http://www.izlesene.com/video/bir%20...diriliriz/4568
Şaşkınım! Şehitlerim dilim tutuldu siz bizi af edin Memleket ölmüş ağlayanımız yok.
Printable View
http://www.izlesene.com/video/bir%20...diriliriz/4568
Şaşkınım! Şehitlerim dilim tutuldu siz bizi af edin Memleket ölmüş ağlayanımız yok.
Benim bildiğim hukuken hakim talep le sınırlıdır. Talep edilen şey hakkında karar verir. Bu talep 3 kuruş ise bu olmaz deyip 100 YTL diyemez.
O zaman neden hakim eleştiriliyor (Başbakan tarafından)
Sonuç olarak hakim hakaret var demiştir. Yok mu ?
Alıntı:
"HAKİM ÖVÜÇ HAKKINDA AÇILAN DAVA RUTİN"
Adalet Bakanlığı, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı 3 yeni kuruş ödemeye mahkum eden Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Başkanı Sevgi Övüç hakkında, “görevi ihmal” suçunu işlediği iddiasıyla dava açıldığını doğruladı. Açılan davanın rutin bir uygulama olduğu belirtilerek, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan hakkındaki davayla hiçbir ilgisinin bulunmadığı bildirildi.
Adalet Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, Kartal 2. Sulh Hukuk Mahkemesi Başkanı Sevgi Övüç hakkında yapılan soruşturmanın ve hazırlanan müfettiş raporunun, Başbakan Erdoğan hakkındaki davayla hiçbir ilgisinin bulunmadığı kaydedildi. İstanbul yargı çevresinde Adalet müfettişlerince gerçekleştirilen rutin denetimler sırasında Hakim Övüç’ün, 207 davanın gerekçeli kararlarını yasal süresi içinde yazmadığı ve 1 ay ile 6 ay arasında değişen sürelerle geciktirdiğinin ifade edildiği açıklamada şöyle denildi:
“Bunun üzerine hakim hakkında yapılan soruşturma sonucunda, süresinde yazılmayan gerekçeli kararların gecikme süresinin uzunluğu ve davaların niteliği dikkate alınarak cezai yönden kovuşturma yapılması, disiplin yönünden gereğinin takdiri için dosyanın Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’na gönderilmesi gerekli görülmüştür.”
Hukukçu değilim ama arıza da olsa kafası azıcık çalışan sıradan bir vatandaş olarak çok merak ediyor ve soruyorum.Hakim Övüç'ün kararlarını geç yazmasından dolayı hakkında görevi ihmalden açılan davanın rutin olduğu açıklamasını yapan bakanlık ile,1 yıllık bir süreçten sonra iddianame hazırlayan ergenekon savcılarına soruşturma izni vermeyen aynı bakanlık değil mi???Hakimlerin de görevlerinden dolayı işledikleri iddia edilen suçlardan haklarında soruşturma başlatılması aynı bakanlığın iznine tabi değil mi???Alıntı:
Adalet Bakanlığı, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar hakkında başlatılan inclemelenin tamamlandığını bildirdi. Bakanlık savcılar hakkında soruşturma izni vermedi. Bakanlık kararını, ilgili Cumhuriyet Savcıları ve hakimin görevlerini kötüye kullandıklarına dair somut bir delil bulunmamasına bağladı.
Adalet Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Hakimler ve Savcılar Kanunu uyarınca, hakim ve cumhuriyet savcılarının görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işlenen suçları, sıfat ve görevleri gereğine uymayan tutum ve davranışları nedeniyle haklarında inceleme ve soruşturma yapılmasının Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlı olduğu hatırlatıldı. Bu çerçevede 2007 yılında 5 bin 290 şikayet dosyası hakkında, 2008 yılında ise 4 bin 309 şikayet dosyası hakkında işlem yapıldığı belirtildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen ve kamuoyunda Ergenekon soruşturması olarak bilinen ve bu kapsamda Ümraniye'de ele getirilen bombalarla ilgili gözaltına alınan Muzaffer Tekin ve diğer bazı tutukluların avukatları, savılar ve hakimler hakkında şikayetçi olmuştu. Şikayet üzerine İstanbul Cumhuriyet Savcıları ve hakim hakkında Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 105.34-2936-2007 sayılı dosya üzerinden inceleme başlatmıştı. Bu konudaki tahkikat İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülürken, avukat Turgut Kazan ile bazı vekil ve tutukluların söz konusu soruşturmayı yürüten savcı ve hakimler hakkında şikayette bulundukları ifade edilen açıklamada, birçok gazetede Ergenekon soruşturması olarak bilinen tahkikatı yürüten Cumhuriyet savcılarını hatalı işler yaptıklarına ilişkin haberlerin yer aldığı hatırlatıldı. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca ayrıntılı bir inceleme yapılması ve ayrıntılı görüş bildirilmesi sebebiyle, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 105.34-2936-2007 sayılı dosya, 105.34-1092-2008 sayılı dosya ile birleştirildiği ve yapılan değerlendirme sonucu, Bakanlık 'Olur'uyla İstanbul Cumhuriyet Savcıları Zekeriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve ilgili Cumhuriyet Savcısı ile hakimi hakkında işlem yapılmasına gerek olmadığı kararı verilmiştir. Bu kararın taraflara tebliğ işlemleri devam etmektedir." (CİHAN)
Sn. arıza,
Kusura bakmayın ama siz de tam arızaymışsınız ha...
1 kuruşluk adamlardan 3 kuruş talep eden davacıları haklı bulan Sayın Hakim kesinlikle hatalıdır. Davacılar da hatalıdır. Madem bu kadar canınız yandı, kalbiniz kırıldı, şehit ailesine bağlanan 3 kuruşluk aylık gözönüne alınarak 3 kuruşluk tazminat talebinde bulunulmaz ki, değil mi canım...
Oğlunun gemiciğine 2.500.000 $ ödediğini açıkça söyleyen adamdan şöyle 2.500.000 $ talep edecektiniz ki, bizim hukuka göre manevi tazminatta hakim yetkisini kullanabilip hakkaniyet indirimi yapabilsin.
Hem hakimi yaktınız, hem de kendinizi... Kim dedi şehitler 2.500.000 $ etmez diye. Fazlası eder de, içi sizi dışı beni yakar.
Ha bu arada durduğu yere vurulan Muavenet ortadayken, Saratoga'ya selam durmamak da olmaz değil mi?
Selam dur, amiin...
Allah kabul etsin....
KELLE HACZi 3-AĞUSTOS-2009
Yargıtay kararı onadı
AVUSTRALYA’da katıldığı radyo programında terör çetesinin lideri Abdullah Öcalan’a “sayın”, şehitlere “kelle” diyen Başbakan Tayyip Erdoğan, şehit ailelerinin açtığı davada 3 kuruş tazminat ödemeye mahkum edilmişti. Erdoğan, Yargıtay’ın onama kararına rağmen parayı ödemedi.
Masraf ve faiz alındı
AVUKAT Kemal Kerinçsiz, 27 şehit ailesinin talebi üzerine, paranın cebri haciz yoluyla tahsil edilmesi için 14. İcra Müdürlüğü’ne başvurdu. İcra memurları, “3 kuruşluk” tazminatı ödemeyen Erdoğan’dan yasal faiz ve diğer masraflar dahil şehit başına 20 lira 86 kuruş tahsil etti.
Hakimin başına gelenler
Adalet Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı’nda görevli müfettişler, Övüç hakkında düzenledikleri raporu Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’ne göndermiş, Ceza İşleri Genel Müdürlüğü de Övüç’ün ’görevi ihmal’ suçunu işlediği iddiasıyla dava açılması için dosyayı zamanın Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’in onayına sunmuştu. Geçen yıl eylül ayında Bakan Şahin de Erdoğan’ı mahkum eden hakim Övüç hakkında yargılama vizesi vermişti.
HABERİN TAMAMI:http://www.yenicaggazetesi.com.tr/ha....php?hit=20884
BAŞBAKAN'IN UNUTMAK İSTEDİĞİ HAPİS CEZASINI AÇIKLIYORUZ
08.09.2010
http://www.metin1.net/wp-content/upl...n1-300x200.jpg
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, U2’nin solisti Bono’ya “şiir okuduğu için hapis yattığını” söyledi. Ancak Başbakan’ın kamuoyunda pek bilinmeyen bir hapislik hikayesi var.
26 Mart 1989 yerel seçimlerinde Tayyip Erdoğan, Refah Partisi’nin Beyoğlu Belediye Başkan adayıydı. Seçimleri kaybedince Erdoğan, Beyoğlu’nda komiserlik yapan Rasim Şimşek ve partililerle beraber seçim kurulunu bastı. Sandık Başkanı 2. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi Nazmi Özcan’a hakaret eden Erdoğan, Özcan’ın alkollü olduğunu iddia ederek kendisini adli tıbba götürmeye çalıştı.
Olay üzerine seçim Kurulu Başkanı Nazmi Özcan’ın talimatıyla Beyoğlu İlçe Seçim Kurulu’nda görevli üyeler Ahmet Aslan (Beyoğlu Mal Müdürlüğü memuru), Nafiz Sayber (Beyoğlu Özel idare Müdürü), İsmail Atak (Hasköy Karakolu’nda komiser), Mehmet Kiraz (sandık görevlisi), Nadir Tunceli (sandık görevlisi), Soner Kalkan (Beyoğlu 2. Asliye Ceza Mahkemesi Kalem Müdürü ve 2. İlçe Seçim Kurulu Büro Şefi) ile Tahsin Selçuk bir tutanak tutarak olayı zapta aldı.
ADLİYEDEN KAÇTI
Soner Kalkan ifadesinde şunları söyledi: “Ben 2. Seçim Kurulu’nda büro şefi olarak çalışıyordum. Olay günü de görevli idim. İtiraz edilmişti. Sayım yaptık. Saat 04.00 sıraları idi. Karar yazıyordum. Bu arada Tayyip Erdoğan isimli şahıs yanında birkaç kişi olduğu halde içeriye girdi. Ve Seçim Kurulu Başkanı’na ‘Şu haline bak sarhoş adam. Şu adalete bak. Kimlere kalmış. Seni yakacağım. Hepinizi adlı tıbba göndereceğim, (hakime hitaben) Seni süründüreceğim. Yakacağım’ şeklinde tehditte bulundu.”
Beyoğlu İlçe Seçim Kurulu’nun şikayeti üzerine üzerine Recep Tayyip Erdoğan hakkında 18 aydan iki yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı. Beyoğlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açılan dava dosyasının hazırlık no’su 1989/5326 ve esas numarası 1989/3333 idi.
Erdoğan, 31 Mart 1989 tarihinde polisler nezaretinde Beyoğlu Adliyesi’ne getirildi. İfadesi alınan Erdoğan, tutuklanması talebiyle mahkemeye sevkedildi. Recep Tayyip Erdoğan, tutuklanacağını anlayınca mahkemenin bekleme salonundan kaçtı. Olay üzerine Erdoğan hakkında gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı.
Haberin Tamamı Kaynak:http://www.odatv.com/n.php?n=basbaka...ruz-0809101200