haklısınız.
Printable View
haklısınız.
T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/4529
K. 2007/5951
T. 14.5.2007
• KİRACININ AYNI BELEDİYE SINIRLARI İÇİNDE EVİNİN BULUNMASI ( Mücavir Alanda Olduğu Halde Belediye Hududu İçindeki Yerlerden Farksız Her Türlü Belediye Hizmetlerinden Yararlanılan Yerler de Tahliyenin Konusunu Oluşturduğu )
• TAHLİYE DAVASI ( Davalı veya Eşine Ait Olduğu İleri Sürülen Konutun Kiralananla Aynı Şehir veya Belediye Hudutları İçinde Olması ve Davalının Sosyal Durumu Aile Nüfus Sayısı İtibariyle Oturmasına Elverişli Bulunması Gereği )
• TAHLİYE DAVASI AÇMA SÜRESİ ( 6570 Sayılı Yasa'nın 7/Son Maddesine Dayanılarak Açılan Tahliye Davaları Süreye Tabi Olmayıp Her Zaman Açılabileceği )
6570/m.7/son
ÖZET : Dava, aynı şehir ve belediye sınırları içerisinde davalıya ait evi bulunduğundan kiralananın tahliyesine ilişkindir.
6570 sayılı Yasa'nın 7/son maddesine dayanılarak açılan tahliye davasında tahliye kararı verilebilmesi için, davalı veya eşine ait olduğu ileri sürülen konutun kiralananla aynı şehir veya belediye hudutları içinde olması ve davalının sosyal durumu, aile nüfus sayısı itibariyle oturmasına elverişli bulunması gerekir. Mücavir alanda olduğu halde belediye hududu içindeki yerlerden farksız her türlü belediye hizmetlerinden yararlanılan yerler de bu maddenin kapsamı içinde sayılır.
6570 sayılı Yasa'nın 7/son maddesine dayanılarak açılan tahliye davaları süreye tabi olmayıp, her zaman açılabilir.
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
KARAR : Dava, aynı şehir ve belediye sınırları içerisinde davalıya ait evin bulunduğundan kiralananın tahliyesine ilişkindir. Mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının müvekkiline ait taşınmazda 01.09.1999 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli sözleşme ile kiracı olduğunu, davalının kendisi adına T... M... Av. S... A... Sok. No 35/6 Şişli/İstanbul adresinde evinin bulunduğunu belirterek, 6570 sayılı Kanun'un 7/son maddesi gereğince kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ise, davacının kötü niyetli olduğunu, tahliyeyi sağlamak için her türlü yolu denediğini, davacının İstanbul Beşinci Sulh Hukuk Mahkemesinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açtığını, ihtiyacının samimi olmadığını, davacının asıl amacının kira artırmaya yönelik bulunduğunu, sözleşme yapıldığında davacı müvekkilinin konutu olduğunu bildiğini, kendi konutunun sosyal konumuna uygun olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
6570 sayılı Yasa'nın 7/son maddesine dayanılarak açılan tahliye davasında tahliye kararı verilebilmesi için, davalı veya eşine ait olduğu ileri sürülen konutun kiralananla aynı şehir veya belediye hudutları içinde olması ve davalının sosyal durumu, aile nüfus sayısı itibariyle oturmasına elverişli bulunması gerekir. Bu iki koşulun bir arada bulunması zorunludur. Mücavir alanda olduğu halde belediye hududu içindeki yerlerden farksız her türlü belediye hizmetlerinden yararlanılan yerler de bu maddenin kapsamı içinde sayılır.
Olayımıza gelince; davada dayanılan 01.09.1999 başlangıç tarihli ve 3 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı Selmin'in kiralayan ve malik olduğu, sözleşme ve tapu kaydından anlaşılmaktadır. Davacı, davalının aynı şehir ve belediye hudutları içerisinde oturulabilir dairesi olduğunu ileri sürerek, 6570 sayılı Yasa'nın 7/son maddesi gereğince kiralananın boşaltılmasını istemiştir. Mahkemece davanın süre yönünden reddine karar verilmiş ise de, 6570 sayılı Yasa'nın 7/son maddesine göre açılacak dava süreye tabi olmadığından, davanın açılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Nitekim, YHGK'nın 02.12.1992 gün ve 630/724 sayılı kararı da bu doğrultudadır. Bu nedenle, taraf delilleri toplanıp, yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde değerlendirilerek, varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın red edilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenle ( BOZULMASINA ), istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.05.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİ E. 2007/4529 K. 2007/5951 T. 14.5.2007 ÖZET : Dava, aynı şehir ve belediye sınırları içerisinde davalıya ait evi bulunduğundan kiralananın tahliyesine ilişkindir.
6570 sayılı Yasa'nın 7/son maddesine dayanılarak açılan tahliye davasında tahliye kararı verilebilmesi için, davalı veya eşine ait olduğu ileri sürülen konutun kiralananla aynı şehir veya belediye hudutları içinde olması ve davalının sosyal durumu, aile nüfus sayısı itibariyle oturmasına elverişli bulunması gerekir. Mücavir alanda olduğu halde belediye hududu içindeki yerlerden farksız her türlü belediye hizmetlerinden yararlanılan yerler de bu maddenin kapsamı içinde sayılır.
6570 sayılı Yasa'nın 7/son maddesine dayanılarak açılan tahliye davaları süreye tabi olmayıp, her zaman açılabilir.
T.C.
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E. 1982/6-91
K. 1982/762
T. 2.7.1982
• TAHLİYE DAVASI ( Kiracının Aynı Belediye Sınırları İçinde Evinin Bulunduğundan Bahisle )
• KİRACININ MESKENİNİN TAHLİYEYE ETKİSİ ( Aynı Belediye Sınırları İçinde Evi Bulunan Kiracının Çocuklarının Okulunun ve İş Yerinin Evine Uzak Olduğu Savunmasının Dikkate Alınamaması )
• KİRACININ MÜLKİYETİNDE MESKEN OLMASI ( Kiracının Konutunun Olduğu Bölgeye Çocukların Okulunun Nakli Olanağı Varsa ve Bu Bölgeden Kiracı İşine Ulaşım Araçları ile Gidebilecekse Tahliyesine Karar Verilmesinin Gerekmesi )
6570/m.7
ÖZET : Kiracının konutunun olduğu bölgeye, çocukların okulunun nakli olanağı varsa ve bu bölgeden kiracı işine ulaşım araçlarıyla gelebilecekse boşaltma kararı verilmelidir. Yasa koyucunun amaç ve ilkeleri doğrultusunda yorumlanmalıdır.
DAVA : Taraflar arasındaki "tahliye" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bakırköy 3. Sulh Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.5.1981 gün ve 14/492 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 26.6.1981 gün ve 6243-10866 sayılı ilamıyla; ( ... Dava, kiracı olan davalının İstanbul'da oturabileceği meskeni bulunduğundan bahisle, kiralananın boşaltılması isteminden ibarettir. Mahkemece red kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Davalı İçerenköy'ünde oturmaya müsait evinin olduğunu ikrarla, işyerinin ve çocuklarının okulunun kiralananın bulunduğu Bakırköy, Bahçelievler'de olması nedeni ile ulaşım imkansızlığından gidemeyeceklerini savunmuştur. Mahkemece de bu gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı çocuklarının evinin bulunduğu bölgedeki okulları naklettirme ve kendisinin de işine gidip gelmesi için ulaşım imkanlarından faydalanabileceği cihetle, oturulabilecek evinin olduğunun kabulü ile kiralananın boşaltılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde red kararı verilmesi usul ve kanuna aykırıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların iddia ve savunmalarına, dosyadaki belgelere, özel daire bozma ilamında gösterilen gerektirici nedenlere ve özellikle, 6570 sayılı Yasanın 7. maddesinin son fıkrasındaki ( oturabileceği mesken ) deyiminin, yasa koyucunun amaç ve ilkeleri doğrultusunda yorumlanması gerekmemesine; somut olayda, davalı tarafından ileri sürülen ve mahkemece de benimsenerek hükme dayanak yapılan olguların, davalının aynı belediye hudutları içinde
( oturabileceği ) evi olduğunun kabulüne engel teşkil edecek ve dolayısıyla davanın reddini gerektirecek nedenlerden bulunmamasına göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen sebeplerden dolayı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 2.7.1982 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
Benim dogrusu biraz kafam karisti. Yukaridaki karardan yaptigim su alintilara gore; "Dava, kiracı olan davalının İstanbul'da oturabileceği meskeni bulunduğundan bahisle, kiralananın boşaltılması isteminden ibarettir. Mahkemece red kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur." ve sonucta "Temyiz itirazlarının kabulü ile.." boyle bir kanunun yururlukte oldugu ve kiraciyi da evi olmasi sebebi ile oturdugu evin sahibinin bunu bahane ederek evden cikarabilecegi anlasilmakta.
Benim dogrusu biraz kafam karisti. Yukaridaki karardan yaptigim su alintilara gore; "Dava, kiracı olan davalının İstanbul'da oturabileceği meskeni bulunduğundan bahisle, kiralananın boşaltılması isteminden ibarettir. Mahkemece red kararı verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur." ve sonucta "Temyiz itirazlarının kabulü ile.." boyle bir kanunun yururlukte oldugu ve kiraciyi da evi olmasi sebebi ile oturdugu evin sahibinin bunu bahane ederek evden cikarabilecegi anlasilmakta.
Benim mahkeme masraflari konusunda da bir sorum olacak. Ev sahibim kendime ait baska bir evim olmasi sebebi ile tahliye davasi acar ve (muhtemelen) kazanir ise, ev sahibinin actigi bu davanin ona ait masraflarini odemek durumunda miyim? Bunlar mahkeme masraflari oldugu gibi, avukatinin ucretleri de olabilir mi?
Ayrica evsahibim tahliye davasini kazandigi takdirde, evi ne kadar surede bosaltmam istenecektir, eger gerekirse bu sureyi uzatma imkani nedir?