Öncelikle neyin, hangi suçu oluşturduğunu bilecek hukuki donanıma sahibim, yine de hatırlatmanız için teşekkür ederim.
Ne demek istediğimi aslında çok iyi anladınız ama ben sorularınıza yanıt vererek yineleyeyim;
1. Her soruşturma için bakanlıktan izin alınmaz, bir hukukçu olarak bunu çok iyi bildiğimden böyle bir imada dahi bulunmam.
2. Cumhuriyet Savcıları, sandığınız gibi kendileri uygun gördüğü için de soruşturma başlatmazlar, sanıktan delile değil de varsa delilleri delillerden sanığa ulaşır, suçun işlendiğine dair kuvvetli şüphe varsa tutuklamaya sevk eder, deliller ciddi ise davalarını açarlar.
3. Bu herhangi bir soruşturma değil, ülke hatta dünya gündemini meşgul eden bir soruşturmadır, dolayısı ile Adalet Bakanı benim haberim yok diyemez. İşlemlerden haberinin olmaması mümkün değildir. Kaldı ki, başbakan sahip çıkarken, Adalet Bakanı'nın ben de basından takip ediyorum demesi hem samimiyetten uzak hem de komiktir. Bakan tamamen yargısal derken, Başbakanın sahiplenerek övünmesi akla direkt soruşturmanın siyasi olduğu düşüncesini getirir ki bu bir çelişkidir.
İşte burada bu çelişkiyi vurgulamak istedim ve eğer gerçekten ben kötü niyetli isem bana bu çelişkiyi izah edin dedim. Ama siz, bunun bir çelişki olup olmadığını izah etmek yerine, hem konuyu hem de yazdıklarımı bilinçli bir şekilde çarpıtıyorsunuz.