Taha ile Cüneyt yakında birbirlerini gırtlaklarlar gibi mi? :o
Printable View
Taha ile Cüneyt yakında birbirlerini gırtlaklarlar gibi mi? :o
Hadi Uluengin'in yazısının ikinci bölümü, yazıya yorum en kısa zamanda...:)
İstiklal Marşı son mısra
DÜN burada aktardığım gibi, "ulusalcı" cihetin en sivri isimlerinden ve 28 Şubat zorbalığının en ünlü simalarından olan emekli Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu, "Atatürk’ü anlayan tek şef: Hitler" manşetli "Cumhuriyet" gazetesinde ibretlik bir yazı kaleme aldı.
Diğer Hitler’ci Nihál Adsız’a hayranlık beyán etti ve de "İstiklál Marşı"nı eleştirdi.
Bunun nedenini de, ümmetçi inancını zaten hiç gizlememiş olan Büyük Mehmet Ákif’in manzûmeye "Hakk", "vecd", "secde" gibi dini kavramlar yerleştirmiş olması oluşturdu.
Burada ilkin, yüksek müsaadesine sığınarak paşamızın sözünü balla keseyim.
* * *
HATIRLATIRIM ki aynı şiirde, "ümmet"e tümden zıt olan "ırk" sözcüğü de geçer.
Yani, tıpkı "Yıldırımlar yaratan bir ırkın ahvadıyız" diyen "Harbiye Marşı"ndaki gibi Ákif de "İstiklál Marşı"nda, "Kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet, bu celál" der.
Ama eminim, Silahçıoğlu dini lûgate taktığından ve kafatasçı Atsız’ı örnek aldığından, buradaki "ırk"ı çok seviyordur. Amayine de "ADN niye yok" diye kızıyorsa, eh n’apim! Her neyse, işte hatırlatmamı yaptım ve günáh benden gitti ki, şimdi sadede geliyorum.
* * *
EN önce, zaten adı üzerinde "milli marş", o "pathos" dediğimiz türden heyecanları ve duygusallıkları kamçılayan ve müzikle söylenen güfteler, ulus-devlet sürecine uzanır.
Nitekim, ilk marşları besteleyen Hollanda da, İngiltere de yine ilk ulus-devletlerdir.
Ancak, onlar tabii ki esas olarak "aydınlanma düşüncesi"nin, yani sekülerleşmek irádesinin çocuklarıdır ama, kendilerini hiçbir zaman din metafiziğinden soyutlamamışlardır.
Yani, Hitler perçemli Nihal Adsız’a hayran paşamızın buyurduğunun tam tersine, ulus -devletler kendi "milli marşlar"ını illá "lá-dini" kılmak işgüzarlığına heveslenmemişlerdir.
Çünkü bir; her "din" insan topluluklarında harmanlayıcı bir ortak payda yaratır.
Ve çünkü iki; aynı "din"ler semávi inançları aşar ve söz konusu laik ulus-devletlere ulaşabilmek azminde dahi bir "seferi uyarıcılık"; bir "iláhi toparlayıcılık" işlevi görür.
* * *
EVET öyledir ve nitekim, Kuvva-ı Milliye kongrelerinin; Ankara Meclisi açılışının; veya taarruz öncesi komutlarının hep dinî retorik ve dualarla gerçekleşmesi, tesadüf değildir.
Zaten, bırakın yerli inanç ve tarikát önderlerini, Şeyh Şûnisi Efendi’yi bile táa Afrika Trablusgarp’inden Anadolu’ya çağıracak kadar öngörülü ve pragmatik olan Büyük Mustafa Kemal, o toplumsal "imán gücü"nün yarattığı sonsuz dinamiği kavradığı için de büyüktür!
Dolayısıyla, yine paşanın iddialarının aksine, Büyük Mehmet Ákif "İstiklál Marşı" nda iláhi tema işleyerek o dinamiği daha çok bileylemiş olduğu içindir ki, sonsuz mil-li-dir!
İnsaf, "ey nazlı h-i-l-á-l" ve "i-m-á-n dolu göğüs" demeyen bir güftenin, "ulus"a kavramına yabancı bir dokuda "pathos" yaratamayacağını görmemek için kör olmak gerekir.
* * *
KALDI ki, aynı iláhi tematikleri içeren diğer milli marşlardan hangi birini sayayım?
Zaten adı "Tanrı Kralı esirgesin" olan İngiltere’ninkini mi ? "İmán ettik Allah’a" diyen ABD’ninkini mi? "Rabb’ım, takdis eyle bizi" diye başlayan Letonya’nınkini mi?
General Silahçıoğlu yine "onlar zaten sofudur" diyerek bu örnekleri 28 Şubat’taki gibi elinin tersiyle; pardon pardon, tankının topuyla mı itti?
O halde, laik Garibaldi İtalya’sının "Tanrı için birleştik" dizesine ne buyuracaktır?
Bilhassa da, o laikliği bile ultra Fransa’nın "Marseillaise"sinde dahi, "Büyük Allah, zincirli ellerimizle" ifadesinin geçmesine nasıl bir "ümmetçilik" suçlamasını getirecektir?
Örnekleri sonsuzlaştırabilirim ama, değmez! Boşuna nefes tüketmiş olurum.
Bari, kimi Hitler perçemli Nihal Adsız’ın hayranlık beyan eder; kimi de benim gibi, Ákif’ingüftesinden asla gocunmaz diyerek, "İstiklál Marşı"mızın son mısraını söyleyeyim.
Harun Bey;
Merak ediyorum şu Doğu Sİlahçıoğlu'nu nasıl aklayacaksınız ve de Mehmet Akif için neler söyleyeceksiniz?
Bu arada Cumhuriyet Gazetesi'nin "Atatürk'ü anlayan tek şef : Hitler" başlığı attığnı da Hadi'nin yazısından öğrenmiş bulunuyoruz.Şaşırmadım, Cumhuriyet'e yakışır...
Abbas Bey,
Hadi Uluengin'in yazdığı tarihsel olaylar doğrudur. Ancak tarihi anlayabilmek, aynı dönemdeki olaylar, konjonktür ve kronolojiyi anlayabilmekle olur. Tarih tek boyutla değil, bir çok boyutla anlaşılabilecek bir kavramdır. Tarihi olaylara tek bir boyuttan bakılırsa yanılgıya düşmemek imkansızlaşır, hatta bazen de çok komik ve rezil durumlara da düşülebilir.
Örnek vermek gerekirse (siz de alıntılayarak yazmıştınız sanırım); İnönü günlüğüne 1965'de "Devletçilik bitti" yazmış. (Aktaran da Taha Akyol'du ) Gerçekten de yazmış İnönü ve bu Taha Bey'e göre İnönü'nün Devletçilik ilkesinden vazgeçtiğinin karinesi...:rolleyes: Sonra bir de bakıyorsunuz ki; 1965 Genel Seçimlerinde AP % 52,87 oy almış ve tarihindeki en yüksek oy oranı ile tek başına iktidar olmuş. İnönü de günlüğüne "Devletçilik bitti" yazmış.:o Tarihi tek boyutlu yorumlamayı ben biraz da cümlenin içerisinden kelimeler çekmeye benzetirim. Mesela bir cümlede "abdestsiz namaz kılan Dinden çıkar" desek, biri de abdestsiz kelimesini cümleden çıkarsa sonuç "namaz kılan Dinden çıkar" olur. Artık namaz kılan mı Dinden çıkar, yoksa cümleden "abdestsiz" sözünü çıkaran mı, onu da Allah bilir.
Hadi Bey'in ve diğer bilgisiz veya art niyetlilerin de yapmaya çalıştıkları tam da yukarıda anlatmaya çalıştığım ameldir. (iş olarak tanımlanacağı gibi diğer anlamı yaptıklarına daha uygundur.:o )
Öncelikle söylemem gerekir ki, ben bu forumda Doğu Silahçıoğlu'nu savunmuyorum. Çünkü kendisini tanımam. Ayrıca İstiklal Marşı'nın güftesindeki hiçbir ifade beni rahatsız etmiyor. Ama bu foruma konu olan yazısında savunduğu fikirler, yazı biraz dikkatle okunursa , bu forumda daha önce yazmış olduğum anafikirden farklı değildir. O anafikir de bence doğrudur. Silahçıoğlu Atatürk'ün milliyetçilik ilkesini savunmuş,Atatürk ilkeleri dünya görüşümle büyük bir oranda örtüşüyor.
Gelelim Hadi Bey'in çarpıtmalarına...
2. Dünya Savaşı dönemi (1939-1945) , Türk siyasi tarihi açısından çok ilginç, hareketli ve bir o kadar da çetin bir dönem olmuştur. Atatürk'ün vefatı üzerinden henüz 1 yıl bile geçmeden Savaş başlamıştır, İsmet İnönü Cumhurbaşkanı'dır. (Cumhurbaşkanı seçilmesi nasıl muhalefet ve çalkantılarla ayrı bir forum konusu) Orduda eski müttefik Almanya'da eğitim görmüş subay sayısı oldukça fazladır. Hadi Bey'in yazısında bahsettiği General Erkilet de Almanya'da eğitim görmüş subaylardandır. Turancı akıma taraftardır. Sadece O mu ? Mareşal Fevzi Çakmak'ı saymamak olur mu? O dönem Almanya'nın savaşın başındaki zaferleri ,zaten varolan Alman sempatizanlığını doruğa çıkarmış, öte yandan güçlü olan Turancı akımları daha da güçlendirmiştir. Bu arada sıradan insanların bile Turancı akımlara yönelmesine neden olan önemli bir faktör de vardır. Sovyetlerdeki Türkler ve onların nihayetinde dramları... Savaşın dengesi bir Almanlar, bir müttefikler ve Sovyetler lehine değişirken, yanı yöresi bir tarafta Turancı, bir tarafta İngiliz ve Amerikancı İsmet İnönü'ye 2. Dünya Savaşı'ndaki basiretli tutum ve politikasına karşılık haksız eleştiriler getirenleri Allah ıslah etsin diyelim...
Hadi Uluengin, Cumhuriyet Gazetesi'nin Atatürk'ü Anlayan Tek Şef : Hitler manşetine dikkat çekerken büyük bir tarihi çarpıtmaya da imza atıyor. Aklınca solu ve solcuları ve bugün de ulusalcıları karalamaya çalışıyor. Cumhuriyet Gazetesi'nin kurucuları Yunus Nadi , Zekeriya Sertel, Nebizade Hamdi'dir. Cumhuriyetin ilk sayılarına bakıldığında, Ziya Gökalp, Aka Gündüz, Hasan Bedreddin, Reşad Ekrem, Ahmet Rasim, Peyami Safa, Ahmet Refik, İsmail Habip, Abidin Daver, Cenap Şahabettin, Vedat Nedim, Halit Ziya, Cevat Fehmi, Mümtaz Faik, Fuat Köprülü, Halit Fahri'nin yazı yazdığını görürsünüz. Sırf Ziya Gökalp bile ne anlama gelir bir gazetede, siz milliyetçi geçmişiniz nedeni ile daha iyi bilirsiniz. Hadi Bey iyi ki, Cumhuriyet'te Ziya Gökalp de yazdı dememiş. Vay Turancı?!!! Cumhuriyet vay...
Tarihi çarpıtmaların başında CHP tarihi, özellikle de tek parti dönemi gelir. Sanki memlekette tek parti iktidarı hiç olmamış ve bu iktidar içerisinde doğal olarak, solcular, sağcılar, ümmetçiler, bulunmamış da bu partinin tamamı günümüz CHP'sinin dünya görüşünü benimsermiş gibi bir izlenim uyandırılmaya çalışılmaktadır. Yunus Nadi 2. Dünya Savaşı'nda Almanları desteklemiştir . 1943 seçimleri için mebus olduğu CHP'den listeye konulmamış olması, gazetede o döneme kadar CHP'ye verdiği desteği, sonrasında kendi ve oğlu Nadir Nadi'nin Demokrat Parti lehine çekmelerine yol açmıştır. DP'ye destekleri biraz da CHP'den milletvekili oldukları İzmir, Menteşe, Muğla milletvekillikleri ve dolayısıyla Aydın'lı yani yine Egeli toprak ağası Menderes'e bu yönüyle yakınlıklarının da olmasındandır. Yunus Nadi 1945'de yani Savaşın sonunda vefat etmiştir. Oğlu Nadir Nadi ve Fevzi Çakmak da Demokrat Parti'den bağımsız milletvekilliği yapmıştır. Şimdi; 85 yıllık bir dönemde, özellikle de Türk siyasi hayatının şekillendiği ve çalkalandığı dönemlerde ortaya çıkan görüş farklılıkları, günümüz açısından bir anlam ifade eder mi? Öte yandan Cumhuriyet'in şu anda başındaki İlhan Selçuk'un gazeteye gelişi 1962'dir.
Şimdi bu bilgiler karşısında Nazi destekçilerini milletvekili yapan Demokrat Parti, Hadi Uluengin'e göre faşist mi olmuştur? :)
Mehmet Akif konusundaki görüşlerimi daha önce yazmıştım. Yaptıkları ve yazdıklarım O'nun edebi değerini gölgelemediği gibi, dürüstlüğüne de halel getirmez, zaten bunu belirtmiştim. Aslında daha yazacak çok şey var, Hıristiyan toplumlardaki milli marşlarla, İslam toplumlarındaki milli marşların güftelerinde geçen dini temalar arasındaki , Dinlerden kaynaklanan farklı bakış açıları vb., ancak şimdilik burada kesiyorum.
Son olarak size "2. Dünya Savaşı'nda İnönü'nün Dış Politikası" adlı Edward Weisband / M.Ali Kayabal 'ın çok yönlü eserini öneriyorum.
Selamlar,
Bu arada, 2. Cumhuriyetçi ve liberal demokratların şimdilerde İstiklal Marşı'nın güftesini savunmaları da ayrı bir komedi. Daha düne kadar marşımızın güftesini çok sert bulduklarını defaaten ifade edip, bunun AB'ye tam üye olmaya hazırlanan ülkemize yakışmadığını savunan, hatta yeni marş olarak Mozart'ın Türk Marşı'nı öneren aklı evvellere şimdilerde ne demeli... Mesele sadece eleştirmek ve ard niyet olunca, Hadi Bey gibi birinin de "kahraman ırkıma bir gül, ne bu şiddet bu celal" den örnek vermesine şaşmamak gerekir. Koca şiirin bir yerinde "ırk" kelimesi geçmesine rağmen bakın rahmetli bir 2. Cumhuriyetçi ne diyor:
"Ben Türklüğü aşağılamadım. Hiçbir kimliği de aşağılamam mümkün değil. Ancak İstiklal Marşı'nın bazı sözlerini bölücü buluyorum. Marşın 'Kahraman ırkıma bir gül' bölümüne geldiğinde susuyorum. Allahınızı severseniz, bu mu bütünleştirici ulusal marş. Herkes kendi ırkına gönderme yapıyor. Bölücülük bu. 'Kahraman ırkım' yerine 'çalışkan halkım' olsa ne olur. Ulusal marşın bütün mısralarını söylüyorum oraya gelince susuyorum."
Hrant Dink
demişti Hadi Bey... Biraz okuma yazmamız var, okuduğumuzu anlayabilecek kadar kıt bir zekaya da sahibiz, şu Fransız Ulusal Marşı'na bir bakalım öyle miymiş::)Alıntı:
Bilhassa da, o laikliği bile ultra Fransa’nın "Marseillaise"sinde dahi, "Büyük Allah, zincirli ellerimizle" ifadesinin geçmesine nasıl bir "ümmetçilik" suçlamasını getirecektir?
İleri kardeşler vatan için ileri!
Şan şeref günü geldi çattı işte!
Karşımıza geçmiş kanlı sancağını
Tiranlık bir kez daha çekiyor göndere
Nasıl bağırıyor duyuyor musunuz uzaktaki
Alanlarda bölük bölük askerler?
Saflarımıza dayandılar öldürmeye gelmişler.
Kanlarımızı, çocuklarımızı ve bizleri!
Haydi vatandaşlar sıklaştırın safları silahları kapın!
Yürüyün ki şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
Kimin peşindedir bu hükümdarlar
Bu satılmış uşak takımı?
Bu zincirleri kimin için hazırladılar
Kimin içindir acaba bu demirden bukağılar?
Sizin için ey Fransızlar, sizin için tüm bunlar!
Olacak iş midir bu! Hepimiz hınçlı mı hınçlı,
Şimdiden hazırız sıkmışız yumruklarımızı!
Onlar sizi yeniden köle yapmak istiyorlar!
Haydi vatandaşlar sıklaştırın safları silahları kapın!
Yürüyün ki şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
Nasıl olur! Efendisi mi olacakmış
Yurdumuzun bu yabancı lejyonlar?
Ne diyorsun! Paralı askerler mi duracakmış.
Bizim mağrur savaşçıların karşısında?
Aman Tanrım! Boynumuzu yakalamış. :)
Zincirden farksız eller boyunduruğa vurmuşlar.
Soysuzlaşmış despot beyinler,
Çıka çıka bizim bahtımıza çıkmış.
Haydi vatandaşlar sıklaştırın safları silahları kapın!
Yürüyün ki şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
Tiranlar hainler onun bunun artıkları,
Artık korkudan titremeye başlayın!
Adi suikastçiler çözülsün dizlerinizin bağları!
Yakındır geliyor zamanı hesap sormanın!
And içmiş askerleriz biz yeneceğiz düşmanı!
Bir yiğit düşmeye görsün toprağa bizden,
Doğurur onu toprak ana yeniden,
Koparıp alsın diye sizlerin kafanızı!
Haydi vatandaşlar sıklaştırın safları silâhları kapın!
Yürüyün ki şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
Çarpışın Fransızlar merhameti de esirgemeyin
Göze göz dişe diş, elden bırakmayın civanmertliği,
Yine de silâhların önüne zorla sürüklenen
O zavallıları bağışlayın o masum kurbanları.
Ama o tiranın yanından hiç ayrılmayan
Köpeği ve Bouilles'nin suç ortaklarını,
Bağışlamayın o gözlerini kan bürümüş kaplanları,
Anamızın bağrını parçalamaya can atan!
Haydi vatandaşlar sıklaştırın safları silahları kapın!
Yürüyün ki şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
Gel gir kolumuza kutsal vatan sevgisi,
Götür bizi intikam almaya!
Sevgili özgürlük tutsana elimizi,
Sahip çıksana kendi davana!
Zafere erip dikince bayrağımızı,
Senin koruyucuların buluşana dek burada,
Mezarında bile sokana dek düşmanın kafasına,
Senin zaferini ve bizim şanımızı!
Haydi vatandaşlar sıklaştırın safları silahları kapın!
Yürüyün ki şu alçakların kanlarıyla toprağımız sulansın!
Bir de Alman Ulusal Marşı'na bakalım hele :
(Törenlerde söylenmesi kabul edilmiş 3. dörtlüğü)
Birlik, hak ve özgürlük
Alman vatanı için
Kardeşçe, yürekle ve elele
Bu uğurda çaba gösterelim
Birlik, hak ve özgürlük
Mutluluğun simgesi
Bu mutluluk içinde parla
Parla Alman vatanı
(Birinci dörtlük)
Almanya, Almanya, her şeyin üstünde
Dünya'daki her şeyin üstünde
Eğer sürekli direnerek
Kardeşçe, birlik halinde tutarsa kendini
Maas'ten Memel'e
Etch'ten Belt'e varana kadar
Almanya Almanya her şeyin üstünde
Dünyadaki her şeyin üstünde.
Fransız romantizmine uygun, şiddet içermeyen, kan kokmayan bir marş doğrusu, Almanların ki de hiç milliyetçilik kokmuyor, bu marşlar sebebiyle Fransa'yı ve Almanya'yı AB'den çıkarmayı düşünürler mi? Nedense her göz gerekirse mikroskop kullanarak kendi dediğini görmeye çalışıyor.Ne dersiniz Abbas Bey? :)
Selamlar, saygılar,
Şu liberal demokratların ve 2. Cumhuriyetçilerin anladıkları demokrasi ve özgürlük kavramını da bu vesile ile bir sorgulayalım.
Yok, yok, Fransız Milli Marşı'nı dahi, okuyucusunu geri zekalı yerine koyarak , çarpıtmaktan geri kalmayan Hadi Bey'den bahsetmeyeceğim.
Doğu Silahçıoğlu, özetle ve anafikir olarak; "bugün kolkola girmiş ümmetçi ve milliyetçilere, o düşüncelerin tarihsel süreçlerinin gelişimini hatırlattıktan sonra, aklınızı başınıza devşirin siz kardeş değilsiniz demiş ve bu gerçeği örneklerken İstiklal Marşı'mızın yazarının dünya görüşünü kerteriz alarak bir analiz yapmış. Eleştiri amacı ve hedefi aslında İstiklal Marşı değil, marş yazarının dünya görüşü ile bugün milliyetçilik oynayan siyasi görüş sahiplerine bir gönderme yapmak istemiş..."
Kıyamet kopmuş? Sen nasıl Milli Marşı eleştirirsin, ırkçı, Turancı, faşist Paşa falan , filan...:o
Şimdiii, bu emekli paşamız şöyle deseydi :
"Ben Müslümanlığı aşağılamadım. Hiçbir dini de aşağılamam mümkün değil. Ancak İstiklal Marşı'nın bazı sözlerini bölücü buluyorum. Marşın 'Hakkıdır, Hakk'a tapan milletimin istiklal' bölümüne geldiğinde susuyorum. Allahınızı severseniz, bu mu bütünleştirici ulusal marş. Herkes kendi dinine gönderme yapıyor. Bölücülük bu. 'Hakk'a tapan' yerine 'şanslı olan' olsa ne olur. Ulusal marşın bütün mısralarını söylüyorum oraya gelince susuyorum."
ne olurdu sizce ?:o
252 kelimeden oluşan İstiklal Marşı'nın içinde dine atıf yapan 15 kelime varken , sadece 2 yerde geçen ırk kelimesi üzerine ;
"Ben Türklüğü aşağılamadım. Hiçbir kimliği de aşağılamam mümkün değil. Ancak İstiklal Marşı'nın bazı sözlerini bölücü buluyorum. Marşın 'Kahraman ırkıma bir gül' bölümüne geldiğinde susuyorum. Allahınızı severseniz, bu mu bütünleştirici ulusal marş. Herkes kendi ırkına gönderme yapıyor. Bölücülük bu. 'Kahraman ırkım' yerine 'çalışkan halkım' olsa ne olur. Ulusal marşın bütün mısralarını söylüyorum oraya gelince susuyorum."
diyen rahmetli Hrant Dink, demokrat , özgürlükçü olurken, Doğu Paşa Allahtan ona benzer laflar etmemiş. Daha o lafları etmeden faşist, nazi artığı tu kaka ilan edilmişken , bir de o lafları etseydi, herhalde memleketi terketmesi gerekirdi.
İşin trajikomik ve ironik yanı; 252 kelime içerisinde 15 yerde Dine atıf yapan kelimeleri hiç görmeyip, 2 yerde geçen "ırk" lafından rahatsız olanın, gayrimüslim olması... Öyle bir eleştiri getirmiş olsaydı arkasından kimse rahmet de okumazdı, "hepimiz Hrant'ız" diyeni de çıkmazdı. Demokratlığı, özgürlükçülüğü ise hak getire olurdu.
Alın size iki adet birbirinden temelde farkı olmayan eleştiri, ama bir de sonuçlarına bakın... İşte bizim liberal demokrat ve 2. Cumhuriyetçilerin demokrasi ve özgürlüklerden anladıkları bu, çünkü amaç farklı...
"Benim gibi düşünürsen, demokratsın, özgürlüğü savunuyorsun, yok benim gibi düşünmüyorsan tu kaka ırkçı, faşist seni" :o
Selamlar,
Not: Bu yazı, inandığı fikirleri dürüstçe söylemekten çekinmeyen ve alçakça öldürülen rahmetli Hrant Dink'e eleştiri getirmemektedir. Bu yazıdaki eleştirinin hedefi, demokratlıklarının ve özgürlükçülüklerinin terazi ve endazesi meçhul malum aydınlardır.
Sayın Harun Gür,
Hiçbir araştırmaya dayanmayan, cımbızla çekilmiş birtakım cümlelerin üzerine inşa edilen kişisel yorumlara karşı verdiğiniz, tamamen gerçeklere dayanan -tokat gibi- yanıtlarınızdan ötürü sizi kutlamak ve bizlere gerçekten birşeyler kazandıran yazılarınızı okumaktan büyük keyif aldığımı ifade etmek isterim.
Saygılar,
Sayın Harun Gür emeğinize ve bilğinize bende teşşekkür ederim.
Konuyu okuyunca aklıma gelen İstiklal Marsımız okunurken 12 Eylül öncesinde Konya'da kimler yere oturmuştu? Milli marşımız ve Bayrağımız kimlerin toplatılarında calınmaz ve bulunmaz!
Bizler ülkesini sevenler cumhuriyeti Atatürk'ü sevenler Milli marşımızı herzaman gururla söylemişizdir son nefesimize kadarda böyle devam edecektir.
Sn. kronikyorgun, Sn. Mehmet Emin Sezen,
Ben de sizlere teşekkür ediyorum. Nacizane birşeyler yazmaya çalıştım, yazdıklarımın takdir edilmesi, aynı duygu ve düşüncelere sahip insanların var olduğunu bilmek ülkemizin geleceği için iyi düşüncelerde olmak konusunda bana cesaret veriyor.
Ülkemiz zor bir süreçten geçiyor, dün meşum Konya Mitingi'nde yeşil bayrak açanlar, İstiklal Marşı çalınırken yerlerde oturanların çocukları bugün başka isimler altındalar ama kabul etmek gerekir ki çok daha güçlüler.
Ancak bu insanlar da kanıyla, canıyla bizim insanlarımız ve bu insanların çoğu ülkemizdeki yanlış eğitim sistemi ve ekonomik önceliklerin, aile ve mahalle baskısının kurbanları... Bir kısmı gerçekten o yola inanmış ama temelinde dürüst insanlar, bir kısmı ise bu işlerin kaymağını yiyen Din bezirganları... Sonuçta hepsi bizden, Egelisi kendi başına kaldı mı zeybek oynar, Karadenizlisi horon teper, Akdenizlisi kaşık havası ile coşar, Doğu Anadolulusu sıra gecesi yapar. Hepsi bizim kültürümüz, kanımız , canımız...
Benim eleştirdiklerim, bu işlerin, bu ayrışmanın kaymağını yiyenler. Onları sizler zaten bilirsiniz. Onların Dini, imanı, milliyeti, siyasal görüşü yoktur. Üzücü olan kaymağın tatlılığına bazı aydın geçinenlerin de tamah etmesi, işte ben buna kızıyorum...
Saygılarımla,
Kusurlu olanlar kusuru olanlar yüzünden bu günlere geldik.
Cumhuriyeti Atatürk'kü laikliği iyi anlatamayanlar bu uğurdaki düsünçelerini anlatmaya çalışanların öldürüldüğü faillerinin bulunmadığı bir ülkede zamanında vazifelerini gereği gibi yapmayanlar yüzünden toplumsal ahlak,kültür,adalet yoldan cıkmıştır birde buna bağlı işizlik ve yokluk mücadele eden vatandaşlarımız birde bu ülke sevgisi ve cumhuriyet sevgisi olmayan bir takım basın ve yazarların etkişiyle saşkınlık içinde işin nereye varacagını bilmez durumdadır.
Halkımızı bağlayan iyi niyet köprüsü yıkılacak olursa yıkılması için avuçlarını avuşturan iç ve dış düşmanlar kapıda hazır beklemektedir.
Kim bu güzel ülkede siyasi amaçları için insanlarımızı kutuplaştırıyorsa bu fırsatı bulamadan yok olup gidecektir.Buda CUMHURİYET'in sayesinde olacaktır