-
slm arkadaşlar
kusra bakmayın böyle sohbetinizi böldüm ama benimde diyeceklerim var. bende o görüntüleri izlerken inanamadım. ben buna vatan hayinliği diyorum ama aslında vatanı olmayan iki üç çapulçudanda bu beklenirdi. ama şuda varki her kürdüde böyle değerlendirmemek lazım çünkü içlerinde hakkatten çok ii insanlar var nerdeyse senden benden türk o derece. hatırlarsınız abd-ırak savaşını aslında pek savaş sayılmaz. çünkü hiç direnme vatanını savunmadılar.neyse o sıralar bilgisayarımı bi bilgisayara götürmüştüm. ve ordaki abinin kürt olduğunu biliyodum. bilgisayarda gezinirken bana ıraktaki abd askerlerinin ırak kadınlarına yaptıkları tecavüzlerin fotografları gösterdi. ve dediki işte bunlar varya hepsini hak etti çünkü dışardan gelen birilerine babalarını sattılar aslında babaları ne kadar kötüde olsa sonuçta seni savunacak biri seni olmasa ülkesini sen babanı satarsan dışardan gelende bacını s... dedi ve ekledi sende biliyosun ki ben kürdüm. ve ırakta kürdistan hareketi var böyle bir durumda savaş çıksa türkiyeyle kürtler arasında (kürdistan hareketleri yüzünden) kesinlikle ve kesinlikle türkiyenin yanında yer alırım gerekirse silah kuşanır orduya katılırım. çünkü ben bu ülkede yaşıyorum çünkü ben bu ülkenin ekmegini yiyorum bu ülke benim bacımı koruyo bu ülke karımı koruyo bu ülke coçuklarımı eğitiyo .tamam bazı yanlış olaylar ve uyğulamalar var ama bu her ülkede olur.dedi ve hakkattende doğru söyledi kusra bakmayın biraz rahatsız ettim herkese bu türlü hayinlerle karşılaşmamayı nasip eylesin
(YANLIŞ ANLAMAYIN AMA DENİZ GEZMİŞİN SON NEFESİNDEKİ SÖZLERİ SÖYLEMEK İSTİYORUM)
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE YAŞASIN TÜRK VE KÜRT HALKLARININ KARDEŞLİĞİ
-
ERTUĞRUL ÖZKÖK
HÜRRİYET 23.03.2005
Biz büyütmek istemedikçe
PAZAR akşamı televizyonda Nevruz gösterilerini izliyorum. Mersin’deki gösterilerde bir grup Türk bayrağını yere vuruyor.
Pazar günü olduğu için gazeteye gitmemiştim.
Açıp yazı işlerindeki arkadaşlara soruyorum.
‘Çocuk yaşta bazı kişiler. Provokasyon olduğu belli. O nedenle fazla büyütmedik’ diyorlar.
Ben de yaptıklarını doğru buluyorum.
Nitekim ertesi gün öteki birçok gazete gibi Hürriyet de bayrak olayını büyütmüyor.
Dediğim gibi, sorumlu davranma arzusunun sonucu...
* * *
Belki size ters gelecek ama, o çocuklara bakarken başka bazı çocukları hatırlıyorum.
İsterseniz size de hatırlatayım.
Güvenlik kuvvetleri Kızıltepe’de bir baba ile çocuğunu öldürdüğü zaman en büyük itirazımız neydi? Devletin yakasına yapışıp ne soruyorduk?
Küçücük bir çocuktan terörist olur mu?
Sormakta haklıydık.
Olmaması gerekirdi.
Ben de dahil, pek çok insan polisin yaptığına içerlemiştik. Öfkelenmiştik.
Hem de fena halde öfkelenmiştik.
* * *
Ama bakın aradan geçen süre içinde karşımıza neler çıktı.
Önce Diyarbakır’da küçücük bebelerin üzerinden 25 kaçak silah çıktı.
Kaçakçılığı yapan kimdi?
Elbette babası.
Ama kullandığı kişiler 4-5 yaşındaki çocukları.
Küçücük bebekten kaçakçı olur mu?
Olmaması gerekir.
Ama bakın oluyor.
* * *
Bayrak olayı kurşun yarası gibi.
Yeni yeni hissetmeye başlıyoruz.
Bu öyle bir şey ki, biz büyütmek istemesek de, kendi kendine büyüyor.
Konu bayrak olunca, provokatörün gücü bizimkinden fazla oluyor.
Biz insanları kışkırtacak tavırlar almaktan kaçsak da, toplumda insanların tavırları çığ gibi geliyor.
Çünkü konu bayrak...
Uğruna bunca kan dökülen, bunca şehit verilen, bunca ağıt yakılan, bunca marş bestelenen ve hep bir ağızdan söylenen en yüce sembol...
Sonunda iş geldi, Genelkurmay Başkanlığı’nın bildirisine dayandı.
Emin olalım ki, Türkiye’de milyonlarca insan bir kere daha ‘İyi ki ordumuz var’ dedi.
* * *
Bu duyarlılık hepimiz için iyidir.
Ortak sembollerine sahip çıkamayan toplumlar yıkılıp gitmeye mahkûmdur.
Ama hepimiz bilelim ki, önümüzdeki süreçte bu tür provokasyonlar devam edecek.
İspanya’nın AB’ye tam üyelik sürecine bir bakın.
Buna benzer birçok olay orada da olmuştur.
Ama bu provokasyonlar, İspanya’yı büyük yürüyüşünden vazgeçiremedi.
İspanya bugün hem ekonomik hem kültürel alanda İtalya’yı geride bıraktı.
Avrupa’nın en canlı ve dinamik ekonomisini kurdu.
Dünkü Hürriyet’te okumuşsunuzdur.
London Times Gazetesi, Türkiye’nin gelişmesini, Franco sonrası İspanya’nın gelişmesine benzetmiş. Doğru.
Bir yol arızası olmazsa Türkiye Avrupa’da bu yüzyılın ilk ekonomik mucizesini yaratabilir.
O nedenle hassasiyetimizi bütün gücümüzle gösterelim, ama provokatörün bizi yolumuzdan çevirmesine de izin vermeyelim.
Bu Türkler kadar, samimi Kürtlerin de en önemli görevidir.
* * *
Bütün bunları söyledikten sonra yine başa dönüp, içimi kemiren o şüpheyi dile getireceğim.
Beş altı yaşında bir çocuk terörist olabilir mi?
Sekiz on yaşında bir çocuk provokatör olabilir mi?
Olmaması lazım.
Kendi kendine de olamaz.
Ama onu aşağılık biçimde kullanmaya hazır bir babası, yakını, mahalle arkadaşı, büyüğü varsa, biliniz ki çocuk terörist de olur, provokatör de.
Bunu da unutmayalım...
Bir şeyi daha unutmayalım.
Bu millet Kurtuluş Savaşı’nda bile bir tek çocuğu ön saflara sürmedi.
--------------------------------------------------------------
-
ERTUĞRUL ÖZKÖK
HÜRRİYET 23.03.2005
Biz büyütmek istemedikçe
PAZAR akşamı televizyonda Nevruz gösterilerini izliyorum. Mersin’deki gösterilerde bir grup Türk bayrağını yere vuruyor.
Pazar günü olduğu için gazeteye gitmemiştim.
Açıp yazı işlerindeki arkadaşlara soruyorum.
‘Çocuk yaşta bazı kişiler. Provokasyon olduğu belli. O nedenle fazla büyütmedik’ diyorlar.
Ben de yaptıklarını doğru buluyorum.
Nitekim ertesi gün öteki birçok gazete gibi Hürriyet de bayrak olayını büyütmüyor.
Dediğim gibi, sorumlu davranma arzusunun sonucu...
* * *
Belki size ters gelecek ama, o çocuklara bakarken başka bazı çocukları hatırlıyorum.
İsterseniz size de hatırlatayım.
Güvenlik kuvvetleri Kızıltepe’de bir baba ile çocuğunu öldürdüğü zaman en büyük itirazımız neydi? Devletin yakasına yapışıp ne soruyorduk?
Küçücük bir çocuktan terörist olur mu?
Sormakta haklıydık.
Olmaması gerekirdi.
Ben de dahil, pek çok insan polisin yaptığına içerlemiştik. Öfkelenmiştik.
Hem de fena halde öfkelenmiştik.
* * *
Ama bakın aradan geçen süre içinde karşımıza neler çıktı.
Önce Diyarbakır’da küçücük bebelerin üzerinden 25 kaçak silah çıktı.
Kaçakçılığı yapan kimdi?
Elbette babası.
Ama kullandığı kişiler 4-5 yaşındaki çocukları.
Küçücük bebekten kaçakçı olur mu?
Olmaması gerekir.
Ama bakın oluyor.
* * *
Bayrak olayı kurşun yarası gibi.
Yeni yeni hissetmeye başlıyoruz.
Bu öyle bir şey ki, biz büyütmek istemesek de, kendi kendine büyüyor.
Konu bayrak olunca, provokatörün gücü bizimkinden fazla oluyor.
Biz insanları kışkırtacak tavırlar almaktan kaçsak da, toplumda insanların tavırları çığ gibi geliyor.
Çünkü konu bayrak...
Uğruna bunca kan dökülen, bunca şehit verilen, bunca ağıt yakılan, bunca marş bestelenen ve hep bir ağızdan söylenen en yüce sembol...
Sonunda iş geldi, Genelkurmay Başkanlığı’nın bildirisine dayandı.
Emin olalım ki, Türkiye’de milyonlarca insan bir kere daha ‘İyi ki ordumuz var’ dedi.
* * *
Bu duyarlılık hepimiz için iyidir.
Ortak sembollerine sahip çıkamayan toplumlar yıkılıp gitmeye mahkûmdur.
Ama hepimiz bilelim ki, önümüzdeki süreçte bu tür provokasyonlar devam edecek.
İspanya’nın AB’ye tam üyelik sürecine bir bakın.
Buna benzer birçok olay orada da olmuştur.
Ama bu provokasyonlar, İspanya’yı büyük yürüyüşünden vazgeçiremedi.
İspanya bugün hem ekonomik hem kültürel alanda İtalya’yı geride bıraktı.
Avrupa’nın en canlı ve dinamik ekonomisini kurdu.
Dünkü Hürriyet’te okumuşsunuzdur.
London Times Gazetesi, Türkiye’nin gelişmesini, Franco sonrası İspanya’nın gelişmesine benzetmiş. Doğru.
Bir yol arızası olmazsa Türkiye Avrupa’da bu yüzyılın ilk ekonomik mucizesini yaratabilir.
O nedenle hassasiyetimizi bütün gücümüzle gösterelim, ama provokatörün bizi yolumuzdan çevirmesine de izin vermeyelim.
Bu Türkler kadar, samimi Kürtlerin de en önemli görevidir.
* * *
Bütün bunları söyledikten sonra yine başa dönüp, içimi kemiren o şüpheyi dile getireceğim.
Beş altı yaşında bir çocuk terörist olabilir mi?
Sekiz on yaşında bir çocuk provokatör olabilir mi?
Olmaması lazım.
Kendi kendine de olamaz.
Ama onu aşağılık biçimde kullanmaya hazır bir babası, yakını, mahalle arkadaşı, büyüğü varsa, biliniz ki çocuk terörist de olur, provokatör de.
Bunu da unutmayalım...
Bir şeyi daha unutmayalım.
Bu millet Kurtuluş Savaşı’nda bile bir tek çocuğu ön saflara sürmedi.
--------------------------------------------------------------
-
23.03.2005
Bekir COŞKUN
Ateşin üzerinde...
bcoskun@hurriyet.com.tr
NEVRUZ ateşinin üzerinden atlamak yeni devlet politikası.
Valiler, emniyet müdürleri, garnizon komutanları, belediye başkanları, kaymakamlar, yardımcıları, il önde gelenleri ve misafirler Nevruz ateşinden atladılar.
O sene bakanı tam ateşin üzerinde havadayken görüntülemişti arkadaşlarımız.
Biz buna, üst düzey atlama diyoruz.
Ayaklar havada boş bisiklet pedalı çevirirken, yanlara açık kollar boşlukta ‘O’ harfi çiziyor ve ağız açık olduğu halde gözler aşağıya bakıyor, ateş orada mı?
Çünkü koşup koşup ateşin tam ortasına oturma olasılığı her zaman var.
Böyle durumlarda medyanın yanan yerin resmini manşetten gösterme eğilimi ile devletin Nevruz politikasını sıcak tutma çabası uyum sağlar sağlamasına...
Sorun; gündemin merkez odak noktasının değişmesidir...
Neyse ki salimen atladı devlet.
*
Kutlamalara devletin bu ilgisi, Nevruz’u bölücü Kürtlere kaptırmamak politikasıdır, bilirsiniz.
Nitekim devlet adamlarının ateşten atlamadan önce iki, atladıktan sonra da iki kez medyaya dönüp ‘Nevruz hepimizin bayramıdır’ demeleri bundan.
Ancak ateşe oturmayı göze almış iyi niyetler boşuna.
Apo’nun zafer işareti yapan bacılarını Diyarbakır’da protokole oturtmuş ahmak zihniyeti, dün Hürriyet’in iç sayfalarında gördünüz.
Onca kan dökmüş bölücü liderinin izini kaybedince, parmakları havada bacılarını protokole getirip yerleştirmekte iyi niyet var mı?..
Size hiç devlete saygı gibi geldi mi?
Ülkemizin bütünlüğünü amaçlayan bir girişim gibi gözüktü mü; parmakları havada Apo’nun bacıları?..
Kürtlerden cumhurbaşkanları, başbakanlar, genelkurmay başkanları, meclis başkanları çıktığını... Üç milyondan fazla Kürt nüfusuyla İstanbul’un dünyanın en büyük Kürt kenti olduğunu... Apo’nun bile insafa gelip Türkiye’ye haksızlık yapıldığını itiraf ettiğini unutup, Türk bayrağını yakmalarını koyun bunun üzerine...
*
Bin bir ihanet-kin ve ahmaklık karşısında, yine de devletin valileri, komutanları, kaymakamları Nevruz ateşinden iyi dileklerle hopadanak atladılar.
Eğer akıllı Türkler ile iyi niyetli Kürtler bir gün bu ateşimsi sorunun üzerinden atlamayı başarır da, ülkemizde barışı-kardeşliği sağlarlarsa, bunun en uygun simgesi olur Nevruz ateşi.
Yok olmadı, ateşe oturur barış...
-
23.03.2005
Bekir COŞKUN
Ateşin üzerinde...
bcoskun@hurriyet.com.tr
NEVRUZ ateşinin üzerinden atlamak yeni devlet politikası.
Valiler, emniyet müdürleri, garnizon komutanları, belediye başkanları, kaymakamlar, yardımcıları, il önde gelenleri ve misafirler Nevruz ateşinden atladılar.
O sene bakanı tam ateşin üzerinde havadayken görüntülemişti arkadaşlarımız.
Biz buna, üst düzey atlama diyoruz.
Ayaklar havada boş bisiklet pedalı çevirirken, yanlara açık kollar boşlukta ‘O’ harfi çiziyor ve ağız açık olduğu halde gözler aşağıya bakıyor, ateş orada mı?
Çünkü koşup koşup ateşin tam ortasına oturma olasılığı her zaman var.
Böyle durumlarda medyanın yanan yerin resmini manşetten gösterme eğilimi ile devletin Nevruz politikasını sıcak tutma çabası uyum sağlar sağlamasına...
Sorun; gündemin merkez odak noktasının değişmesidir...
Neyse ki salimen atladı devlet.
*
Kutlamalara devletin bu ilgisi, Nevruz’u bölücü Kürtlere kaptırmamak politikasıdır, bilirsiniz.
Nitekim devlet adamlarının ateşten atlamadan önce iki, atladıktan sonra da iki kez medyaya dönüp ‘Nevruz hepimizin bayramıdır’ demeleri bundan.
Ancak ateşe oturmayı göze almış iyi niyetler boşuna.
Apo’nun zafer işareti yapan bacılarını Diyarbakır’da protokole oturtmuş ahmak zihniyeti, dün Hürriyet’in iç sayfalarında gördünüz.
Onca kan dökmüş bölücü liderinin izini kaybedince, parmakları havada bacılarını protokole getirip yerleştirmekte iyi niyet var mı?..
Size hiç devlete saygı gibi geldi mi?
Ülkemizin bütünlüğünü amaçlayan bir girişim gibi gözüktü mü; parmakları havada Apo’nun bacıları?..
Kürtlerden cumhurbaşkanları, başbakanlar, genelkurmay başkanları, meclis başkanları çıktığını... Üç milyondan fazla Kürt nüfusuyla İstanbul’un dünyanın en büyük Kürt kenti olduğunu... Apo’nun bile insafa gelip Türkiye’ye haksızlık yapıldığını itiraf ettiğini unutup, Türk bayrağını yakmalarını koyun bunun üzerine...
*
Bin bir ihanet-kin ve ahmaklık karşısında, yine de devletin valileri, komutanları, kaymakamları Nevruz ateşinden iyi dileklerle hopadanak atladılar.
Eğer akıllı Türkler ile iyi niyetli Kürtler bir gün bu ateşimsi sorunun üzerinden atlamayı başarır da, ülkemizde barışı-kardeşliği sağlarlarsa, bunun en uygun simgesi olur Nevruz ateşi.
Yok olmadı, ateşe oturur barış...
-
Ertugrul Ozkok boyle anlarda insanin damarina basmayi cok iyi bilir. Ne guzel de itiraf ediyor, Turkiye'nin en buyuk tirajli gazetelerinden Hurriyet'in bir Genel Yayin Yonetmeni olarak bu haberi bile sanki onemsizmis gibi orta sayfalara attigini....
Hurriyet'in bu konuda daha bir cok seyi sansur ettigini bizzat biliyorum (ne orta sayfaya ne son sayfaya yazilir).
Hainlik diyemem cunki Ozkogun hain olmadigini biliyorum. Ama bu olaylarin hicbirinin "Provokasyon" degil, halkin asil hislerini yansitan olaylar oldugunu gormek zor degil. Problem de burada, bazi Turklerin baslarini kuma gommesi ve gercek disi yorumlarda bulunmalari.
Eger "provakasyon" degilse, Leyla Zana'nin oldugu yerde, Abdullah Ocalan'in kiz kardeslerinin protokolde isi ne? Ya Leyla Zana'nin kendisi? Devamli etnik basis'e dayali 2 ayri ulustan bahsediyor. Bizleri aptal yerine koymayi birakin lutfen.
-
Ertugrul Ozkok boyle anlarda insanin damarina basmayi cok iyi bilir. Ne guzel de itiraf ediyor, Turkiye'nin en buyuk tirajli gazetelerinden Hurriyet'in bir Genel Yayin Yonetmeni olarak bu haberi bile sanki onemsizmis gibi orta sayfalara attigini....
Hurriyet'in bu konuda daha bir cok seyi sansur ettigini bizzat biliyorum (ne orta sayfaya ne son sayfaya yazilir).
Hainlik diyemem cunki Ozkogun hain olmadigini biliyorum. Ama bu olaylarin hicbirinin "Provokasyon" degil, halkin asil hislerini yansitan olaylar oldugunu gormek zor degil. Problem de burada, bazi Turklerin baslarini kuma gommesi ve gercek disi yorumlarda bulunmalari.
Eger "provakasyon" degilse, Leyla Zana'nin oldugu yerde, Abdullah Ocalan'in kiz kardeslerinin protokolde isi ne? Ya Leyla Zana'nin kendisi? Devamli etnik basis'e dayali 2 ayri ulustan bahsediyor. Bizleri aptal yerine koymayi birakin lutfen.
-
Commodore, Genelkurmay'in tepkisi bir Turk olarak bana hitap ediyor ve tarihimiz cercevesinde ne demek istediklerini cok iyi anliyorum. Okumasi bile zor, kalbinde hissediyorsun. Ama diger tarafta, bayrak yaktilar diye vatandasin pesinden gitmenin gunumuzde ne kadar etkili olacagini bilemiyorum. Askeri muhtira fazlasiyla agir, sert bir yaklasim. Cunki Turkiye'de yasaklarsak, Avrupa'da yapiliniyor. Daha yeni Londra'da Turk bayragini paramparca ediyorlardi, nasil olduysa Ingiliz polis ellerinden aldi.
Turkiye'ye yapilan saldirilardan bunalmis haldeyim. Ama cozum yolu sirf ordu mu? Simdiye kadar 100 milyar dolar ya da fazlasi harcandi.
Teroristlerin klasik yaklasimi bir ulkeyi ilkonce ekonomik olarak cokertmek ondan sonra parcalamak. Ocalan'in game plan'i buydu. Bu paralari harcadikca onlarin ekmegine yag suruyoruz diye dusunuyorum.
Not: Commodore, yaziyi size hitaben basladim, alintiyi siz yaptiniz diye. Elestirilerim (oneri desek daha iyi) askeri yaklasima yonelik, size degil.
-
Commodore, Genelkurmay'in tepkisi bir Turk olarak bana hitap ediyor ve tarihimiz cercevesinde ne demek istediklerini cok iyi anliyorum. Okumasi bile zor, kalbinde hissediyorsun. Ama diger tarafta, bayrak yaktilar diye vatandasin pesinden gitmenin gunumuzde ne kadar etkili olacagini bilemiyorum. Askeri muhtira fazlasiyla agir, sert bir yaklasim. Cunki Turkiye'de yasaklarsak, Avrupa'da yapiliniyor. Daha yeni Londra'da Turk bayragini paramparca ediyorlardi, nasil olduysa Ingiliz polis ellerinden aldi.
Turkiye'ye yapilan saldirilardan bunalmis haldeyim. Ama cozum yolu sirf ordu mu? Simdiye kadar 100 milyar dolar ya da fazlasi harcandi.
Teroristlerin klasik yaklasimi bir ulkeyi ilkonce ekonomik olarak cokertmek ondan sonra parcalamak. Ocalan'in game plan'i buydu. Bu paralari harcadikca onlarin ekmegine yag suruyoruz diye dusunuyorum.
Not: Commodore, yaziyi size hitaben basladim, alintiyi siz yaptiniz diye. Elestirilerim (oneri desek daha iyi) askeri yaklasima yonelik, size degil.
-
Bu ahmaklara kendilerini ifade edebilmeleri için sağlanan özgürlükleri anlamaktan aciz mahluklar bu özgürlükleri yıkma parçalama adına kullanma niyetinde.
bakırhandı apoya 'sayın' diyen
bakırhandı apo için 'görüşleri dikkate alınsın' diyen
bakırhandı 'hükümete ve kongragele eşit uzaklıktayız' diyen
bilakis bakırhan ve avanesi tam pkk nin göbeğinde olanlardır. bu aşağılık insanlardır polise pusu kurarken öldürülüp ailesine geçmiş olsuna giden ve bu insani bir duygu başsağlığı savunmasına sığınanlardır. bu bayrak için mücadele edenler bugün o aşağılık insanları besleyenlerdir.
birgün benim çalıştığım işyerinin müdürü demişti 'elimde olsa bir yerden çizgi çeker o bölgeden kendimi kurtarırdım diyordu. evet açıkça haykırıyorum ben hiçbirinizi sevmiyorum elimde olsa topunuzu dünyanın en uç tarafına sürerdim. bu ülkenin kaynaklarını yiyen bu ülkenin insanların çabalarını yiyen çalan dolandıran bölücü hainlersiniz. bundan ötesi yok inşallah kendi pisliklerinizde boğulursunuz ya da er geç sizi bu pisliğiniz içinde boğacağız hiç kimsenin şüphesi olmasın....