24 Nisanda soykırım tasarısı Temsilciler Meclisi ne sunulacakya inşallah geçer. Bunlar çocuk mu kandırıyor? Her sene şantajlarından bıktık. O zaman T. Erdoğan'ın "geçirmezseniz namertsiniz." demesini bekliyorum.
Printable View
24 Nisanda soykırım tasarısı Temsilciler Meclisi ne sunulacakya inşallah geçer. Bunlar çocuk mu kandırıyor? Her sene şantajlarından bıktık. O zaman T. Erdoğan'ın "geçirmezseniz namertsiniz." demesini bekliyorum.
Düşünsel bile olsa; İsrail gençliği dahil, tüm dünya insanlarının tepkili olduğu, adına savaş bile denilemeyecek o vahşetin- insanlık suçunun ortağı olmak;
Savunucularının çıkarları doğrultusunda göstermelik bir piyon gibi her dediklerine kafa sallamak; bürokratik olmanın gereği ise, olmaz olsun öyle bürokrasilik…
Konuşturma süresi bir yana, vermiş oldukları “göstermelik söz hakkı” sırasında el-kol hareketleri ile susturmaya çalışmaları da cabası…
O anda alınması gereken en doğru tavırdı; anlıktı, alınması gerekiyordu, alındı… Çok da iyi oldu... Bir bakıma meşru müdafaaydı da diyebiliriz.
Kendini ne sanıyorsa o katil İsrail !!!
Bir kere bizim İsrail ile aynı kefeye konulacak bir yanımız-durumumuz falan da yok; ne alaka bizim Kürt sorunu ile İsrail ile Filistin? !
Adı belirli veya belirsiz terör örgütlerimizin maşallahı da olsa, bizim askerimiz; çoluk çocuk, kadın erkek demeden masum savunmasız insanları katledip, dünya insanlarının gözü önünde kutlama piknikleri düzenleyerek tamtamlar gibi eğlenmemişlerdir. Yavan ekmeğini dahi yakaladığı can düşmanı ile paylaşmıştır, mertçe…
Hiç boşuna bizde var olan etnik bazı kültürel sorunları kendilerine malzeme olarak kullanmaya kalkışmasınlar. Bizdeki sorunlar kendi içimizde / mecliste çözülebilecek durumlardır; tamamen birbirimizi anlayamamaktan kaynaklanıyor olup, çözümsüz sorunlar değildir.
Yineliyorum; askeri gücümüzün sınır dışına çıkmasına bile gerek yoktu, yine yoktur… Canlı tatbikat olarak görülebilir, deneyim olarak görebilir ancak kesinlikle çözüm değildir, kesin çözüm hiç değildir; yararı hiç yok, her açıdan zararı çok çoktur.
İsrail başka yerde arasın kendi gibisini; Türkiye sınır ötesi operasyonunda masum- savunmasız insanları mı vurmuş ki; sizdeki durumlar diyip duruyorlar!
Bu nedenle mi bizdeki bazı kesimler “evet insanlık suçu ama İsrail haklı” diyebiliyorlar?
Eğer bunun içinse, yazıklar olsun derim ben de…
Hele ki içimizdeki bazı İslamcı kesimin Gazze olayını sadece “ İnsanlık ölmüş mü , Müslüman kardeşlerimiz vuruluyor” diye tabir etmeleri de cabası... Demek ki oradaki halk Müslüman olarak bilinmeselerdi İsrail’i hakir görmeyeceklerdi, hiç kusura bakmayın bunun adı da insanlık değil, ( kendi tabirimle) dini ırkçılıktır.
Almanya da hortlamakta olan ırkçılık virüsü ta bize kadar ulaştıysa bilemem tabii ki… Bir bildiğim varsa o da henüz bana kadar ulaşamadığı ve bulaşamayacağıdır.
Perez’in özür dilemesi de tıpkı Gazze halkı için kurduğu göstermelik hastaneden farksız; her türlü kıyımını yap, sonra da göstermelik davranışlar sergile, kim-ler inanır buna?
Başbakanımızın tavrından dolayı gururluyum; inceldiği yerden kopsun, kopacağı varsa boyun eğmekle hiçbir şey değişmeyeceği gibi, hiç değilse başımız dik...
Orta Doğu’da birlik sağlanmalıdır! Batı O.D.'ya üye olmak için sıraya girse daha iyi olmaz mı?
İsrail faşist-katil bir ülkedir başka bir şey değil…
Konukperver özürlülere az bile... Masayı da devirseydi ;) daha bir iyi olurdu ya neyse...
Aslında gereğinden fazla abartıldı bu durum. Ne yani ne yapması bekleniyordu ki...
Bir de sanki savaşa giren bizmişiz de kazanmışız gibi... Sanki İsrail'den de başka türlüsü beklenebilirdi de... Hadi biz abartık, Filistin ve komşu ülkeler memnun kaldı ve abarttı diyelim, tüm dünyaya ne oluyorsa artık...
Basın dünyası işte; ardından tozu -dumanı bırakmadan edemiyormuş demek ki...
Ya da İsrail çok korkulan bir ülke de ben mi bihaberim anlayamadım vallahi... :)
İçeriğine büyük oranda katılmakla birlikte, bu konuşmanın Gazzelilere de bize de bir yararı olmayacağını düşünüyorum. Sinirimizi boşaltık oh oldu.
Ama;
1. Hamas yanlısı (dış basında hep böyle geçmiş. Filistin değil. Bu çok önemli) Türkiye artık barış sürecine katkı yapamayacaktır.
2.Sayın Yükselin belirttiği gibi bu Hamasla masaya oturma ifadesi karşımıza çok kere çıkacaktır. Ancak Erdoğan açısından bu sakıncalı mıdır bilemeyeceğim.
3. Yahudi lobilerini karşımıza almamıza neden olan bu durum, Ermeni meselesinden başka ekonomik ve savunma alanlarında bedelini ödeyeceğimiz bir durumdur.
4. İran ve Gazzeliler dışında destek ve tebrik mesajı alınmaması Türkiye dünyanın neresinde diye hep beraber düşünmemize neden olacaktır. Bence AB için yanıt çok nettir.
Gazze’den Türkiye'ye minnet ve sevgi gösterisi
http://img149.imageshack.us/img149/9382/299660in8.jpg
Önemli olan budur, gerisi yavan...
İşte emperyalizmin yürüttüğü sinsi proje*:
MASUMİYETİN
MAHZUNİYETİN
HAKLILIĞIN
TERÖRİZE EDİLEREK
MANKURTLAŞMIŞ BİR "SÜRÜ" YARATMAK VE
O "SÜRÜ"YÜ ZAHMETSİZ GÜDMEK...
Merak ettiğim bir şey var ve sizlere paylaşmak istiyorum...
Perez'in yaklaşık bir yıl önce yaşanan Kuzey Irak KARA HAREKATImıza gönderme yaparak Sayın Başbakana:
- Sayın Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, bizim üstümüze isabet ettiremeseler de onlarca roket atmalarını biz güvenliğimiz için tehdit sayarız ve ülkemizin güvenliği için DÜNYAnın tepkisi bizi ilgilendirmez. Ben "bazıları" gibi uysal koyun bir vekil değilim...
Dese idi ne olurdu?
Demedi ise, neden demedi?
Malumunuz olduğu üzere
değil isabetsiz roket atmak,
sınırımızı geçip karakollarımızı basıp
onlarca askerimizin canına kıyan PKK'ya karşı,
ağır kış şartlarında bir hafta süren bir operasyon düzenlenmiş ve
kim ne derse desin
algılanan
"ÇIK DEDİLER ÇIKTILAR"
şekli ile dünyada yer edinen bir olay yaşamıştık...
(*Proje'nin, ortam ve şartlara uyarlanmış bir çok ayağı var... :) )
DAVOS…
Tabii’ki yanlış eylem örnek teşkil etmez ancak devamlı sindirilmenin ülkeleri ne halde sınıflandırdığıda ortada biz burada sadece Erdoğanla Perez arasında yaşanmış bir olay gibi algılanan bir durummuş gibi duruyor hal bu ise kısır kaldı diye düşünüyorum burada Erdoğan değil bir kere Başbakan sıfatı ile vardı.
Mesele sadece Erdoğan’ının meselesi olmadığı gibi Erdoğan’la Perez arasında da değildi. Asil meseleyi Amerika li moderne tor arasında algılamakta bence kısır kalır. Onun için meseleye yalnız orada o anki olaylar acısından bakılması bile önümüzü tıkayacaktır.
Onun için meseleye / dünya ekonomik formu / açısından bakılmalı diye düşünüyorum. Türkiye’nin Başbakanı’nın tavrı olarak baktığımızda da birkaç amalar da olacak, tabii bunlar doğal, bazı trafik kazalarında sekizde iki gibi bu müeyyide siz suç hepiniz bilirsiniz hatta her sürücü bilir. / Uykusuz ve yorgun araç kullanma / diğer zamanlarda suç olsa da size arkadan çarptıklarında bir müeyyidesi yoktur.
Önemli, bu meselenin anlatıldığı gibi geniş konuları içine alarak bir Türkiye meselesi diye ele alıp etüt edilmeli o zaman şöyle sorulara cevap aranabilirdi. Bu toplantının ne olduğu? Kimleri kapsadığı? Kimlere hizmet ettiği? Olmasa kaybın ne olacağı? Vb
Daha çok sorular ve yanıtları konuşulabilir tartışılabilirdi diye de düşünmüyorum değil bu şekilde de biz konuşabiliriz ama gelen, bir görüşte içeri dalmaz. O zaman biz bize kavga edip dururuz sadece Erdoğan konu olsa yukarda arkadaş konunun videosunu verdi zaten öğrendik iş bitti mi? Hayır efendim mazlumlara faydaları bize faydaları ülke açısından varsa getirileri de önemli.
Böylece de seçicileri eleştirmeden de geçemeyeceğim. Bilinmelidir ki kendi ismimiz değil asil olan yani ismimi silin siz istediğiniz bir isim yazın dilerseniz unvanı kaldırın ciddi söylüyorum ta Alparslan dan bu güne kadar hangi devlet adamı bu adaletsizliği ortaya çıkarsa ben ayni şekilde sevinirdim, kal diki bu bir milli mesele.Başbakanın rengi, cinsi, kalitesi, ideolojisi başkalarını ilgilendirse de beni ilgilendirmiyor sizde Başbakan olsanız sizin için de böyle derdim.
Bunu söyleyen değil siz / okuyan her hangi bir vatandaş/ velev ki bu memleket ve dünyadaki ezilenler için Putin de olsa ayni düşüncede olurdum diye de düşünüyor um. Doğrusu Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı için ben artik Fatihler Yavuzları hatırladığımı de söyleyebilirim…
----------------
EKŞİ
"...
TÜRK OLMAYAN BAĞIMLI YÖRESEL HÜKÜMDARLIKLARA VE NÜFUSA DAYALI DEVLETİN YÖNETİMİNDE DE TUĞRUL İSTER İSTEMEZ FARSÇA VE ARAPÇA BİLEN, BİLGİ VE DENEYE SAHİP, TÜRK OLMAYAN BÜROKRATLARDAN YARARLANMA DURUMUNDA KALIR. DEVLETİ SAVAŞARAK KURAN SELÇUKLU BEYLERİ DEVLETİN DIŞINDA BIRAKILIR. BEYLER, SELÇUKLU SULTANINA VE VEZİRLERİNE DÜŞMAN KESİLİR...
...
TÜRKMENLER BU KEZ TÜRKİYE SELÇUKLULARININ ATASI, ARSLAN YABGU'NUN OĞLU KUTALMIŞ'IN ÇEVRESİNDE TOPLANARAK AYAKLANIR. İSYANI BASTIRMAK, YİNE SULTAN ALP ARSLAN'A DÜŞER. 1064 YILINDAKİ SAVAŞTA KUTALMIŞ YENİLİR VE ÖLÜR. ALP ARSLAN TÜRKMEN KIYIMINA GİRİŞİR. ALP ARSLAN'IN SAVAŞA KATILAN KOMUTANLARININ ÇOĞU, TÜRKMEN BEYLERİ DEĞİL, 'MEMLÜK' DENİLEN KÖLE KÖKENLİ ASKERLERDİR. ALP ARSLAN DAHA SONRA VOLGA HARİZM TİCARET KERVANINI BASAN KALABALIK TÜRKMEN KİTLESİNİ CEZALANDIRIR. ALP ARSLAN'IN AKRABASI VE TAHTA GEÇİŞİNDE ETKİN ROL OYNAYAN ERBASGAN, KENDİSİNE BAĞLI AZERBAYCAN'DAKİ TÜRKMENLERLE BİRLİKTE BİZANSA SIĞINIR, HIRİSTİYAN OLUR..."
Sayın EKŞİ,
Yukarıdaki alıntıyı, tarafınızca süzme bir Türk olarak algılanmam için değil, devlet yönetiminde, sanki şimdilerde "birileri"nin etrafını saran NİZAM-ÜL MÜLK ardıllarının entrikaları için taşıdım buraya...
Problem, zannedildiği kurucu unsurun acemiliği değil, baştakilerin yaşanan olağanüstülüğe karşı aşağılık kompleksi ve bu kompleksi kullanıp irade olmaya çalışan sülüklerdedir...
Günümüze gelirsek şimdilerde bu ulu değil muzaffer Mustafa Kemal'ini, mağlup olacak KUTALMIŞını dahi bulmuş değildir...
Saygılar...