Soruya soruyla cevap vermek yerine farkları ve benzerlikleri ortaya koyarsanız değerli bir fikir alışverişi yapmış oluruz.
Printable View
Bu bir hayret belirten doğrulama isteği idi ne yazık anlamadınız.
Yanıtınız evet ise size verilecek hiçbir yanıtım olamaz.
Onun için bu soruyu sordum.
İzmir'de arabayla kaçan, iki polis barikatını aşan ve ensesinden vurularak ölen bir kişi örneğini hatırlıyorum. Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi hırsızın hiç mi suçu yok? Polisin kafasına nişan aldığına dair elimizde bir bulgu var mı?
Mesela Yunanistan'daki olayda da büyük ihtimalle "seken kurşun" söz konusu. Ama gerçek bu olsa bile yetkililer bu yönde çıkacak bir açıklamanın göstericileri daha çok kızdıracağından korkup açıklayamıyorlar(dı).
Paralel yürüyen iki tartışma var. Biri polisin güç kullanımı, ikincisi bu güç kullanımının suistimali halinde insanların sokağa dökülüp devlet dairelerine, marketlere, kamu kuruluşlarına, bankalara, üniversitelere molotof kokteyli ile saldırma hakkı.
İkinciye kimsenin kesinlikle hakkı yok.
Polisin amacını aşan uygulamaları olabilir. Ama her uygulamasına bu şekilde ön yargıyla yaklaşmamak gerekir. Hele tepkiyi gayrimeşru yollarla gösterip anarşistlere övgüler yağdırmamak gerekir.
Evet, Güneydoğu'da polise jandarmaya saldıran o çocukların Yunanistan'daki anarşistlerden hiç bir farkı yok benim gözümde. Benim için ikisi de gayrimeşru. Marx ile bu konuda ayrılıyoruz. Amaca giden her yol mubah değildir. Meşru amaca gayrimeşru yollardan gidilmez.
Genelleme yapıyorsunuz.
Amaç asayişi sağlamaksa, bu şekilde asayişi bozan tepkiler vermesinin asayişi sağlamayacağı açık.
Münferittir. Cezası verilir.
Bana polisten kaçmamam öğretildi. Ben de yakınlarıma bunu tavsiye ediyorum.
Polisten kaçarak vurulan yakınım olursa bunu kendi hatasına bağlarım.
Bu konuda da samimiyim.
Aleksis Grigoropulos yerine ya da yanında bir de Engin Cebel adlı masum gencin öldürülüşünü ve nasıl bir tepki alındığını tartışsak.
"Metris Cezaevi`nde işkence gördüğü iddia edilen Engin Cebel, kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi"
Ne suç işlemişmiş?
Sayın SDT 23
İzmir deki rahmetli arkadaş enseden vurulmuştu. Sizce bu somut bir bulgu sayılır mı?
Daha ne olsun hanımefendi?
1.65 cm yüksekliğindeki bir cip in 4 adet tekerleği vardır. Bu tekerleklere ateş ederken enseden adam vuramazsınız. Vatandaş SDT 23 bunu belki başarabilir ama nişancı olan silah eğitimi alan gerektiğinde dövüşen, ölen ve öldüren polis hangi merminin nereye gideceğini bilerek ateş eder. Düşeş atıp yek gelmez yani.
Lütfen ben samimi olduğunuza ARTIK inanmıyorum.
Görmek istemediğinze kör olduğunuza dair hiçbir şüphem dahi kalmadı.
Yunanistan daki eylem size göre anarşist eylemi olabilir. Busch un suratına ayakkabı fırlatan gazetecide belki size göre baş anarşist olabilir. Ben saygı ile selamlıyorum.
[QUOTE=sdt23;
Bana polisten kaçmamam öğretildi. Ben de yakınlarıma bunu tavsiye ediyorum.
Polisten kaçarak vurulan yakınım olursa bunu kendi hatasına bağlarım.
Bu konuda da samimiyim.[/QUOTE]
Cevaplarinizda erozyona ugramis mantik havasi var..
Polisin "seken kursun" hikayesi ile, sizin yanitlariniz birbirini tamamliyor..Ne yazik!
Sorulan her soruya verdiginiz yanitta minareye gore kilif uydurmussunuz...Bu durumda sizinle tartismanin vakit kaybetmekten baska anlami yok...
Dunyanin neresinde olursa olsun, cogunlugun haklarinin gaspedildigi her ulkedeki baskaldiriyi yurekten destekliyor onlerinde saygiyla egiliyorum....Baskaldiranlar "malum" medya tarafindan "anarsist" olarak nitelendirilse de.......
Bir forum bu kadar konusundan saptırılarak bilgisizliğin doruğunda p.ç edilirdi onu yaptınız sayın sdt23....
Siz Türkiye yi bile bilmeyen birisi olarak amma konuşuyorsunuz Yunanistan ve ABD hakkında...
Los Angeles e kaç kere gittiniz ve o aklı evvel arkadaşınız size bu uyarıyı neden yaptı bilmiyorum ama Aynı arkadaşınız sizeAlıntı:
Los Angeles'a ilk gittiğimde arkadaşlarım uyarmıştı:
-Arkanda bir polis arabasının siren ışığını gördüğünde sağa çek ve dur. Ellerini direksiyonun üzerinden ayırma. Polis yanına geldiğinde camı aç. Polis istediğinde "şimdi arka cebimden ehliyetimi çıkarıyorum." "şimdi torpido gözünden ruhsatı alacağım" diye açıklama yaparak belgelerini çıkar.
Durduğunuzda polis gelmeden torpido gözünde ruhsat aramaya kalkar veya arabanın kapısını açarsanız polisin sizi vurma hakkı var. Geçmişte bu şekilde birkaç polis vurulduğu için California eyalet meclisi işi şansa bırakmamış polise vurma yetkisi vermiş.
'' California eyalet hapishanesinde ki bir mahkuma iki tokat attılar diye üç polis memurunun ''devlet güvenliğindeki vatandaşına kötü davranmak'' suçundan meslekten atıldığını ve 7 sene hapse girdiklerini''
söylememesi çok düşündürücü...
Kıssadan hisse siz hiç Los Angales e gitmediniz böyle bir arkadaşınız yok ve size bunu doğal olarak söylemedi... Los Angeles te polis görmek şehrin isminin anlamının bir kısmı olan melek görmek gibi bir olaydır... Arkadaşım söylemedi ama ben orada kaldım ....
Ne laka bilmiyorum amma ABD polis siteminin bu forumda işini de anlayamadım... Sayınsdt23 buyurun misafirim olun ...Bakırköyde tanıdık buluruz... Ama bu ilgisiz konuda bir fikir vereyim ki abukluk sürmesin...
ABD ye girdiğinizde size bir kağıt verilir bu uymanız gereken koşullar hakkında ki bilgidir. Los Angles değil hangi şehir veya eyalette olursanız olun 'polis''size dur dediğinde nizami sinyalinizi vererek durmanız ellerinizin kesinlikle görünecek şekilde direksiyon üzerinde olması ve pencerenizin açık olması istenir... Ancak bunun yanında devamen gelen polisin pencereye yaslanmadan öncelikle yarım metre öteden durarak ''' iyi günler beyefendi ben xxx eyaleti xxx şehir şerifliğine bağlı ... karayolu kontrol trafik polisiyim, sicil numaram gördüğünüz gibi yakamda lütfen tek eliniz direksiyon üzerinde kalacak şekilde diğer elinizle ehliyet ve ruhsatı çıkartın .'' deme zorunluluğu olduğunu ve asla ıskalamadıklarını bilmek gerekir, Başlarında ki kask ve mikrafondan ''metalik bir ses '' duyar yünde doksan eğer Türkseniz anlamazsınız tıpkı benim gibi... Ben bu yazıları bildiğim halde durdurulduğumda polisin bunu dediğini anlamadım ve polise gülüp göz kırpmıştım... Polis ehilyet ve ruhsata baktıktan sonra eğer ehliyetteki resim sizseniz rahatlar gülümser ve öne yada arkaya giderek plakadaki chip i okutur. Orada arabanın tüm künyesi çıkar... Ehilyetle künye tutuyorsa işlem bitmiştir . Özür diler selam verir size yolu açıp gönderir. Yukarıda dediğim konuşmayı yapmadan ehliyet ruhsat isteyen polis ceza alır.... İşin enterasanı halk polisine saygı duyar... Aşağıda başka bir iletide anlatacağım bir fark vardır çok temel bir fark burada sadece şunu diyeyim... ABD de ki halkı oluştran herkes BİREYDİR. BİREY...
Onun için Türk polisi ile cart curt polisini karşılaştırmadan önce bin kere düşünmek lazımdır. Ve eğer azıcık düşünebilirseniz konunun özünü yakalarsınız. ABD de ki vatandaşların hiç birinin aklından kanunları çiğnemek gelmez cesaret dahi edemezler... bizde ise kişi hariç herkes kanunlara uymak zorundadır kişi serbesttir.. İşin acısı Polis te buna bir şekilde önayak olmaktadır. ABD de trafik polisine güven yüzde doksanlardayken Türkiye de yüzde yirmi bile değildir.... ABD rüşvet dediğinde salak salak bakarken bizde benim memurum işini bilir veya çorba parasıdır... Onun için davul çalmadan önce davula çok iyi bakmak gereklidir... Eğer taksiciler ''polise rüşvetimizi verdik tabii,ki kaldıramaz buradan'' diyorsa ki Türkiye de başka bir şey diyen yok Türk Polisini bir uygar ülke polisi ile kıyaslamak abesle iştigaldir...
Forumu açan olduğum için mecburen devam edeceğim...
Sayın sdt23,
Genelde forumları uzaktan takip eder çok gerekmedikçe bir şeyler yazma cihetine gitmem..Forumdaki - özellikle siyasi konularda - bir çok iletinizi okudum, forum sahibinden de özür dileyerek size bir şey sormak istiyorum :
Marx ile aynı yönde düşündüğünüz bir konu var mı? Ya da siz düşünebiliyor musunuz? Marx bugüne kadar ne düşünmüştür ne yazmıştır,bilir misiniz? Yoksa siz bir Google entellektüeli misiniz?
Ben sizin Marx ile aynı yönde bir düşünceye sahip olabileceğinize malesef inanmıyorum,inanamıyorum, az biraz Marx'tan bir şeyler okuyan insanın ufku açılır, önceleri sizin gibilere "at gözlüklü" derdim meğer bu azmış bile siz tam anlamıyla - gerçek ile sahteyi, doğru ile yanlışı ayıramayacak kadar - körsünüz..
Manhattan yapma adacığında yaklaşık altı tana körü vardır bunlar dört geliş dört gidiş olan dev köprülerdir ve New York a bağlar koca adayı ki ada da ABD nin neredeyse ticari kalbidir... Trafik her daim yoğundur. Ama bu köprü giriş çıkışlarında boş boş müşteri bekleyen taksi görmeniz mümkün değildir, dursalar on saniyede müşteri biner... Müşteri insede binmek isteyen müşteriyi almazlar zaten binmek isteyende ''yabancı''haricinde yoktur... Al gel istanbul'a bunu Altıyoldan Bostncıya dönüş boğa'nın orada tek yoldur topu topu iki şeritli bir şeridi komple iptal neden !!! Taksi işgali bu her yerde aynı İstanbul'da Zincirli kuyu'ya git aynı Bakırköy sapağı aynı bostancı aynı Kozyatağı aynı.. Yasak yerde yüzlerce taksi dibinde polis gık diyen yok.... Neden Çorba verilmiş ya... Bağdat caddesi tek yönken geri geri 2 km giden ticari araç vardır ... Polis gık demez. Neden Rüşvet.... Onun için boş konuşmanın anlamı yok... Boş konuşanlara duyrulur...
Herşey kabul demogoji ve sahtekarlığa yuh...
Yunanistan'daki gençlerle Diyarbakır'da kiler aynıymışşş ... Yahu sdt23 dayım ne zaman teyzem yada teyzem ne zaman dayım oldu ?
Tekinde gençler var haklı haksız aşağıda detaylı yazacağım şaşırtırcasına ilk defa yarı vciddi bir yazar çıkartmanıza verdiğim yanıtta göreceğiz... Amma Diyarbakırda ve bazı diğer illerdeki PKKgösterileri ve bazı yerlerdeki Türban gösterilerinde ön safta yer alanlar genç değil ÇOCUK ÇOCUK... İşin daha garibi ZEKA YAŞI TEST EDİLMESİNE GEREK DUYULMADAN ÇOCUK...
Kendi doğru yanşış haklı haksız temiz pis emellerine çocuğu öne katan kişiler tek kelime ile AŞAĞILIKTIRLAR . Bunları savundğnuza da inanamıyorum. AKP yi sevmek bu kadar mı sosyal gerçeklerden sizi uzaklaştırıyor... Çocuğun arkasına saklanan aşağılık kişilerin haklı olma olasılıkları var mıdır ? Konu ne olursa olsun var mıdır ? Diyarbakırmış... Boş ve çok konuşuyorsunuz. Karşınızdaki kişilerin oraları avucunun içi gibi bildiğini hiç mi düşünmüyorsunuz ?
Emniyet genel müdürlüğünün sitesinde polis yetki ve selahiyetleri kanununun olmamasını düşünün bakalım belki bulursunuz bir şeyler benim umudum sizden yana kalmadı ama son bir gayret....
Konuyu tersinden anlamışsınız.
Ben Diyarbakır'daki eylemcileri savunmak için değil Atina'daki eylemcilerin haksız olduğunu ortaya koymak için o örneği verdim. Siz de çıkıp bunları savunduğumu iddia ediyorsunuz.
Hem de anlamayanlar için şu açıklamam da yukarıda yer alırken...
Eylemlerde ön cepheye sürülen çocukları bir yana bırakalım.
Güneydoğu'da 18+ yaşındaki eylemcilerin yaptığı şiddet eylemlerini nasıl tasvip etmiyorsam,
Yunanistan'da 18+ yaşındaki eylemcilerin yaptığı şiddet eylemlerini de tasvip etmiyorum.