Tevfik Bey ; inanın hayal olarak anımsıyorum. O zaman Alanya'da işim olursa sizden yardım isterim artık...
Yırtıcı avukat değilim ama çok pragmatiğimdir.:)
Printable View
Tevfik Bey ; inanın hayal olarak anımsıyorum. O zaman Alanya'da işim olursa sizden yardım isterim artık...
Yırtıcı avukat değilim ama çok pragmatiğimdir.:)
Hayal meyal hatırlamanız ve hatta hatırlayamamanız son derece doğal Duygu hanım. Bu durum da gösterir ki, çok kere hatırlayamayacağımız ya da hayal meyal hatırlayacağımız küçücük bir destek, bir selamlaşma, hal hatır sorma o an için zorda olanın her zaman hatırlayacağı ve hiç bir zaman unutmayacağı değerlerdir.
Alanya'yla alakalı işlerinizde her zaman arayabilirsiniz. Büromuz adliyenin hemen yanında. Gidip gelme gibi bir sıkıntımız da yok.
[QUOTE= [/QUOTE]
Sevgili Avukat Tevfik Aşlama,
Bir avukat arkadaşımız vuruldu.Genç bir arkadaş.Kendisini de fazlaca tanımam.Samimiyetim de yoktur.Ben kendisine "Geçmiş olsun" telefonu ettim.O sırada hastanede yatıyordu.Yaralıydı."Yapabileceğim bir şey varsa çekinme.Arkandayım "demişim.Ben hatırlamıyorum.Usulen söylenmiş bir söz.
Sonra iyileşti.Karşılaştık.Bir daha "geçmiş olsun"dedim.İyileştiğine sevindim.Kurşun yaraları biraz düzelmişti.
Bir gün çıkageldi."Abi" dedi.Sen bir zamanlar bana "senin arkandayım."demiştin.Şimdi sana geldim.Beni mağdur vekili olarak savunur musun?"dedi.Hiç tereddüt etmeden "Olur hay hay"dedim.Tek başıma savundum.Baskılara karşı tek başıma arkasındaydım.Mahkeme kapısında bir o bir ben tek başımızaydık.Karşı taraf ise yığınla.Duruşma salonunda dinleyiciler yığınla.psikolojik baskı tonla.Tek başıma bu meslekdaşımın arkasında durdum.Hepsinin gözünün içine baka baka ağırlaştırlmış müebbet istedim.Savcı bile ,yaralamadan ,iddianame düzenledi.
Neticede:16 sene 1 ay 10 gün
Bu işler olurken bir ara baro odasındaydık .Genç arkadaşım baro başkanıyla konuşuyor.
Başkan;
"yahu ne oldu senin yaralama işin?"Genç arkadaş bilgi verdikten sonra
"Sayın başkanım biraz sonra benim davam başlayacak."
"Seni savunacak avukatın var mı?"
"Var duyurucu1 savunacak"
"İyi iyiBenim yapabileceğim bir şey var mı?"
"Bilmem sayın başkanım taktir sizin"
"Yahu siz hele bu duruşmaya girin de .Bu gün toplantım var.Olmazsa bir sonraki duruşmaya gelir bakarım"
Fakat bir sonraki duruşma olmadı.Çünkü ben işi başından beri sıkı takip ettiğim için.Son duruşmasında karar verilmişti.
Oysa ben şöyle beklerdim:İşin ta başında başkan birkaç tane avukat görevlendirmeliydi.Meslekdaşımız daha yaralı iken hastanede iken ilk ifade verirken yanında baronun görevlendirdiği avukatlar olmalıydı.Sonrada kendisi hiç karışmadan görevli bu avukatlar işi götürmeliydiler.Duruşmalarada baro başkanı cübbesini giyip çıkmalıydı.Davaya hakim olmasa dahi mağdur avukatın yanında cübbesiyle bulunması mahkeme heyetine ve hatta tüm saldırganlara verilecek mesaj olurdu."Siz avukatıma saldırısanız.Ben her zaman onun yanındayım mesajı verilirdi"Ama maalesef olaylar anlattığım gibi oldu.Olması gerektiği gibi olmadı.
Şimdi genç meslekdaşım da ben de başka bazı avukatlar da "derin baro" üyesi
"Derin baro"da ne mi diyorsunuz?
Ha o zaman "derin baro" neden kuruldu onu size ayrı bir yazı başlığıyla anlatayım.
Çünkü her zaman işler Alanya Barosundaki gibi olmuyor.
Sn. Çetkin
Sizi yürekten tebrik ediyorum.
Derin Baro kurmak veya üyesi olmak yerine yönetimimizi BARO haline getirmek daha elverişli bir yol;)
-
1995'te stajımı yapıp, 1996'da büromu açtım.
Staj başvurum esnasında Baro Başkanımız Osman Güven ağabeydi. Prosedür gereği Baro ile Osman ağabeyin bürosunun arasında imza vb işler için epey gidip gelmem gerekiyordu. Cepte harçlık da ona göre olduğu için git-geller genelikle tabanvayla gerçekleşiyordu ve iyice yorulmuştum.
Bir imza için Osman ağabeyin bürosuna geldim. Büroda yoktu. Bir yerlerde işi olabileceğini, O'nun da insan olduğunu, problemlerinin olabileceğini o an için hesap edemedim. Alanya'ya dönmek zorunda olmamın ve yorgunluğun verdiği stresle hayli efelendim, agresifleştim sekreter arkadaşımıza..
Neyseki sekreter bir şekilde ulaştı Osman ağabeye.. 5-10 dakika geçmeden Başkanımız geldi. İmza işlerini tamamladı. Çayını ısmarladı. Başarı diledi ve müsaade isteyerek ayrıldı. Ben de çıkıp doğruca Baro'ya gidip evrakları teslim ettim. Evrak teslimi esnasında görevli arkadaş "İyi valla.. İmzayı bugün tamamlayamazsınız sanmıştık." dedi. Neden diye sorduğumda o gün Osman ağabeyin eşinin vefat ettiğini, benim evraklarımı imzalamak için taziye yerinden kalkıp geldiğini öğrendim. Yaptıklarımdan essahtan çok utandım. O gün bu gündür aklımdan çıkmaz bu ayıbım.
-
Osman ağabey gibi baro başkanı isterim:)
Ben avukatlığa başlayalı 6 ay oldu.Büromu tek başıma açtım.6 ayda 3 tane avukat kendine gelen davayı bana gönderdiler.Vekaletinden vekalet ücretine kadar herşeyini halledip bana yolladılar.Benim elime müvekkilden önce vekaleti geldi.Bana sadece duruşmaya girmek kaldı.
Staj dönemimden bu yana ilçemdeki avukatlar arasındaki dayanışmaya gerçekten hayran kalıyorum.Hatta bir ara her cuma 4 avukat öğle yemeği hazırlıyodu ve bütün avukatlar toplanıp yiyoduk.Her hafta farklı avukatlarla dönüyou yemek sırası.
Keşke her yerde aynı dayanışma olsa.sonuçta biz meslektaşız ve avukatlara insanlarımızın bakış açısı malum.Biz birbirimize destek vermedikçe;birbirimizin kuyusunu kazmaya çalıştıkça diğer insanlar da bize bu konuda yardımcı olur.Bir gün bir bakarız aynı kuyu başka meslektaşımız tarafından kendimize kazılmış
[QUOTE=Av.Tevfik Aşlama;213387]Derin Baro kurmak veya üyesi olmak yerine yönetimimizi BARO haline getirmek daha elverişli bir yol;)
-
Sevgili Avukat Tevfik Aşlama,
Ben de Osman ağabey gibi başkan isterim ama maalesef Osman Ağabeyler gibi başkanların artık başkan olma zeminleri yok.
Yönetimleri de "Derin Baro" haline getirmek olanaksız.
Bu nedenle ben "Derin Baro"yu bu saat itibarıyla aha şimdi kurdum.Ayrı bir başlıkta da kanununu,tüzüğünü,yönetmeliğini ve üyelik koşullarını açıklıyorum.
Selam ve sevgiyle kal
:o :o :o :o