-
Sayın ENGİN 2004,
'eğer evime hacze gelinirse bana ait olmayan mallar alınır mı'demişsiniz.kural olarak birlikte oturan kişilerden birine gelen hacizde tüm mallar borçlunun sayılır fakat malın niteliğinden eşe veya çocuklara ait olduğu belli olan eşyalar haczedilmez.
başkasına ait mal haciz anında borçlunun elindeyse bunların haczi, çekişmeli mallar olduğundan en sona bırakılır; fakat borçlunun hiç malı yoksa bunlarda haczedilir.borçlu malların 3. kişiye ait olduğunu ileri sürerse ya da 3.kişi istihkakak iddiasında bulunursa bu hususlar tutanaklarageçirilir ve 3.kişinin bu iddiasının devam ettirmesi gerekir.
AŞK,DAVAYA BENZER, CEFA ÇEKMEKDE ŞAHİDE;ŞAHİDİN YOKSA DAVAYI KAZANAMAZSIN Kİ !
'HZ. MEVLANA'
nilgul
-
Sayın mervani yeni yasa 1 nisanda yürürlüğe girecek ve bu yasanın uygulanması için de şartlar var mesela
Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla
Daha önce hapis cezasına mahkum edilmişse bu maddeden yararlanamayacağı açık.Şu anda yürürlükte de zaten eski TCK var.Yani 1 Nisan'dan önce eski kanunun uygulanmasının yasal olarak engeli yok.
İn fide Salus (Kurtuluş Sadakatte Yatar)
-
Arkadaşlar öncelikle belirtmeliyim ki burada sadace hukukçular değil hukukçu olmayan sade vatandaşlar da bilgi alışverişinde bulunmakta ve
bizim görüşlerimizden faydalanmaktadır.Bu sebepten kullanmış olduğumuz dil sade halkın anlayabileceği ve basit bir dil olmalıdır.Ben tavsiye niteliğinde bir kez daha böle bir borç yapmamasını istedim...
Konu ile ilgili olarak öncelikle hacizde istihkak müessesini incelemeden konu hakkında bilgi sahibi olmadan eleştri yapılmamalıdır.
Engin_2004 nicki kullann arkadaşın evine hacze geldiklerinde haciz mahalindeki bütün mallar borçlunun malı sayılır.Ancak haciz esnasında eğer üçüncü bir kişi istihkak iddiasında bukunursa öncelikle mülkiyet açısından ihtilaf olmayan mallar haczedilir.Ancak haczedilen bu mallar borcu karşılamaya yetmezse bu kez istihkak iddiasında bulunan ihtilaflı mallar haczedilir.Ve üçüncü kişi bu hacze karşı öğrendiğindi tarihten itibaren üç gün içersinde istihkak iddiasında bulunabilir.Bu durumda alacaklı icra tetkik mercinde mülkiyet problemi çözmek için dava açar.ancak tüm bunlar Alacaklının malları haczettirip muhafazını sağlamasına engel değildir.
Artı olarak üçüncü kişinim istihkak iddasını haciz aşamasında elinde fatura vs.. belgelerle ispatladığını gündelik hayat koşullarında belgelediğini ne gördüm ne duydum.Ayrıca faturalarında bu konuda tam ispat gücü yoktur.
MADDE 5. - (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.
Tecil hakkında ki Tck hükümlerinde icra iflas yasasınında düzenlenmiş olan mal beyanında bulunmama suçunu da kapsayacak şekilde düzenlenmiştir.
Mal beyanında bulunmakta borçlu açısından yapılması imkansız bir iş değildir.Kendisi hakkında daha icra takibi başlamadan ne kadar hapis yatacağını tartışmak yerine beyaz A4 kağıdı üzerine bir dilekçe yazmasını tavsiye etmek çok daha gereklidir.
Mal beyanındaki en önemli üç husus
1-Borçlunun sahip olduğu mallar,tahmini değeri ve şu an bulunduğu yer
2-Borçlunun geçimini ne surette temin ettiği
3-Borcu ne şekilde ödeyebileceği
Uygulada bu hususlar eksik yazılmakta ve mal beyanını veren borçlu yine de şikayet edilmekte ve yargılanmaktadır..
Yukarıda yazılanlar tamamen Türkiye Cumhuriyeti mevzuatları kaynak alınarak yazılmıştır.
Bilmeyenlere duyrulur..
Saygılarımla
-
CEZALARIN TECİL EDİLEMEMESİ VE PARA CEZASINA ÇEVRİLEMEMESİ
İİK MADDE 352b - (Ek: 3222 - 6.6.1985) Bu Kanun uyarınca hükmolunan cezalar tecil edilemez, hürriyeti bağlayıcı cezalar 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanunun 4 üncü maddesinde yazılı para cezasına ve tedbirlere çevrilemez, failleri hakkında Türk Ceza Kanununun 19 uncu maddesi hükmü uygulanmaz. (*)
_____
(*) Madde 352a nın madde numarası, 30.7.2003 tarih ve 25184 sayılı R.G.'de yayımlanan, 17.7.2003 tarih ve 4949 sayılı Kanunun 100. maddesi hükmü gereğince değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____
Sayın Alisinkay ve meas Konuyu İcra ve İflas yasasının yukarıya aldığım hükmü ile birlikte değerlendirmek gerek. Ve konuyu kanunlar ihtilafı prensiplerine göre çöçmek gerek.
Özel Kanun genel kanun ilişkisine bakmak gerek.
Fikrimce T.C.K. yeni bir kanun olmasına rağmen genel bir kanundur. İ.İ:K. nunun 325 b hükmü ise özel bir kanunudur. Özel kanunların genel kanunlara önceliği vardır.
Bu itibarla Mal beyanında bulunmama suçundan hapis cezasının kalktığını söylemek pek mümkün değil gibi gözüküyor
Zaman insanları değil, armutları olgunlaştırır...
-
AYNI FORUMUNDAN İKİ TANE AÇILMIŞ OLDUĞUNU GÖRMÜŞ BULUNMAKTAYIM. KISACA BURAYA DA AÇIKLAMA YAPMA LÜZUMU HİSSETTİM.
ŞÖYLE Kİ; MAL BEYÂNINDA BULUNMAMA SUÇUNDAN VERİLEN (VE HATTA İ.İ.K.'NDAN KAYNAKLANAN DİĞER SUÇLAR NEDENİ İLE) VERİLEN HAPİS CEZÂSI UYGULAMASI KALKMIŞ DEĞİLDİR. AYNEN DEVAM ETMEKTEDİR. BU KONUYU FARKLI FORUMLARDA SAYISIZ KEZ DİLE GETİRMİŞ OLDUĞUMDAN ARTIK YORULDUM. BU NEDENLE BURADA TEKRAR KONUNUN DETAYINA İNMEYECEĞİM.
KONUNUN, T.C.K. VE ÇEŞİTLİ YÖNLERDEN ELE ALARAK YORUMLAMAYA ÇALIŞILDIĞINI GÖRMEKTEYİM. HALBUKİ; YÜRÜTÜLEN MANTIK TAMAMEN YANLIŞTIR.
ÖNCELİKLE; İ.İ.K. MADDELERİ YETERİNCE AÇIKTIR VE ALACAKLININ MENFAATİNİN KORUNMASI BAKIMINDAN BU MADDELERİN KALDIRILMASI HİÇ BİR ZAMAN DA SÖZ KONUSU OLMAYACAKTIR. (KANAATİMCE)
İ.İ.K.'NİN YÜRÜRLÜKTE OLAN BU MADDELERİ, ELBETTE Kİ, UYGULANMALIDIR VE DE UYGULANMAKTADIR DA. BENİM BORÇLUM BU SUÇU İŞLEDİĞİNDE, BU MADDELERİ, ÇATIR ÇATIR UYGULATIYORUM.
BU MADDELER UYGULANMAYACAKSA, ÖNCELİKLE BU YASA HÜKÜMLERİNİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASI GEREKİR.
ARTI: BORÇLUNUN LEHİNE OLARAK BU MADDELER KALDIRILIRSA, ALACAKLININ MENFAATİ NE ŞEKİLDE KORUNACAKTIR? DEVLET, ÖNCE ALACAKLIYI KORUMAK ZORUNDADIR.
-
Yeni TCK 1 Nisan da yürürlüğe giriyor.Yürürlüğe girecek olan 5237 sayılı yasanın 7.m sinin 2.fıkradı ve yürürlükte bulunan 765 sayılı TCK'nın 2.mnin 2.fıkrasında "bir cürüm veya kabahatin işlendiği zamanın kanuni ile sonradan neşrolunan kanunun hükümleri birbirinden faklı ise failin lehine olan kanun tatbik ve infaz olunur" hükmü genel hukuk kuralı niteliğindedir.5252 sayılı türk ceza kanununun yürürlük ve uygulama şekli hakkındaki kanunun 10.msinde 1 nisan 2005 tarihinden önce kesinleşmiş olan mahkumiyet kararları hakkında bu kanunun lehe olan hükümleri öncelikler dikkate alınarak,04.04.1929 t.li ve 1412 sayılı ceza muhakemeleri usulü kanununun 402.m.si uyarınca infazın ERTELENMESİNE veya DURDURULMASINA karar verilir." hükmü 765 sayılı TCK nın 2/2,5237 sayılı kanunun 5,50/3 mleri ve kanunun amacıyla birlikte değerlendirildiğinde İİK.nın buna aykırı bulunan düzenlemeleri içeren hükmüleri ile verilmiş ve kesinleşmiş hükümlerde hükümlünün durumuna göre infazın DURDURULMASINA veya ERTELENMESİNE karar verilmek gerekmiş cumhuriyet başsavcılığının talebi uygun görülmüş, 5237 sayılı kanunun genel düzenlemesi karşısında 2004 sayılı İİK.da değişiklik yapılmadığından İİK gereğince verilen cezaların infaz olunması gerektiğine ilişkin görüş kabul edilmemiştir.
Burada yaptığım alıntı 21.12.2004 t.li bir karardan aynen alıntıdır.Artık mal beyanında bulunmamaktan dolayı hapis cezası verilmiyor,verilenlerde görüldüğü üzere durduruluyor.
Aynı konulu foruma yazdığım kararı buraya da ekliyorum.Ve herkesten ricam YTCK m.5 i okumanız.
MADDE 5. - (1) Bu Kanunun genel hükümleri, özel ceza kanunları ve ceza içeren kanunlardaki suçlar hakkında da uygulanır.
İİK daki ceza özel ceza dolayısıyla TCK m.5 okunduğunda da görüleceği üzere bu suçlar hakkında da uygulanır.İzmir mahkemelerinde MBB dolayı hapis cezası verilmiyor.Verilenlerde erteleniyor.Uygulamanın içinde olan bir avukat adayı olarak bunu belirtmek istiyorum.
-
Sayın meas,
İcrâ ve İflâs Kanunu'ndaki ilgili maddelerin yürürlükte olduğu açıktır. Aksi takdirde, sözünü etmiş olduğunuz yasal düzenlemenin, aynı kanuna da işlenmesi gerektiği görüşündeyim.
Ayrıca; UYGULAMANIN içinde olan sadece siz misiniz acaba??
İzmir'de başka, İstanbul'da başka kanunlar mı uygulanmaktadır??
İstanbul'da, MBB ve diğer icrâi suçlar nedeni ile hapis cezâları
uygulanmaktadır. O halde bu hususu nasıl açıklıyorsunuz??
("Uygulamanın içinde olan bir avukat adayı...") (??!)
Bu ifâdeniz bana bayağı garip geldi de!!
-
Henüz YTCK yürürlüğe girmediği için ülkemizin bazı şehirlerinde MBB dolayı hapis cezası uygulaması devam ediyormuş.İstanbulda ayrı İzmir'de ayrı kanunların uygulandığını hiçbir zaman söylemedim.Ancak İzmir'de benim açtığım ceza davaları da dahil olmak üzere MBB dolayı hapis cezası verilmiyor, verilenlerde uygulanmıyor,YTCK yürürlüğe girene kadar erteleniyor.Gerekçe olarakta YTCK m.5 gösteriliyor.Bu farklılığım YTCK yürürlüğe girdiği zaman ortadan kalkacaktır.
Uygulamanın içinde biri demekle bir hukukçu olduğumu ve bu tarz işleri yaptığımı belirtmek istemiştim.
-
sayın meas!!
Profilinizde zaten "STAJYER AVUKAT" yazılı olduğunu görebiliyorum!!
hukukçu olduğunuzu ayrıca belirtmeye neden gerek duydunuz, anlamak mümkün değildir. uygulamanın içinde veya dışında olmak, hukukçu olup olmamakla da ilgili değildir.
daha durun bakalım, daha işin başındasınız. meslek hayatına daha yeni adım atacaksınız.
burada ilk defa bir üye, "hukukçu olduğunu ve bu işlerin içinde olduğunu" belirtmektedir. burada tek hukukçu siz olmadığınız gibi, 25-30 yıldır avukatlık yapan ve mesleğini belirtmeyen üyeler vardır.
ayrıca; hayatın olağan akışı içinde, dâvâ ve icrâ tâkibi yapmak, hiç kimsenin tekelinde de değildir. herkes, -vekil veya asil sıfatı ile- icrâ tâkibi yapabilir.
"ülkemizin bazı şehirleri" dediğiniz istanbul da, herhalde, burada ilk sırada yer alacaktır. (uygulama bakımından)
-
Sayın avukat Ozer vermiş olduğunuz cevabı kınıyorum hukuk insanınada yakışmadı avukatlık diplomanızın var olduğundan da emin değilim yazık yazık yazık.