Temennim Dünya bankası'nın, IMF'nin de sonu Lehman Brothers gibi olur.
Printable View
Temennim Dünya bankası'nın, IMF'nin de sonu Lehman Brothers gibi olur.
sıze katılıyorum ogretmen maaslrında yapılması gereken ıkı ynılık var bence bırıncısı ya ogretmenler ucretlı olarak calısmalı ve yazın maaslarını yarısını almalı veya bolge bolge ogretmen maasları degısmelı .meselaı stanbulda yasayan bır ogretmenle guney bolgelerımızde ozellıkle ılcelerde gorev yapan yasamın daha ucuz oldugu yerlrde calısan ogretmenlerın maasları farklı olmalı tabı bence:-)
Haklı ha!bırakın öğretmenler kendini boş vakitlerinde geliştirmesin limon,bilet satsın.Allah aşkına hangi zihniyetle bunu yazdınız anlamıyorum,Atatürk'ün belirttiği gibi ''Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olcaktır''demiştir.Maalesef eğitim sistemini mahveden politikacılardan sonra halkın böyle demesi normaldir.Heralde siz muz ülkesinde yaşıyorsunuz ve değeli eli öpülesi öğretmenlerimiz görmezden geliyorusunuz.Sizin üzerinde emeği olan öğretmenleriniz inşallah bu yorumunuzu okumamıştır.Ayrıca Atatürk'ün belirttiği İKinci Kurtuluş Savaşı'nın komutanlarına bu hitabınızı ilk savaşımızda kanlarını bu vatan için döken şehitlerimiz için İngilizlere birşey yapamayız denen zihniyete benzemektedir.Saygılar
Syn. Karavelioğlu cevabınız için teşekkür ederim.Belirtmiş olduğunuz yargı kararını inceledim.Söz konusu eleştirimi alıntıda da gösterdiğim yorumunuza yönelik yaptım.Şunu belirtmeliyim ki ironik olarak konuya yaklaşmış olsanızda öğretmenlerimiz ve kendini bu mesleğe adamış kişiler konusunda bir hassayitimin olduğunu belirtmek isterim.Yargı kararında incelediğim neticede sizinde bir öğretmen olduğunuz ve sadece kendi hakkınızı değil meslektaşlarınızın hakkınıda aradığınız için teşşekkür ederim.Tekrardan söylemek isterimki geleceğimizi inşa eden siz öğretmenler konusndaki hassasiyetimden dolayı o yorumu yapmış bulunmaktayım.Saygılar ve uyarınız için teşekkürler...
Demekki buradan neyi anlıyoruz öncelikle okuyup anlamadan yazı yazmayacağız. Hata yaptıkmı da yapışıp kalmayacağız dönmesini bileceğiz. Bundan dolayı sayın Burak Temur ' u bu tutumundan dolayı tebrik ediyorum.
Aslında ironik bile olsa öğretmenlerimiz hakkında böyle mizansenler insana gerçekten çok dokunuyor. Hele benim gibi annesi babası öğretmen olanlara... Benim annem ikinci kuşak kadın öğretmenlerdendir yada üçüncü kuşak... O dönemlerde ne zormuş hele bayan olarak öğretmenlik yapmak....
56 da bir köye tayin edilir gittiğinde ilk laf işitir .'' Bir kız çocuğu tek başına neden dolaşıyor. Kim bu?'' Daha sonra '' Bunun kendisi çocuk çocuklara bir şey öğretemz. Hemde kız kısmı ne anlar...'' direnciyle karşılaşıyor. Doğuda filan değil ha Balıkesir'in bir köyünde. İşin komiği bu yaygarayı koparanlar sonradan keşfediyorlar ki!! köyde zaten okulda yok!!! Tarihinde ilk defa köye öğretmen atanıyor o da yeni mezun bir öğretmen ama okul yok olsun!! Daha ilçelerin çoğunda milli eğitim müdürlükleri oluşmamış kaymakamlar direk muhatap oluyor. Zaten tayinde ilginç. ''....köyünün okuluna....'' diyor. Ne okul adı var ne birşey... Neyse on gün sonra kaymakam gelip önce anneme kızıyor. '' okulu nasıl bulamazsın!!'' diye... Annemi peşine takıp köyde iki tur atıyor inek öküz koyun eşek kahvehane kerpiçten evler bulmasına rağmen okulu o da bulamıyor!! Bu sefer köy muhtarı ile ihtiyarlar heyetine çatıyor. ''Koskoca devlet size öğretmen atasın siz okul yapamayın!!'' Önce geçici olarak kahve ''okul'' oluyor. içerde annem ve 18 öğrencisi dışarda köyün adamları. Çaylar bahçede!!!
Şimdilerde derslik denen şey kahvede ''masa'' ayarında. En garip sınıf şekli bir masa ilkokul bir diğeri iki üç... hepsi aynı anda hepsine tek öğretmen... Annem diretiyor bayrak direği Atatürk büstü olmayan yerden okul olmaz diye !! Bir gürültüde ona kopuyor sonra bir bayrak direği ile Atatürk büstü bulunup kahvenin tam karşısına yerleştiriliyor. Oluyor size kahve okul tören alanı!! O zamanlar ( belki şimdi de bilemiyorum) sabahları öğrenciler toplanıp istiklal marşını okuyup derse girermiş. Hal böyle olunca her sabah Başta Annem 18 öğrenci, 50 kahveye gelen adam kahveci muhtar kısacası cümbür cemaat ''istiklal marşı ''okuyorlar. Belki de tarihin tek istiklal marşı okunarak açılan kahvesi !!! Tabiiki bu arada eski ahırı okul yapma çalışmalarıda var. Dersten sonra annem ahırı okul yapmak için boyuyor!! Köyün erkekleride ''kız başına bu işleri yapamaz diye seyre duruyor.'' Muhtarın en büyük icraatı kahvehanenin çay ocağı tarafındaki duvarı yıktırıp kapı yaptırması gerekçe '' ders saatinde ortalarından kahveci geçmesin!!''
Dört ay sonra okul tamamlanıyor. Güzel bir okul oluyor!! En komiği ise şu oluyor. Dört ay boyunca istiklal marşı söyleye söyleye öğrenen köyün kahvehaneye takılan tayfası yıl sonuna kadar önce okul açılışına gidip marş söylüyor sonra kahvelerine gidiyor...
Tabiiki bu komik mizansenle anlattığım olayın zorlukları bıkkınlıkları annemde saklı vede tarihte , komik olurken bile düşündürüyor aslında öğretmenlerimizin aslında çehreleri nasıl değiştirdiğini... O elleri öpülesi öğretmenlerimize saygı ve sevgi duymak yetmez aslında. Onlara sahip çıkmak madid manevi tatmin etmemiz gerekir. Öğretmen evlerini gasp etmeye çalışmak edemediklerinde en güzel odaları kendilerine kapatmayı ilke edinmemek , öğretmenleriyle gurur duyan ve bunu belli eden devlet olmalıyız. Hayal bu değil mi?
Kamuda çalışanın maaşını düşür, işcileri çıkart,özelleştir,toprağını, ormanını,suyunu sat yaptırımları, yasal düzenlemeleri tamamlandıktan sonra sıra öğretmen maaşlarına gelmiş.
İmam tayini konusunda tarikatın güçlü çıktığı ülkemizde,imamların maaşını devlet öderken, kilisede papazların maaşı yerel yönetimlerce halk tarafından ödenir.
Ülkelerin ekonomilerini ele geçirmekle görevlendirilmiş, bu yapıdan, ödediğimiz faizlerimizden beslenen Dünya Bankasının sözcüleri bu konuda ne düşünüyor?