Şahsen başvurabilirsiniz.
Printable View
Şahsen başvurabilirsiniz.
Sayın grudgeofman;
Bu formu çok dikkatli okuduktan sonra şahsen başvurabilirsiniz, ancak konunuzun teknik ve hukuki durumuna göre bir avukata başvurmanızda yarar var..
AİHM e başvurabilmek için öncelikle iç hukuk yollarının tuketilmesi gerekli.
Her ne kadar AİHM e başvurma prosüdürleri basit olsa da bir avukat ile temsil edilmenizde fayda vardır.Çünkü gözlemlediğim kadarı ile Türkiyedeki yargı organlarından bile daha ciddi bir hukuki inceleme yapılıyor.
ben doğudaki bi rşehirde oturuyorum burada şehrin en iyi avukatını tuttuk benle birlikte iki kişi daha tuttu ancak gördümki avukatlık tv de göründüğü gibi değilmiş. gidip uluslararası ilişkilerde ii bir avukat tutmayada + para masrafı olarak bakıyorum. herhalde bir avukata gidip bu davayı aç kazanırsak kazandığım paranın % şukadarı senindir dememde olmaz ben desemde kabul edeck biri çıkmaz. ya kendim başvuracam yada ben yaşlarda okulu yeni bitirmiş birini bulacam kendisine inanan ve idealist biri olması şart . sonuç itibariyle herhalde yanlızım
Şimdi meslektaşınızı eleştirdim diye bana kızacaksınız ama en basitinden temyiz duruşmasının gününü bile ben avukata haber veriyodum. davlara girmiyodu genelde. bunları yazayımda direk bana eleştiriler gelmesin. ama en azından beni önlendirecek birinin olması lazım. umarım burdan o yardımı alırım. ben oturduğum şehirde aihm desem o ne derler
Sayin bülentahmetoglu,
Verdiginiz bilgiler için tekrar çok tesekkür ederim. Bu konuda dava açmis bir meslekdasimdan uygulamalar hakkinda bilgi almak benim için gerçekten çok yararli oldu.
Benim davamin A.i.H.M'lik olup olmamasi henüz tam netlik kazanmamistir. Bu yüzden detaya da fazla girmeye gerek görmüyorum. Ama su kadarini ifade edeyim; davam 6-7 yildir derdest olup; benden kaynaklanmayan nedenlerle yargi süreci çok uzamis olan bir davadir. (Yargitay'a bir defadan fazla gitmis gelmis vs.,dosya kaybolup bulunmus vs.) Benim tereddüt yasamakta oldugum nokta esasen sudur:
Davam yillardir esastan görüldügü ve (esas yönünden) lehime karar verilmesi gerekirken (bilirkisi raporu ben im lehime) mahkeme, son anda, yasa hükmünü yanlis tatbik ederek, davayi usul yönünden (dava sarti yoklugundan) red etmis bulunmaktadir. Esasen lehime olan yasa hükmü, yanlis tatbik edilerek, hukuka aykiri karar tesis edilmistir. Burada ne yazik ki, daha önce verilmis hukuka aykiri (ve temyiz edilmeyerek kesinlesmis) baska bir karar esas alinarak, benim davama da bir nev'i emsal alinmistir. Bu sekilde, bir anlamda, adil yargilanma ve dava hakkim da elimden alinmis olmaktadir.
Yargitay'daki durusmalarima ve diger görüsmelerime ragmen durum degismemis ve, ("ne yapalim, daha önce o sekilde karar verilmis,bunun disina çikamayiz, yeniden dava açacaksiniz") mantigi güdülmüstür. Simdi düsünüyorum: Bir bakima: 6 (alti) (!) yildir esastan görülen ve nihayetinde, usulden (!) red edilen davamin, (karar hukuka aykiri oldugundan) iç hukuk yollari tüketilmis oldugu gerekçesi ile, A.i.H.M.'e müracaat edilebilmesi gerekir. Öte yandan; dava her ne kadar esastan görüldü ise de, usul yönünden red edildiginden, Türkiye sinirlari dahilinde, yeniden dava açmak da mümkündür. (?) Öte yandan; sizin dediginiz gibi, avrupa insan haklari mahkemesinde de, bir dava en az
3 yil sürdügü göz önüne aldigimda; ne yapmam gerektigi konusunda açikçasi karar veremedim. 6 aylik süreyi geçirmeden karar vermek durumundayim. Siz ne dersiniz? Esastan görülen davam hakkindaki birinci (hukuka aykiri) hükmü, A.i.H.M.'e mi götürmeliyim, yoksa, dava nihayetinde usûlden red edildiginden, yeniden dava mi açmaliyim?
Sayin alisinkay,
Size de ayrieten, verdiginiz bilgiler için çok tesekkür ederim. Ben sonradan, internette, konu ile ilgili detayli bilgi veren bir site daha buldum ve açikçasi, çok mahcup oldum. (tembelligimden dolayi) Sizin için zahmet oldu. Kiymetli vaktinizi bu konuya ayirdiginiz için tekrar tesekkür ederim.
Sayın Zara,
ilk önce şu söylemeliyim. AİHM si hukukun uyguyanması ile ilgilenmez.Yani bir hukuk normunun doğru uygulanıp uygulanmadığını incelemez.İnsan hakları sözleşmesinin ihlalini arar.Bunlarda genelde usül hukuku ile ilgilidir.
Anlayabilydiğim kadarı ile siz mahkemenin yanlış karar verdiğini söylüyorsunuz. Yanlız buna dayanarak AİHM e başvuramazsınız.
Makul süre ise : AİHM'in makul sürenin ne kadar olacağı ile ilgili kesin bir kararı yok.AİHM içtihatlarına dayanarak 10 yıl ve üzeri makul sürenin ihlali olarak kabul ediliyor.10 yıldan az sürelerle ilgili bir kaç karar bulabildim.9 yıl bence makul bir süre değil. Buna dayanarak Aihm e başvurabilirsiniz kanısındayım.
Makül süre de yargılanma hakkının ihlali nedeni ile yapılan başvurularda,iç hukuk yollarının tüketilmesi zorunluluğu yoktur. Çünkü makül süre ile ilgili iç hukukta yapabileceğiniz bir şey yok.Karar kesinleşmedende AİHM'e başvurabilirsiniz.BEnim başvurumda da henüz kesin karar verilmedi.Ama AİHM kabul edilebilirlik kararı verdi.Yani iç hukukta siz davanıza devam ederken aynı zamanda makül sürede yargılanma hakkının ihlali gerekçesi ile AİHM'e başvurabilirsiniz.
Ben sizin yerinizde olsa idim.AİHM'e makül sürede yargılanma hakkının ihlali gerekçesi ile başvururdum.Türkiyede ise yapılması gereken başka şeyler var ise yapardım.
Bu konuda sitede bir ihtiyaç vardı galiba yardımcı olabildiysem ne mutlu.Ayrıntılı bilgi veren pek çok yerli ve yabancı site var ancak hukuki nette değerlendirilmesi benim için önemliydi.Bu site benim gözümde geniş katılımlı hukuk düşüncesi için bulunmaz bir nimetBu arada dava açmanız konusunda acizane fikrim usülden reddedilen davalarda tekrar dava açma hakkı varsa iç hukuk yolları tüketilmemiştir düşüncesindeyim.
Sayin bülentahmetoglu ve sayin alisinkay,
Zaten tereddüte düstügüm nokta bu idi. Davam usûl yönünden de red edilmemesi gerekiyorken, üstelik de, onca yil esastan görüldükten ve bilirkisi raporu dahi benim lehime oldugu halde, bunca zaman sonra usûlden red edilmistir. Dosya içinde, lehime olan raporla birlikte davam öylece sürüncemede kaldi. Bir an için, - kabul anlamina gelmeksizin- usulden red edilmesi bile hakli görülecek olursa: O halde davam ilk bastan hiç görülmeyip red edilmesi gerekiyordu!! Bir önceki dosyayi ve bilirkisi raporunu mesnet göstererek tekrar dava açmak mümkün (zaten bunu öneriyorlar); peki; bosa geçen yillarim ve emeklerim ve olacaktir? Bir önceki davada karsi tarafin vekalet ücretleri ve diger masraflarim ne olacaktir? Ayrica; sonuçta bu dava açisindan iç hukuk yollari tüketilmis oldugu gibi; adil yargilanma ve dava hakkim ihlal edilmis olmuyor mu? Ayrica; bir önceki karar ve bu karar dolayisiyla (adaletin gecikmesi sebebi ile) meydana gelen magduriyetler ne olacaktir?
Ayrica; bu dava neticelendiginde baska vatandaslara da emsal olacagi, ve en önemlisi, Türkiye'de bu konuda zincirleme devam eden hukuki hatalarin artik sonlandirilmasi gerektigi göz önüne alindiginda; bu husus, sizce, A.i.H.M'e müracaati kilacak bir sebep degil midir?
Sayin bülentahmetoglu,
Bu açidan baktigimda; sizin yukaridaki görüsünüzü benimsemeye basladigimi belirtmeliyim. Yani, bir taraftan, usulen red edilen, hukuka aykiri karar açisindan A.i.H.M.'e gitmeliyim, diger taraftan da yeniden, Türkiye'de dava açmaliyim, diye düsünmekteyim. Siz ne dersiniz? Ben, en azindan, davamin 6 yil esatan görülüp usulden red edilmis olmasini, öncelikle adaletin gecikmesi olarak nitelenidiriyorum. Bu da, kanimca, her seyden önce insan hakki ihlalidir. inanir misiniz, asil rengi pembe olan dava dosyam ve eklentileri, yillarin etkisi ile, kilolarca agirliktaki, gri bir paçavraya dönüstü!!