-
sitenin kurallarında da yazdığı gibi sitenin avukatlık hizmeti vermek değildir. Site üyesi hukukçu arkadaşlarında amacı bu değildir. Bu sınırlar içinden bilgileri paylaşmak, akla takılan sorulara cevap bulabilmektir.
sorularınıza cevap veren arkadaşlar aslında yeteri kadar cevap vermişler, özellikle yetki konusu sizin olayınızda yasa birden fazla yetkili mahkeme seceneği sunmuştur. Burada çelişki yoktur davacı yasanın gösterdiği yetkili mahkemelerden birinde davasını açabilir.
hukukçu arkadaşların sizi avukat tutmanız konusunda beyanları dahi size yardım etmeyi amaçlamaktadır inanın
-
Farkında olmadan sitenin kurallarını ihlal etmişsem üzgünüm. Peki Tayfun Bey,derdimi ben tam olarak anlatamadım galiba. Bu sebeple sorularıma net bir yanıt ta alamadım. Çalışmalarınızda başarılar, iyi günler diliyorum. İdealim hep hukuk okumaktı,hala geç kalmış sayılmam galiba, bir kaç yıl içerisinde aranıza katılmayı umut ediyorum. Karımdan yediğim darbenin neticesinde herhalde hukukçu olucam.
-
Duruşmanın üzerinden iki ay geçti, muhtarın almadığı yani bana ulaşmayan yazı dışında hiçbir ses seda çıkmadı. Avukatla görüşüyorum, beklememi öneriyo. Eşimin dava açtığı mahkemeye bizzat gitme şansım yok, bu nedenle ilk duruşmada ne olup bittiğini de öğrenemiyorum. Bir de bu yetki konusunda görüştüğüm avukat yetkili mahkemenin son altı ayki ikamet yeri olduğunu söylüyor, neden böyle söylüyor bilmiyorum, yeni bir avukat ta değil, 15 yıldır bu işin içinde. Medeni Kanunda "eşlerden birinin ikamet yeri ya da son altı ay birlikte ikamet ettikleri yer " diye yazıyo. Peki dava orda devam ediyorsa bana ulaşmayıp geri dönen tebligata rağmen dava görülmeye devam ediyor mudur yoksa tebligat ulaşmadığı için görülemiyor mudur? Ya da benim bilgim dışında alınmış bir karar beni bağlar mı?
-
Sorularıma cevap verecek kimse yok mu? Lütfen bekliyorum.
-
Avukat Ahmet Bey'in söylediği gibi hak kaybına uğradım. Orada ikamet etmediğim halde muhtar ilk ihbarı almış ve tanıdıklar vasıtasıyla zoraki bana ulaşmıştı. İkinci ihbarı orada olmadığımı beyan ederek teslim almadı, ancak mahkemeye bildirdiğim halde ve benim resmi ikametgahım orada hiç olamadığı halde her ne şekilde yapıldığını bilmiyorum ama Haziran'ın 1'inde kapıya bir ihbar asılmış, dün tesadüfen annem oraya gittiğinde ihbarı görmüş, ihbarda yetki itirazımın reddedildiği ve 10 gün içinde delil sunmam gerektiği belirtiliyor ki bu süre geçtikten sonra yazıyı tesadüfen gördük. Şimdi ikametgah kaydımın kesinlikle orada olmadığını, kendi kayıtlarında bulunmadığını bile bile benim işlerimi zorlaştıran muhtarı ve posta memurunu da mı dava etmeliyim acaba?
-
Orası neresi anlamadım? Hangi kapı? Tebligat kanuna bir göz atmanızda yarar var. Tebliğ usulleri ve kişinin adreste bulunmaması hakkında bilgi edinebilirsiniz. Anladığım kadarıyla, kapıya asılan tebliğ uygun olmuş. Bu arada avukatınız ne diyor?
-
Öncelikle her iki eş de ikamet adreslerini terk etmiş son 6 aydır oturulan yer kavramı bence tartışmalı hale geliyor. Diğer taraftan son 6 ay ikamet edilen yerde dava açılmasına gerek olmayan haller de vardır durumunuz onlardan birisine uyuyor olabilir zira MK öncelikle son 6 ayı arasa da şart koşmuyor. Diğer taraftan mahkemeye artık eski adresinizde ikamet etmediğinizi söylemiş olabilirsiniz ancak yeni ikamet adresinizin ne olduğunu iletmediyseniz mahkeme eski ikametinize tebligat çıkarır ve re'sen tebliğ edilmiş kabul edilir. Zira yaklaşımız mahkemece şüpheli durum statüsünde değerlendirilebilir. Kasten davadan kaçmaya çalışmak olarak adledilebilir. Ben hakimin yerinde olsam bana telgraf çeken şahsın yeni ikametsenedini yollamamasını hiç de iyi yorumlamam. Hala geç kalmış sayılmazsınız bir diğer önerim illa postada birşey olmasın diyorsanız bir de noter kanalıyla tebligatı deneyin artık tüm tebligatlar sizi bulur. Mahkemenin ne ahvalde olduğunu öğrenmek hiç de zor değil; bir arkadaşınıza dosya numaranızı verin gidip baksın kalemden öğrensin.
10 günlük kesin süre ve zaman aşımı konuları sizi endişelendirmesin. Hakim 3 kere zaman limiti koyup sonuncusunda tarafları uyarmakla mükelleftir. Siz henüz delillerin süre aşımından önce sunulması için 3 kere uyarılıp bunun neticesinde bu haklardan feragat etmiş sayılacağınız telkinine maruz kalmamışsınız. Siz delillerinizi bu aşamada sunduğunuz takdirde kabul etmekle mükelleftir.
-
Öncelikle cevaplarınız için teşekkür ederim. Öncelikle şunu belirtmeliyim, olayın en başından. Muhtarın kanunen yapması gereken ilk başta şu değil miydi? Posta memuru adrese geliyor, evde oturan yok, iki katlı evin tamamında oturan yok, gidiyor muhtara. Buraya kadar doğru. Fakat muhtar kayıtlarında olmayan bir kişiye ait evrakı teslim alıyor. Bilgisayarından baktığında benim orada kaydım olmadığını görecek, zaten benim kaydım İstanbul'da, hatta resmi ikametgahım 3 yıldır İstanbul'da. Birlikte oturduğumuz yer daimi ikametgahımız zaten değil. Ben orda var görünmüyorum. Anlatabiliyor muyum? Muhtarın yapması gereken benim ikametgahım hangi adrese taşınmışsa kaydını bulup bu evrakı o adresteki muhtarlığa göndermekti. Ve bir sonraki evrak geldiğinde kaydımın orada olmadığını söyleyerek almıyor ama sonuncu evrak her ne şekilde olmuşsa benim kapıma asılıyor. Bence tebligat kanununda fazlaca açıklık var. Bir şekilde annem oraya uğramasaydı ben mahkemeye ikamet ettiğim adresimi de bildrmiş olduğum halde önümüzdeki ay yapılacak olan duruşmadan haberdar olamayacaktım. Saçmalık değil mi bu? Benim hatam nedir bu konuda?
-
Öncelikle resmi ikametgahım İstanbul'da diye bir kavram yoktur. Yasa eşlerin son 6 aydır birlikte yaşadıkları konuta göre davranır. Siz ikametinizi işiniz düşmedi diye aldırmadıysanız bu mahkemenin sorunu değil. Diğer taraftan 3 yıldır ikametinizi aldırmadıysanız muhtar nereden sizin adresinizi bulup İstanbul'a yollayacaktı? Böyle bir görev ve sorumluluğu yok ki! Eşiniz çok gerekirse mahalleden 2 kişi götürür "işte şahitlerim orada oturuyorduk" der olur biter. Emin olun muhtar da aynını söyler :) Her ne şekilde olmuş sa kavramı da yanlış (BENİM KAPIMA ASILMIŞ diyen sizsiniz İşte kavram bu: SİZİN KAPINIZ). Eşiniz nerede olduğunuzu bilmiyor mu? Benim evimde telefon var ve arayan numarayı göstyeriyor. Telekomdan bu numaranın adresini de öğrenip mahkemeye bildiririm olur biter. Bakın artık olan olmuş ve siz böyle devam ettikçe mahkemenin güveni kaybolur. Dava da gıyabınızda sürer gider kaybeden olursunuz. Burada direnmek anlamsız. Ben bile tonla komplo teorisi üretebilirsem yılların hakimleri neler düşünür? Ayrıca annenizin oraya uğraması durumu değiştirmez ki. Anlamadığınız uğransa da uğranmasa da AİLE KONUTU orası görülüyor. Kapıya asmasalar da tebligat yapılmış sayma hakları var.
-
Sayın slug lütfen konuyla ilgili bilgili kişiler ve ilgilerini çekerse avukat arkadaşlar yanıtlasın. Siz konuya çok dar açıdan bakıyosunuz ve hiç anlamsız yere savaşa dönüştürdünüz meseleyi. Zaten yeterince sıkınıtım var, bir de sizinle uğraşmayayım mümkünse. Benim kapıma falan asılmış değil, oraya anneme ait boş bir ev. Ben İstanbul'da ikamet ediyorum, eşimde aşka bir şehirde ailesinin yanında.Ayrıca teknoloji benim tam 10 yıllık işim. Mümkünse kendi işinize bakın. Buaradaki kötü niyet karşı tarafta, bende değil. İkametgahım açık seçik mahkemede belli ve ısrarla beni hak kaybına uğratmak için evraklar farklı yere gidiyor. Herneyse avukatım var ve bi sorun yok.