Re: isveren msn konusmalarını denetleyebilir mi?
Alıntı:
Stj.Av.Emrah Yavuzcan rumuzlu üyeden alıntı
Her ne kadar kişiye özel veriler sayılsa da, "belgelerim - ileti geçmişim" klasörlerine girildiğinde bu kayıtlar metin halinde ekrana dökülmektedir. Bu suretle, herhangi bir şifre kırılmamış, herhangi bir özel veri araç olarak kullanılmamıştır. Bilgisayardaki diğer klasörlere veyahut metin dosyalarına nasıl ulaşılabiliniyorsa, "msn chat log" tabir edilen kayıtlara da aynı kolaylıkta ulaşılmaktadır. Kanaatimce suç oluşmamaktadır, işyerine ait bilgisayarda özel veri bulunamaz.
Sanırım standart msn'de değilde msn plus'ın yüklenmesi ile böyle bir otomatik kaydetme durumu oluşuyor ancak yükleme sonrasında msn ayaları kullanılarak log tutulmaması sağlanabilir.
Burada dikkat edilmesi gereken nokta şudur: Haberleşmenin gizliliğini ihlal suçu ancak kasıtla işlenebilir. Bu sebeple kast olmadan suçta oluşmayacaktır. Somut olayda eğer msn logları otomatik olarak messenger tarafından aynı bilgisayara kaydediliyorsa ve şirket yöneticilerinin yada başka birisinin haberleşmenin gizliliği suçunu işlediğini söyleyemeyiz çünkü böyle bir durumda ortada kast yoktur.
Ancak değerlendirilmesi gereken bir diğer husus daha olduğu kanaatindeyim, o da şudur:
Örneğin; tesadüfen bu logları bilgisayarda gören bir kişi, bu logları açıp okusa durum ne olur? Bu loglar ileti geçmişim adlı klasördedir ve her bir log karşı tarafın hesabının adıyla kaydedilmektedir. Dolayısıyla 2 kişi arasındaki konuşmaların kaydı olduğu barizdir.
Haberleşmenin gizliliğini ihlal için herhangi bir şifre kırılmasına gerek olmadığı kanaatindeyim. Çünkü 132/1'de:
"Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlâl eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu gizlilik ihlâli haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur." denilmektedir. Birinci fıkra suçun temel hali, ikinci fıkra ise nitelikli halidir. Temel halinde yer alan gizliliği ifadesi kabaca; iki kişi arasında olan ve aleni olmayan şeklinde nitelendirebiliriz sanıyorum. Gizliliğin ihlali de iki kişi arasında olan ve aleni olmayan haberleşmenin üçüncü bir kişi tarafından içeriğinin öğrenilmesidir. Dolayısıyla suç herhangi bir şifre kırmadan da işlenilebilir.
132. maddenin gerekçesinde de aynı yönde ifadeler mevcut olduğu da göz<önünde bulundurulmalıdır:
TCK m . 132/1 gerekçesi:
"Madde metninde, kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğinin ihlâli suç olarak tanımlanmaktadır.
Söz konusu suç, belirli kişiler arasındaki haberleşmenin içeriğinin öğrenilmesiyle işlenmektedir. Kişiler arasındaki haberleşmenin ne suretle yapıldığının suçun oluşumu açısından önemi yoktur. Bu haberleşme, örneğin mektupla, telefonla, telgrafla, elektronik posta yoluyla yapılabilir. Bu suç açısından önemli olan, haberleşmenin belirli kişiler arasında yapılmasıdır. Söz konusu suçu, bu haberleşmenin tarafı olmayan kişi işleyebilir.
Haberleşmenin gizliliğinin sadece dinlemek veya okumak suretiyle ihlâl edilmesi, bu suçun temel şeklini oluşturmaktadır. Ancak, bu gizlilik ihlâlinin, haberleşme içeriklerinin yani konuşulanların veya yazılanların kayda alınması suretiyle yapılması, bu suçun nitelikli şekli olarak tanımlanmıştır. Örneğin telefon konuşmalarının ses kayıt cihazıyla kayda alınması hâlinde, suçun bu nitelikli hâli gerçekleşmektedir.
Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerinin belli bir suça ilişkin soruşturma kapsamında Anayasa ve kanunların belirlediği koşullar çerçevesinde öğrenilmesinin veya kayda alınmasının hukuka uygun olduğu muhakkaktır. "