Mal beyanının İcra dairesine benim yerime eşim götürebilir mi?

Avukatlık kanunu ile tanımlanan ve avukatın görev alanına giren hiçbir hukuk işlemine itirazım yok. Ancak en azından icra müdürlüğüne verilecek dilekçe gibi işlemlerin neden eş tarafından yapılamadığını anlayamıyorum. Bu işlem eşi doğrudan ilgilendiriyor üstelik. Ama konu Ceza olunca aynı eşin bu defa kararı temyiz hakkı var.
(CMK:Madde 262 – (1) Şüpheli veya sanığın yasal temsilcisi ve eşi, şüpheli veya sanığa açık olan kanun yollarına süresi içinde kendiliklerinden başvurabilirler. Şüphelinin veya sanığın başvurusuna ilişkin hükümler, bunlar tarafından yapılacak başvuru ve onu izleyen işlemler için de geçerlidir.) Eşine karşı verilen bir hükmü eşi temyiz edebiliyor ama eşinin mal beyanında bulunmama cezası alabileceği bir mal beyanı dilekçesini eş vekaletnamesi olsa dahi veremiyor. Konu yasalda olsa bana mantıklı gelmiyor. Burada bir tezat var. Yada yorumda bir farklılık var.
Saygılarımla.

Sayın Kemal Bey
Serzenişlerinizde bence haklısınız. Malesef çürük elmalara her yerde, her meslekte rastlanıyor.Bir Kimsenin alacağını almak için hukuk çerçevesinde yürütülen her çabasına saygılıyım ama malesef bu sınırlar her zaman sağlıklı uygulanmıyor. Siz mal beyanı olarak yazmışsınız ama ben " Olmayan adrese sahte abonelik " başlıklı konumda bir başka yöne değinmiştim. Bir ödeme emri geliyor ve üzerinde; Eki; abonelik sözleşmesi yazıyor. Ancak ne ödeme emri ekinde nede dosyada böyle bir abonelik sözleşmesi yok. Ödeme emri resmi evrak ise ki bence kesinlikle resmi evraktır. Bu ibareyi yazanlar resmi evrakta sahtecilik suçunu işlemiştir. Peki icra müdürlüğü böyle bir ödeme emrini nasıl borçluya yada karşı tarafa gönderebilir? İcra müdürünün ödeme emrini ve dosyayı kontrol etmesi bir yasa emridir. İcra müdürlüğüne gidip itiraz ettiğimizde garip bir hava oluştu. "Neyse canım itiraz edince sorun olmaz "gibi abuk bir cevap verildi. Oysa abonelik sözleşmesi olmalı ve orada yer alması gereken imza kontrol edilebilmeli idi. Bu ödeme emrine hem itiraz edilip, hemde şikayet edilince paldır küldür alacaklıya yazı gönderilip abonelik sözleşmesinin dosyaya konması uyarısı yapılıyor. Peki icra için gelen icra memurları farklımı sizce? Sizin haciz tutanağının bir suretinin bırakılması ile ilgili yazınızı hatırlıyorum. Malesef asla böyle bir suret bırakma gibi bir uygulama yok. Gelen memur tarafsız devletin memuru gibi değil alacaklı vekili gibi davranıyor. Ben yaşadım ve sonucunda hukuken tamamen haklı çıktığım bir olmaması gereken tecrübemde aynen gördüm. İtirazlarımı haciz tutanağına geçirmemek için direnen memur ile atıştım ve mahalle muhtarını tanık olarak çağırdım . Bunun üzerine hiçbir işlem yapmadan memur gitmek istedi. Sonra iş tamamen sarpa sarınca mecburen oturup yasaya uygun tutanak hazırlandı. Dosyadan mal beyanı yada başkaca bir belgenin kaybolması süpriz değil. Ben şikayet dilekçesi için Karşıyaka İcra Hukuk Mahkemesinde nöbeçi hakimden havale alırken, ilgili hakim dilekçemin sadece isim altını değil, ilk sayfasınıda imzalamamı, çünkü bilgisayar ile aynı karakterler ile sayfanın değiştirilebildiğini kendisi söyledi. Bunun sahtecilik olduğunu söylediğimde " malesef oluyor sizin yararınız için söylüyorum " diyebilmiştir. Kısaca icra hukuk hakimi bile mahkemeye sunulan dava dilekçesinde sahtecilik yapılabildiğini açıkça belirtebiliyor ise sizi haklı kılan çok ciddi sorunlar olduğunu kabul etmemiz gerekir. Belki banada itiraz eden avukat dostlarımız olacaktır ama bu anlatılan olayların yaşandığı gerçeğini değiştirmeyecektir. Mal beyanı malesef bir silah gibi kullanıldı. Şimdi iptal sonrası çeşitli tepkiler geldi ama bence bu tepkilerde samimi değil çünkü 76. madde hala ortada geçerli duruyor. Amaç üzüm yemek ise bu maddede amaca uygundur. Genelde mal beyanında bulunmak bile yetmedi. Usule uygun olmadığı gibi gerekçeler ile cezalar verildi. O zaman yasada yazılı olduğu gibi sözlü olarak mal beyanının alınabilmesi gerekirdi. Malesef hiçbir icra müdürlüğü sözlü mal beyanı bugune kadar almadı. Alınsa ve usule uygun olmasa bu defa borçlu sorumlu olmayacaktı. Usulü ne ise o usule göre mal beyanı neden alınmıyordu bunun cevabı hukukçular tarafından sorgulanmadı.
Saygılarımla.

İİK Madde 74 – Mal beyanı, borçlunun gerek kendisinde ve gerek üçüncü şahıslar yedinde bulunan mal ve alacak ve haklarında borcuna yetecek miktarın nevi ve mahiyet ve vasıflarını ve her türlü kazanç ve gelirlerini ve yaşayış tarzına göre geçim membalarını ve buna nazaran borcunu ne suretle ödeyebileceğini yazı ile veya şifahen icra dairesine bildirmesidir.

Sıze katılıyorum Mkocagul bey gercekten haklısınız burası TÜRKİYE

icra müdürlüğünde icra müdürünün önünde borçluya kaldırılan mallarının satışını sen isteyemezsin diyen hukukçu:avukat olduğunu ve bunada icra müdürünün:bağımsız kamu çalışanının evet doğru söylüyor avukat dediğini siz yaşadınızmı bilmem....
çürük elme bizim meslekte de bol hukuk mesleğinde de bol işte ne yapacaksınız arkadaşlar....