30 Ağustos

(...)

Yaralı bir düşman ölüsüne takıldı Nurettin Eşfak'ın ayağı.
Nurettin dedi ki : «Teselyalı Çoban Mihail,»
Nurettin dedi ki : «Seni biz değil,
buraya gönderenler öldürdü seni...»

(...)


NAZIM HİKMET RAN

KUVÂYİ MİLLİYE SEKİZİNCİ BAP

////////

milliyetçiliği, ulusalcılığı unutturan ve

insanımızı mankurtlaştırıp köleleştirerek hayvanlığı dikte eden

emperyalistleri işaret ediyor canım nazım...

bizler bu işaretleri görmezden gelip yok saydıkça

çıkış yolumuz çok uzak...

bizler vatanseverlik ve milliyetçilikle insanlık arasındaki bu bağı görmedikçe

çıkış yolumuz çok uzak...

bu bağı gören aydınlarımızı ve

bu bağı bir dönem sağlayan MUSTAFA KEMAL ve bir avuç arkadaşını

saygı ve minnetle anıyorum...

Tahran lı şair 30 Ağustos 1922 den sonra duygularını anlatmak için bir şiirinde

'' Tanrı bir topluma yardımcı olmak; onun elinden tutmak isterse , başına MUSTAFA KEMAL PAŞA gibi bir önder getirir...'' demiştir...

yada yetmiş sene sonra Norveç te

'' ATATÜRK gibi düşünebilmek...'' kavramı çıkmış okullarda ders olmuştur.

yada 27 Kasım 1978 de 152 ülkenin ortak imzası ile dünyaya mal olan tek lider olmuştur... ( Bunu bir forum konusu yapacağımdan burada almıyorum )

30 Ağustos bir son ve bir başlangıç olan tek tarihtir. Tam anlamıyla emperyalizmin ezilip denize döküldüğü bağımsız Türkiye'nin ilanı olan bir tarihtir.

16 Mayıs 1919 saat 1555 te başlayan bağımsızlık ulusal savaşının bittiği tarihtir 30 Ağustos

Ve 2008 in Otuz ağustosunda bir takım şeref yoksunlarının güçlenerek yok etmeye çalıştıkları Cumhuriyet ATATÜRK ve bağımsızlığın burukluğunda kutladığımız en kutlu gündür aslında...

11. ve 60. ların eşlerinin türbanı sevsinler...

30 Ağustos kutlu olsun...

Ne mutlu BAĞIMSIZ TÜRK VATANDAŞI OLABİLENE.

Kurtuluş savaşını yapan dedelerimiz ve ninelerimiz sosyal bir anlaşma yapmışlardı. Bu vatan kurtulacak, esaret olmayacak, çocuk ve torunlarına iyi bir ülke miras bırakacaklardı. Onların çoğu bu ulvi amaçla saltanatın ve halifeliğin yerine geçti, ordu oldular ve şehit oldular.
Atalarımız bize bu savaşı yine hilafet gelsin, yine saltanat gelsin diye kazanmadılar. Onların da canları tatlı idi bizim gibi ama bizler için, gelecekleri için feda ettiler.
Keşke o zaman Osmanlı ordusu, bugünkü Türk Silahlı Kuvvetleri kadar vatanını ve milletini seven bir oluşum olsaydı ve keşke güçlü olsaydı (veya güçsüzleştirilmemiş). Bu kısmı uzatmak istemiyorum yeri değil ama işte TSK'nın önemi diye düşünmeden de edemiyorum.

Kurtuluş savaşını kazanan, başta Mustafa Kemal Atatürk ve tüm atalarımızın ruhu şad olsun. Bilsinler ki;

BEKÇİSİYİZ CUMHURİYETİN !

Şu saat itibariyloe 30 Ağustos sone eriyor. Bu gün 14 iletisi olan std23' ün eli bir türlü bu konuya yazmaya varamamış. Aslını inkar edene ne denir bilmem ki?

''...Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın Karahisar'ın güneyinde 50 ve doğusunda 20,30 kilometre uzunluğundaki müstahkem cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun bütün kuvvetlerini, 30 Ağustos'a kadar Aslıhanlar yöresinde kuşattık. 30 Ağustosta yaptığımız savaş sonunda düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik ve esir aldık. Düşman ordusunun başkomutanlığını yapan General Trikopis de esirler arasına girdi. Demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş günde alınmış oldu. 31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle İzmir'e doğru yol alırken diğer birlikleriyle de düşmanın Eskişehir'in kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı.

Doğrudan doğruya bana gönderilen bir telsiz telgrafta da İzmir'deki İtilaf Devletleri konsoloslarına benimle görüşmelerde bulunma yetkisinin verildiği bildirilerek, onlarla hangi gün ve nerede buluşabileceğim soruluyordu. Buna verdiğim cevapta da 9 Eylül 1922'de Kemalpaşa'da görüşebileceğimizi bildirmiştim. Gerçekten de söz verdiğim gün, ben Kemalpaşa'da bulundum. Fakat görüşme isteyenler orada değildi. Çünkü ordularımız, İzmir Rıhtımında ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e ulaşmış bulunuyorlardı

Saygıdeğer efendiler,

Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebesini ve ondan sonra düşman ordusunu tamamiyle yok eden veya esir eden ve kılıç artıklarını Akdeniz'e, Marmara'ya döken harekatımızı açıklayıcı ve vasıflandırıcı söz söylemeyi gereksiz sayarım.

Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle sonuçlandırılmış olan bu harekat Türk ordusunun, Türk subay ve komuta heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren muazzam bir eserdir.

Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal düşüncesinin ölümsüz bir abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur.''

''Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı, Vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk olunamaz'
Mustafa Kemal ATATÜRK

30 Ağustos Zafer Bayramımızdır, Ülkemin kurtuluş günüdür, düşmanlarını topraklarından attığı, zaferi kucakladığı gündür...,
Bağımsızlık onurumuz ve Başkamutan Mustafa Kemal'in ve Türk Ordusunun ZAFER günü kutlu olsun...

Anıtkabir Şeref Holü'nün bir duvarında Mustafa Kemal Atatürk'ün 29 Ekim 1938 tarihli, Türk Ordusu'na son mesajı yer almaktadır.
"Zaferleri ve mazisi insanlık tarihiyle başlayan her zaman zaferle beraber medeniyet nurları taşıyan kahraman Türk ordusu!

Memleketini, en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felaket ve musibetlerden ve düşman istilasından nasıl korumuş ve kurtarmışsan, Cumhuriyet'in bugünkü feyizli devrinde de askerlik tekniğinin bütün modern silah ve vasıtalarıyla mücehhez olduğun halde, vazifeni aynı bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur.

Bugün, Cumhuriyet'in 15. yılını mütemadiyen artan büyük bir refah ve kudret içinde idrak eden büyük Türk milletinin huzurunda kahraman ordu, sana kalbî şükranlarımı beyan ve ifade ederken, büyük ulusumuzun iftihar hislerine de tercüman oluyorum.

Türk vatanının ve Türklük camiasının şan ve şerefini dahilî ve haricî her türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an ifaya hazır ve âmade olduğuna, benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve itimadımız vardır. Büyük ulusumuzun orduya bahşettiği en son sistem fabikalar ve silahlarla bir kat daha kuvvetlenerek büyük bir feragat-i nefs ve istihkâr-ı hayatla her türlü vazifeyi ifaya müheyya olduğunuza eminim. Bu kanaatle kara, deniz, hava ordularımızın kahraman ve tecrübeli komutanları ile subay ve eratını selamlar ve takdirlerimi bütün ulusun muvacehesinde beyan ederim.

Cumhuriyet Bayramı'nın 15. yıldönümü hakkınızda kutlu olsun..."


Mustafa Kemal ATATÜRK
29 Ekim 1938

Bizim bugünleri yaşamamızı sağlayan, bu vatan için kanını döken, acı çeken, gözyaşı döken, çalışan, çabalayan, kurtuluşa inanıp destek olan atalarımızın ruhları şadolsun.

Sitemim siz anne babalara ve hatta dede ve nineleredir.

Siz hiç mi öğretmediniz çocuklarınıza, torunlarınıza bunları. Öğretmediniz ki bugün hala başörtüsü tartışıyoruz !!!

UTANIN HALİNİZDEN...

30 AĞUSTOS

Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos
İçime bir ordu havası dolar.
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular...

Geçer tunç adımlar demir göğüsler,
Geçer Mehmetçikler, geçer subaylar,
Hepsinin alnında zaferden süsler.
Geçer hayalimde bir bir alaylar.

Geçer toplar, geçer atlar, yağız, al,
Geçer dağlar, geçer yollar, şehirler...
Yangınlar üstünde ince bir hilal!..
Yaralılar düşe kalka geçerler.

Çılgın bir istekle bu şan akını
Afyon'dan, İzmir'e kaçlar çağıldar.
Unutmuş at gemi, kılıçlar kını,
Can canı unutmuş zafere kadar.

Ne var bu dünyada sana yakışan,
Alnında bir zafer sabahı kadar;
Sen Mehmetçik, söyle büyük kahraman,
Sana zafer kadar yakışan ne var?

Her yıl bugün olur, Otuz Ağustos,
İçime bir zafer havası dolar.
Başlar dimdik, gözler çelik, yüzler pos,
Bayrak imil imil, geçer ordular...

Ahmet Kutsi TECER

Alıntı:

---

illegal rumuzlu üyeden alıntı

Sitemim siz anne babalara ve hatta dede ve nineleredir.

Siz hiç mi öğretmediniz çocuklarınıza, torunlarınıza bunları. Öğretmediniz ki bugün hala başörtüsü tartışıyoruz !!!

UTANIN HALİNİZDEN...

---

Sayın illegal,
En az 3 çocuk yapılırken, sitem ettiğiniz konunun anne babalara yüklediği sorumlulukların da düşünüleceğini, bu en azı 3 tane olan kardeşin vatan sevdası ile yetiştirilmelerini, vatanı ve milleti için çalışan yetişkinler olmalarını, gelecekte hala başörtüsünü tartışıyor olmayacaklarını umut ediyorum.