Re: Velayet Yargıtay Kararları
T.C. Yargıtay İkinci Hukuk Dairesi
Esas No: 2005/2135 Karar No: 2005/4785 Tarihi: 28.03.2005
• Nesebin Düzeltilmesi
• Küçüğe Kayyım Tayini
• Evlilik Dışı Doğan Çocuk
• Velayet Hakkı
ÖZET:
743 sayılı Medeni Kanunun hükümlerine göre, annenin evlilik dışı doğan çocuğunun üzerinde velayet hakkı bulunmamaktadır. Aynı Kanunun 374. maddesi uyarınca velayet altında bulunmayan her küçüğe bir vasi atanması gerekmektedir. 298. maddesinde de mahkemenin, evlilik haricinde bir doğumdan haberdar olduğu veya böyle bir gebelik ana tarafından kendisine haber verildiği takdirde; çocuğun menfaatini korumak üzere, hemen bir kayyım tayin edeceği düzenlenmiştir.
Bu hükümler uyarınca nesebin düzeltilmesi davasında küçük için kayyım tayin edilmeli, davaya katılmasına imkan hazırlanmalı, gösterdiği takdirde onun da delillerinin toplanması, bütün delillerin birlikte tartışılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Öte yandan, 1587 Sayılı Nüfus Kanununa göre evlenme, doğum ve ölüm olaylarını siciline işleme görevi Nüfus İdaresine aittir. Aynı Kanunun 20. maddesi uyarınca evlilik dışında doğmuş çocuk, anasının aile kütüğüne, ananın soyadı ve onun bildireceği baba adı ile yazılır.
Mahkemece, idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde babalığı tespit edilen kişinin baba hanesine kaydedilmesine karar verilmesi doğru değildir.
(743 s. m. 298, 374, 376, 1587 s. m. 20)
TAM METİN:
Temyiz Eden : Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hükmün kanun yararına bozulması Adalet Bakanlığının yazısı üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından istenilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı Melekşah Ç. tarafından 20.03.2001 tarihinde Hatice B. aleyhine açılan davada, 1997 yılında davalının oğlu Veysi ile gayri resmi olarak evlenmesinden itibaren yaklaşık bir yıl sonra hamile iken Veysi'nin vefat ettiği, onun ölümünden kısa bir süre sonra müşterek çocukları Sibel'in doğduğu ileri sürülerek adı geçen küçüğün nesebinin tashihine karar verilmesinin talep edildiği, yargılama sırasında Veysi Bozkurt'un mirasçılarının da davaya dahil edildiği, mahkemece davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği anlaşılmaktadır.
02.05.1960 gün ve 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının gerekçesinde ve 07.11.1962 gün ve 2/79-55 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararında değinildiği gibi dava ve hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 743 Sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerine göre, annenin evlilik dışı doğan çocuğunun üzerinde velayet hakkı bulunmamaktadır.
Aynı Kanunun 374. maddesi uyarınca velayet altında bulunmayan her küçüğe bir vasi atanması gerekmektedir. Küçük velayet altında bulunsa dahi 376. madde uyarınca bir işte kanuni mümessilin menfaati ile küçüğün menfaati birbirine zıt olursa, ananın her zaman çocuğun yararına davranmayabileceği ihtimali gözetilerek anadan başka bir kişi tarafından çocuğun korunması amacıyla kayyım tayin edilmesi gerekmektedir.
Yine, 743 Sayılı Kanunun 298. maddesinde "Mahkeme, evlilik haricinde bir doğumdan haberdar olduğu veya böyle bir gebelik ana tarafından kendisine haber verildiği takdirde; çocuğun menfaatini sıyanet etmek üzere, hemen bir kayyım tayin eder" hükmü mevcuttur.
Açıklanan yasal düzenlemelere göre mahkemece, küçük için kayyım tayin edilmesi, davaya katılmasına imkan hazırlanması, davaya katıldığı ve delil gösterdiği takdirde onun da delillerinin toplanması, bütün delillerin birlikte tartışılıp sonucuna göre hüküm tesis olunması gerekirken bu hususlar gözetilmeden eksik hasım ve eksik inceleme ile karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Diğer taraftan; 1587 Sayılı Nüfus Kanununa göre evlenme, doğum ve ölüm olaylarını siciline işleme görevi Nüfus İdaresine aittir. Aynı Kanunun 20. maddesi uyarınca evlilik dışında doğmuş çocuk, anasının aile kütüğüne, ananın soyadı ve onun bildireceği baba adı ile yazılır.
Mahkemece, davacının kızı Sibel'in babasının Veysi Bozkurt olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, idareyi işlem yapmaya zorlayacak şekilde baba hanesine kaydedilmesine karar verilmesi de doğru bulunmamıştır.
SONUÇ: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427/6. maddesine dayalı kanun yararına bozma isteğinin açıklanan sebeple kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere BOZULMASINA, oybirliğiyle karar verildi. 28.03.2005
Re: Velayet Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/5448
K. 2004/8252
T. 22.6.2004
• VELAYETİN KALDIRILMASI ( Çocuğun Bedensel Ve Zihinsel Gelişiminin Anne Yanında Tehlikede Olduğuna Ve Annenin Görevini İhmal Ettiğine İlişkin Delil Olmaması - Velayetin Annede Kalması Gereği )
• ÇOCUĞUN BEDENSEL VE ZİHİNSEL GELİŞİMİ ( Anne Yanında Tehlikede Olduğuna İlişkin Delil Olmaması Nedeniyle Velayetin Kaldırılması Talebinin Reddi Gereği )
• VELAYET ( Anne Bakım Ve Şefkatine Muhtaç Olması Nedeniyle Çocuğun Velayetinin Anada Kalması Gereği )
4721/m. 183, 348, 349
ÖZET :Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminin anne yanında tehlikede olduğu ve annenin velayet görevini ihmal ettiğine ilişkin başkaca bir delilde bulunmadığına göre 1999 doğumlu olup, anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuğun velayetinin anadan alınması doğru görülmemiştir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden Carla vekili Av. Ayşe ve karşı taraf Cihan ile vekili Av. Ercan geldiler. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Boşanma kararının kesinleştiği 20.11.2001 tarihinden sonra annenin davacı babanın çocukla kişisel ilişkisini zedelediğine ve engellediğine dair bir delil ortaya konmamıştır. Çocuğun bedensel ve zihinsel gelişiminin anne yanında tehlikede olduğu ve annenin velayet görevini ihmal ettiğine ilişkin başkaca bir delilde bulunmadığına göre ( TMK. 183, 348 ve 349. maddelerindeki şartları da oluşmamıştır )1999 doğumlu olup, anne bakım ve şefkatine muhtaç çocuğun velayetinin anadan alınması doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenlerine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, duruşma için takdir olunan 375.000.000 lira vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2004 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Re: Velayet Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/10209
K. 2005/12282
T. 19.9.2005
• BOŞANMA DAVASI ( Küçüğün Velayeti Bırakılanın Ölmesi Halinde Velayetin Kendiliğinden Öbür Tarafa Geçmeyeceği - Vesayet Altına Alınacağı )
• VELAYET BIRAKILANIN ÖLMESİ ( Velayetin Kendiliğinden Öbür Tarafa Geçmeyeceği Küçüğün Vesayet Altına Alınacağı - Boşanma Davası )
• VESAYET ALTINA ALINMA ZORUNLULUĞU ( Boşanma Davası - Küçüğün Velayeti Bırakılanın Ölmesi Halinde Velayetin Kendiliğinden Öbür Tarafa Geçmeyeceği )
4721/m. 404/1
ÖZET : Boşanma davasında kendisine velayet bırakılanın ölmesi halinde velayet kendiliğinden öbür tarafa geçmez. Küçük vesayet altına alınır.
DAVA : Davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Boşanma sonucu velayet kendisine verilmiş olan babanın ölümü nedeniyle, velayet kendiliğinden anneye geçmez. Türk Medeni Kanununun 404/1. madde uyarınca velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır. Vasi tayini istemiyle ilgili olumlu yada olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle görevsizlik kararı verilmesi usul ve aykırı bulunmuştur.
Re: Velayet Yargıtay Kararları
T.C.
YARGITAY
2. HUKUK DAİRESİ
E. 2006/1921
K. 2006/8566
T. 31.5.2006
• VELAYETİN DÜZENLENMESİ ( Sadece Ekonomik Olanaklar Gözönüne Alınarak Yapılamayacağı - Asıl Olan Çocuğun Menfaati Olduğu )
• ÇOCUKLARIN KİŞİSEL DURUMU ( Kardeşlerin Birbirinden Ayrılması Onların Ruhsal Yönden Gelişmelerini Engelleyici Nitelikte Olduğu - Velayetin Düzenlenmesi )
• KARDEŞLERİN BİRBİRİNDEN AYRILMASI ( Onların Ruhsal Yönden Gelişmelerini Engelleyici Nitelikte Olduğu - Velayetin Düzenlenmesi Sadece Ekonomik Olanaklar Gözönüne Alınarak Yapılamayacağı )
4721/m.182
ÖZET : Velayet düzenlemesi, sadece ekonomik olanaklar gözönüne alınarak yapılamaz. Velayetin düzenlenmesinde, asıl olan çocuğun menfaatidir. Kardeşlerin birbirinden ayrılması onların ruhsal yönden gelişmelerini engelleyici niteliktedir.
DAVA : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının temyiz itirazları yersizdir.
2- Davacı kadının temyizine gelince;
Sadece ekonomik olanaklar gözönüne alınarak velayet düzenlemesi yapılamaz. Velayet düzenlemesinde aslolan çocuğun güvenliği ve menfaatidir. Kardeşlerin birbirlerinden ayrılması, onların ruhsal açıdan gelişmelerini engelleyici niteliktedir. 15.09.1998 doğumlu Efehan'ın da velayet hakkının anneye verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Hükmün 2. bentte gösterilen nedenlerle ( BOZULMASINA ), temyize konu diğer hususların 1. bentte gösterilen nedenle ( ONANMASINA ), temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 31.05.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.