Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Bırakın isteyen istediği dilde konuşsun, istediği dilde yayın yapsın.
Yasakların Kürt sorununu nasıl azdırdığını görmüyor musunuz?
Bencede İsteyen istediği dilde yayın yapabilmeli. Ancak bu yayın resmi dili belli olan devlet tarafından yapılınca iş değişiyor. Ya hepsini yapacak ya hiçbirini.. Yarın Laz kardeşlerimiz düşünüp şöyle bir çıkarımda bulunursa "Kürt kardeşlerimiz den bazıları dağa çıktı PKK oldu alsana şeş. Öyleyse yapılacak bellidir"
Yasaklar kürt sorununu azdırdığı varsayımını genişletip yasaklar bütün sorunları azdırıyora çevirebiliriz. Yasak olmayıncaya yasayada gerek kalmaz. E yasaya gerek yoksa onun anasınada gerek yok. Habire değiştirmeye uğraşıp, deleceğimize kaldırır kurtuluruz.
Bu sözlerim size komik garip gelebilir. O zaman size ve devlete kürtçeyi öğrenip kürt gençlerini dinlediği gibi lazcayı öğrenip laz gençlerine kulak vermesini önereceğim. Çünkü dinleyen, bilinçlenmeleri (!) için çaba sarfeden birileri var. Haberiniz olsun.
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Türkiye'de Lausanne ile açıkça teminat altına alındığı için Rumca ve Ermenice yayın konusunda herhangi bir yasak hiç bir zaman olmadı.
Lazca ve Çerkesce konusunda ise bu kökenden gelen vatandaşlarımız kendini asli unsuru kabul ettikleri, hatta bazıları devletin asli sahibi gördükleri için geçmişte talep olmadı.
Aynı Aleviler gibi, Çerkesler de devletin kendilerine yönelik bazı kısıtlamaları olduğu zaman sessizce kabullendiler. Çerkesler kendi içlerinde Çerkesce konuşsalar ve kapalı bir toplum olarak kültürlerini devam ettirseler de dışarıya karşı aykırı ses vermediler.
Bugün Çerkesce ve Lazca yayın talebi geliyorsa, bu talebin Kürtçe yayına tepkiden kaynaklandığını düşünüyorum.
Çerkesce ve Lazca yayının da hiç bir sakıncası yok. En azından Çerkeslerin ve Lazların ayrılıkçı talepleri olmadığı için sayın Harun Gür veya sayın Dilek Kuzulu Yüksel'in endişe edeceği bir durum yok.
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Alıntı:
Av.Dilek Kuzulu Yüksel rumuzlu üyeden alıntı
Kültürel zenginliklerimizden endişe etmek bir yana, gurur duyuyorum Sayın deniz02. Benim endişem bu kültürel zenginliklerimizin siyasi malzeme olarak kullanılmasından ve de kullananlardan. Benim endişem, bu zenginliklerimizi bir arada kardeşçe yaşamamızı istemeyenlerden. Benim endişem bu zenginliklerimizi fakirleştirip, herkes kendi kültürünü ayrı topraklarda yaşasın diyenlerden...
Önce Lazca yayın talebinin zamanlamasına ve gerekçelerine bakınız, sonra lütfen beni ve kaygılarımı anlayınız, anlamaya çalışınız. Sanıyor musunuz ki TRT 6 yayına başlamasaydı, Lazca yayın talebi gündeme gelecekti? Toplumumuzun nasıl bir oyuna getirildiğini, nasıl bir uçuruma sürüklendiğini görmüyor musunuz? Lazca yayın talebinin bir tepki olduğunu ve bu tepkinin ülkemizdeki kutuplaşmayı daha da tetikleyeceğini düşünmüyor musunuz?
Sizi anlıyorum Sayın Av. Dilek Kuzulu Yüksel,
Kültürel zenginlik anlamında en az sizin ve yurdunu seven herkes kadar gururluyum.
Gelişmelere bağlı olarak kültürel zenginiliklerimizin daha bir ön plana çıkacağını düşünmek bile sevindirici. Fakirleşmeyecek, aksine; en kuytu da kalanlar bile günyüzüne çıkacak; birbirine bağlı bu kültürler zincirinin bir bütün halini alması da yine kaçınılmaz olacaktır, her zamanki gibi...
Anlayabildiğim içindir ki endişelenmeyiniz diyorum. Endişelendiğinizi gördükçe üzülüyorum çünkü. "Geç bile kalınmış"lığa değinmeyeceğim , önemli olan bundan sonraki süreçtir; gelecektir...
"İç barışı kuvvetlendirecek çok önemli bir adım atıldı" olarak görüyorum.
Bugün iktidardaki parti olmasa idi yine bu olacaktı , olmalıydı, siz daha iyi bilirsiniz , bu bir haktır çünkü... Bununla siyasi rant elde edilmesi mümkün müdür bilemiyorum, en azından beni etkilemez, etkilemeyecektir de.
Laz kardeşlerin TRT 6 dan dolayı talepte bulunduklarını düşünmüyorum. 5767 sayılı "TRT Kanunu ile Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile farklı dil ve lehçelerde yayına ilişkin düzenleme kapsamında gelen bir talebi garipsemek, tepki olarak görmek yanlış olur.
Bu taleplerini duymamış, rastlamamış olabilirsiniz. Ancak, basında yaygın olarak yer almasa da, vardı...
Bunu kendi deyişleri ile görebilmek için arama motorlarından ( google) TRT Laz diye yazmanız yeterlidir.
Kanun değişikliğinin söz konusu olduğu günden bu yana:
"TRT LAZ TELEVİZYONU KURULSUN..
Dilimizi, müziğimizi, kültürümüzü kaybetmeyelim..
Yeni yasaya göre TRT Türkçe dışındaki dillerde de yayın yapabilecek. Lazlar olarak isteğimizi belirtelim. Amacımız ayrımcılık, bölücülük yapmak değildir. Amacımız sadece kaybolmaya yüz tutmuş kültürümüzü ve dilimizi geri kazanmaktır.
Lazlar ne istiyor?...
Lazlar; kuşaklar boyunca süren asimilasyon yüzünden ölüm döşeğindeki Laz dilini kurtarmak, her halk gibi, kendi tarihlerini ve kültürlerini sahiplenmek istiyorlar; üniversitelerin ilgili bölümlerinde yapılacak bağımsız çalışmalarla 'kendilerini öğrenmek' ve yaşatmak hakkına sahip olmak istiyorlar; destek olunmuyorsa da, olağanüstü zorluklara ve imkansızlıklara rağmen Laz tarihini ve kültürünü araştırıp bilince çıkartmaya çalışan Laz aydınlarına 'köstek' olunmamasını istiyorlar; ve diğer dillere TRT'de 'yayın serbestisi' tanınırken, Lazca yayını yasaklayan 'anlamsız' siyasetin bir an önce değiştirilmesini istiyorlar.
Bildik bir şeydir; dil ve kültür, halkların varlık koşuludur. Bir halkı tarihten silmek istiyorsanız, öncelikle dilini ve kültürünü yok etmelisiniz!...
Binlerce yıldır türlü badireleri atlatıp bugünlere gelen Lazlar, doğal olarak tarihten silinmek istemiyorlar. "
Saygılarımla,
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Sayın deniz02,
Öncelikle sizin vesilenizle, Kürtçe ya da başka bir dilde yayına karşı olmadığımı, ancak gerek Sayın Gür, gerek Sayın gecem1970 ve de diğer bazı üyelerimizin belirttiği gibi bunun devlet eliyle yapılmasını, siyasi malzeme olarak kullanılmasını tasvip etmediğimi belirtmek isterim. Çünkü devlet, tüm dinlere, ırklara eşit mesafede durmak zorundadır. Özel kanallarla, dernek ya da vakıflar aracılığı ile pek ala yapılabilirdi bu yayınlar, bunun için gerekli yasal zemin de oluşturulabilirdi, mali destek de verilebilirdi.
Bildiğiniz üzere, endişelerimden biri toplumumuz içindeki uçurumlara yenilerinin eklenmesi, kutuplaşmanın artması idi ki, yakın bir zamanda "Onlara var da, bize yok mu?" sesleri yükselmeye başlarsa hiç şaşırmamak lazım. İşte bu noktada, devlet tüm talepleri kabul etmek zorundadır. Bir kesime bu hak tanınırken, diğer kesim görmezden gelinirse facianın eşiğine gelmiş oluruz. Öte yandan, devlet tüm talepleri kabul ederse de birtakım sorunlar yaşanacağını düşünüyorum.
Bu ve daha önce belirtmiş olduğum kaygılarımda haklı mıyım, değil miyim bunu zaman gösterecek. Umarım ben boşuna kaygılanmış olurum, inanın bunu çok isterim.
Laz vatandaşlarımızın talebini ise, ben hala tepki olarak algılıyorum, nedeni de daha önce söz ettiğim gibi hem zamanlama hem de ileri sürülen gerekçelerdir. Umarım bunda da yanılırım.
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Umarım Sayın Av. Dilek Kuzulu Yüksel, umarım...
Bu anlamdaki istemlerini; gerek sözlü, gerekse de yazılı olarak çokça gördüm, duydum. Hatta cesurca müzik kliplerine ve videolarına da rastladım. Youtube olmadığı için bulmam zor biraz. Yasak olması gereken bir durum mu vardı bana göre hayır ancak seslerini duyurmalarına yetiyordu da artıyor bile diyebilirim.
Ülkemizde yaygın olarak konuşulan kaç dil var tam olarak bilemiyorum, araştırmadım da ancak hani şu güncel tartışmalarda sıkça adı geçen Kürt, Türk , Laz, Çerkez ilk akla gelenlerden... Tıpkı tarihi eserlerin korunduğu gibi farklı diller de korunsun isterim, yoksa her bir dil için bir TV kanalı istemek akla bile zarar. Bu uygulamanın yasal yönünü , kanun kapsamını bilemeyeceğim fakat herhalde kanun koyucular bunu da düşünmüşlerdir.
Sizin gibi endişelenenleri değil, kimlerin bu durumdan rahatsız olduğuna dikkat edin-analiz edin göreceksiniz ki devlet eli ile olması daha iyi olmuştur. Umarım ben de yanılmıyorumdur. İnanmak istiyoruz, huzur istiyoruz, bölünmek istemiyoruz çünkü.
Saygılarımla,
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Hah işte şimdi bir bu eksikti..Çerkezce TV ne zaman yayına başlayacak...
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Alıntı:
Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı
Bence hiçbir sakıncası yok, Laz kardeşlerim de Devlet eliyle yayını hakediyorlar, hatta Araplar, Çerkezler, Tatarlar, Boşnaklar, Ermeniler, Süryaniler, Rumlar'ın da onlardan aşağı kalır bir yanı yok.
Hepsi bu ülkenin güzel insanları. Devlet gereğini kesinlikle yapmalı bence... Ha gereğini yapamıyorsa neden Devlet eliyle TRT Şeş'i kurdu ve yayın yaptı, bunları da o insanlara anlatmalı. TRT Şeş'in hedef kitlesi bu saydıklarımdan daha değerli midir?
Yoksa bir "ulus devleti" oluşturan bütün insanların ırkı, dini, dili, mezhebi, siyasi görüşü eşit değil midir bizim Devlete göre?
Devletin yanıtı son yazdığım paragrafa göre "evet eşittir" ise neden diğer kimliklerden vatandaşlarını ayırmaktadır?
Devletin yanıtı "hayır" ise bu Devleti yönetenler "hayır"ın sesli harflerinin yer değiştirmiş hali midir?"
Buyurun siz karar verin diyeceğim ama taş yerinden oynadı bir kere...
19 Mayıs tarihi size neyi ifade eder? Bazılarına, sizin düşündüğünüz tarihi ifade etmiyor bilmiş olun. Bir araştırın bakalım neler bulacaksınız? Mesela Nutuk'a bir bakın, neler olmuş Karadeniz'de? Nasıl bastırılmış çıkarılan isyanlar? Şimdi o çetecilerin üzerine gidilmiş olması nasıl yeni bir soykırım olarak dünya kamuoyuna sunuluyor? Neden gündeme damga vuran cinayetlerin (Hırant Dink, Rahip Santoro vb.) zanlıları o bölgeden çıkıyor. Neden Yunanistan'dan kültür turları düzenleniyor oralara? Neyse boşverin düşünmeyin böyle derin mevzuları...
Tekrar ediyorum, Devlet eliyle TRT Şeş'i kurarsanız, elbette Lazlara da aynı hakkı vermek zorundasınız, vermezseniz ayrımcılık yaparsınız.
TRT Laz kurulmalıdır, müzik yayınında benim istek parçamı da çalarlarsa sevinirim.
üç kardeş emaneti aldılar bir dereden,
ilyas temel süreyya kürekler sıya sıya
emanet makinalı, tüfekler hotchkis marka
karadeniz denizdir, kah uslu kah delidir
delidir karayeldir, karayel oy karayel
karayel oy karayel kara haydaa
rüzgar yaman esiyor, taktılar kürekleri
yele karşı çekmekten kırıldı bilekleri
karadeniz uşağının yoktur can yelekleri
hatçe ümmü gülizar kıyıda bekliyorlar
sırtlayıp tüfekleri cepheye taşımaya
cepheye taşımaya cepheye haydaa
ilyas temel süreyya dönmediler geriye
hatce ümmü gülizar gittiler o dereye
aldılar tüfekleri kürekler siya siya
ilyas temel süreyya hatce ümmü gülizar
bir yastığa baş koyar, bir tetiğe basarlar
bir tetiğe basarlar, bir tetiğe basarlar
kavganın haklı olanı erkek dişi bilmiyor
bütün halk birlik olmazsa kavga haklı olmuyor
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Bende oturduğum İlin mahalle bakkaklının ve diyer dükkanların tabelalarının adlarının konuşduğum dilden olmasını iştiyorum...!
Kime ne zararı var huzur gelsin?
---------------------------------
Türkçe kenarda köşede, pek az insanın konuştuğu, bu günün gereklerine, tekniğine, bilimine yetmeyecek, iç yapısı zayıf, cılız önemsiz bir dil midir? HAYIR!...
Türkce bir ana dildir, Hint-Avrupa, Sami-Hami ve Çin anadil gurupları gibi,Türk dilleri (Ural-Altay Dilleri) ana dil gurubunun temel dilidir.
Birçok lehçeleri, uzak yakın akrabaları vardır. Baltık Denizi'nden Çin'e, Sibirya'nın tundaralarından Hint'e kadar 250 milyon insan tarafından konuşulur.Alıntı Bye Bye Türkçe Oktay Sinanoğlu Sayfa 40
Türk demek;dil demek'tir. Türklüğün en temel taşı Türkçe'dir. Türk, Türküm diyen ve her yönüyle her şeyden önce Türkçe konuşandır.
Türk dili kalmazsa, Türk dili parçalanırsa Türklük kalır mı?
Atatürk kendi sözleriyle bunu defalarca ifade ediyordu:
"Türk demek dil demektir. Milliyetin en bariz vasıflarından biri dildir. Türk her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır."
2 Eylül 1930 da kendi el yazısı ile, "Milli his ile dil arasında bağ çok kuvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıça müessirdir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkelerini, yüksek istiklalini korumasını bilen Türk milleti dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtulmalıdır."
Osmanlı Devleti'nin son devrinde milletin elinden sadece vatanı alınmamış, tarihi, dili sanatı, varlığı, hakları her şeyi inkar edilmişti.
Alıntı Oktay Sinanoğlu (37)
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Bugün Çerkesce ve Lazca yayın talebi geliyorsa, bu talebin Kürtçe yayına tepkiden kaynaklandığını düşünüyorum.
Çerkesce ve Lazca yayının da hiç bir sakıncası yok. En azından Çerkeslerin ve Lazların ayrılıkçı talepleri olmadığı için sayın Harun Gür veya sayın Dilek Kuzulu Yüksel'in endişe edeceği bir durum yok.
Sayın sdt23,
İlk paragrafta yaptığınız yoruma ben de aynen katılıyorum ve kutuplaşmanın artacağına dair endişelerimi dile getirirken kast ettiklerimden biri buydu.
İkinci paragrafınızda yaptığınız yorumla da beni anlayamadığınızı düşünüyorum. Evet endişelerimden biri, Kürtçe yayın talebinin arkasından ayrılıkçı başkaca taleplerin geleceği idi, ki her ne kadar sayıları az olan marjinal kesim deseniz de, Osman Baydemir bu hususta beni yanıltmadı. Bundan başka taleplerin gelip gelmeyeceğini zaman gösterecek, hep birlikte takip edeceğiz. Ancak benim tek endişem buna ilişkin değildi, siz sadece bu olduğunu düşündüğünüz için olsa gerek, Lazca ya da Çerkezce yayın için endişe etmemi gerektirecek bir durum olmadığını ifade ediyorsunuz.
Laz vatandaşlarımızın tepkisel davrandığını düşünüp de, bu tepkinin sonuçlarını öngöremiyorsanız, hatta bırakın sonuçlarını, tepkinin kendisinin dahi başka bir kutuplaşma olduğunu göremiyorsanız söyleyecek çok da fazla bir söz olduğunu sanmıyorum.
Re: TRT'den Lazca yayın talebi
Sayın gecem1970;
"Yasakların kürt sorununu azdırdığı" görüşümden, "tüm yasakların kaldırılması, bunun sonucu olarak yasaya ve anayasaya gerek kalmayacağı" sonucuna ulaşmanız (kusura bakmayın ama) bana biraz demogoji gibi geldi. Bir hukukçu olarak tüm yasakların kaldırılması gibi bir görüşümüz olamaz.
Biz anlamsız ve gereksiz yasaklardan bahsediyoruz. Örneğin "adam öldürmenin yasak olmaktan çıkartılması" gibi bir isteğimiz olabilir mi? Kürt sorunun büyümesinde kürçe yasağının payının olup olmadığı konusunda bir akademisyen olarak görüşünüz vardır sanıyorum.
Lazca, çekezce gibi taleplerin abartıldığı ve konjotürel (bugüne ait bir tepki) olduğunu düşünüyorum. Kaldı ki bu dillerde yayın yapılmasının gerekliliğine de inanıyorum. Talep varsa neden yapılmasın?