Re: Yap-İşlet-Devret Kanun Tasarısı
Bazı şeyleri tekrar düşünüyorum da;
1- Sayın ''birdahadüşün'' ün dediği ;
=========================================
186053]işin yabancı sermaye boyutu gerçekten çok tehlikeli..
yoksa bu da seçim stratejilerinden mi? iş adamına kıyak mı?????
bir dayanağı var mı bunun????[/QUOTE]
==============================================
tehlikeli boyut bana nerdeyse hoş bile gelmeye başladı :))
hani soycaks vatandaşım soysun hiç olmazsa para yurtiçinde kalıyor diyeceğim :))
2- Sayın ''Akademik Sultan''ın dediği ;
=============================================
Bizi kurtaracak yeni bir kurtarıcı bekleme fikrinden hareketle sanırım bir beyin fırtınası öneriyorsunuz..
Öncelikle şunu söylemeliyim, bizi ancak Musatafa Kemal kurtarır diyerek öylece yeni bir kurtarıcı bekleme fikrini çok ütopik buluyorum. Bu gerçekçi değil. Bizi ancak biz kurtarırız.
;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;; ;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;
fikire katılıyorum, zaten o nedenle ; Atatürk ismini hiç kullanmadım, onun yerine Mustafa Kemal isimlerini kullandım. Daha açıkçası, isminin Mustafa Kemal olması şart değil. Ali, Veli, Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma, Emine vs. hiç fark_etmez gerçek ve sağlam bir lider olsun.
Benim merak ettiğim gerçek bir lider peşinden nereye kadar gitmeye hazırız ? Böyle bir hareket olursa; Çerkez Ethem'ler, Topal Osman'lar, Demirci Mehmet Efe'ler türer mi yeniden ?
Yoksa; Kara Fatma'lar, Kezban Anneler, Elif Bacılar, Yörük Ali Efeler, Seyit onbaşılar, Yahya çavuşlar, Kazım Karabekir'ler yetişiyor mu hala bu topraklarda ?
;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;; ;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;
3- Sayın ''^^Tt^^ '' Yeni Üye nin söylediği ;
=====================================
Birsey daha.. Mustafa Kemal halkı bılınclendırmekle inanın hic ugrasmadı
================================================== =
ifadesine maalesef katılamayacağım. Dünya tarihinde ilk ve tek olarak;
Kurtuluş savaşı süreci içinde ''Eğitim'' ve ''İktisat'' kongresi yapan bir milletiz. Bu milletin bu mücadeleleri sürecinde de Mustafa Kemal vardı.
___________________________________________
Şimdi en çok merak ettiğim konu,
Toplumsal Mutabakat denilen olguya nasıl ulaşabiliriz ?
Yani bu toplumun; Doktoru, Öğretmeni, Subayı, Hakimi, Savcısı, Avukatı, Esnafı, İşçisi, Çiftçisi, Sanayicisi, Hemşiresi, Astsubayı, Polisi, Muhasebecisi vs. vs. hepsinin ortak olarak kabul edeceği milli bir fikir ve bu fikir doğrultusunda ortak hareket tarzı oluşturulabilir mi ?
öylesine kendi kendime düşünüyorum işte,,,,
Fikri olan var mı ?
Re: Yap-İşlet-Devret Kanun Tasarısı
Alıntı:
gurdalan rumuzlu üyeden alıntı
Bazı şeyleri tekrar düşünüyorum da;
2- Sayın ''Akademik Sultan''ın dediği ;
=============================================
Bizi kurtaracak yeni bir kurtarıcı bekleme fikrinden hareketle sanırım bir beyin fırtınası öneriyorsunuz..
Öncelikle şunu söylemeliyim, bizi ancak Musatafa Kemal kurtarır diyerek öylece yeni bir kurtarıcı bekleme fikrini çok ütopik buluyorum. Bu gerçekçi değil. Bizi ancak biz kurtarırız.
;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;; ;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;
fikire katılıyorum, zaten o nedenle ; Atatürk ismini hiç kullanmadım, onun yerine Mustafa Kemal isimlerini kullandım. Daha açıkçası, isminin Mustafa Kemal olması şart değil. Ali, Veli, Ahmet, Mehmet, Ayşe, Fatma, Emine vs. hiç fark_etmez gerçek ve sağlam bir lider olsun.
Benim merak ettiğim gerçek bir lider peşinden nereye kadar gitmeye hazırız ? Böyle bir hareket olursa; Çerkez Ethem'ler, Topal Osman'lar, Demirci Mehmet Efe'ler türer mi yeniden ?
Yoksa; Kara Fatma'lar, Kezban Anneler, Elif Bacılar, Yörük Ali Efeler, Seyit onbaşılar, Yahya çavuşlar, Kazım Karabekir'ler yetişiyor mu hala bu topraklarda ?
;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;; ;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;;
___________________________________________
Şimdi en çok merak ettiğim konu,
Toplumsal Mutabakat denilen olguya nasıl ulaşabiliriz ?
Yani bu toplumun; Doktoru, Öğretmeni, Subayı, Hakimi, Savcısı, Avukatı, Esnafı, İşçisi, Çiftçisi, Sanayicisi, Hemşiresi, Astsubayı, Polisi, Muhasebecisi vs. vs. hepsinin ortak olarak kabul edeceği milli bir fikir ve bu fikir doğrultusunda ortak hareket tarzı oluşturulabilir mi ?
öylesine kendi kendime düşünüyorum işte,,,,
Fikri olan var mı ?
Var!:)
Önce Lider kimdir? Buna bakalım.
"Topluma yarar sağlayan değişimi yönetmek için, sorumluluğu; sezgi, zeka ve bilgiye dayalı karar ve uygulamalarla taşıyan kişiye lider denir. Lider; elindeki gücü kullanabilme kapasitesine bağlı olarak, çevresini etkileyen kişidir. Gerektiğinde aldığı zor kararların ve sonuçlarının ardında durmasını bilir.
Lider, insanın başkalarından aldığı bilgilerle bilgili olabildiğini, ancak sadece kendi aklı ile akıllı olabildiğini bilir. Bu nedenle çevresine danışır ancak son kararı hep kendisi verir, şüphesiz tüm sorumluluğu alarak...
Temel yaklaşım olarak; çevresinde bulunan bireyleri hitabet gücü, sahip olduğu bilgi ve vizyonu ile etkileyip, sürükleyen bir yapıya sahiptir. İnsanları dinler ve anlamak için özel çaba sarf eder. Çevresindeki herkesin en iyi yanlarını geliştirmelerine olanak sağlayacak olumlu değişim ve sürekli öğrenme ortamları sağlar. Sahip olduğu güçlü sosyal değerler sayesinde çevresinde yarattığı “karizma” sahip olduğu örnek kişilik ve tutarlı davranışları, diğer insanlar için etkin bir rol modeli olmasına yol açar."
http://tr.wikipedia.org/wiki/Liderlik
Liderliğin doğuştan mı ,sonradan mı kazanıldığı yoksa ortamların mı liderler yarattığına ilişkin araştırmalar hala sürüyor. Üzerinde çok sayıda çalışma yapılan konulardan biri de liderlik konusu.
Ben de size şu soruyu yöneltmek isterim. Bugün böyle kitleleri peşinden sürükleyebilecek liderlerimiz mevcut mudur? Bizi kurtaracak? Siz söylemişsiniz. Adı önemli değil. Ali olur, Veli olur, ben de diyorum ki Ayşe olur, Fatma olur.. var mı çıkar mı, bu koşullar bir lider yaratır mı?
Ben bir kurtarıcının gelip de bizi kurtaracağı fikrine inanmıyorum. Böyle bir şeyi bekliyorsak eğer, bunu anlamsız buluyor ve bizlere yakıştıramıyorum. Mustafa Kemal'i ortaya çıkaran koşullar ile bugünkü koşullar kesinlikle kıyaslanamaz. Bugün sıkıntılar elbette mevcut. Toplumsal mutabakattan bahsetmişsiniz. Tüm meslek gruplarının bir araya gelip milli bir fikir doğrultusunda hareket edebilmesinin mümkün olup olmadığından. Elbette mümkündür. Bu insanları hafife almamak lazım. Milli bilincimiz hala diridir. Ufacık bir tehdit, küçük bir kıvılcım bu insanların milli duygularını tutuşturmaya yetiyor. Durdurabilene aşk olsun. Sorun şu ki: Bir araya gelmek için hep bir dış tehdit bekliyoruz. Yanlış olan bu. Onun haricindeki durumlarda da toplumsal mutabakata varabileceğimiz ortamlar yaratabilir, birbirimizi dinleyebilir ve anlayabilirsek sorunların üstesinden daha kolay gelinebilir.
Beklediğiniz ya da beklenilen o kurtarıcı değil kurtarıcılar biziz. Her birimiz.. Bize ancak biz yardım edebiliriz.
Mesneviden bir hikaye vardır ana hatlarıyla aktarayım.. Eşek kuyuya düşmüş. Sahibi önce şaşırmış, nasıl çıkarırız diye düşünmüş. Çıkaramayacağına karar vermiş. En iyisi acı çekmesin ölsün diye kuyunun üstünü örtelim mezar edelim burayı ona demiş. Başlamış kuyuya kürekle toprak atmaya. Kuyuya toprak atıldıkça eşek debelenmiş, o debelendikçe toprak altına yığılmış. Bu böyle devam ettikçe toprak yüksele yüksele bir bakmış ki eşek yukarı çıkmış.. Yani demem şu ki, eşek bile içinde bulunduğu koşuldan kurtulmak için ve bunu değiştirmek için debelenmesini bilmiş.. Ki biz insanlar daha iyisini yapabiliriz sanırım..:rolleyes:
Saygılar..
Toplam 1 dosya bulunuyor
Re: Yap-İşlet-Devret Kanun Tasarısı
Yap-İşlet-Devret,,, aslında hiç de özelleştirme değildir, çünkü özelleştirme ile eş zamanlı nihai bir alım/satım'dan bahsetmekteyiz.
Yap İşlet Devret Modeli: İleri teknoloji ve yüksek maddi kaynak * ihtiyacı duyulan projelerin gerçekleştirilmesinde kullanılmak üzere geliştirilen özel bir finansman modeli olup, yatırım bedelinin (elde edilecek kar dahil) sermaye şirketine veya yabancı şirkete, şirketin işletme süresi içerisinde ürettiği mal veya hizmetin idare veya hizmetten yararlananlarca satın alınması suretiyle ödenmesini (3996 sayılı Kanun/ madde 3) ifade eder,
Açıklaması; Kamunun/Hazinenin finansman sıkıntısını tesciller. Ancak bu finansman sıkıntısının olduğu alanlara da baklam lazım,,,
yüksek maddi kaynak ve ileri teknoloji gerektiren otoyol, köprü, tünel, liman, havalimanı, baraj, sulama, içme suyu, kullanma suyu, arıtma tesisi ve kanalizasyon, elektrik üretim, iletim ve dağıtımı, haberleşme, çevre kirliliğini önleyici yatırımlar, vb.'leri...
YİD modelini en çok 'yerel yönetimler' uygulamış, uygulamaktadır...
Demek ki; yerel yönetimler, aslında ağır bir finansman sorunu yaşamakta, ve asli görevlerinin bir kısmını (yukarıda sayılanlardan) özellikle yerine getirerememektedir.
Yerel yönetimler; giderini karşılayamadıkları bu alanlara ait gelirlerden uzun yıllar boyunca YİD modeline müracaat halinde vazgeçmektedir.
YİD modeli kısıtlı kullanımı şart olan bir hizmet modelidir... Zira finansman açığından doğan sıkıntı; ilgili alanlarda kaynağın yerli ve yabancı özel sermayelerce karşılanması ile giderilmemekte, zaman için de kamu gelirlerini de azaltıcı etkisini göstermektedir. Bu azalan gelirler,,, diğer veya yeni karşılanamayan, finansmanı sağlanamayan projelere yataklık yapmaktadır. Demek ki YİD modeline paradoksal bir yaklaşım şarttır.
Üstelik YİD modeli özellikle bazı siyasi parti mensubu 'belediye'lerin 'yerel yönetim'de halkın takdirini ve onayını kazanmış hizmetleri teminde başarı göstermek için 'başkasının takkesi ile selam dahi veremedik'leri, aslında 'kellerini uzun bir zaman boyunca başkalarının takke'lerine hibe ettikleri' bir mali idare biçimidir.
Biz de deriz ki; 'bunlar belediyeciliği' biliyorlar!!!!
Tuhaf olanı da; YİD modeli devletin 'elimi cebime atmadan, x işindeki büyük ve mühim ihtiyacımı nasıl gideririm, (üstelik tüh ki ne tüh! ihtiyaç doğan alan da yüzdeyüz görülmesi gereken kamusal hayati ihtiyaç alanı??) sualine' verdiği en iyi cevap mıdır?
Örneklere bakmak lazım... İşte bunlardan biri;
Re: Yap-İşlet-Devret Kanun Tasarısı
Sayın ; ''Akademik Sultan'' ve ''Cognis'' cevaplarınız ve duyarlı yazılarınız için teşekkürler :))
Akademik_Sultan'ın lider tanımına katılıyorum,
bununla beraber bir lidere ihtiyacımız olduğuna da inanıyorum.
Fakat bu lideri, sürünün çobanı modunda değil, toplumun önderi seviyesinde düşünüyorum. Belirttiğiniz gibi ;
__________________________________________________ ______________
Sorun şu ki: Bir araya gelmek için hep bir dış tehdit bekliyoruz. Yanlış olan bu. Onun haricindeki durumlarda da toplumsal mutabakata varabileceğimiz ortamlar yaratabilir, birbirimizi dinleyebilir ve anlayabilirsek sorunların üstesinden daha kolay gelinebilir.
Beklediğiniz ya da beklenilen o kurtarıcı değil kurtarıcılar biziz. Her birimiz.. Bize ancak biz yardım edebiliriz.
================================================== ========
Benim de merak ettiğim; başımız derde girmeden toplumsal mutabakat nasıl sağlayabiliriz ? Çoğulcu demokrasi ile çoğunluklu demokrasiyi birbirine karıştırmadan toplumsal faydalanmayı nasıl sağlayabiliriz ? Parlamentolu demokrasiyi, parlamenter demokrasi süsü ile kullanmadan halk yararına halk iradesi nasıl tecelli ettirilecek !?
Cognis'in, verdiği bilgiler bilgi hazinemi [ ve bu konuya bakış açısal ufkumu ] genişletti. Teşekkür ederim. Özellikle YİD'in uygulama alanlarının ve boyutlarının toplumun kalıcı yararı gözetilerek yapılması konusunu daha önce hiç düşünmemiştim.
YİD uygulamasını kendi çıkarları doğrultusunda kullanan ülkeler tarihte kabulü mümkün olamayacak boyutlara [ Örn. İngiltere Çin'de tüm ticareti, Hindistan'da tüm savunmayı üslenmişler bu ülkeler hatalarından dönmeye kalktıklarında ise çok ağır bedeller ödemişler ] vardırmışlar.
Peki günümüzde ülkemizin dar boğazı olan ''sürdürülebilir enerji''sizlik ve ''iş''sizlik konusu toplumsal uyuşma ile aşılabilir mi ?
Bu konularda YİD'ler topluma kalıcı zarar vermeden nasıl uygulanabilir ?
saygılarımla :))
Re: Yap-İşlet-Devret Kanun Tasarısı
Alıntı:
gurdalan rumuzlu üyeden alıntı
Sayın ; ''Akademik Sultan'' ve ''Cognis'' cevaplarınız ve duyarlı yazılarınız için teşekkürler :))
Akademik_Sultan'ın lider tanımına katılıyorum,
bununla beraber bir lidere ihtiyacımız olduğuna da inanıyorum.
Fakat bu lideri, sürünün çobanı modunda değil, toplumun önderi seviyesinde düşünüyorum. Belirttiğiniz gibi ;
__________________________________________________ ______________
Sorun şu ki: Bir araya gelmek için hep bir dış tehdit bekliyoruz. Yanlış olan bu. Onun haricindeki durumlarda da toplumsal mutabakata varabileceğimiz ortamlar yaratabilir, birbirimizi dinleyebilir ve anlayabilirsek sorunların üstesinden daha kolay gelinebilir.
Beklediğiniz ya da beklenilen o kurtarıcı değil kurtarıcılar biziz. Her birimiz.. Bize ancak biz yardım edebiliriz.
================================================== ========
Benim de merak ettiğim; başımız derde girmeden toplumsal mutabakat nasıl sağlayabiliriz ? Çoğulcu demokrasi ile çoğunluklu demokrasiyi birbirine karıştırmadan toplumsal faydalanmayı nasıl sağlayabiliriz ? Parlamentolu demokrasiyi, parlamenter demokrasi süsü ile kullanmadan halk yararına halk iradesi nasıl tecelli ettirilecek !?
saygılarımla :))
Kısa ve öz bir yanıt veriyim mi sayın gurdalan?
Demokrasiyi bir kültür olarak benimsemiş bireylerle mümkün bu ancak..
Bir kurtarıcı GELMEYECEK..
Beklemenin yararı yok. Beklemek zaman kaybı. Elinizi taşın altına koymak en kestirme çözüm. Fakat nasıl? Bize hangi elimizi hangi taşın altına ne kadar koyacağımızı da birilerinin söylemesini beklersek o zaman iş kötü işte..Maalesef durum budur..
Bu aralar çok karamsarım sanırım.. :rolleyes:
Re: Yap-İşlet-Devret Kanun Tasarısı
http://www.aksam.com.tr/images/2009/...ldirim_759.jpg
Otoyollar kolay satılsın diye otomatik zam tedbiri
Kriz nedeniyle özelleştirmelerde umduğunu bulamayan hükümet önümüzdeki dönemin en önemli özelleştirmesi olan köprü ve otoyolların satışında 'otomatik zam' formülü üzerinde çalışıyor.
Kaynak:http://www.aksam.com.tr/2009/05/29/h...m_tedbiri.html
Re: Yap-İşlet-Devret Kanun Tasarısı
Bu işlerin ekonomik ve siyasi boyutunun yanı sıra hukuki boyutu da biraz şüpheci olmamıza etki ediyor.iz
Bildiğiniz üzere geçen yıllarda çıkarılan bir kanunla yap işlet devret modelindeki ihaleler maliye bakanlığının yetkisine verilmişti
E peki buna rağmen neden hala kanunlarla bu işler yapılıyor?
Cevabı biraz düşündürücü.
Çünkü kanun dediğimiz şey genel, soyut, kişilik dışı ve bir kez kullanılmakla tükenmeyen şeylerdir.Halbuki özelleştirme ve yap-işlet-devret ihaleleri yüzde yüz özel,kişisel ve bir kez kullanılmakla tükenen kanunlar ile yapılıyor
Minareyi çalan kılıfını hazırlar derler.Kanunla yapılan bu şeylerin Yüksek Adalet Divanı'na taşınması söz konusu değildir.Bana kalırsa işte bu yüzden AKP nasıl olsa kanunu kolaylıkla çıkarıyorum diyerek bir dolambaçlı yol izleyerek Yüksek Adalet Divanı'nın şerrinden kendini koruyor.
Peki nereye kadar böyle gidecek ?