Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1059
K. 2005/3883
T. 28.2.2005
• HACİZ UYGULAMA MECBURİYETİ ( İcra Müdürünün - Haciz Uygulanması İstenen Adresin Borçluya Ait Olmadığı Yönündeki Gerekçeyle Haciz Talebinin Reddedilemeyeceği )
• ŞİKAYET ( İcra Müdürünün Haciz Uygulama Mecburiyeti - Haciz İstenen Adresin Borçluya Ait Olmadığı Yönündeki Gerekçeyle Haciz Talebinin Reddedilemeyeceği )
• İCRA MÜDÜRÜNÜN HACİZ UYGULAMA MECBURİYETİ ( Haciz Uygulanması İstenen Adresin Borçluya Ait Olup Olmadığının İcra Memuru Tarafından Araştırılamayacağı )
2004/m.79/1,85/1
ÖZET : Gerek İİK.nun 79. maddesinde, gerekse 85. maddesinde yer alan ifadelerden ortaya çıkan sonuç, İcra Müdürüne haciz uygulanması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. İcra müdürünün haciz uygulamasından sonra 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmaları mümkündür. İcra mahkemesinin kararında yer alan ve haciz istenen adresin, borçluya ait olmadığı yönündeki gerekçe, istihkak davası sırasında tartışılacak hususları içermektedir. O halde, şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan Devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, sözkonusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara İcra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İcra Dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. ( madde 79/1 ) İcra Müdürlüğünce, ( borçlunun kendi yedinde veya 3. şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana alacak, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı ) haczedilecektir. ( madde 85/1 )
Gerek İİK.nun 79. maddesinde, gerekse 85. maddesinde yer alan ifadelerden ortaya çıkan sonuç, İcra Müdürüne haciz uygulanması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. ( HGKnun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-202 E. 2004/196 K. )
İcra Müdürünün haciz uygulamasından sonra 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmaları mümkündür. İcra Mahkemesinin kararında yer alan ve haciz istenen adresin borçluya ait olmadığı yönündeki gerekçe, istihkak davası sırasında tartışılacak hususları içermektedir. O halde, şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 28.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
Son gönderdiğim içtihatla da,kendimi, hem soruyu yönelten arkadaşımızın sorusuna kanuna dayanarak bir cevap vermiş, hemde siz meslektaşlarıma bir cevap vermiş kabul ediyorum...Saygılarımla :) :) :) :)
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2000/4147
K. 2000/4899
T. 6.6.2000
• MEMURA MUKAVEMET ( Sanığın Haczi Engellemek için İcra Memuruna Direnmesi )
• GÖREVLİYE ETKİN DİRENME ( Sanığın Haczi Engellemek için İcra Memuruna Direnmesi )
• AVUKATI SÖVÜP TEHDİT ETMESİ ( Sanığın İcra Memuruna Yardım Eden Durumunda Olmayan Alacaklı Vekili Katılan Avukata da Sövüp Tehdit Etmiş Bulunduğundan Bu Suçtan Ayrıca Cezalandırılması )
765/m.258
ÖZET : Sanığın, haczi engellemek için icra memuruna direnmesinden başka, icra etkinliğinde ona yardım eden durumunda olmayan alacaklı vekili katılan avukata da sövüp tehditte bulunduğunun anlaşılması karşısında, bu suçtan ayrıca cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
DAVA : Görevliye etkin direnme suçundan sanık Remzi I. hakkında TCY. nın 258/1-4. maddeleri uyarınca sanığın 6 ay hapis cezasıyla hükümlülüğüne, verilen cezasının düşmesine ilişkin KESTEL Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 1998/136 Esas,1999/22 Karar sayılı ve 2.3.1999 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi katılan Rüştü S. tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C.Başsavcılığının 19.4.2000 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 1.5.2000 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası,başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; sanığın haczi engellemek için icra memuruna direnmesinden başka, icra etkinliğinde ona yardım eden durumunda olmayan alacaklı vekili katılan avukata sövüp tehditte bulunduğunun da anlaşılması karşısında, bu suçlardan da ayrıca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yasal olmayan gerekçe ile bu eylemlerin direnme suçunun içinde kaldığının kabul edilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve katılan Rüştü S'nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 6.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu da, borçlunun avukatı haciz mahaline alıp almamasının keyfiyetine kalmadığına dair bir karar :)
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2000/4147
K. 2000/4899
T. 6.6.2000
• MEMURA MUKAVEMET ( Sanığın Haczi Engellemek için İcra Memuruna Direnmesi )
• GÖREVLİYE ETKİN DİRENME ( Sanığın Haczi Engellemek için İcra Memuruna Direnmesi )
• AVUKATI SÖVÜP TEHDİT ETMESİ ( Sanığın İcra Memuruna Yardım Eden Durumunda Olmayan Alacaklı Vekili Katılan Avukata da Sövüp Tehdit Etmiş Bulunduğundan Bu Suçtan Ayrıca Cezalandırılması )
765/m.258
ÖZET : Sanığın, haczi engellemek için icra memuruna direnmesinden başka, icra etkinliğinde ona yardım eden durumunda olmayan alacaklı vekili katılan avukata da sövüp tehditte bulunduğunun anlaşılması karşısında, bu suçtan ayrıca cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
DAVA : Görevliye etkin direnme suçundan sanık Remzi I. hakkında TCY. nın 258/1-4. maddeleri uyarınca sanığın 6 ay hapis cezasıyla hükümlülüğüne, verilen cezasının düşmesine ilişkin KESTEL Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 1998/136 Esas,1999/22 Karar sayılı ve 2.3.1999 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi katılan Rüştü S. tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C.Başsavcılığının 19.4.2000 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 1.5.2000 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası,başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; sanığın haczi engellemek için icra memuruna direnmesinden başka, icra etkinliğinde ona yardım eden durumunda olmayan alacaklı vekili katılan avukata sövüp tehditte bulunduğunun da anlaşılması karşısında, bu suçlardan da ayrıca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yasal olmayan gerekçe ile bu eylemlerin direnme suçunun içinde kaldığının kabul edilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve katılan Rüştü S'nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 6.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/1059
K. 2005/3883
T. 28.2.2005
• HACİZ UYGULAMA MECBURİYETİ ( İcra Müdürünün - Haciz Uygulanması İstenen Adresin Borçluya Ait Olmadığı Yönündeki Gerekçeyle Haciz Talebinin Reddedilemeyeceği )
• ŞİKAYET ( İcra Müdürünün Haciz Uygulama Mecburiyeti - Haciz İstenen Adresin Borçluya Ait Olmadığı Yönündeki Gerekçeyle Haciz Talebinin Reddedilemeyeceği )
• İCRA MÜDÜRÜNÜN HACİZ UYGULAMA MECBURİYETİ ( Haciz Uygulanması İstenen Adresin Borçluya Ait Olup Olmadığının İcra Memuru Tarafından Araştırılamayacağı )
2004/m.79/1,85/1
ÖZET : Gerek İİK.nun 79. maddesinde, gerekse 85. maddesinde yer alan ifadelerden ortaya çıkan sonuç, İcra Müdürüne haciz uygulanması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. İcra müdürünün haciz uygulamasından sonra 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmaları mümkündür. İcra mahkemesinin kararında yer alan ve haciz istenen adresin, borçluya ait olmadığı yönündeki gerekçe, istihkak davası sırasında tartışılacak hususları içermektedir. O halde, şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Haciz, cebri icra organı tarafından yapılan Devlete ilişkin bir hakimiyet tasarrufu olup, icra takibinin konusu olan belli bir para alacağının ödenmesini sağlamak için, bu yolda istemde bulunan alacaklı lehine, sözkonusu alacağı karşılayacak miktar ve değerdeki borçluya ait mal ve haklara İcra memuru tarafından hukuken el konulmasıdır. İcra Dairesinin, haciz talebinden itibaren en geç 3 gün içinde haczi yapması gerekir. ( madde 79/1 ) İcra Müdürlüğünce, ( borçlunun kendi yedinde veya 3. şahısta bulunan menkul malları ile gayrimenkullerinden ve alacak ve haklarından alacaklının ana alacak, faiz ve masraflar da dahil olmak üzere bütün alacaklarına yetecek miktarı ) haczedilecektir. ( madde 85/1 )
Gerek İİK.nun 79. maddesinde, gerekse 85. maddesinde yer alan ifadelerden ortaya çıkan sonuç, İcra Müdürüne haciz uygulanması konusunda bir takdir yetkisi tanınmadığıdır. ( HGKnun 31.03.2004 tarih ve 2004/12-202 E. 2004/196 K. )
İcra Müdürünün haciz uygulamasından sonra 3. kişilerin istihkak iddiasında bulunmaları mümkündür. İcra Mahkemesinin kararında yer alan ve haciz istenen adresin borçluya ait olmadığı yönündeki gerekçe, istihkak davası sırasında tartışılacak hususları içermektedir. O halde, şikayetin kabulü yerine reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK 428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 28.02.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
Alıntı:
av-muge rumuzlu üyeden alıntı
T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2000/4147
K. 2000/4899
T. 6.6.2000
• MEMURA MUKAVEMET ( Sanığın Haczi Engellemek için İcra Memuruna Direnmesi )
• GÖREVLİYE ETKİN DİRENME ( Sanığın Haczi Engellemek için İcra Memuruna Direnmesi )
• AVUKATI SÖVÜP TEHDİT ETMESİ ( Sanığın İcra Memuruna Yardım Eden Durumunda Olmayan Alacaklı Vekili Katılan Avukata da Sövüp Tehdit Etmiş Bulunduğundan Bu Suçtan Ayrıca Cezalandırılması )
765/m.258
ÖZET : Sanığın, haczi engellemek için icra memuruna direnmesinden başka, icra etkinliğinde ona yardım eden durumunda olmayan alacaklı vekili katılan avukata da sövüp tehditte bulunduğunun anlaşılması karşısında, bu suçtan ayrıca cezalandırılması gerektiğinin gözetilmemesi hatalıdır.
DAVA : Görevliye etkin direnme suçundan sanık Remzi I. hakkında TCY. nın 258/1-4. maddeleri uyarınca sanığın 6 ay hapis cezasıyla hükümlülüğüne, verilen cezasının düşmesine ilişkin KESTEL Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 1998/136 Esas,1999/22 Karar sayılı ve 2.3.1999 tarihli hükmün temyiz yoluyla incelenmesi katılan Rüştü S. tarafından istenilmiş ve temyiz edilmiş olduğundan; Yargıtay C.Başsavcılığının 19.4.2000 tarihli bozma isteyen tebliğnamesiyle 1.5.2000 tarihinde daireye gönderilen dava dosyası,başvurunun nitelik ve kapsamına göre görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak; sanığın haczi engellemek için icra memuruna direnmesinden başka, icra etkinliğinde ona yardım eden durumunda olmayan alacaklı vekili katılan avukata sövüp tehditte bulunduğunun da anlaşılması karşısında, bu suçlardan da ayrıca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yasal olmayan gerekçe ile bu eylemlerin direnme suçunun içinde kaldığının kabul edilmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve katılan Rüştü S'nın temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 6.6.2000 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bu da, borçlunun avukatı haciz mahaline alıp almamasının keyfiyetine kalmadığına dair bir karar :)
Bu Karar Avukatın Haciz mahaline gireceği husustaki hakkının olduğunu ve yetkisinin bulunduğunu desteklemez. Kararı birdaha gözden gecirmenizi öneriyorum.
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
Alıntı:
esmerman rumuzlu üyeden alıntı
Bu Karar Avukatın Haciz mahaline gireceği husustaki hakkının olduğunu ve yetkisinin bulunduğunu desteklemez. Kararı birdaha gözden gecirmenizi öneriyorum.
Sayın esmerman, mesleğiniz nedir bilemiyorum ancak; bir avukat haciz mahalinde iken , avukatlar kanunu gereği, kendisine yapılan tüm hakaret ,mukavemet vs..gibi hareketler , hakim ve savcılara yapılmış hareketlerle bir tutulur ve buna göre cezalandırılır. Dolayısıyla borçlunun haciz mahaline avukatı sokmama gibi bir lüksü kesinlikle ve kesinlikle yoktur. Lütfen insanları bu şekilde cesaretlendirip yanlış bilgilendirmeyiniz. Haciz mahaline borçlu bir avukatı sokmaz ise, avukatın talebi ile memur borçluyu dışarı çıkartır hatta daha da ileri gider ise mukavemeti haciz zaptına geçirir. Daha önce de yolladığım kararları okur iseniz, memurun taleple bağlı olduğunu öğreneceksiniz. Alacaklı vekilinin talebi olmadan memur haciz ve muhafaza işlemi yapamaz.Uygulamaya gelince, hiç bir haciz mahalinde, borçlunun avukatı dışarı ataması mümkün değildir, aksine avukat memura talep eder, memur polis marifeti ile borçluyu dışarı çıkartır . Hangi malın haczedilip haczedilmeyeceğine memur karar veremez. Alacaklı vekili talep eder, memur haczeder. Dolayısıyla avukat olmadan memurun içeride kafasına göre haciz yapması mümkün değildir. Lütfen yargıtay kararlarını okuyarak bu konuda bilgi edininiz.
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
T.C.
YARGITAY
4. CEZA DAİRESİ
E. 2002/20854
K. 2003/1152
T. 24.3.2003
• AVUKATLARA KARŞI İŞLENEN SUÇLAR ( Hacze Gelen Avukata Sövüp Tehdit İle Haczi Engelleme - Avukatların Memur Sayılması/Tek Suç Oluşacağı )
• GÖREVLİYE ETKİN DİRENME ( Hacze Gelen Avukata Sövüp Tehdit İle Haczi Engelleme - Avukatların Memur Sayılması/Tek Suç Oluşacağı )
• GÖREVLİ AVUKATA SÖVMEK ( Hacze Gelen Avukata Sövüp Tehdit İle Haczi Engelleme - Avukatların Memur Sayılması/Tek Suç Oluşacağı )
• HACZİ ENGELLEME ( Avukata Sövüp Tehdit İle - Avukatların Memur Sayılması/Tek Suç Oluşacağı )
765/m.258/2, 266/3,269
1136/m.2, 57
ÖZET : Avukatlık Yasası'nın 57. maddesi uyarınca görev sırasında avukatlara karşı işlenen suçlarda avukatların memur sayılması, aynı Yasanın 2. maddesi gereği avukatların esasen yargı kurumlarının yardımcısı olması ve görevde avukata yönelik hareketlerin ayrı bir suç oluşturmadığı, hacze gelen avukata sövüp, tehdit ile haczi engellemede eylemin kamu yönetimine karşı ve kamu görevini engelleme amacıyla işlenmesi nedeniyle bütünüylc TCY'nın 258/2. maddesine uyan tek suç oluşturduğu gözetilmelidir.
DAVA : Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
KARAR : Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Sanığın, evine hacze gelen alacaklı vekili katılan avukata, haciz yapıldığı sırada, önce sövüp, silah sayılan kırık bardakla ( ben burada haciz yaptırmam, eşya da götürtmem, seni öldürürüm ) diyerek tehdit etmesi ve daha sonra bıçakla yaralamaya kalkışması, bu kez duruma müdahale eden icra müdürüne de silahla saldırması üzerine anılanların haczi gerçekleştiremeden kaçmaları eyleminde, katılanın Avukatlık Yasanın 57. maddesi uyarınca kendisine karşı işlenen suçlardan memur sayılması ve aynı Yasanın 2. maddesine göre avukatın esasen yargı kurumlarının yardımcısı olması ve Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.11.2002- 279/406 sayılı kararı karşısında, avukata yönelik hareketlerin ayrı bir suç oluşturmadığı, eylemin kamu yönetimine karşı ve Kamu görevini engelleme amacıyla işlenmesi nedeniyle bütünüyle TCY.nın 258/2, maddesine uyan tek suç oluşturduğu gözetilmeden, aynı Yasanın 266/3, 269, 258/2. maddeleriyle hükümler kurulması,
2- Kabule göre; TCY.nın 266/3. maddesiyle verilen 6 aylık hapis cezası, aynı Yasanın 269. maddesiyle bir misli artırılırken, sonuç cezanın 12 ay yerine, 1 yıl olarak fazla belirlenmesi,
SONUÇ : Yasaya aykırı ve sanık Ramiz müdafiinin temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki onama düşüncesinin reddiyle ( HÜKÜMLERİN BOZULMASINA ), yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 24.3.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
bu kararı da okur iseniz avukata karşı işlenen suçların , görevli memura karşı işlenmiş sayılacağını anlarsınız. Borçlu nasıl ki icra memurunu içeri almadığı durumda mukavemet suçu oluşur ise avukat için de bu geçerlidir.
Re: eski eşim ve üvey kızıma haciz
Alıntı:
Av.Özden Müge Kırkımcı rumuzlu üyeden alıntı
Sayın esmerman, mesleğiniz nedir bilemiyorum ancak; bir avukat haciz mahalinde iken , avukatlar kanunu gereği, kendisine yapılan tüm hakaret ,mukavemet vs..gibi hareketler , hakim ve savcılara yapılmış hareketlerle bir tutulur ve buna göre cezalandırılır. Dolayısıyla borçlunun haciz mahaline avukatı sokmama gibi bir lüksü kesinlikle ve kesinlikle yoktur. Lütfen insanları bu şekilde cesaretlendirip yanlış bilgilendirmeyiniz. Haciz mahaline borçlu bir avukatı sokmaz ise, avukatın talebi ile memur borçluyu dışarı çıkartır hatta daha da ileri gider ise mukavemeti haciz zaptına geçirir. Daha önce de yolladığım kararları okur iseniz, memurun taleple bağlı olduğunu öğreneceksiniz. Alacaklı vekilinin talebi olmadan memur haciz ve muhafaza işlemi yapamaz.Uygulamaya gelince, hiç bir haciz mahalinde, borçlunun avukatı dışarı ataması mümkün değildir, aksine avukat memura talep eder, memur polis marifeti ile borçluyu dışarı çıkartır . Hangi malın haczedilip haczedilmeyeceğine memur karar veremez. Alacaklı vekili talep eder, memur haczeder. Dolayısıyla avukat olmadan memurun içeride kafasına göre haciz yapması mümkün değildir. Lütfen yargıtay kararlarını okuyarak bu konuda bilgi edininiz.
Sayın müge hanım burada konuyu dahıttığınız gibi bazı yetkileride katletmişiniz gibi gördüm.