ben de ...(sıkıldım)..
Printable View
ben de ...(sıkıldım)..
"Her zaman gittiğiniz yer artık sıkıcı gelmeye başlasa değişiklik adına denizaltı restorana gitmek farklı bir deneyim sunacaktır. Uzaya turistik seyahatler henüz başlamadı (tek kişilik ve milyon dolarlık olanlar hariç) ancak denize yerleşim kurmaya başladık." :p
http://www.teknomag.com/index.php/post/2506/
Oda aynı oda, pencere aynı pencere, sokak aynı sokak, mahalle aynı mahalle... Aynı gök, aynı ağaç. Bir şey değişse... Hiçbir şey değişmiyor; aynı ağaç, aynı gök, aynı mahalle, aynı sokak, aynı pencere, aynı oda...
Musluk aynı, masa aynı, telefon aynı...
Deniz kıyıları, onlar da aynı... Yollar, arabalar, vapurlar aynı, aynı, aynı...
Kalk git başka şehre... Önce aynı değilmiş gibi gelir, sonra o da aynı...
Kimi odaya hapsolur, kimi mahalleye, kimi şehre, kimi şehirlere... Bunların en kötüsü dünyaya hapsolduğunu anlamak.
Bir anladın mı hapsolduğunu dünyaya, koş okyanusa biter; koş Arap çöllerine, biter.
Yüzler değişir, aynı. Diller değişir, aynı. Oteller değişir, aynı...
Bir kotra gezisi, aynı; bir han köşesi aynı...
Yok mu bunun dünyadan öte bir yanı?..
Ara, ara; göstermelikleri değişik, ama içi aynı... Balıklar hep aerodinamik... Arabalar mutlaka tekerlekli. İnsanlar burunlu, kulaklı, kollu, bacaklı...
Bir uçak uçar, altında bulutlar, üstünde gök. Nerede uçarsa uçsun, aynı bulutlar, aynı gök...
Vapur aynı sallanır, keman aynı çalınır...
Kızınca, çatılan kaşlar aynı. Gülünce, gülüşler aynı...
Hele mezarlıklar; köyde, şehirde, her yerde olan mezarlıklar... Upsala'da serin bir park içinde; Londra'da kiliseler içinde...
Sigaralar, purolar, sigara tablaları... Ağızla içilir, parmakla silkilir külü; aynı.
- Nasılsınız?
- İyiyim, mersi, siz?
Aynı.
- Garson bir sek beyaz ver.
- Bir dakika şimdi.
Napoli'de aynı, Marsilya'da aynı...
Ve bazen binde bir değişir bu yeknesaklık...
Ağaç aynı değil, gök aynı değil... Deniz kıyıları değişik, garson değişik, şarap değişik...
- Nasıl her şey değişik, nasıl her şey başka, nasıl tatlı yaşamak...
- Bak nasıl güldü çocuk, bak nasıl ışıklı şu dükkân, bak nasıl mutlu şu kağıt helvacı...
Durgun sular, durgun sularda kayaların gölgeleri... Birbirini kovalayan yağmur bulutları... Şimşekler, gök gürültüleri... İri iri damlayan taneler... Bir sevinç, bir yaşama, bir yeniden doğmak dünyaya...
Ve sonra yine her şey aynı... İnsanlar süklüm püklüm, dağlar suratsız... Kapı tokmağı ya yuvarlak, ya kıvrık... Ve bitmez bir can sıkıntısı, bitmez bir aranış. Veya hiç bulamayış, ya bulurken kaybediş...
(Çetin Altan'dan)
sıkıldım üzüm suyu oldum .seçim sonuçlarının benim için bir kabus olmasından sıkıldım Hergün televizyonlarda RTE Yİ Görmekten sıkıldım
Allahım bundan büyük sıkıntıyı bana bir daha yasatma çünkü çok sıkldım
sıkıldımmm ıslak bir yerim kalmadı kurudum ama gene yağmur yağdı.
Sıkılacak ne varki o kadar? Ahan da, illaki de sıkıldım diyenlere bir alıntı :) öneri sunuyorum:
BUYRUN tatile, sıkılmazsınız! :iyi: sıkıntı sıkıntı getirirmiş ona göre... :pAlıntı:
"Tatil demek, yenilenmek demek
Yaz tatilleri, kaybettiğiniz enerjiyi tekrar depolama şansı verir. Bu şans aslında tatilin bizlere verdiği en büyük armağandır. Çünkü bu kısa aralar yıl içinde daha verimli halde çalışmamızı sağlar. Bunun için tatilde, stresli iş toplantılarını, hazırlanmak üzere sizi bekleyen dosyaları düşünmeyin, rahat olun. Göreceksiniz, işinize geri döndüğünüzde kendinizi yenilenmiş ve daha zinde hissedeceksiniz."
Sıkılmaktan o kadar çok sıkıldım ki ; Sıkılmadığım zaman çok sıkılıyorum.
bir hukuk forumunda genel olarak hukuki konuların konuşulduğunu düşündüğüm için bu forumlara sadece araştırma yapmak için giriyordum...diğer zamanlarda girmek aşırı derecede işe güce boğulduğumu hissetmeme neden oluyordu...
ama bu başlığı tesadüfen görünce ve özellikle de kronikyorum un yazdıklarını okuyunca,sadece ben değilmişim böyle düşünen dedim içimden...meslek gereği,öylesine bir koşturmacanın içine dalıyoruz ki...ben henüz 6 aylık stajyer olmama rağmen;şimdiden avukatlık mesleğinin insanın ömründe yaşaması gereken güzellikleri sürekli ertelemesine neden olduğunu hissetmeye başladım...
hobilerden,sosyallikten uzak bir yaşam,sürekli dosyalar arasında sürekli müvekkillerle diyalog halinde olmak...işten çıktığınızda;arkadaşlarınızla bir araya geldiğinizde dahi bahsettiğiniz tek şeyin o an uğraştığınız davalar olduğunu hissetmek...çok düşündürücü...
ister istemez endişelenmeye başlıyorum; 6 ayda bu hale geldiysem, çevremdekilere anlatacak sadece işim gücüm varsa,ben ilerleyen yıllarda nerde olacağım?nasıl bir yaşam sürüyor olacağım diye...
bu zinciri kırabilmek adına bir hobiye tutundum,fotograf çekiyorum;fotograf sanatı ile ilgileniyorum,ama gerek nakit gerek vakit sıkıntısı bu hobiye dahi engel olabiliyor...
kısacası;benimle aynı düşünceler içinde olan birileri olduğunu bilmek güzeldii...
herkese iyi günler dilerim...
ben neyden mi sıkıldım???
tabiki sosyallikten uzak;dosyalar içindeki hayatımdan...
HAYIR , hiç sıkılmıyorum, mutlaka meşgul olacak , eğlenecek bir şeyler bulmaya çalışırım çünkü... böylece yaşam kendiliğinden renkleniverir!
Sakın haa...!!!
Sonra kazanmanın ardındaki kaybetmeleri geri getiremezsiniz , bu noktada önemli olan DENGEDİR. Sanırım o dengeyi kurabilen her insan, mutlu ve başarılı insan olur , bana göre...
:rolleyes:
Seçim sonuçlarını beklemekten müthiş sıkıldım. Offf offf
Seçim sonuçlarına göre ben de bu milletten sıkıldım. Başımıza bir gelecek var ya du bakali no'lcek...