Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
sdt23, yoldaş, sen öyle diyorsan öyledir diyecem ama şimdi sana ayıp etmiş olacam, Cezalarda kanunilik ilkesi geçerlidir Türk ceza kanununda açıkca suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez, yani düzenlemede olmayan bir düzenlemeden dolayı nası oluyorda ceza veriyorsunuz ve bununla kalmıyor ceza oranını artırıyorsunuz?Anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu.Ama yok illa sen öyle diyorsan öyledir tabi.
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Alıntı:
padelt rumuzlu üyeden alıntı
sdt23, yoldaş, sen öyle diyorsan öyledir diyecem ama şimdi sana ayıp etmiş olacam, Cezalarda kanunilik ilkesi geçerlidir Türk ceza kanununda açıkca suç sayılmayan bir fiilden dolayı kimseye ceza verilemez, yani düzenlemede olmayan bir düzenlemeden dolayı nası oluyorda ceza veriyorsunuz ve bununla kalmıyor ceza oranını artırıyorsunuz?Anlamakta güçlük çekiyorum doğrusu.Ama yok illa sen öyle diyorsan öyledir tabi.
Güzel kardeşim,
Yasanın herhangi bir yerinde "yurt içinde, yurtdışında, şurada, burada" diyor mu? Denmediği sürece "her yer" kastedilir. Zaten önceki yasada ne diyordu, "cezası budur ama yurtdışında Türk vatandaşınca yapılırsa 1/3 oranında arttırılır." Şimdiki halinde ne diyor? "(Her yerde) Cezası budur."
Veya bir örnek olarak TCK 125. i ele alalım. "Basın yayın yoluyla yapılırsa ceza şu kadar arttırılır" diyor. Eğer bu fıkra kaldırılırsa "basın yayın yoluyla hakaret" suç olmaktan çıkacak mı? Hayır. Hakaretin suçu belli zaten, sadece basın yayın yoluyla işlendiği için ceza arttırımı uygulanmayacak.
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Güzel kardeşim,
Yasanın herhangi bir yerinde "yurt içinde, yurtdışında, şurada, burada" diyor mu? Denmediği sürece "her yer" kastedilir. Zaten önceki yasada ne diyordu, "cezası budur ama yurtdışında Türk vatandaşınca yapılırsa 1/3 oranında arttırılır." Şimdiki halinde ne diyor? "(Her yerde) Cezası budur."
Veya bir örnek olarak TCK 125. i ele alalım. "Basın yayın yoluyla yapılırsa ceza şu kadar arttırılır" diyor. Eğer bu fıkra kaldırılırsa "basın yayın yoluyla hakaret" suç olmaktan çıkacak mı? Hayır. Hakaretin suçu belli zaten, sadece basın yayın yoluyla işlendiği için ceza arttırımı uygulanmayacak.
Bu ağızlar bana biraz iktidarı savunuyormuşuz hissi verdi ancak ne varki kanunların ülkeselliği prensibine göre ne bizim ülkemizde nede dünyanın hiçbir ülkesinde ve hiçbir hukuk sisteminde başka bir ülkede yapılan aşşağılamadan dolayı cezalandırmaya ilişkin böyle bir düzenleme yoktur.Aksi halde iddia ediyorum dünyanın yarısından fazlası tck'ya takılırdı ve suçlu durumuna düşerlerdi.De bakiyim askerlerimizin başına çuval geçirdiler ( ki bence bu aşşağılamadan öte hakarettir ) biz acaba o şereften yoksun insanları yargılama gücüne sahipmisin?Eğer varsa böyle bir yeteneğin hazır elin değmişken şu ermenileri, rumları, almanları, ispanyolları, fransızları kısaca tüm dünyayı yargıla o zaman?Hükümeti korumak adına bence daha fazla komik duruma düşmemek lazım.
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Siyasi ve ideolojik açıdan bakıyorsunuz. Savunacak bir fikriniz olmadığı için kafanızda beni bir şekilde fişlediniz, başka şekilde saldırmaya başladınız.
Benim hükümeti savunmak gibi bir gayretim yok, yeri gelir eleştiririm de.
Sadece sizin iddialarınızı değerlendirmiş ve sizin endişelerinizin yersiz olduğunu söylemek istemiştim. Ama kasıtlı olarak çarpıtmalara devam edeceksiniz anlaşılan.
301. maddenin yeni hali eleştirilebilir ama sizin yaptığınız gibi değil, çünkü siz ve akıl hocalarınız kafanızdan anlamlar veriyorsunuz.
1. "Türk milleti" ifadesi "Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan Türk vatandaşlarını kapsamaz." dediniz, "Türklük" ifadesi kapsıyor muydu? dedim.
2. "Cumhuriyeti" ifadesi kaldırılınca cumhuriyetin temel nitelikleri de çıkarılmış oldu dediniz. Ben de dedim ki, kanunun gerekçesine bakmak lazım. İran İslam Cumhuriyeti aleyhinde konuşunca bu maddeye göre suç mu işleyeceğim? "Türkiye Cumhuriyeti Devleti" denince neyin hedeflendiği daha iyi ortaya kondu. Zaten "Türkiye Cumhuriyeti Devleti"nin nitelikleri bellidir.
3. Hala yurtdışında aşağılamak artık suç olarak tanımlanmıyor iddiasındasınız,
ben de diyorum ki "her yerde aşağılamak suç, ama eskiden olduğu gibi yurtdışında yapılmasının cezası daha fazla değil." Özellikle bunu güvendiğiniz hocalarınızdan birine sorun. Tabii siz bunu anlamamakta ısrar ederseniz hocanız sizi hukuk fakültesinden mezun etmeyebilir.
Siz fikir tartışması yapmıyorsunuz, hukuk tartışması yapmıyorsunuz, hatta tartışma yapmasını bile bilmiyorsunuz.
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Bozuk imla ve düşük cümleler nedeniyle ne söylemek istediğiniz anlaşılamasa da,
1. Eskiden "Türklük" deniyordu, şimdi "Türk milleti" deniyor.
"Türk milleti" ifadesinin "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının tamamı"nı kapsamadığını iddia ediyorsunuz. Buna katılmak mümkün değil ama diyelim ki bu iki ifade farklı şeyleri nitelesin.
Eskiden var olan "Türklük" ifadesiyle "Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları"nı mı kastetmiş oluyorduk? Yani bu ifadede bir problem varsa eskiden daha çok vardı.
2. Bu da bir başka zorlama çıkarsama.3. Bu ise tamamıyla bir saptırma. Yabancı ülkede aşağılama metinden çıkarılmış değil. Sadece dışarıda yapılmış bir aşağılamaya daha fazla ceza verilmiyor.
Aşağılamak her yerde aynıdır. Nasıl ki, evde, sokakta, okulda, iş yerinde, orada, burada aşağılama aynıysa, Türkiye'nin içinde ve dışında aşağılamanın cezası aynı.
Mesela bir kişi Türkiye sınırları içinde yabancı bir gazeteciye mülakat verse o yurtdışındaki bir gazetede yayınlansa, yurt içinde mi yurt dışında mı aşağılamış olacak?
Veya dışarıda host edilen bir server üzerinden hizmet veren ama Türk'ün sahip olduğu bir sitede yapılan yayın hakkında hüküm ne olacak?
Yurtiçi yurtdışı ayrımı saçma bir ayrımdı, küreselleşmeyle birlikte anlamsız kaldı.
Eskiden yurtdışına gidip şikayet etti, itibarımızı azalttı denilebilirdi, dar bir bakış açısıyla.
Şimdi internet var, teknoloji ilerledi, dünyanın herhangi bir yerinde söylenen, yapılan dünyanın öbür ucundan anında duyuluyor.
Çıkarsamalar zorlamaysa neden bu kadar zorladılar kelimeleri değiştirmek için?
İki üç kelimenin değiştirilmesi çok şeyi değiştirmiyordu da neden değiştirdiler?
Siz kimi kandırıyorsunuz?
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Güzel kardeşim,
Yasanın herhangi bir yerinde "yurt içinde, yurtdışında, şurada, burada" diyor mu? Denmediği sürece "her yer" kastedilir. Zaten önceki yasada ne diyordu, "cezası budur ama yurtdışında Türk vatandaşınca yapılırsa 1/3 oranında arttırılır." Şimdiki halinde ne diyor? "(Her yerde) Cezası budur."
Veya bir örnek olarak TCK 125. i ele alalım. "Basın yayın yoluyla yapılırsa ceza şu kadar arttırılır" diyor. Eğer bu fıkra kaldırılırsa "basın yayın yoluyla hakaret" suç olmaktan çıkacak mı? Hayır. Hakaretin suçu belli zaten, sadece basın yayın yoluyla işlendiği için ceza arttırımı uygulanmayacak.
Basına dava açmaya çok meraklı olan yasayı geçirten AKp'nin başkanı rte değil mi?
Basın yasası da değiştirildi yanlış bilmiyorsam!!!
Tesadüflere bakın:D
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Alıntı:
Av.Fırat Bayındır rumuzlu üyeden alıntı
Sayın padelt,
Profilinizden henüz öğrenci olduğunuz anlaşılıyor. Eğer bir konuyu tartışmaya açıyorsanız verilen cevapları da olgunlukla karşılayıp anti-tezinizi savunabilirsiniz ancak cevaplarınızda "anlamadığın konulara neden balıklama atlarsın hiç anlamam " veya "iddia eden bir kişiye karşı yorum yapmak, diyaloğa girmeye çalışmak boşa kürek çekmedende öte fırtınaya karşı işemekten farksız bir durum" gibi ifadeler meslektaşım/arkadaşım diyerek hitap ettiğiniz kişilere karşı saygısızlıktır. Henüz hukukun abc'sindesiniz ve hukukçuluk salt doktrin bilgisi demek değildir. Hukukçu her hali ve tavrıyla örnek insandır. Düşünce açıklamalarınızda ve hitaplarınızda daha ölçülü ve toleranslı olmanızı tavsiye ederim.
Konuyu hukukçulara kapatmadığınız sürece, bir hukukçu öğrenciye bu şekilde online ders vermeye çalışırken, hukukçu olmayan üyeleri göz ardı etmeniz de sizin zorlama çıkarsamanız olmalı!!!
Hakimlerin sanıklara ilişkin porno görüntülerini izleyerek yorum yapması bu sitede tartışılmıştı. Bizim bildiğimiz ne adamlar var, ağızlarından Allah'ın kelamı düşmezken küfrün en alasını milletin, ümmetin değerlerine fiilleriyle ederler de ceplerini doldururlar. İmla düzeltmekle ülke düzelse, en başından sayın boşbakan değiştirecek üslubunu:D Sorun çözümlerini üslupta arayan bir Türk Milleti değiliz. Öyle olsa başbakanı mazur görmezdik. Hukukçu olarak eleştirmek yerine yardımcı olmaz mıydınız? Ücretsiz tabii pardon!!!
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Alıntı:
opheria rumuzlu üyeden alıntı
Aslında bence sorun eski 301' in gerekçesinden kaynaklanıyordu. Zira 301' in gerekçesi Mustafa Kemal' in tanımladığı Türk'lüğe değil, Türk ırkına atıfta bulunuyordu.
Gerekçenin değiştirilmesi bile sorunu çözecekken "Türk Milleti" ifadesini yanlı bulmak biraz fazla "naif"(!) davranmak gibi geldi bana.
Siz bu ülkede soyu sopu Türk olan, hatta T.C vatandaşı bir kocadan doğma iki çocuğa sahip olan kimliksiz kadınlar olduğundan haberdar mısınız?
Anne babası da Türk diyelim bizim Türkle evli gelinin ve gelemiyor Türkiye'ye, umurunuzda değilse erkeklerinizden doğanların anaları ve umurunuzda değilse kadınlarınızın ataları, siz neyi savunuyorsunuz?
Türkiye'de ilkokullarda Türk And'ını okumaması gerektiğini çocuklarına öğütleyen veliler olduğu gibi, T.C vatandaşı olmadığı halde milleti için çalışanlar Türkler de vardır değil mi?
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Alıntı:
sdt23 rumuzlu üyeden alıntı
Anladığım kadarıyla söylediklerime itirazınız iki noktada olmuş.
Eğer imlanızın düzgün olduğunu ve cümlelerinizin düşük olmadığını iddia ediyorsanız bir Türkçe öğretmenine yazdıklarınızı okutun.
İkinci itirazınız ise
ifademe olmuş.
Fazla uzatmamak için yazmamıştım. Aşağıda uzun uzun yazayım. Demişsiniz ki:
Önceki yasada "Cumhuriyeti aşağılamak" suçtu, şimdi "Türkiye Cumhuriyeti Devleti"ni aşağılamak suç.
Birincisi anayasada yazılı Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerini kapsıyor mu?
Bunu ancak gerekçeden görebiliriz.
Ancak birincisi daha geniş kapsamlı bir ifade. Yani cumhuriyet var, cumhuriyet var. Her birinin nitelikleri farklı. Anayasanın ikinci maddesindeki nitelikler cumhuriyetin değil, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel nitelikleridir.
Mesela bir Demokratik Alman Cumhuriyeti'nin (Eski Doğu Almanya), İran İslam Cumhuriyeti'nin veya başka bir adı cumhuriyet olan rejimin niteliği değildir.
Eski halinde anayasanın 2. maddesi kapsam içine alınıyorsa, (ki dediğim gibi İran İslam Cumhuriyeti aleyhine konuştuğum zaman Cumhuriyeti aşağılamış mı olurum?) yeni halinde de kapsam içine alınıyordur. Merak etmeyin.
Siz kesin Anayasa'nın eski halini açıklamışlardan daha iyi biliyorsunuzdur ki ben Anayasa değişikliğini oylayan meclis üyelerinin de bildiğini varsayıyorum. Değiştirildiğine göre var bir hikmet ama nerede?
Ne önemsiz şeyler değiştirilmiş sizin söylemlerinize bakarsak... Madem bu kadar gereksiz ayrıntılardı neden değiştirildi güzel kardeşim. Neden Tayyip ağzıyla konuşuyorsun? ,
Tabii ki cumhuriyeti aşağılamak artık iran islam cumhuriyetini aşağılamaktan farklı olamaz. İranlıların hakları var, ABD'nin hakları var, AB'nin hakları var, türban hakları var... Allahaşkına Türk'ün Hak'kının lafı mı olur?
Re: Yeni 301'inci maddenin Anayasaya ve Lozan barış antlaşmasına aykırılık iddası
Siz de yazılan üzerinden değil kafanızdaki hayali düşmana karşı yazıyorsunuz sayın serrapd,
Aşağıdaki sözlerimi de anlayamamışsınız.
TCK 125 değiştirilmedi. Bazı suçların belli hallerde işlenmesi halinde ceza arttırılır, başka belli haller ise hafifletici sebep olarak görülür.
Buna TCK 125'te yer alan ağırlaştırıcı hükmü örnek vermiştim. Bu ağırlaştırıcı hüküm kaldırılırsa, basın yayın yoluyla işlenen suç için ağırlaştırılmış ceza uygulanmaz ama genel ceza uygulanır. Demek istediğim buydu. Ama siz sadece altını çizdiğiniz son cümleyi aklınızda tutmuş, bunu bir de Başbakan ile medya arasındaki savaşı ve Başbakanın belli medya kurumları üzerinde hakimiyet kurma çabasını ekleyince benim örneğimden bambaşka yerlere gitmişsiniz.
Benim aşağıda verdiğim örnek farazi bir örnekti. TCK 125'te hakaretin basın yoluyla işlenmesi halinde cezanın arttırılacağı hükmü duruyor. Hatta bu hükmün durması başbakanın, hükümetin işine gelir. Çünkü bu sayede onlara yapılan eleştirilerin hakaret olarak nitelenmesi, bu yolla basın üzerinde baskı kurulması mümkün.
"Veya bir örnek olarak TCK 125. i ele alalım. "Basın yayın yoluyla yapılırsa ceza şu kadar arttırılır" diyor. Eğer bu fıkra kaldırılırsa "basın yayın yoluyla hakaret" suç olmaktan çıkacak mı? Hayır. Hakaretin suçu belli zaten, sadece basın yayın yoluyla işlendiği için ceza arttırımı uygulanmayacak."
Alıntı:
serrapd rumuzlu üyeden alıntı
Basına dava açmaya çok meraklı olan yasayı geçirten AKp'nin başkanı rte değil mi?
Basın yasası da değiştirildi yanlış bilmiyorsam!!!
Tesadüflere bakın:D