Sayın Burçak önce avukatız sonra akademisyeniz.Bahsettiğiniz kimseler Avukatlık mesleğinin ne demek olduğunu anlayamamış kimseler olmalı yoksa Avukatlık ruhunu taşıyan hukukçular herhangi bir kadronun güveni ile tatmin olamazlar.Özgürlük herşeydir
Printable View
Sayın Burçak önce avukatız sonra akademisyeniz.Bahsettiğiniz kimseler Avukatlık mesleğinin ne demek olduğunu anlayamamış kimseler olmalı yoksa Avukatlık ruhunu taşıyan hukukçular herhangi bir kadronun güveni ile tatmin olamazlar.Özgürlük herşeydir
Çok güzel Sayın Yıldız, avukatlık gerçek mesleğim diye(bile)cekseniz ne mutlu.
Derslerinizi, duruşma ya da keşiflerinize göre ayarlayabilecek misiniz?
Gerek adliyede gerekse büronuzda işlerinizi bitirdikten sonra mı akademik çalışmalarınızı yapacaksınız?
Müvekkillerinize randevu verirken, akademik takviminize bakmaya gerek görmeyecek misiniz?
Önce dosyalarınızı hazırlayıp davalarınıza çalıştıktan sonra mı tezinize vakit ayıracaksınız?
Vaktinizin çoğunu büronuzda/adliyede geçirebilecek misiniz?
Sekreteriniz sizi arayanlara, adliyede mi diyecek yoksa ekseriyetle okulda mı diyecek?
İleride üniversite kadrosuna girdiğinizde ve yükseldiğinizde de aynı şeyi söyleyebilecek misiniz?
Bence bir kez daha düşünün, mesleğiniz avukatlık mı olacak, yoksa akademisyenlik mi?
Sayın Burçak,
Şöyle düşünelim;bir Avukatın yoğunluğunda değil ama 3 tip davaya baktığınızı düşünün örneğin boşanma ceza ve iş davalarına...zaten hukuk bile olsa birkaç alanda uzmanlaşarak rahat etmek aynı zamanda bu alanlarda yetecek kadar kazanmak her avukatın hayali değilmidir?aksi halde icralarla baş ağrısı çekmeyi kimse istemez.Bu hak verildiğinde şunu yapacağımı kesin kes biliyorum sadece 3 tip davaya bakacağım bu durumda bahsettiğiniz yoğunluk olmayacaktır emin olun tıpkı fakülte yıllarındaki Prof-Doç hocalarımız gibi.
Avukatlık ve öğretmenlik mesleğinin yasal olarak bir arada yapılabildiğini duymuştum. Bu istisnanın ayrıntıları nasıldır?
Böyle bir imkanın sunulması çok iyi olur bence.Sonuçta birçok avukat iyi paralar kazanırken bazıları deyim yerindeyse sinek avlıyor.Özellikle genç avukatlar büro açıp bunun masraflarını zor güç ödeyebiliyorlar.Zaman ayırabilecek ve ihtiyacı olanlar için doğru bir karar.Her yasada olduğu gibi muhakkak bunda da eksikler çıkacaktır.Umarım öğretmen yetiştirip hiç bir kadroya sokmayan milli eğitim bu sefer açıkları kapatabilir..Çifte işte çelışacaklara kolay gelsin
öğretmenlik ile avukatlık birbiriyle uyuşmayan iki meslek dalı umarım zamanla bu ayırım iyice belirginleşir... avukatın aynı zamanda devlet memuru olması doğru bir şey değil..Başka bir ülkede böyle bir durum yoktur sanırım...Genç meslektaşlara da kazanç kapısı olması fikrine de katılmıyorum. hukukçu öğretmen arkadaşlar alınmazlar umarım..
Selam bende bir öğretmenim aslında idealim Avukat olmaktı olamadım. Öğretmen oldum fakat bakıyorumda her meslekten herkes öğretmen oldu olabiliyor maalesef bir biz öğretmenlik dışında bir şey olamıyoruz.Keşke bende Avukat olabilsem;yinede hayırlı olsun umarım iyi olur.
Minik bir önerim var;
Avukatlık Yasasında bir değişiklik mi yapılıyor? O halde hepsi bir arada olsun; Yasadan "avukatlıkla bağdaşmayan işler" kısmını çıkaralım. Avukatlar da seyyar satıcı, simitçi, garson olabilsin ve hatta evlere temizliğe gidebilsin. Evlere temizliğe gidiyor diye disiplin cezası almasın.
Birileri çıkıp da "ba da ne böyle!" demesin. Avukatların mevcut mali ve sosyal durumları düşünüldüğünde pek çoğunun zorunlu ihtiyaçlarını bile karşılamada zorlandığını (hatta karşılayamadığını) hepimiz biliyoruz. Stajını tamamlayan genç meslektaşlarımızın bir avukatlık bürosunda karın tokluğuna iş bulabilmek için kapı kapı dolaştığını da biliyoruz.
Yasada söylediğim biçimde bir değişiklik yapıldığında buradaki konu başlığının da "öğretmenlere avukatlık müjdesi" değil, "AVUKATLARA ÖĞRETMENLİK MÜJDESİ" olarak yeniden elden geçirilmesi gerekir. Çünkü yasaklılık öğretmenlikten değil avukatlıktan gelmektedir. Öğretmenlerimizin avukatlardan pek de farklı olmayan (ki en azından sabit gelirleri belli) mali ve sosyal durumları nedeni ile dinlenmeleri gereken zamanlarda pazarcılık, seyyar satıcılık, badana-boya işleri ve daha pek çok işi yaptığını hepimiz biliyoruz.
Yırtığımız çok, yamamız tek.. Bir o yırtığa bir bu yırtığa tutuyoruz ayıbımız görünmesin diye.
Saygılarımla...