Hele biz avukatların halkımızın gözündeki değeri bu kadar tartışılırken....
Printable View
Hele biz avukatların halkımızın gözündeki değeri bu kadar tartışılırken....
bu yollar arasında çeşitli sahtekarlıklar yada kaba kuvvet varsa tabiki mübah değildir ancak hukuki olan her yol mübahtır diye üşünüyorum..
Her yol (mübahtır) kavramı çok geniş bir kavram... Avukat; Hukuk kuralları dışına çıkamaz, ancak kanunların müvekkiline, avukatlık kanununun kendisine tanıdığı her türlü HUKUKİ yolu kullanabilir, hatta kullanmalıdır.
Uzun zamandır uğrayamadığımdan konuyu da takip edememiştim. Şmdi açmış olduğum konuya ara ara örnekler vermek istiyorum.
Çok küçük bir örnek versem, acaba kızdırmış olurmuyum daha evvel bu uygulamayı yapanları ?
İcra takibi neticesinde, borçlu emekli ise şayet emekli maaşından kesinti yapılması için ilgili icra müdürlüğüne talepte bulunarak, !!! HER NASILSA !!! yasal olarak mümkün olmamasına rağmen bu talebini kabul ettirmek.
Yani nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği hatta devir yada temlik edilemeyeceği sabit olan, emekli maaşlarından kesinti yapılmasını istemek ve de bunu yapmak.
Bana bu konuda gelen pek çok örnek olay olmuştur ve ilgili icra tetkik mercilerince kesintiler yasaya aykırı olduğundan hemen iptal ettirilmiştir.
Bu durumda, yani alacaklının borcunu tahsil için bu yola başvurmuş olmak ne kadar hukuka ve hakkaniyete uygundur. Yasaya aykırı olduğunu bile bile.
Herkes hata yapabilir, icra dairesi de... Kanunlarımızda bu hataların düzeltilmesi için de birçok yok mevcuttur ki siz bahsetmişsiniz zaten.
Yanlış hesap bağdattan döner misali, anlık olumsuzluk veya yanlışlıklara dayanarak genelleme yapmanızı doğru bulmuyorum.
Sayın musaaykan;
506 sayılı Kanun'un 121'nci maddesinde, "Bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları ve bu Kanunun 80 inci maddesine göre takip ve tahsili gereken alacaklar dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez." hükmü yer almaktadır.
Ancak Yargıtay da diyor ki, Her ne kadar, 506 sayılı Kanunun 121. maddesi gereğince işçinin SSK'dan almakta olduğu emekli maaşının haczi mümkün değil ise de, bu husus ancak haciz işleminden sonra borçlunun şikayeti halinde gözönünde bulundurulur. Alacaklının emekli maaşına haciz konulması yönündeki talebinin icra memurunca yerine getirilmesi zorunlu olup memurun haczedilecek hakkın niteliği esas alınarak bunun haczinin mümkün bulunup bulunmadığı konusunda bir takdir hakkı bulunmadığından talebin yerine getirilmesi gerekir.
Bu durumda siz olsa idiniz ne yapardınız?
Sorunun daha doğrusu tartışmanın özünde hata var. Mübah la hukuk yanyana gelemez Mübah demek '' Dinî bakımdan yapılmasında sakınca olmayan, yapılması günah veya sevap olmayan.'' demektir buradan hareketle mecaz anlam olarakta '' yapılmasında sakınca görülmeyen'' demektir. Bunun tam hukuki karşılığının ne olduğunu bulamadım.
Açıkçası mübah özünde kurallara aykırı olmayan su. günah terbiyesiz ahlaksız olmayan gibi anlamlar içerir. Bundan dolayı zaten dinende yapılmasında sakınca bulunulmaz denmektedir. Dolayısıyla Mübah yol demek hukuk çerçevesi içerisinde yapılması suç olmayan her türlü yasal yol demek olmalıdır. Bu bağlamda düşünürsek evet mübah olan yollarda sorun yoktur.
Her yolun mübah olması ise yukarıdaki açıklamadan dolayı olanaklı olmadığından sorunun özü yanlıştır.
Arz ederim.
"Her yol mubah mıdır?" derken aklıma bir hikaye geldi...
Köpekler, yaşanan olumsuzlukları tartışmak, insanlar tarafından aşağılanmalarına son vermek için bir toplantı yaparlar.
Kürsüde yüce Doberman nutuk çekiyor ve diğer köpekler de hep bir ağızdan yüksek sesle Doberman'a iştirak ediyor;
Doberman: Yüce soydaşlarım!!!!! Yeter artık! Yeter iki bacaklı adem oğulları tarafından aşağılandığımız!
Salon: Yeteeeerr!!!!
Doberman: Bundan böyle insan dışkısı yemiyceeeezzz!!!
Salon: Yemiyceeezzzz!
Doberman: And olsun muuuuu?
Salon: And olsuuuunn!!!
Salon yüce Doberman7ın tok sesi ve salondakilerin coşkulu sesi ile inlemektedir. Lakin bu duruma ve yapılan yeminlere en arkadaki beyaz finonun itirazı vardır.
Küçük lakin kıvrak adımlarla kürsünün önüne kadar koşan Fino yüce Doberman'a seslenir;
Fino: Yüce reis! Tamam! İnsan dışkısı yemiycez!
Doberman: Evet yemiycez!
Fino: Pekiii! Soğuk bir kış günü.. Kar yağmış ve tipi başlamış.. Her taraf buz gibi. Ve bembeyaz karların üzerinde sıcacık bir bebek dışkısı.. Onu da mı yemiycez? diye sorar....
Doberman: Yok canım. O kadar da değil.. Onu yeriz;)
-
Özetle; bazen hadiseler kürsüde konuşulduğundan farklı gelişiyor... Ve ettiğmiz yemine rağmen paranın cazibesine kapılabiliyoruz..
..
Özeleştiri anlamında söyledim. Mesleki yeminimize aykırı davrandığımız zamanlarda kazandığımızın damağımızda bırakacağı tadın en fazla ne olabileceğinin anlaşılması için biraz da..
Esen kalın..
Mühendisin biri ölmüş ve yanlışlıkla cehenneme atmışlar. Cehennemin konforundan rahatsız olan mühendis burayı değiştirmek istemiş ve cehenneme klimalı odalar , otomatik cola makineleri ,derin dondurucular, otomatik tuvaletler gibi şeyler yapmaya başlamış.
Ancak, hata anlaşılınca meleğin biri şeytanı aramış:
-Bir mühendis yanlışlıkla cehenneme gönderildi onu buraya göndermen gerek.
Şeytan sinirlenmiş:
-Göndermeyeceğim burda onu çok seviyoruz.
Melek kendinden emin bir şekilde:
-Seni dava ederim.
Şeytan katıla katıla gülmüş ve şunları söylemiş:
- Yok ya nasıl yapacaksın bütün avukatlar bizim tarafta.
Sayın musaaykan;
Hernekadar ülkemizde sosyal güvenlik reformu yapılmaya çalışılmışsada aslında biz hukukçular olarak pek bir şey değişmemiştir. Burada 2 önemli husus vardır. İlk olarak birincisini Sn Onur Tunga gayet güzel bir şekilde açıklamıştır. İcra müdürü bir değerin haczedilip haczedilemeyeceğine karar veremez. Bunu borçlu haczedilmezlik iddiasıyla ileri sürmelidir. Bir diğer husus ise ne yazık ki kanun koyucuların her kurum için farklı düzenlem getirmiş olmalarında ileri gelmektedir. Bugün için geçerli olan düzenlemeye göre emekli sandığı aylıkları haczedilebilmektedir. Buna karşılık SSK ve bağkur aylıkları haczedilemez. Ancak ilk durumda belirtildiği üzere bunu borçlu taraf haczedilmezlik iddiasıyla ileri sürebilir.