Re: Biraz şiire ne dersiniz?
İNSANLAR VARDIR
İnsanlar vardır;
Üstü nilüferlerle kaplı,
Bulanık bir göl gibi.
Ne kadar uğraşsanız görünmez dibi.
Uzaktan görünüşü çekici, aldatıcı,
İçine daldığınızda ne kadar yanıltıcı.
Ne zaman ne geleceğini bilemezsiniz.
Sokulmaktan korkarsınız, güvenemezsiniz.
İnsanlar vardır;
Derin bir okyanus.
İlk anda ürkütür, korkutur sizi.
Derinliklerinde saklıdır gizi.
Daldıkça anlarsınız, daldıkça tanırsınız.
Yanında kendinizi içi boş sanırsınız.
İnsanlar vardır,
Coşkun bir akarsu.
Yaklaşmaya gelmez, alır sürükler.
Tutunacak yer göstermez beyaz köpükler.
Ne zaman nerede bırakacağı belli olmaz.
Bu tip insanla bir ömür dolmaz.
İnsanlar vardır;
Sakin akan bır dere. İnsan rahatlatır,
Huzur verir gönüllere.
Yanında olmak başlı başına bir mutluluk.
Sesinde, görüntüsünde tatlı bir durgunluk.
İnsanlar vardır;
Çeşit çeşit, tip tip.
Her biri başka bir karaktere sahip.
Görmeli, incelemeli, doğruyu bulmalı.
Her şeyden önemlisi insan, insan olmalı...
İnsanlar vardır;
Berrak, pırıl pırıl bir deniz.
Boşa gitmez ne kadar güvenseniz.
Dibini görürsünüz her şey meydanda.
Korkmadan dalarsınız, sizi sarar bir anda.
İçi dışı birdir çekinme ondan.
Her sözü içtendir, her davranışı candan...
(yazar belırsız)
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
VAZGEÇMELER USTASI
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki aşktan bir leke,
Kazındıkça kendini temize çeken
Gizlice. Sürtündükçe kıvılcımlar saçan
Çakaralmaz renk cümbüşü işte.
Ya sizinki?
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Reddedemem önerinizi,
Paylaşalım elbette:
Lekeniz sizde kalsın,
Ben aşkı alırım sadece.
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki iki soluk arasında
Gelip geçen zaman.
Hangisi ölüm hangisi yaşam?
Ya sizinki?
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Yaşadığınız bir ömür değil mi?
Seçimi siz yapsanız, istediğiniz sahneyi seçseniz:
İster ilkincisi olsun ister sonuncusu fark etmez ki,
Başarımızı arttıracaktır provalardaki performansınız
Artanıyla yetinirim zaten ben, ilk gösteri için
siz önden buyrunuz lütfen!
Dünya kirletilmişse,
Üstünüze sıçramış
Bir şey vardır mutlaka.
Benimki korkusuz ve kuşkusuz bir aşk,
Başdöndürücü ve anısız,
Fısıldaşmaları dalgınlıklara takılı.
Ya sizinki?
Hâlâ anlamadınız mı?
Demiştim:
Ben vazgeçmeler ustasıyım.
Aşkı bana terk etmiştiniz zaten,
Üstü... kalabilir sizde...
Tuğrul Asi BALKAR
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
SEVGİ
Çiçekler, meyveler gibi..
Yaz, sonbahar ya da kış.
Nedense duygu rüzgârları hep ilkbahara yakıştırılır.
Coşkular, tutkular hep baharı simgeler.
Gürül gürül akan sel sularına pek yaraşsa da
bir mevsimle sınırlandırılamaz duygular.
Ne zamanı ne de yeri vardır sevginin. Ne de kuralı..
Ilık bir rüzgâr da olabilir, savurup götüren bir fırtına da.
Buz gibi yalnızlıkları da yaşatır, sıcacık özlemleri de..
Gün ışığı olur, süzülür yüreğinize, ısıtır kavurur belki de yakar..
Yine de onu arar, ona koşar insanoğlu.
Yakınsa da bıkmaz.
Ya yüreğinde saklar sımsıkı
ya da kaçırır parmaklarının arasından..
Çünkü özgürdür sevgi,
Tutsak edilmeyi sevmez.
Neden ille de ilkbahar rüzgârları?
Oysa hemen ardından yaz gelir.
Ve gerçek sevgi yaza daha yakındır.
Yakan, kavuran yine de iyi ki var denilen sevgi..
Buğday güneşsiz olgunlaşamaz.
Ve sevgi, ekmek gibi,
su gibi gerçeğidir insanın..
Acı da çektirse, ısıtır, yüceltir, olgunlaştırır sizi.
Anılarınızda neler var?
Neler kaldı kocaman yazdan?
Yüreğinizde sakladığınız yıldızlar mı?
Yoksa bir mevsimlik yaz duygusu mu?
Hani yaz yağmurları gibi geçiveren..
Olsun..
Yaşanılan her güzelliğe saygı göstermek gerek.
Yaşamının baharında olan da,
Sonbahara doğru yol alan da ıslanabilir bu yağmurlardan.
Olsun varsın.
Sevgi yağmur gibi yağacaksa ve sırılsıklam ıslatacaksa sizi,
bırakın yağsın gönlünce..
Sevebilen bir yüreğiniz varsa,
sevgiye saygınız da varsa eğer,
dört mevsim bahar ve yazdır sizin için.
Kışlardan korkmanıza hiç gerek yok!
Sevgi kaynağınız ısıtır sizi...
Suna Tanaltay ( 1933 - )
Re: Biraz şiire ne dersiniz?
HANGİ GÜNÜN YÜZYILI?
Sancısını yaşıyorsun kaç zamandır
Yeni bir güne sevinçle başlamanın.
Yoluna ışık tutan sözcükler
Var mı o günün ışıltılı kanatlarında,
Rüzgâra dost olan soluklar var mı?
Altını çize çize soruyorsun nedense
Ki hep aldatmış olduğun kendine.
Adın çoktan çocuğa çıkmış oysa,
Çoktan anlaşılmaz olmuşsun.
Şu güzel ömrün tam ortasında,
Kuşları sora sora düşen yapraklarda,
Ey çılgın,
Kanadı kırık her kuşa
Kanat olmaktan yorulmuşsun.
Bulutları çarpışa çarpışa yorgun
Bir gökyüzüdür artık gülüşün...
Adnan Yücel (1953-2002)