyorum. Çocuk hep baba baba diyip duruyor. Öz babası olmadığı halde. Annenin orada sırf kendisini düşünerek hareket ettiğini görüyorum. Hatta başka boşanmış 2 karakter daha var orada. Şehrazat'ın hayatına giren Engin denilen kişinin eski eşi. Orada da yanlışları görüyorum. Aslında boşanmış ya da boşanma aşamasında olan bir çok ebebeyn bu yanlışları görüyordur. Bu sahneleri izlerken aklıma hep bu boşanmalar ve çocuklar aklıma geliyor.
Acaba diyorum yapımcılar bu konuya eğilseler de boşanmalar ve çocuklarda yarattığı travmayı ele alan dizi ya da diziler yapsalar nasıl olur acaba?
Bu toplumda sosyal yaralara parmak basmak adına dizilerin yapıldığını biliyoruz. Töre cinayetleri ve sıla, anne-baba ilişkileri ve çocuklar duymasın gibi diziler yapıldı. Niye böyle diziler de yapılmasın? Bence çok iyi olur diye düşünüyorum.
Re: Boşnma ile ilgili karar
Alıntı:
denizblk rumuzlu üyeden alıntı
Yaşayan bilir tabi. En büyük travmayı boşanmalarda çocuklar yaşıyor. Ebebeynlerin bile altından kalkmakta zorlandıkları bir süreci tek başlarına çocukların üstesinden gelmesi mümkün değil tabi. İnternette çocukların boşanma konusunda ebebenylerin nasıl davranması gerektiği yazılır ama uygulamaya gelince uygulayan yok gibi. Toplumsal bir yara. Şu an bitmekte olan bir dizi var, binbir gece diye. Orada KAAN karakterindeki çocuğun asıl babasının ölüp de sonra baba diye yerine koyduğu Onur'a nasıl özlem duyduğunu görüp duruyorum. Çocuk hep baba baba diyip duruyor. Öz babası olmadığı halde. Annenin orada sırf kendisini düşünerek hareket ettiğini görüyorum. Hatta başka boşanmış 2 karakter daha var orada. Şehrazat'ın hayatına giren Engin denilen kişinin eski eşi. Orada da yanlışları görüyorum. Aslında boşanmış ya da boşanma aşamasında olan bir çok ebebeyn bu yanlışları görüyordur. Bu sahneleri izlerken aklıma hep bu boşanmalar ve çocuklar aklıma geliyor.
Acaba diyorum yapımcılar bu konuya eğilseler de boşanmalar ve çocuklarda yarattığı travmayı ele alan dizi ya da diziler yapsalar nasıl olur acaba?
Bu toplumda sosyal yaralara parmak basmak adına dizilerin yapıldığını biliyoruz. Töre cinayetleri ve sıla, anne-baba ilişkileri ve çocuklar duymasın gibi diziler yapıldı. Niye böyle diziler de yapılmasın? Bence çok iyi olur diye düşünüyorum.
...... Demek dizi yapılmalı, film yapılmalı, hatta kitap yazılmalı diyorsunuz.. Peki buyrun hodri meydan bu konuyu biraz irdeleyelim. Basit sıradan tespitler..
Bakınız bu toplumda hatta diğer toplumlarda da bu böyle, kimse kendisini aldatılan eşin yada aldatılan yasal eşin yerine koymuyor, koymazda...
hiç kimse bu eylemde aldatılan kişi yerine koymaz kendini. Ya aldatan dır yada 3 ncü kişi kimse kendisini aldatılan yerine koymaz.
.....Aldatılan olmak kötüdür. En berbat şeydir. Anılarımı zorladığımda bende böyle düşünmüşüm.
İşte bu yüzden aldatma olaylarına hep aldatan açısından bakar insanlar. Ya da aldatma eylemindeki diğer kişi ( 3ncü kişi) açısından. Aldatılan pek dikkat çekmez irdelenmez. Onun hislerini konuşmak anlamsızdır. Öncelikle o bu olaydaki gizli suçludur. Herşeye sebep olan odur, olayda ki kötü karakter odur aslında. Hep böyle bilinir. Sessizce gitmesi uzaklaşması hatta mümkünse unutulması istenir.
Öyle ya. O değilmi birlikteliğine yeterince önem vermeyen, sıradanlaştığını göz ardı eden, ilişkisini canlı tutmayı beceremeyen, işi ekmeği ailesi belki kendi dertleri derken , sorunlarını kendi kendine çözmeyle uğraşırken ihmal eden eşini. Eşi bir başkasını seçtiğine göre, aslında sevgisini aşkını kaybetmiş ancak bunu görmezden gelende o değilmi ? Yada hissetmesi uzun zaman aldığı için geç kalan. Dünyanın en kötü kişisidir o en melanet adamı. Hatta çırpınışları bile bir gariptir. Mahallenin delisi ilan edilmiştir bir anda. O andan itibaren herkesin hayatındaki fazlalık o dur. O nedenle de hangi koşullar yada şekilde olursa olsun çekip gitmesi gerekende o dur.
Aldatıldığını öğrenince hissedecekleri de açıktır. Kıskançlık ve nefret. Elindeki yasal ve sosyal açıdan en geçerli silahı kullanacak duyguların en kutsalı olan aşka ve sevgiye hatta karşı cinse karşı savaş açacaktır. Bu da son derece normaldir.
Farkına bile varmadan toplum "öteki kişi rolünü" aldatılan kişiye verir. O artık fazlalıktır. Hayasızca, ahlaksızca densizce, onursuzca, gurursuzca gayri dürüstçe yaşananların karşısında "öteki kişi" rolünü biçtiği bu kişiden yani yasal eşten, (yaşananlara saygı duymasını yada duymasa da zaten onun duygularının hislerinin hissettiklerinin kimsenin umurunda olmayacağına göre) aradan çekilmesini diler insanlar. Onlara göre onurlu ve erdemli olan da budur.
Yasal eşe, yani aldatılan kişiye biraz daha insaflı davrananlar ise onun kendini suçladığını, kişisel özelliklerine, duygularına, yaşadıklarına haksız yüklemeler yaptığını, kendini yalnız ve çirkin hissettiğini, düşünür ve içten içe ona acır.
Bazıları daha da ileri gider. Ahkam keserler. Mutluluğun onun da hakkı olduğunu, aslında aldatanın aldandığını, "iyiler hep kazanır" ilkesine göre, aldatılan eşinde yaşananlardan sonra yeni bir hayat için fırsat yakaladığını, sonunda en mutlu olanın o olacağını savunur.
Adalet yerini bulacaktır, aldatan bir gün pişman olacaktır. Geri gelecektir. Ama iş işten geçecektir. Eski kafalılar ve dostları tartışmasız aldatılan eşin yanındadır. Onlar kimin ne hissettiği ile hiç ilgilenmezler. Korunması gereken kutsal bir kurum vardır ortada AİLE. Onların derdi dağılan bu ailedir. Acıdıkları ise aile kavramı içindeki masum insanlardır. Yani çocuklar.
Ve arkadaşları acılıdır. Tecrübelerini paylaşırlar onunla. Bazıları için ise sadece iyi bir hikaye kaynağıdır aldatılan. İçi doludur, kin kusuyordur, böyle durumlarda tamamen yalnızdır. Dünya yıkılmış o altında kalmış gibi hissediyordur. Duvarlar üzerine kapanıyordur. Olan bitenle ilgisi yoktur. Acılarına yüreğindeki sancılara odaklanmıştır. Kendisine yapılan haksızlığamı yansın, yalnız kalmış onamı yansın. Hayata dair ne varsa ellerinden akıp gidiyordurdur. Elinden bir şey gelmiyordur. Dostum dedikleri sırtından hançerlemiştir onu. Tek haksızlık eden aldatan değildir. Dostlarıda terketmiştir onu. Çünki o başarısızlığın göstergesi, yıkılmışlığın timsalidir. Kötü örnektir. Ve yalnız kalmaya da mahkumdur."
Konuşacak dertleşecek birilerini arar hep yanında. Hatta sokakta dalgın dalgın yürürken birisi deseki ” hayırdır dertli gibisin bir sıkıntınmı var” neredeyse balıklama atlar sohbete “aman ben yandım, ben bittim perişanım aldatıldım” diyecek kadar konuşmaya hasrettir aslında. Ve çaresizce sarılır kendisine “neyin var?” diyenin eline....
İşte aldatılan yasal ve mağdur eşe biçilen rol ve yaşadıkalrı bunlar. Kitapları / filmleri / dizileri irdeleyin. yasal ve aldatılacak eş uvertür rolde biridir. Daha filmin başı, dizinin başı, kitabın başında bir şekilde siliniverir sahneden. Söylermisiniz hangi film, hangi diz, hangi kitap aldatılan eşin mücadelesi üzerine kuruludur yada yazılmıştır. Bu ülkede en fazla satan kitaplardan birisi olan ALDATMAK.. okuyanlar olmuştur. Onda bile aldatmanın manevi hazzı annaltılır. kendi içlerindeki çelişki yada mücadele.. ama her ne hikmetse yasal eşlerden bahsedilmez..
Szin bu dediğiniz dizileri yapmak yürek tabii para ister. Kim seyreder söylermisiniz. Entrikalarla dolu vurdulu krıdılı diziler filmler dururken, yıkılan yuvaların, dağılan ailelerin, acı çeken EYS ye kurban edilen çocukların ve aldatılan yasal eşlerin dramlarını.. Ve söylermisiniz hangi kanal yayınlar bu dizileri, filmleri yada hangi yayınevi yayınlar bu kitapları..
Sevgili Ahmet ALTAN "ALDATMAK" dedi.. Kitabı onlarca baskı yaptı. Hadi bende yazayım bir kitap adı da "ALDATILMAK" olsun. Kaç kişi okur. Kim o kitapta / öyküde adı geçen kahramanın (!) yerine kendini koyarak huşu içerisinde okur.
Bırakın sokaktaki insanı.. Kaç hakim kendisini yasal ve mağdur eşin yerine koyarak kararveriyor. "Bu benim başıma gelseydi ne yapardım" diyor..
Re: Boşnma ile ilgili karar!!!!
Alıntı:
dardayım rumuzlu üyeden alıntı
Yok dostum bu Beşeri adalet.. Hayırlı olsun. Senin namına güzel bir karar sevindim.. Darısı d,iğer mağdur arkadaşlarımızın başına diyelim..
Saolasın dardayım,umarım senin ve diğer mağdur arkadaşlarımız içinde en hayırlı kararlar alınır.Sorularıma net bi cevap alamadım,kararın kesinleşip gelmesi (tahminen) ne kadar sürmektedir? Karar kesinleşmeden temmuz ayında (1 ay) ve hafta sonları çocuğumu (yatılı) alabilirmiyim?