yusufdemir55 rumuzlu üyeden alıntı
Daha öncede bahsettiğim gibi, 10 bağımsız bölümden oluşan apartmanımızın, 5 bağımsız bölümü aynı kişiye ait ve bu kişide oldukça problemli biri.
Apartmanımızın yapılışında, her dairenin, balkona bakan mutfak ve salon kapıları ile pencerelerin tamamında panjur vardır ve balkon korkulukları, cam ve boydan boya alemiyum doğramadandır.
Bu kişi, panjur ihtiyacı olmamasına rağmen, dairelerinden ikisinin balkonlarını, 2. bir panjurla boydan boya kapatmış ve balkonlardaki alemiyum doğrama ve camları söktürüp, yerine plastik doğrama (pen) yaptırmıştır.
Yine bu kişi, ortak mallarımız olan iç ve dış merdivenlerde bulunan, parlak alemiyum doğramadan olan korkulukları söktürüp, yerine estetik dışı siyah boyalı demir doğrama taktırmış ve bunları yaptırırkende, mermer ve granitlere zarar vermiştir.
Apartmanımızın girişindeki duvara, ancak bir atelyeye takılabilecek türden, demir doğrama ve camlı bir ilan panosu taktırmış olup, bunun anahtarıda sadece kendisindedir.
Ve yine bu kişi, kendisine ait olan, kendi ikamet ettiği daire ikinin giriş kapısını, diğer kapılardan farklı renkte bir kapı ile değiştirmiştir. Üstelik bu kapı son derece çirkin olup, gelen misafirlerimiz kömürlik kapısı sanmaktadırlar.
5 bağımsız bölümün sahibi olmasınıda, diğer kat maliklerinin aleyhine kullanarak, doğalgaz bağlatılmasına imza vermemek sureti ile mani olmaktadır.
Bu şahıs 78 yaşındadır. Apartmanımızın kırılu olduğu, İzmir Bostanlı'daki arsa, daha önce tamamen kendisine aitmiş. Buralar hızla değerlenince, 5 daire mukabilinde müteahite vermiş ve tabiri caiz ise, diğer kat maliklerine şimdi kan kusturmaktadır.
Neyseki kanun koyucu, bu gibi durumdalarda, kaç bağımsız bölüm sahibi olursa olsun, oylarının toplamı 1/3 ten fazla olamaz diye sınırlama getirmiştir.
Bu şahsın 3 oy hakkı vardır. Daha önce ben yöneticiydim. Ocak aynında yeniden genel kurul yaptık. Genel Kurul ilanını, apartmanın girş kapısına ve asansörde bulunan aynanın üzerine 3 tanık huzurunda astım ve tutanak tanzim ederek, tanıklara imzalattım.
Yaptığımız, olağan genel kuruldur. Ocak ayının ilk haftası çoğunluk toplanamadı. Söz konusu şahısta gelmedi. Genel Kurula katılan 3 kat maliki olarak durumu karar defterine yazdık ve yine ocak ayı içinde olan, alternatif toplantıyı, bir kez daha yinelemiş olduk.
2. toplantıya, bu kişinin dışındaki tüm kat malikleri geldi. Eşim yönetici seçildi, diğer kat maliklerinin biri yönetici yardımcısı, diğeride denetçi seçildi. Bu kişinin, ortak mallarımıza verdiği zararın düzeltilmesi ve masraflarının tendisinden alınması içinde karar aldık. Ancak kısa bir süre sonra bu kişi, noterden bize inanılmaz bir bir yazı gönderdi. "Genel kurulda siz 3 oy aldınız, ben 5 oy aldım, karar defterini ve evrakları bana teslim etmediniz" diye ihtar ediyordu. Bu saçma yazıya cevap bile vermedik.
Şimdide, genel kurul benden habersiz yapıldı, iadeli tahütlü gönderilmedi, arsa payı dikkate alınmadı, diye genel kurulun iptalini talep eden bir dava açtı. Yine bu davada, kendisi tarafından yaptırılan demirler için, "ben 78 yaşındayım, o demirlere tutuna tutuna bir üst kattaki olan oğlumun evine çıkıyorum, o karara mani olunsun" diye, yaşlılığını kullanarak, duygu sömürüsü yapmaktadır. Ve ayrıca, oğlunun yönetici olarak atanmasını talep etmektedir.
Oysaki apartmanımız yeni, asansörüde yeni ve düzenli olarak bakımı yapılmaktadır. Ayrıca, ortak mallarda bizim rızamız olmadan bir değişikliğe, mahkemenin müdahale hakkı olmadığını düşünmekteyim.
Sizlere sorum:
1. Olağan Genel Kurul, yasada belirtildiği gibi, ocak ayında yapılmış ve davacı dışındaki tüm kat malikleri katılmış, toplantıya katılanların oy birliği ile bu kişi aleyhine karar alınmıştır. Genel Kurulun iradesi nettir ve tekrarında, farklı bir sonuç çıkmasıda mümkün değildir. Hal böyle iken genel kurul iptal edilebilirmi?