-
sayın antalya,
konu ile ilgili fazla bilginiz yoksa, size, başlangıç olarak önerebileceğim kitaplar; Avukat Ayhan YALÇIN'ın "apartman yöneticisinin el kitabı" (geçit yayınevi) ve Prof.Dr.Müjdat ŞAKAR'ın " kat mülkiyeti kanunu ve devre mülk hakkı" (beta yayınevi). çok daha geniş kapsamlı ve bol içtihat örneklei içeren kitaplar da var ise de, bu kitapların fiyatının en az 70 YTL olduğunu göz önüne aldığımızda; size bir hayli külfetli gelebilecektir. bunun yerine size, internet üzerinden geniş çaplı bir araştırma yapmanızı ve de bu sitenin ve ilgili linklerinden de faydalanmak sureti ile; mâlumat edinmenizi öneririm.
sorularınıza gelince;
anabinada oturmayan her kat mâliki, tebliğe elverişli (türkiye'de bir) adresini, yazılı olarak yöneticiye bildirmek zorundadır. (tebligat kanunu ilgili hükümleri)
kat mâliki bu yükümlülüğü yerine getirmediği takdirde; yönetimle ilgili tüm tebligatlar, kat mâlikinin sahibi olduğu (boş) daireye yapılacaktır. (ki, alınmayan tebligatların muhtara bırakılması söz konusu olabilecektir) bu adres yapılmış olan tebligatlar, doğrudan ilgili kat mâlikine yapılmış sayılacaktır.
yapılan tebliğin noterden olması gerektiğine dair bir kanuni zorunluluk yoktur. genelde; tebliğler, iadeli taahhütlü veya imza karşılığı yapılmaktadır.
devamı var...
-
işletme defterinin her sene sonunda kapatılıp en geç ocak ayı sonuna kadar noterden onaylatılması gerekmektedir. daha önce, yıllarca -noterden onaylatılmaksızın- işletme defteri kullanılmışsa ve defterin sahifeleri tamamen doldurulmamışsa; aynı işletme defterinin kullanılması mümkündür. ancak bu halde; yöneticinin, göreve başlar başlamaz, ilgili defteri (kullanmadan önce) notere onaylatmalıdır. yönetici, onaylattığı bu defteri sene sonuna kadar kullandıktan sonra yine notere onaylattırarak hesapları kapatması gerekmektedir. bu şeklide usûlüne uygun tutulmuş defterler, yargılama esnasında mahkemece delil olarak kabul edilecektir ve bilirkişi tarafından tetkik edilecektir. kapatılmamış defterlerin, kat mâliki aleyhine mahkemede delil olarak ileri sürülememesi gerekir.
işletme defterinde tüm giderlerin ve gelirlerin ayrı ayrı gösterilmesi gerekir. ödenmeyen aidatlar gelir hanesine işlenecekse, aynı zamanda gider hanesinde de (tahsil edilememiş alacaklar) olarak (her iki tarafta)gösterilmesi gerekir. aksi takdirde; bu meblağ yöneticinin cebinden çıkmış olacaktır.
-
sorununuza çözüm bulabilmek amacı ile, öncelikle size şunu sormak istiyorum: usûlüne uygun genel kurul toplantısı yaparak mı yönetici seçtiniz? KARAR DEFTERİNDE, İLGİLİ ŞAHSIN (OYÇOĞUNLUĞU VEYA OYBİRLİĞİ İLE) YÖNETİCİ SEÇİLDİĞİNE DAİR BİR KARAR MEVCUT MU? yoksa; bu şahıs kendi kendini yönetici mi ilân etti? şayet durum böyleyse; size çok basit bir önerim olacaktır:
(kırtasiyeciden)bir karar defteri alarak, anabinada toplam kat mâliklerinin az üçte biri, yani,16 daireden 6 DAİRE SAHİBİ İLE BİRLİK OLUŞTURUN ve ("yönetici seçimi")toplantı gündemi oluşturarak, kat mâliklerinin tümünü toplantıya çağırın ve anabinanıza YASAL BİR YÖNETİCİ SEÇİN. ilk ve ikinci toplantıda da yönetici seçemediğiniz takdirde; BU KARAR DEFTERİNE(yönetici seçilemediğine dair) ŞERHLERİ düşünüz ve akâbinde, buna istinaden, sulh hukuk mahkemesinden YÖNETİCİ ATANMASINI isteyiniz. bu dâvâyı kat mâliklerinden herhangi biri (hâsımsız olarak) açabilir. karar defterinizdeki şerhler ile, yönetici seçemediğinizi ispatlayacağınızdan; mahkeme size derhal bir yönetici tâyin edecektir.
bundan başka; yönetici icrâ ve dâvâ tâkibine müracaat ettiğinde veya ihtârnâme tebliğ ettiğinde, karar defterinde (yönetici seçildiğine dair) şerhi de göstermek zorundadır. aksi durumda; dâvâ ehliyetinden ve yöneticilik sıfatından söz edilemeyeceğinden, yapılan işlemler de YASAL OLMAYACAKTIR.
(BANKA DAHİ, yönetici sıfat ile apartman adına hesap açmak istenildiğinde, mutlaka karar defterini tetkik etmektedir ve karar defterinde böyle bir şerh yoksa, yönetim kurulu (yönetici) adına hesap açmaktan imtina etmektedir.)
sonuç itibari ile; karar defterinde, öncelikle; ilgili şahsın YÖNETİCİ SEÇİLDİĞİNE DAİR, ŞERH bulunması lâzımdır. yöneticinizi genel kurulda seçmediyseniz, YASAL BİR YÖNETİCİLİK söz konusu değildir.
diğer sorularınızı ayrıca tefferuatlı olarak cevaplayacağım. zira; ilginçtir, kat mülkiyeti kanunu sadece 60 küsür maddeden ibaret bir yasa olmasına karşın, bunlar çok derin ve çetrefilli konular.
örnek vereyim; YARGITAY, ("yönetici olmamasına rağmen, bir kat mâlikinin, anabinanın ortak elektriğini vs. gibi bazı giderlerini (yönetici yokluğunda,apartmanın işleri sürüncemede kalmaması amacıyla) ödemesi halinde, bu giderlerden diğer kat mâliklerinin sorumlu olacağı") yönünde, yerleşmiş bir görüşü vardır.
bu husus, yargıtay tarafından, B.K.'ndaki, "vekâletsiz iş görme" hükümleri kapsamında değerlendirilmektedir.
-
Konu ile ilgili benzer bir sorum var, 6 ay önce yatırmayı unuttuğum aidatı, bugün aylık % 10 gecikme faizi ile birlikte ödemem istendi. Bu süre zarfında hatırlatılsa idi gecikme faizi çok daha düşük olacaktı ancak bu konuda uyarılmayıp 6.ay sonunda hatırlatıldı.
Bu konuda gecikmeye düştüğüm tarihi mi yoksa tebliğ tarihini mi esas almak gerekir
-
sayın alday,
durum, söz konusu apartman aidatı miktarının size daha önce tebliğ edilip edilemediğine göre değişecektir.
genel gider miktarı ile ilgili kat mâlikleri kurul kararı veya işletme projesi size daha önce tebliğ edilmemiş ise, esas borçtan sorumlu olacaksınız. buna karşın, gecikme zammı tâlep edilemez. aylık gecikme zammının tâlep edilebilmesi için, söz konusu aidat miktarına ilişkin bir tebligat yapılmış olması gerekir. (kurul kararı,proje, ihtârnâme vb.) kısaca; gecikmelerde, gecikme değil tebliğ tarihi esas alınır.
-
Sayın Zara,
Herşeyden önce gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim.
Daha önce tarafıma aidat vs.ile ilgili yapılmış yazılı bir tebligat yok. Ancak ödemeyi unuttuğum aidatlardan önceki tarihlerde yatırdığım aynı miktardaki aidatlar var. Aidatı yatırdım ancak, nerdeyse aidat kadarda faiz talep ediliyor