-
gelelim olayla ilgili kişiselleştirilen anlatımın özellikle etik bağlamındaki soru ve suçlamalarınıza
1- şahıs akçeli bir sorumluluk alma karşılığında senetleri kendi iradesi ile verdiğinden, tamamen piyasada kullanıma açık nitelikte olan bu senetlerin her hangi bir yerine 'teminat senedi' ibaresi düşülmemişti.
ayrıca tarafımca,adi bir sözleşme ile,senetlerin kaç adet olduğu niçin alındığı hangi şartlarda iade edileceği ,miktarı vadesi vesaire yazılarak senet veren lehine bir düzenleme yapıldı.
2-şahıs akçeli görevi son bulduğunda bir araya gelip hesaplaşmayı usulüne uygun yapıp senetlerini geri alma iradesi göstermeyince bu duruma karşılık şahitler resmi olmayan-sözlü kefiller(şahsın birinci derece akrabaları) aracılığıyla görüşmeye uzlaşmaya davet edildi.
3-tam 1 yıldan fazla süren bu dönemde hiç bir sonuç alınamıyınca sırf şahısın sorumluluk alıp çözüme yanaşması için icra takibine geçildi.
4-şahıs akçeli işlemde takibe söz konusu olan senedin sadece % 20 si kadar bir zarar oluşturduğu için mantiki olarak haciz baskısı sulhen bir çözüm yolu oluşturmalı diye düşünülürken ve ihtilafın geldiği noktada doğrudan görüşebilme yeteneği gösteremediğindede, bir avukata gerek olmadan sadece şahit ve sözlü kefiller aracılığıyla bile bir uzlaşıma gidilmesi mümkün olduğundan yine hiç bir girişim söz konusu olmadı.
üstelik daha önce ifade edildiği gibi icra müdürlüğüne imzaya itirazdan başka birde sahte senet düzenlemekden savcılığa şikayet edildik.şahıs ve çevresinin tutumu ile ihtilaf husumete dönüştürülmüş oldu.
hani hep denir ya aptal dostun olacağına akıllı düşmanın olsun ya birde düşmanın aptal olursa...gelde ayıkla pirincin taşını...
5-daha önce yazıldığı gibi savcılık sadece şahsın savcılıkdaki tutarsız ifadeleri ve savcılık makamında bizzat aldığı el yazısı ve imza örneklerinden şahsın yalan söyleyip iftirada bulunduğunu anladı birde üstüne bilirkişi raporu gelince hemen asliye cezada iftiradan kamu davası açtı.
6-bu arada yine hem ek baskı olsun hemde 3 senelik zaman aşımını bertaraf etmek için boşuna masrafa girerek 2.senedide icraya vermek durumunda kaldım
7-şahıs adresini değiştirip izini kaybettirdiği gibi yurtdışına çıkmış olma ihtimali de var
buraya kadar subjektif değerlendirmeler yapmamaya azami itina göstererek olayları aktardım.
suçlamalarınıza karşı sorabilirmiyim etik olarak doğru bulunmayan hangi tutum hangi eylemdir
şahısın baştan sona hiç bir tutum ve eylemi etik değil.sadece şunu söyleyebilirimki akçeli sorumluluk aldığı dönemde vermiş olduğu zarar senetlerin bedeli kadar bile olabilirdi.eğer bunu etik bir tutum olarak ifade edebilirsek dolandırıcılık miktarını düşük tutması tek pozitif durumdur.
avukatın etik olmadığını savladığım hususlarsa şunlardır
1-avukatlar bürosuna gelen herkesin ücreti vekaletini almak ister.burda da alacaktır almasın diyen yokda.
sizce avukatlar bir vekalet çıkartıp akabinde kaba bir değerlendirme ile konuya balıklama atlamalımıdır.
yoksa bu örneğe dayalı olarak ifade ediyorum.müvekkille açık ve detaylar ihtiva eden bir sözleşme yapıp karşılıklı sorumluluk ve yükümlülüklerini madde madde belirtmelimidir.
deneyimlerinden hareketle bu tip çek senet mevzularında borçlu gözükenlerin yalan söyleme olasılığı çok daha yüksek değilmidir.
sizce nev-i şahsına münhasır bir hukuki düzenleme olan icra kurumu icra hukuku İİK sair mevzuat nasıl ve niçin vücud bulmuştur.
açıkça temel hak ve özgürlüklere,temel hukuk söylemine aykırı durumları içinde barındıran icra hukuku ve düzenlemeleri borçlunun inkarcılığına emrivaki önlem oluşturmayı gözeterek tesis edilmiş değilmidir.
ekonomik ve ticari hayatın olduğu kadar bu bağlamda ekonomik gelişimli sosyal düzenin istikrarı temelde icra hukukunun düzenlemeleriyle sağlanmıyormu hem önleyicilik hem caydırıcılık bağlamında...
tabiki AB sürecinde ve giderek öne çıkan insan hakları söylemiyle,ceza hukukuyla bağları giderek kopartılmış olarak(çekdeki dolandırıcılık hapis cezası ve bugün içinde mal beyanında bulunmamaya karşı hapis cezasının kaldırılması,v.s gibi)
yine konuyu dağıtmadan bu olayda avukatın etik olmayan tutumu
-müvekkiliyle ilgili ve alakalı olmamak.eğer öyle olmuş olsaydı bir psikolog gibi yaklaşıp müvekkilinin doğruyu söylemesine ikna edebilirdi.
-müvekkilinin konuyla ilgili sahip olabileceği delilleri sorgulamalıydı
-mevcut delillerle ilgili bir ön inceleme yapmalıydı(savcılık dosyası ve icra dosyası)
-hiç bir şey değil müvekkilin vekaletindeki imza ve yazı örneğini incelemiş olsaydı bile senetteki imzanın ve yazının müvekkiline ait olduğunu kabaca tespit edebilir.biraz daha derine inen incelemede senetteki imzanın müvekkiline ait olduğuna kesim kananat getirebilirdi.
-bu durumda imzaya itirazın borçluya getireceği külfet ve sorumluluklardan müvekkilin,ini bilgilendirip hiç değilse davanın kazanılması için böyle dayanıksız bir tez üzerine değilde sonuç alıcı avantajlarının olduğu bir dava stratejisine göre çalışma yapabilirdi.
-bu durumda yapabileceği bir an önce menfi tespit davası açıp müvekkilinin böyle bir borcu olmadığını senetlerin veriliş nedeninin gerekçelerinin ....olduğunun deliller ve şahitlerle ve hatta gerekirse yemin teklifiyle sağlanması olmalıydı
-avukatın davayı müvekkili lehine ipe sapa gelmez mecralara çekebilmesi vesaire için bir şey dediğimiz yok.oyalama yapar bilirkişilere itiraz eder temyize gider bunlara bir şey diyecek değiliz iyi tamam da bu somut olayda bir hukuk fakültesi talebesi bile önceliğin senetlerin bir sözleşmeye dayalı olarak teminat olarak verildiğinin üzerine bir dava strateji kurulması gerektiğini bilir....imzaya itiraz sahtecilik savında ısrar ne demek oluyor mesleği layıkıyla yapmamakdan başka bir sürü sebepleri içeren etik bir yanlışdan başka...
üstelik vekaleti aldığı sıra bir zahmet gidip boçlunun icra dosyasını incelemiş olsaydı.senedin muhtevasından dolayı gözden kaçan ufak bir ayrıntıdan dolayı,senet BONO vasfına haiz sayılamıyacağı için kimsenin farketmediğini farkedebilecek borçlu üzerindeki haciz tehditinin bu sebeple geçersiz olabileceğinide görmüş olacaktı ki ...
bu en basit hukuk bilgisini gerektiren dikkat ve özeni göstermemiş olmasına ne denebilir.bilgisizlik değil
vekil kişinin özen ve itinasızlığının adı nedir!
mesleki sorumluluk
etik ne ile ilişkilidir
serbest yorum
-
bu arada mahkemenin durumuna açıklık getirmeyi ihmal ettiğimi farkettim
evet avukat temyizden hemen sonraki gün dosyaya istifa dilekçesini vererek davadan çekildi.
-dosyanın temyizden gelip gelmediğini tespit etmek için mahkeme kalemine uğradığım bir gün mahkeme kalem m dosyanın temyizden döndüğünü gerekçesininde senedin aslının dosya ile birlikte gitmemiş olduğunu ifade ettiler.
-bu durumda ne olacağını sorduğumda senedin aslını dosya ile birlikte tekrar temyize göndermek için masraf alınması gerektiğini.
borçluya yapılan tebligatların geri döndüğünü vekile temas kurmaya çalıştıklarını ifade ettiler
-vekilin davadan çekildiğini hatırlattığımda tam bir yorum yapmadılar ama istifacı!vekil masrafı vermeyi kabul etmezse o zaman temyize girmez ve karar kesinleşibilir gibi bir yorum yapıldı.
-müvekkilinden vekalet ücretini bile alamıyan istifacı bir vekil ne diye masraf ödesinki(belki bu eylemi etik bir eylem olarak tanımlayabiliriz!)
vede şayet bunu yaptığında bu yasal bir geçerlilik taşırmı
daha sonra(yargıtayın bozma kararından) dosya yı incelediğimde istifacı vekilin masraf yatırdığı için dosyanın tekrar yargıtaya gönderilmiş olduğunu gördüm.evet benim aleyhime olarak yargıtay senedin aslı üzerinden yaptığı incelemeye dayalı olarak bozma kararı vermişti.
borçlu hala kayıp.
acaba mahkeme bu bozma kararına karşı eski kararında ısrar edecekmi yoksa..bundan sonraki süreç nasıl işleyecek.en son şişliye gittiğimde tekrar dosyaya baktım henüz hakim bozma kararına karşı bir işlem yapmamış kalemdekiler bu durumda size bir duruşma günü tebliğ edilecektir dedi bekliyoruz!
evet sayın avukatlar hala soru şu
sizce yargıtay ...hukuk dairesi bu bozma kararını hangi gerekçeye dayalı olarak verdi!
bu arada sayın zara teminat senedi mevzuunu biraz daha çalışsanız diyorum ve bu mevzuyu örnek anlatımlara dayalı açsanızda sayanizde bir öğrensek bu işleri bu haliyle cevabınız hiç bir şey ifade etmiyor.
biraz ciddiyet lütfen ve hakarete kaçmıyacak yorum
dikkat ve özen!
serbest yorum
-
Sayın allami Allah askına ne yapmaya calısıyorsunuz.
hukukçu arkadaslar size yardımcı olmaya calısıyor herbiri için bir kılıf buluyorsunuz eğer bu kadar ii biliyorsanız burada ne isiniz var.
eğer biliyorsanız kosenizde oturun kimseye bisey sormayın. eger bilmiyorsanız aldıgınız cevabı alın ister begenin ister begenmeyin. evet herseyi anlatma başarısızsınız.
zara sonuçta bu işi yapıyor haliyle bu isi calısmıs ki biliyor ancak siz calısmadıggınız icin bu durumlardasınız anlasılan ki herkese sorup duruyorsunuz.
ister alın ister almayın bundan sonrasını söyleyim karar davacıya gonderilecek yada gonderilmiş sayılacak bunu siz sağlayacaksınız. mesela davacının vekaletteki adresine gonderteceksiniz kararı oladıgı takdirde bunu madde 35. e gore tebliğ ettireceksiniz. ardında durusma gununu bu sekilde tebliğ ettirip ilk durusmaya gelmediği takdirde davayı takip etmeyip düşüreceksiniz mesele budur.
-
ALLAMİ! KİMSİN! NESİN! ALLAHAŞKINA!! YAŞIN NE ??İŞİN NE?? UKÂLALİĞIN LÜZUMU YOK! BİR DE HUKUK DERSİ VERSEYDİN BİZE BARİ! AKLIN SIRA BİZE HUKUK DERSİ VERMEYE ÇALIŞIYORSUN GERÇİ KAÇ GÜNDÜR!! SAYIN BENNA'NIN DA DEDİĞİ GİBİ; KONUYU O KADAR İYİ BİLİYORSAN, BU SİTEDE İŞİN NE!! BURADA HARCANIYORSUN RESMEN.(!) O ENGİN BİLGİN (!)VE DEHANLA(!) SEN HUKUK PROFESÖRÜ VEYA YARGITAY ÜYESİ OLMALIYDIN(!)
BENİM, SENET KONUSUNU ÇALIŞMAMA GEREK OLDUĞUNU HİÇ SANMIYORUM. AMA KESİN BİR ŞEY VAR İSE, O DA ŞUDUR: SENİN ÖNCELİKLE "TÜRKÇE" , "MERAMINI ANLATABİLME", "ANLATINLARI İDRÂK EDEBİLME VE ANLAYABİLME, YORUMLAYABİLME" DERSLERİ ALMAN GEREKTİĞİ KESİN.
ÇÜNKÜ; ÇOK BASİT İKİ SORUYA BİLE CEVAP VERMEKTEN ACİZSİN!
ARTI: TEKRAR EDİYORUM:
1) SENEDİN TEMİNAT SENEDİ OLDUĞUNU VE SENET SAHİBİ LEHİNE SÖZLEŞME DÜZENLENDİĞİNİ, KENDİN SÖYLEDİN. (SENET ÜZERİNDE, İLLÂ Kİ, "TEMİNAT SENEDİ" İBARESİ OLMASI GEREKMEZ.)
2) HALEN BOZMA KARARINI VE GEREKÇESİNİ DAHİ BİLDİREMEDİN! ALLEM EDİP KALLEM EDİP, KONUYU ESASINDAN SAPTIRIYORSUN, ÇÜNKÜ BENCE İŞİNE GELMİYOR! HERHALDE HAKSIZSIN Kİ, BU DURUMU HAZMEDEMEDİĞİNDEN, HERKESİ SUÇLAYIP SAĞA SOLA SATAŞIYORSUN! BOZMA KARARI VE GEREKÇESİ KONUSUNDA AÇIKLAMA YAPAMADIĞINA GÖRE, SENET SAHİBİ, TEMİNAT KONUSU İŞLEMİ YERİNE GETİRMEDİĞİN İÇİN, ELİNDEKİ SÖZLEŞMEYE İSTİNADEN , SENET BEDELİNİ ÖDEMEMİŞTİR.
BOZMA KARARINI VE GEREKÇESİNİ BİLEMEDİĞİMİZE GÖRE; VERDİĞİN KISITLI BİLGİLERE GÖRE YÜRÜTTÜĞÜM MANTIK İLE VARDIĞIM SONUÇ:
"SENET, TEMİNAT SENEDİ OLUP; BEDELİNİN ÖDENMESİNİN GEREKİP GEREKMEDİĞİ, YARGILAMA GEREKTİRİR. "
BEN MÜNECCİM DEĞİLİM. BU KADAR BİLGİYE, ANCAK BÖYLE CEVAP VERİLEBİLİR.
ALLAMİ, EN SON DA, AKLA VE BEYNE ZİYÂN ŞU CÜMLEYİ SARF ETMİŞTİR: "EVET SAYIN AVUKATLAR, SORU ŞU, YARGITAY, BOZMA KARARINI HANGİ GEREKÇEYE GÖRE VERMİŞTİR!!") NE DEMEK ŞİMDİ BU??!! ALLAMİNİN DEVLET SIRRI GİBİ SAKLADIĞI BU GEREKÇEYİ DE Mİ BİZ ARAŞTIRIP BULACAĞIZ!!
https://www.hukuki.net/images/icon_Smile_angry.gifhttps://www.hukuki.net/images/icon_Smile_angry.gif
-
ARTI:
AVUKATINI ETİĞE AYKIRILIK NEDENİ İLE ELEŞTİRDİĞİN İÇİN
MAHKEME KALEMİNDEN, SAVCISINA, İCRÂ MÜDÜRÜNDEN, VE, OLAYLA DOĞRUDAN VE DOLAYLI OLARAK İLGİLİ TÜM YASAL MERCİLERDEKİ GÖREVLİLERE SUİ ZAN İLE BAKTIĞIN İÇİN,
DERDEST OLAN BİR DÂVÂDA, YARGITYA'I BİLE HAKSIZ ELEŞTİREREK, "YARGI MANTIĞININ MEŞRUİYETİ" ŞEKLİNDEKİ TALİHSİZ YORUMUNLA, YARGITAY'IJ GÖRÜŞÜNE BİLE ŞÜPHELİ BAKARAK YARGI HAKKINDA İLERİ GERİ KONUŞTUĞUN İÇİN,
BU SİTEDEKİ DEĞERLİ ÜYELERE DE SAYGISIZLIK YAPTIĞIN İÇİN,
BURADA TEK TEK ADLANDIRMAK İSTEMEDİĞİM TÜM BU HUSUSLAR VE ARTI: SADECE KENDİNİ HARİÇ TUTARAK, İSTİSNASIZ HERKESİ SUÇLAYARAK,
VERMİŞ OLDUĞUN RAHATSIZLIK NEDENİ İLE, SİTE ÖNÜNDE SENİ ŞİDDETLE KINIYORUM!https://www.hukuki.net/images/icon_Smile_angry.gif
-
Sayin Zara Neden kiziyorsunuz ;
Benim sonunda anladigim sudur. Hukukçu olmamama ragmen herkese ders veren bu arkadasimiz sordugum iki soruyu bile yanitlamayip , bono ve senet hakkinda kim ne yazdiysa toplayip toplayip buraya paste eden bir kisi....
Kendisine açikça intibalar hatalidir ve öyle oldugu ortadadir bir sekilde masraf yatirilip dosya yargitaya gitmis dememe ragmen son yazisinda bunu itiraf ediyor. Demekki müvekkilinin haklarini tam SAVUNAMIYOR.
Ellerinde bir senet olan birisi sayin allamiyi bulmus ve 'ne yapabiliriz ' demis. Sayin allami de (avukat olsa gerek ki müvekkilim mahkeme filan diyor ) 'kapi gibi senet tamamini aliriz hemde en yüksek ticari faizden 'demis. Kendisi senedin TEMINAT SENEDI oldugunu bildigi halde Karsi tarafi etiksizlikle suçlayarak etigi çigneyip icraya gitmis. Icra kendi anlatimindan anladigim kadariyle TETKIK mahkemesi olmadigindan dava kagit uzerinden lehlerine bitmis.. ET0G0 BOZUK karsi taraf avukati !!!!! bie sekilde dayanamayip dosyayi yargitaya götürmüs. Yargitayda senedin aslinda bir borçtan dogmadigini ve muhtemelen TEMINAT SENEDI olduguna teminat senedinin borç ispati olmasi gerektigi gibi ÇOK KUVVETLI VE ETIK bir kararla davayi esastan bozmus....
Sayin allami bunu bize anladigim kadariyla söylemeyip 'hukuki bir aldatma yolu olup olmadiginin ' bilgisini ögrenmeye çalismaktadir. Aslinda tecrübelerimle bildigim bir yol var ama asla söylemeyecegim.. Çünkü ben açikça ifade edeyimki burada KARSI TARAFA inanmaktayim.
Sayin Allami;
Büyük olasilikla mahkeme kararinda direnmeyecektir. Sizde bu haksiz davada daha fazla diretmeyin, helal olmayan paradan kimseye yarar gelmez.. Bencede bu senette ki alacak para helal degil.......
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
sayın commodore1tr, aslında çok haklısınız. zaten; sayın allami'nin, bize bozma kararını ve gerekçesini açıklamaya pek niyeti de yok. bunu sakladığı sürece de, akıllarda soru işaretleri bırakmış olduğu gibi, kendisi sui zan altında kalmış olmaktadır.
ama ben çok iyi tahmin edebiliyorum, yargıtay'ın neden bozma kararı vermiş olduğunu ve de yargıtay'ın, dâvâyı esastan bozma kararını da çok yerinde olduğunu düşünüyorum. benzer konuda sayısız içtihat vardır.
sayın allami'nin, asıl amacının başka olduğunu; gerçek amacının, satır arasına gizleyerek imâ etmeye çalıştığı, o ince nüansı öğrenmek olduğunu ben de, fark ettim. sayın allami'nin ısrarlı tavrından ve yazdığı metnin toplu değerlendirilmesinden, gerek bu husus ve de gerekse senet sahibinin esasında borçlu olmadığı açıkça anlaşılmaktadır.
ancak; bu yöntemin burada açıklanmasını, ETİK açıdan doğru bulmadığım gibi, kaldı ki; devam eden bir dâvâ hakkında yorum yapmak yersizdir.
-
sayın allami, yargıtayın bozma gerekçesini bildiği halde açıklamıyormuş ve bize ne olabilir diye soruyor. Sonuç olarak bir tahmin yarışmasına dönüştü. Bence bu foruma anket ekleyelim. SİZCE YARGITAY BOZMA KARARINDAKİ GEREKÇE NEDİR?
a) Senet Teminat Senedidir
b)Davalı-alacaklı meşru hamil değildir(sayın commodore1tr bu yorum için teşekkür)
c)imza incelemesi eksiktir
d) Avukat parasını alamadığı için davayı tekrar gönderelim parasını tahsil etsin
e) Merci kalemi masraf almadan dosyayı göndermiştir bu nedenle yapılan işlem geçersizdir
f)Hukuki nette forum açılsın herkesin kafası karışsın
-
YORUMSUZ
...bonoda "bedeli teminat için alınmıştır" vb. gibi bir kaydın bulunması, ya da -örneğin senette "bedeli nakden alınmıştır" yazmasına rağmen- bononun teminat senedi olduğunun diğer birtakım vakıa ve belgelerden anlaşılması halinde acaba alacaklı banka kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapabilir mi? Yargıtay 12, HD. uzun yıllardan beri teminat için alındığı bu şekilde anlaşılan bono, senedin ilk hamili olan lehtarın elinde kaldığı sürece kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip yapılamayacağı, yapılan takibin İİK.nun 170a maddesi gereğince iptali gerektiği, çünkü teminat koşullarının yerine getirilip getirilmediğinin tespitinin yargılamayı gerektirdiği, borçlunun itirazlarını inceleyecek olan tetkik merciinin ise, sınırlı inceleme yetkisi dolayısıyla bu konuda karar veremeyeceği görüşünü savunmaktadır.31 Ancak aynı Yargıtay, dairesi, senet teminat kaydını içerse bile, iyiniyetli üçüncü kişilere ciro edilmişse kambiyo senedine dayanılarak takip yapılabileceği sonucuna varmaktadır.32 Yargıtay'ın teminat için -verilen kambiyo senetlerinin ciro görmüş olup olmamalarına göre farklı sonuçlara varması öğretide eleştiriye uğramıştır. Nitekim Tekinalp,33 bu şekilde bir ayırım yapılamayacağını, kambiyo senedi düzenlenip lehtara verilmekle (geçirim sözleşmesi) kambiyo ilişkisinden doğan borcun doğacağını, yani senedin kambiyo senedi vasfını kazanacağını belirttikten sonra bu gerekçeyle -senet teminat için verilmiş olsa bile- lehtarın yaptığı kambiyo senetlerine özgü takibin icra tetkik mercii tarafından iptaline karar verilemeyeceğini ileri sürmektedir. Ancak yazar tetkik merciinin senette veya ayrı bir belgede yer alan "teminat senedidir" ibaresinin sonuçlarını değerlendirmeye, teminatın şartlarının doğup doğmadığını incelemeye durumunun müsait olmadığını da vurgulamaktadır.34 Kanımızca Yargıtay'ın senet lehtarda kaldığı sürece farklı bir sonuca varmasının asıl nedeni, bu durumda teminat senedinin kambiyo senedi sayılıp sayılmamasından çok,35 tetkik mercii teminatla ilgili koşulların yerine getirilip getirilmediğini inceleyemeyeceği için kambiyo senetlerine özgü takibin borçlunun durumunu önemli ölçüde güçleştirmesidir. Gerçekten borçlu bu durumda ancak aleyhindeki icra takibine karşı menfi tespit davası açarsa borçlu olmadığını ispat edebilecek, bu davanın icra takibinden sonra açılması halinde de ancak "icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesi" konusunda ihtiyati tedbir kararı verilebilecektir (İİK. m. 72,IV). Böylece borçlu ihtiyati tedbir kararı alsa bile paraların paylaştırılması aşamasına kadar takibin devamına engel olamayacaktır. Ancak borçlu için aynı riskin öne süreceği diğer bedelsizlik iddialarında da söz konusu olduğu gözden uzak tutulmamalıdır. Örneğin satış bedelinin ifası uğruna bono veren bir alıcı, malın ayıplı olması nedeniyle bedelsizlik iddiasında bulunursa, ya da temel ilişkideki hata, hile veya ikrah nedeniyle senedin bedelsiz kaldığını öne sürerse36 gene menfi tespit davası açmaktan başka bir çaresi kalmayacaktır....
serbest yorum
-
Sayın allami
siz bişeyler anlatmaya mı bişeyler sormaya mı burdasınız. bakın tüm sorularınızın cevabını bulmuşsunuz! demekki sizin açınızdan sorun yok.
