Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Şimdi İstihbarata neden daldık durduk yere... Şundan dolayı daldık İstihbaratın temeli ''karşı'' her neyse onun hakkında bilgi toplamak demektir. ''karşı''nın zayıf yönlerini zaaflarını hatalarını öğrenmeye çalışır ona göre sistem geliştirirsin...
Şimdi Ergenekon diye adlandırılan ve de ''ismi'' konusunda bile dönüp dolaşıp haklı çıkmaya başladığımız bu günlerde nedense anlamadığım bir tezat var ki kimsecikler gündeme getirmiyor... İşte istihbaratla ilgisi budur...
Şimdi bazı gazetelerde çarşaf çarşaf telefon görüşmeleri yayımlanıyor ''fişlemeler'' gündeme geliyor. Doğrudur yanlıştır o ayrı amma hepsinde tek ortak nokta var '' tüm konuşmalar aleyhte notlar '' birbirleriyle ilgili ''tutanakları , fişlemeleri'' birbiriyle ilgili çıkıp duruyor... Amaçları ''hükümeti'' devirmek olan kişilerin hiç hükümetle ilgili bir bilgileri yok!!!! Ne enteresandır sayfalar dosyalar dolusu dinleme tutanaklarında fişlemelerde AKP aleyhine tek satır yok!!! Örneğin '' X milletvekilinin Y yerde irtica toplantısı yaptığı; şurada şunu yaptı...'' diye tek satır yok!! İstihbaratı sadece kendilerine karşı yapmışlar!! Bunlar devirse devirse kendilerini devirirler bu çalışmayla...
Bu soruşturma başladığından beri aklımda olan bu!! Ne biçim iştir ki Karşıt tarafla ilgili hiç bir bilgi yok aleyhte olan bir değer yok !! Ne biçim iş demek gerekmiyor mu??? Kendisini sitihbaratını yapan bir örgüt !!! Devirmek istediği her ne ise ona karşı bir şey yok !! Demek ki devirmek istedikleri kendileri!!!
Bu öykü biraz da bunun merkezinde kurulacak gelişecek.... Bakalım nerelere gideceğiz... Bende bilmiyorum . İnsanın aklı karışıyor. Belkide diyorum yapılmak istenen bu! Doğrularla yanlışlar içiçe öyle bir sokuldu ki çözümünü istenen konular çözümsüzlüğe doğru gidiyor gibide... Neyse bakalım...
Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi İstihbarata neden daldık durduk yere... Şundan dolayı daldık İstihbaratın temeli ''karşı'' her neyse onun hakkında bilgi toplamak demektir. ''karşı''nın zayıf yönlerini zaaflarını hatalarını öğrenmeye çalışır ona göre sistem geliştirirsin...
Şimdi Ergenekon diye adlandırılan ve de ''ismi'' konusunda bile dönüp dolaşıp haklı çıkmaya başladığımız bu günlerde nedense anlamadığım bir tezat var ki kimsecikler gündeme getirmiyor... İşte istihbaratla ilgisi budur...
Şimdi bazı gazetelerde çarşaf çarşaf telefon görüşmeleri yayımlanıyor ''fişlemeler'' gündeme geliyor. Doğrudur yanlıştır o ayrı amma hepsinde tek ortak nokta var '' tüm konuşmalar aleyhte notlar '' birbirleriyle ilgili ''tutanakları , fişlemeleri'' birbiriyle ilgili çıkıp duruyor... Amaçları ''hükümeti'' devirmek olan kişilerin hiç hükümetle ilgili bir bilgileri yok!!!! Ne enteresandır sayfalar dosyalar dolusu dinleme tutanaklarında fişlemelerde AKP aleyhine tek satır yok!!! Örneğin '' X milletvekilinin Y yerde irtica toplantısı yaptığı; şurada şunu yaptı...'' diye tek satır yok!! İstihbaratı sadece kendilerine karşı yapmışlar!! Bunlar devirse devirse kendilerini devirirler bu çalışmayla...
Bu soruşturma başladığından beri aklımda olan bu!! Ne biçim iştir ki Karşıt tarafla ilgili hiç bir bilgi yok aleyhte olan bir değer yok !! Ne biçim iş demek gerekmiyor mu??? Kendisini sitihbaratını yapan bir örgüt !!! Devirmek istediği her ne ise ona karşı bir şey yok !! Demek ki devirmek istedikleri kendileri!!!
Bu öykü biraz da bunun merkezinde kurulacak gelişecek.... Bakalım nerelere gideceğiz... Bende bilmiyorum . İnsanın aklı karışıyor. Belkide diyorum yapılmak istenen bu! Doğrularla yanlışlar içiçe öyle bir sokuldu ki çözümünü istenen konular çözümsüzlüğe doğru gidiyor gibide... Neyse bakalım...
Siz Ergenekon ile ilgili bazı haberleri görüp diğerlerini görmediğiniz için bu şekilde konuşmanız doğal.
Ergenekon dosyalarında Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan dahil pek çok kişi için suikast planları, bu kişilerin kişisel bilgileri, hükümet üyeleri ve milletvekilleri hakkında toplanmış kişisel bilgiler vs. de var. Alevi, Ermeni ve Rum cemaat önderlerine karşı ortalığı karıştırmak için suikast planları da var.
Bunların yanı sıra Ergenekonculara destek olmayan Genelkurmay Başkanları Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt aleyhindeki kampanyalar da biliniyor.
Adres olarak Utah koduyla F tipi yapılanmanın suçlandığı Büyükanıt'a karşı iftira kampanyasının aslında Jandarma'daki E tipi yapılanmanın işi olduğuna dair kanıtlar var, ERuygur ve ERsöz'ün evlerinden elde edilen kanıtlara göre.
Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Ergenekoncuların bu konudaki stratejilerinden ufak bir kesit:
Cumhuriyet Çalışma Grubu, AK Parti'nin oylarını nasıl düşürebilirim hesabını yapıyor. Ergenekon ek klasörlerinde yer alan onlarca belgeden birinde şu ifadeler yer alıyor:
"3 Kasım 2002 seçimleri değerlendirildiğinde, AKP'nin birinci parti olarak çıktığı 57 ilden sadece birinde DYP+ANAP'ın AKP'yi geçtiği, 9 ilde de, MHP ile seçim ittifakı yapılması halinde AKP'nin önüne geçildiği, diğer 47 ilde AKP'ye asgari % 10 oy kaybettirecek bir uygulamanın kaçınılmaz olduğu görülmektedir. Bu maksatla Ali Müfit Gürtuna DYP'ye angaje edilmeli, Ankara'da Melih Gökçek ile Tayyip Erdoğan arasındaki güvensizlik ortamından istifade edilerek, Gökçek saf dışı bırakılmalı ve Turgut Altınok DYP'ye angaje edilmeli. Tayyip Erdoğan, laiklik ve dinsel temelli argümanlar yerine, başka konularla yıpratılmalı; etnik köken ayırımcılığı yapması ve gayriahlâki tutum ve davranışları kullanılarak kamuoyunda küçük düşürülmeli."
Bu sadece bir örnek. Onlarcası var.
Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Basın fotoğrafı
Ergenekon adı verilen soruşturma, Ümraniye’de bulunan bir sandık bombayla başlar... Dallanır budaklanır bugünlere gelir.
O bombaların sahibi olduğu iddia edilen Ergenekon davasının tutuklu sanığı Oktay Yıldırım, önceki günkü duruşmada çok çarpıcı bir CD izlettirdi mahkeme heyetine... Polisin 2007 Haziran’ında çektiği ve kendi aralarında yaptıkları konuşmaların yer aldığı CD’de inanılmaz sözler vardı. Örneğin soruşturma henüz Ergenekon adını almamışken bir polis Ergenekon’dan söz ediyordu. Bir başkası tutanağı bilgisayarda yazan arkadaşını, “Adam diyecek ki çatıya bilgisayar mı çıkardın?” diye uyarıyordu. Böylece tutanağın bombaların bulunduğu bildirilen evdeki çatı katında değil daha önce karakolda tutulduğu izlenimi doğuyordu. Nitekim karakoldaki tutanakta saat 19.40, evdeki tutanakta 20.30 olarak kaydedilmişti. Mahkeme incelenmesi için kaseti Adli Tıp’a gönderdi.
Bu haber önceki gün Milliyet, Cumhuriyet, Hürriyet gibi gazetelerde yer aldı.
Çok ilginçtir... Her gün Ergenekon soruşturmasıyla ilgili sayfalarca haber üreten ve yargısız infazda bulunan yandaş basın, Sabah ve Taraf dahil, bu kritik habere tek satır yer vermedi... Olay, basının bu kanadının tek bir merkezden yönetildiği kuşkusunu doğuruyor. Tablo kuşkusuz görünenden daha karanlık.15/Mayıs/2009 Melih Aşık Milliyet
Soru: Cumhuriyet mitinglerinden kimler rahatsız olur?
Yanıt: Cumhuriyet karşıtları...
Haldun Ertem
Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Alıntı:
mehmet emin sezen rumuzlu üyeden alıntı
O bombaların sahibi olduğu iddia edilen Ergenekon davasının tutuklu sanığı Oktay Yıldırım, önceki günkü duruşmada çok çarpıcı bir CD izlettirdi mahkeme heyetine...
(...)
Soru: Cumhuriyet mitinglerinden kimler rahatsız olur?
Yanıt: Cumhuriyet karşıtları...
Haldun Ertem
Sondan başlayalım. Haldun Ertem imzalı çıkarsamanın Hz. Ali'ye karşı Muaviye'nin ordusunun mızraklarının ucuna Kuran yaprakları geçirmesinden bir farkı yok. Amr Bin As, Kuran yapraklarının ardına saklanmıştı, bunlar cumhuriyetin ardına saklanıyorlar.
(PS: Cumhuriyet mitinglerine katılmayanları Cumhuriyet karşıtı olarak ilan etmedikleri sürece ne bu mitinglere, ne de cumhuriyet mitingi denmesine karşıyım. Daha önce dediğim gibi başkalarını vatan haini ilan edenden başka vatan haini tanımam, başkalarını cumhuriyet düşmanı ilan edenden başka cumhuriyet düşmanı da bilmem.)
Gelelim Oktay Yıldırım'ın mahkemeye sunduğu CD'ye... Deliller dosyasına savcıların sunduğu her türlü delile şüpheyle bakanların, sulandırmaya çalışanların uzun bir aradan sonra bu CD'ye mal bulmuş mağribi gibi sarılmalarındaki tezatın farkında değil misiniz?
Sanıkların aleyhine sunulan ses kayıtları vs.'nin düzmece/montaj olduğuna inanıyorsunuz da bir sanığın sunduğu CD'nin gerçekliğine nasıl bu kadar çabuk inanıyorsunuz?
En azından eşit oranda şüpheyle yaklaşmak gerekmez mi?
Yasemin Baradan'ın yurtdışı kayıtlarının sızdırılması üzerine kıyameti koparanlar, polisler arasında geçtiği iddia edilen konuşmaların kaydedilmesi konusunda ne düşünüyorlar merak ediyorum.
Oktay Yıldırım'ın ilk el bombalarının bulunduğu yer.
Elif Şafak ve Perihan Mağden'in yargılandığı mahkemeleri basan ulusalcı provokatörlerin başında Kemal Kerinçsiz ve Oktay Yıldırım'ın bulunduğu da bir iddia değil, somut bir gerçek olarak biliniyor.
Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Siz Ergenekon ile ilgili bazı haberleri görüp diğerlerini görmediğiniz için bu şekilde konuşmanız doğal.
Ergenekon dosyalarında Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan dahil pek çok kişi için suikast planları, bu kişilerin kişisel bilgileri, hükümet üyeleri ve milletvekilleri hakkında toplanmış kişisel bilgiler vs. de var. Alevi, Ermeni ve Rum cemaat önderlerine karşı ortalığı karıştırmak için suikast planları da var.
Bunların yanı sıra Ergenekonculara destek olmayan Genelkurmay Başkanları Hilmi Özkök ve Yaşar Büyükanıt aleyhindeki kampanyalar da biliniyor.
Adres olarak Utah koduyla F tipi yapılanmanın suçlandığı Büyükanıt'a karşı iftira kampanyasının aslında Jandarma'daki E tipi yapılanmanın işi olduğuna dair kanıtlar var, ERuygur ve ERsöz'ün evlerinden elde edilen kanıtlara göre.
Sizle muhattap olarak konuyu karıştırıp ilgisiz yerlere gitmemek için ( Öykü) yazarak başladım amma görünen o ki oda olamadı... Neyse bu seferlik geçmişin ''hatırına binaen'' bir yanıt vereyim...
İstihbarat ve İKK ile ilgili kısacık bilgi verdim. İşin kaçırılmaması gereken özü için... Onları dikkatli okuyarak BİR KEZ OLSUN ANLAMAYA ÇALIŞIN...
Seda hanım ;
Sanırım 25 yaşlarında İzmir de yaşayan eğitimine devam eden hukuka ilgi duyan ancak hukuk alanında eğitim yapmayan sevimli bir kızsınız... Yazdıklarınızın istihbarat sonucu bence budur... sorsalar böyle yazarım.. sdt y de seda yapan gene bendim... yazılarınız ''kızsal'' içerik taşıyor satır aralarında... hatta bazı yorumlar da size ait değil... Öyle okurum ben... Hatalı yerleri düzeltin...
Aslında yazdığınız bölümler yani..''Abdullah Gül ve Tayyip Erdoğan dahil pek çok kişi için suikast planları, bu kişilerin kişisel bilgileri, hükümet üyeleri ve milletvekilleri hakkında toplanmış kişisel bilgiler vs. de var. Alevi, Ermeni ve Rum cemaat önderlerine karşı ortalığı karıştırmak için suikast planları da var.''
ve diğerleri İSTİHBARAT değil İKK dır... Akıllı göz bunu yakalar... Türkiye'nin en gizli planı yani ''Çakmak harekat planı '' yani ''en üst savaş hazırlık planı'' bunlarla doludur. Yani olay sizin dediğinizin tam tersidir. Bu konuya daha sonra gelecektik ama sayenizde erken gelmiş olalım...
Karşı tarafın ,düşmanın ( Burada ergenekon ve AKP) sana vereceği hasara karşı tedbirler sıralanır... Aslında bu Ergenekon un en sonda varacağımız ikinci temelini oluşturmaktadır. Yani planı hazırlayan kendi ''başına'' gelecek saldırıya göre tertip alması esasıdır. Abdullah Gül ve RTE iddianameye göre karşı taraftır... Ergenekon'un bu kişilere suikast yapması üzerine kurulan planlar İKK yı yani RTE ile Abdullah Gül ün hazırladıkları ''savaş senaryosunda'' yer alır bu bu senaryonun AKP tarafından hazırlandığının kanıtıdır. (İstihbarat değerlendirmesine göre....) Dikkat edilirse genelde tüm planlar karşı tarafın ''bir saldırısı'' ile başlar ... Türkiye savaşa bir saldırı sonucu girer... Asla kendisi saldırmaz... Bir daha okuyun bakalım bunu kim kime saldırıyor ve ''harekat '' başlıyor....
Sayın sdt23 ;
Bu tip işler internette bulunan bilgilerle kotarılamaz. Çünkü yazılıp çizilen senaryo ile kişilere biçilen görevler ''internet''te yazmaz. Bunlar genel gerçekler ve sonsuzluğa akıp giden zamanın değerlendirmesiyle süzülüp gelen bilgilerdir. Örneğin 5 DTP linin savcılıktan ''milletvekili olmadan'' önceki suçları ile ilgili ifadelerinin alınması için yazdığı ve gelmezlerse ''polis'' zoru ile götüreleceklerine ilişkin fezlekeye bizzat TBMM si başkanınca verilen ''hukuki '' yanıtın sadece doğruluğunu kabul etmek aslında bir bakıma ''ben ciddi hukuksuzluk''yapıyorum uda kabul etmektir. Amma bunu hiç bir şekilde internet te bulamazsınız... Bilgilerin süzülmesidir bu... Sadece iyi takip edenler sorabilir bunu yahu milletvekili olmadan işlenen suçlardan dolayı madem bu doğal... Neden RTE nin Belediye Başkanı iken açılan ''teşekkül halinde kalpazanlık ve akbil yolsuzluğu'' ile ilgili Üsküdar Ağır Ceza da olan dosyasının ifadesi alınmıyor !!! Niçin bu konudaki tüm sanıklar ya milletvekili ''yapıldı'' yada ''başbakanlıkça'' soruşturma izni verilmedi!!!
İşte siz bu yanıtları bulun hele sonra ergenekon a gelin...
Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
“Balbay’ın Günahı” Güray Öz
Ama benim aklıma asıl takılan Hasan Cemal’in aracılığı, elçiliğiyle Kürt sorununun çözülmesi konusu değil. Böyle çözülemeyeceği gün gibi aşikâr. Kürt sorunu terör örgütü ile pazarlıkla değil, Türkiye’nin kendi Kürtlerinin durumunu, neler istediğini bilerek alacağı kararlarla çözülür. Bunlar için akil adamlara değil, devletin akil olmasına ihtiyaç vardır.
Terör örgütü lideri ile görüşmek, onunla benzer görüşleri savunmak doğal. Memlekette bol miktarda var. Nihayet görüştür. “Terör örgütü lideri ile, şu ya da bu kişi ile görüşülemez” de diyemez hiç kimse. Hele bir gazeteciye asla. Ama...
İşte bundan sonrası biraz can sıkıcı.
Siz terör örgütü lideri ile görüşüyorsunuz. Onunla benzer görüşleri savunuyor ve bunları yayımlıyorsunuz. Taha Akyol’un dediğine göre devlet ricali de sizinle görüşmek istiyor.
Mustafa Balbay ise, zamanın kuvvet komutanlarıyla, yüksek rütbeli askerlerle o gergin günlerin gündemini görüşüyor, görüşmeleri yayımlamış bile değil, ama şimdi“üzerinde oynanmış” dediği gazetecilik notları için yargılanacağı günü bekliyor tutukevinde. Üstelik kimi meslektaşları tarafından hükmü çoktan kesilmiştir.
Biliyorum. Kestirme bir açıklamanız var bu konuda.
“O generaller darbe yapacaklardı. Mustafa da onlarla aynı görüşleri savunuyordu” diyorsunuz. Uyduruyorsunuz, ama sizin görüşlerini “büyük bir görev duygusuyla” aktardığınız terör örgütünün lideri ne yapıyor? Güven Park’ta çiçek mi satıyor?
Ayıp olmuyor mu?
Herhalde olmuyor. Standart çifte olunca ve zaten doğuştan yaralı hukuk değil de kurt siyaseti egemen olunca piyasaya, kimileri öznel olarak herhalde değildirler, ama nesnel olarak gazetecinin olamayacağı, olmaması gereken bir işlevi üstleniyor, devlet elçisi oluyorlar.
Gazeteci Balbay ise devlet tutuklusudur.
Durum bundan ibarettir ve ibretliktir.”
Odatv.com
13 Mayıs 2009
Haberin tamamı:http://www.odatv.com/Medya/cumhuriye...iri-16113.html
Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Sayın sdt23 ;
Bu tip işler internette bulunan bilgilerle kotarılamaz. Çünkü yazılıp çizilen senaryo ile kişilere biçilen görevler ''internet''te yazmaz. Bunlar genel gerçekler ve sonsuzluğa akıp giden zamanın değerlendirmesiyle süzülüp gelen bilgilerdir. Örneğin 5 DTP linin savcılıktan ''milletvekili olmadan'' önceki suçları ile ilgili ifadelerinin alınması için yazdığı ve gelmezlerse ''polis'' zoru ile götüreleceklerine ilişkin fezlekeye bizzat TBMM si başkanınca verilen ''hukuki '' yanıtın sadece doğruluğunu kabul etmek aslında bir bakıma ''ben ciddi hukuksuzluk''yapıyorum uda kabul etmektir. Amma bunu hiç bir şekilde internette bulamazsınız... Bilgilerin süzülmesidir bu... Sadece iyi takip edenler sorabilir bunu yahu milletvekili olmadan işlenen suçlardan dolayı madem bu doğal... Neden RTE nin Belediye Başkanı iken açılan ''teşekkül halinde kalpazanlık ve akbil yolsuzluğu'' ile ilgili Üsküdar Ağır Ceza da olan dosyasının ifadesi alınmıyor !!! Niçin bu konudaki tüm sanıklar ya milletvekili ''yapıldı'' yada ''başbakanlıkça'' soruşturma izni verilmedi!!!
İşte siz bu yanıtları bulun hele sonra ergenekon a gelin...
__________________
Sayın Sdt 23 son hız konulara dalar alıntı yapar kopyalar yapıştırır ama bazen gerçekler tokat gibi olunca kaybolur. Sayın Mehmet Emin Sezen e yanıt verirken hızlıdır. Ama yukarıdaki satırlara ne yanıt versin?
Mahkemeye sunulan bombalarla ilgili CD nin kayıtsız şartsız kabul edildiğini söylüyor. Yoo tam tersi bu ve benzeri belgeler bende şüphe doğuruyor. Bir tezgah kokusu veriyor ama size hiçbir şey vermiyor. Dosyada bulunan belgeler diye insanları yargılama yapmadan suçlayan siz bu ve benzeri belgeler için nedense tek satır yazamayacak hale geliyorsunuz. Kısaca kal geliyor size.
Ben sizin bir misyonunuz olduğuna inanıyorum.
BU konuda bile insanları suçluyorsunuz ama buyrun meydan bu belge için neden yorumunuz yok?
Cevap: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Grizu patlamaları Ergenekon’un işiymiş!
On yıl önceki büyük Körfez depremini, “Gölcük’te içki içen ve fuhuş yapan günahkârlar”a bağlayan zihniyet, Balıkesir’deki son grizu faciasından sonra hortladı...
Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen STV Haber kanalındaki ‘Son Durum’ programının sunucusu Asım Yıldırım, öyle bir yorum yaptı ki izlerken saçımı başımı yolasım geldi!
Aynen şunları söyledi:
“Geçen sene aralık ayında Bursa’da bir maden kazası meydana gelmişti. 19 madencimiz can vermişti. Peki bu olaydan hemen bir gün önce ne olmuştu; bir hatırlayalım. İstanbul’a cumhuriyet savcılarına İbrahim Fırtına, Aytaç Yalman, Özden Örnek gelip ifade vermişlerdi.
Dün gözaltılar oldu, Balyoz Darbe planıyla ilgili... Bugünse ne yazık ki; işte Balıkesir Dursunbey’den gelen böyle bir maden kazası haberi var. Bunların aralarında bir bağlantı var mıdır, yoksa sadece ve sadece tevafuk diyebileceğimiz hadiseler midir, bunu da sizin izanınıza bırakıyoruz.”
***
Yani; sunucu diyor ki, “Grizu faciaları da Ergenekon’un icraatı... Soruşturmaları gölgede bırakmak için, madenleri patlatıyorlar!”
“Uçukluğun ve saçmalığın” bu kadarını ben izanına bırakmaya bile gerek duymuyorum Asım kardeş...
Sadece sana ve senin gibilere “Pes” diyorum...
Gerçekten pes!
http://haber.gazetevatan.com/haber.v...ryid=4&wid=102
Cevap: Re: Ergenekon' a Bir Bakış Açısı ( Öykü)
Alıntı:
commodore1tr rumuzlu üyeden alıntı
Şimdi Sayın Ali Sinkay'ın araya ilave ettiği ileti hariç olmak üzere iki farklı girişi okudunuz ilk giriş sıra no bir deki diğer giriş ise bundan önceki iki iletimin birleşmesidir.
Bilmem izlermisiniz, Pazar sabahları Ruhat Mengi adında (eskiden moda konularında yazan bir kadın iken daha sonra medyanın garip bir şekilde değişmesine parelel olarak kendiside değişerek politik yazılar kaleme almaya başladı) bir gazeteci, "Her Açıdan" adlı bir program yapıyor. Programın adı her açıdan fakat o hanımefendi her konuya tek açıdan bakıyor (kanımca).
Sizde iki farklı görüş sunuyorum dediniz ama ben muhakeme edilebilecek veya birbiri ile ilişkilendirilebilecek iki bakış açısı göremedim. İki farklı bakış diyerek tek bir bakış açısı ile bakıp tek bir sonuç çıkarmak pek objektif bir yaklaşım olmasa gerek.
Selamlar.