-
kendimizi geleceğimizi AB ye bağlamayı anlamıyorum.ne yani ancak AB ye girersek mi demokratik ve çağdaş olucaz,refah içinde yaşıcaz.bizi kabul etmiyen bir oluşumdan tarih beklmek ve bekleyerk vakit kaybetmek yerine kendimize çekidüzen versek ve çağdaşlaşma yolunda bir adım atsak....kendimizi geliştirmeyi bir şarta (erteleyici kurucu şarta) bağlamak kolaya kaçmaktan başka birşey değildir!
-
İMTİYAZSIZ, ŞARTSIZ OLURSA EVET AMA;
BUGÜNKÜ GİBİ HAYSİYETSİZCE OLACAKSA HAYIR
-
Bugün AB üyeliğinin bize konjonktürel açıdan hiçbir faydası olmayacağı aşikar. AB Tam üyeliğinin Europen Union Charter'a göre en spesifik özelliklerinden olan vatandaşlık, serbest dolaşım, yönetim hakkı verilmedikten sonra bu işin kimsenin işine yaramayacağı da yeterince aşikar olsa gerek. Tabi bunlar gazetelerde, dergilerde de çok bariz bulabileceğimiz olgular.
Kendi kanaatime gelecek olursak, AB artık ömrünü doldurmaya yavaş yavaş başlamış bir sistemdir. Keza üyeler de bunu farketmiş olacak ki, daha aktifleştirici işlemler(şu 1 senedir bir türlü netlik kazandıramadıkları ortak çerçeve anlaşması veya anayasa) işlemlere gitme yolundalar. Teknoloji üretememelerinden ötürü ekonomik bunalımlar aşağı yukarı 25 yıl içerisinde onları bekliyor. Keza onlar da İsviçre sistemine geçip levha bankalarıyla kayıt dışı parayı kayda sokma işine girmeye uğraşıyorlar. Bütün bunların ötesinde asıl ekonomi ve yatırımlar Pasifik'te toplanmaya başlıyor yavaş yavaş. Keza Avustralya, Brezilya ve Japonya'nın pazar eğilimlerinin aynı doğrultuda ilerlemesi bugün ABD'nin de yatırımlarını doğu kıyılarından çekip batı kıyılarına kaydırmaya başlamasına neden oldu. Dikkatli bir inceleme bunların hepsinin aslında kökende bir Pasifik Birliği oluşturma yolunda olduğunu son derece bariz kılıyor. Bu nedenle kanaatim kendi sürecini tamamlamış bir AB için çabalamaktansa, akılcı politikaları kullanmak. Dünyada hiçbir devlet yalnız kovboy masallarıyla ilerleyemez, elbet çıkarların birleştireceği devletlerle bir arada yürümekte fayda var. Ama lütfen unutmayalım ÇIKARLARımızı, çıkarımıza olmayan birşeyi yapmak erdemli insana mahsustur. Devletin erdemi çıkarlarıdır, duygusu olmaz.
Saygılar....
-
Elbette evet oyu verirdim.Neden?Kalitesizliğin ve özensizliğin para ettiği bir ülkede özgür olsam neye yarar.İnsanca yaşamanın gereği olan yüksek kaliteye sahip hizmetler almak ,adaletin çok sağlam ,güvenilir ve hızlı olduğubir hukuk sistemine sahip olmak,darbelerin konuşulmadığı,çetelerin nefes alamadığı bir sisteme sahip olmak bizim kendi başımıza kalmamızla mümkün değil.Kuru özgüven karın doyurmaz.Özgüvenin netice verebilmesi için kendine güvenen kişide bir birikimin olması gerekir.Malesef bizim ülkemizde en az bulunan şey eğitimli ve irfan sahibi insanlardır.Eğitimli olanlarda da bulunmayan şey genelde irfan yokluğudur.AB aşkıyla hiç olmazsa toplum azda olsa kendine çekidüzen veriyor.
-
AB ülkelerinin 70 milyonluk Türkiye gibi bir yükü kaldırmak gibi niyetleri yok. Ama bizim bu isteğimiz onlara Lozan'la kaybettikleri Sevr kazanımlarını geri almak için bulunmaz bir fırsat.
Olaylara böyle baktığım için AB için referandum yapılsa oyum kırmızıdır.HAYIRDIR.Ben yurdumu seviyorum.Tavizlerle dolu testlerden sonra sınıftada kalacağımı yüzüme haykırıyorlarsa ; neden hala yeni yeni sınavlar önüme sürüldükçe belki geçerim diye çabalıyorum.
Gözden kaçırılmaması gereken bir nokta ise özgürlükler konusunda atılımları kendi tercihimizle bizler yapmalıyız ; onlar için değil , kendimiz için.