Sayın optimal .
trampanın da ön alım için uygun olduğunu beyan ettiniz bununla ilgili bir kaynağınız varmı ?. İnceleya bilmem.
Printable View
Sayın optimal .
trampanın da ön alım için uygun olduğunu beyan ettiniz bununla ilgili bir kaynağınız varmı ?. İnceleya bilmem.
trampanın ön alım için uygun olduğuna dair bir şey yazmadım, belki yanlış anladınız, benim söylemeye çalıştığım şuf'a hakkınızın kullanılmasını önlemek için muvazaalı bir trampa işlemi yapılmış olabileceğidir. bu durumda trampa işleminin muvazaalı olduğunu iddia ederek (bu iddiaanızı ispatlayabilirseniz) bu işlemi iptal ettirmenizin mümkün olabileceğidir. yada izaleyi şuu davası açacağınızı beyan etmişsiniz bu takdirde de ortaklığın mahkeme kararı ile giderilmesi mümkündür. konu ile ilgili olarak bkz 4721 s.k. madde 696,697,698,699
6. Paydaşlıktan çıkarma
a. Paydaşın çıkarılması
MADDE 696.- Kendi tutum ve davranışlarıyla veya malın kullanılmasını bıraktığı ya da fiillerinden sorumlu olduğu kişilerin tutum ve davranışlarıyla diğer paydaşların tamamına veya bir kısmına karşı olan yükümlülüklerini ağır biçimde çiğneyen paydaş, bu yüzden onlar için paylı mülkiyet ilişkisinin devamını çekilmez hâle getirmişse, mahkeme kararıyla paydaşlıktan çıkarılabilir.
Davanın açılması, aksi kararlaştırılmış olmadıkça, pay ve paydaş çoğunluğuyla karar verilmesine bağlıdır.
Hâkim, çıkarma istemini haklı gördüğü takdirde, çıkarılacak paydaşın payını karşılayacak kısmı maldan ayırmaya olanak varsa, bu ayırmayı yaparak ayrılan parçanın paylı mülkiyetten çıkarılana özgülenmesine karar verir.
Aynen ayrılmasına olanak bulunmayan maldaki payın dava tarihindeki değeriyle kendilerine devrini isteyen paydaş veya paydaşlar bu istemlerini paydaşlıktan çıkarma istemi ile birlikte ileri sürmek zorundadırlar. Hâkim, hüküm vermeden önce re'sen belirleyeceği uygun bir süre içinde pay değerinin ödenmesine veya tevdiine karar verir. Davanın kabulü hâlinde payın istemde bulunan adına tesciline hükmolunur.
Payı karşılayacak kısım maldan aynen ayrılamaz ve bu payı isteyen paydaş da bulunmazsa hâkim, davalıya payını devretmesi için bir süre belirler ve bu süre içinde devredilmeyen payın açık artırmayla satışına karar verir. Satış kararı, cebrî icra yoluyla paraya çevirmeye ilişkin hükümler uyarınca yerine getirilir.
b. Diğer hak sahiplerinin çıkarılması
MADDE 697.- Bir paydaşın çıkarılmasına ilişkin hükümler, kıyas yoluyla, pay üzerinde intifa veya diğer bir aynî ya da tapuya şerh edilmiş kişisel yararlanma hakkı sahipleri hakkında da uygulanır. Ancak, devri caiz olmayan bir hakkın uygun bir tazminat karşılığında sona ermesine karar verilir.
7. Paylı mülkiyetin sona ermesi
a. Paylaşma istemi
MADDE 698.- Hukukî bir işlem gereğince veya paylı malın sürekli bir amaca özgülenmiş olması sebebiyle paylı mülkiyeti devam ettirme yükümlülüğü bulunmadıkça, paydaşlardan her biri malın paylaşılmasını isteyebilir.
Paylaşmayı isteme hakkı, hukukî bir işlemle en çok on yıllık süre ile sınırlandırılabilir. Taşınmazlarda paylı mülkiyetin devamına ilişkin sözleşmeler, resmî şekle bağlıdır ve tapu kütüğüne şerh verilebilir.
Uygun olmayan zamanda paylaşma isteminde bulunulamaz.
b. Paylaşma biçimi
MADDE 699.- Paylaşma, malın aynen bölüşülmesi veya pazarlık ya da artırmayla satılarak bedelinin bölüşülmesi biçiminde gerçekleştirilir.
Paylaşma biçiminde uyuşma sağlanamazsa, paydaşlardan birinin istemi üzerine hâkim, malın aynen bölünerek paylaştırılmasına, bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi hâlinde eksik değerdeki parçaya para eklenerek denkleştirme sağlanmasına karar verir.
Bölme istemi durum ve koşullara uygun görülmezse ve özellikle paylı malın önemli bir değer kaybına uğramadan bölünmesine olanak yoksa, açık artırmayla satışa hükmolunur. Satışın paydaşlar arasında artırmayla yapılmasına karar verilmesi, bütün paydaşların rızasına bağlıdır.
Sayın optimal
Netice özet olarak durum şu.
A: 3. şahsa satışlarda şufa hakkı duğuyor.
B: 3. şahsa trampalarda şufa hakkı doğmuyor. Ancak trampanın muvazalı olduğunu ispatlamamız gerekiyor.
c: İşte bundan dolayı trampa şufayı önlemek için kullanıyor.
işte durum özeti bu. Herhalde doğru anlamışım.
evet medeni kanuna göre 1-) suf'a hakkı 3. şahsa olan şatış için geçerli,
2-) eğer şuf'a hakkınızın kullanılmasını önlemek için trampa işlemi yapıldığını düşünüyorsanız bu sizin söylediğiniz şekilde kanuna karşı hile olmayıp, muvazaa olabilme ihtimali sözkonusudur.
3-) tarampa işleminin şuf'a (alım) hakkınızı engellemek amaıyla yapıldığını düşünüyorsanız, işin uzmanı bir avukat vasıtasıyla dava açmanızı öneririm. saygılar........
bu arada unutmayın ki şayet izale-i şüyuu nedeniyle ortaklığın giderilmesi yoluna gidilirse 4721 s.Medeni kanunun 733. maddesi uyarınca şuf'a hakkınızı kullanmazsınız. çünkü bu şatışta paYLI mülkiyet sahibinin iradesi yoktur.
Çok teşekkür ederim Sayın Optimal.
Benim birde aşağıdaki linkte sorunum var kimse el atmadı bir bakmanız mümkünmü?.
https://www.hukuki.net/forum/showthread.php?t=8740
sayın alicanmakro konuyu inceleyeceğim
sayın alicanmakro kreş alanı 3194 sayılı kanun 10. maddesinde belirtilen şekilde bir kamu hizmet tesisi ve kamu kuluşlarına tahsis edilen alanlar tanımı içinde yer almamaktadır, imar planlarında kreş alanıda kalan bir taşınmazın satışı veya bir başka hukuki bir tasarrufa konu edilmesi yasaklanmış değildir, kannatimce bu husus sizin mülkiyet hakkınızın özüne dokunulduğunu da göstermez, sizin talebiniz bu yerin konut alanına dönüştürülmesidir. konu ile ilgili olarak belediyeden imar planı tadilatı istemeniz de mümkündür.
Müracatta kabul etmiyorlar.
Anayasa Mahkemesi kararı için ne diyorsunuz.
Bu karara göre alınmış danıştay kararı varmı ( emsal misal olma )
Bizim ilçe belediyesine verdiğimiz imar değişkliği yani civardaki imara uygun konut için imar isteğimize Büyük şehir bakar deyip atlatmaya çalıştılar.
anayasa mahkemesinin kararını oldukça doğru bir karardır, ancak unutmamak gerekir ki anayasa mahkemesi bu kararı imar planında okul olarak ayrılan bir yer için kamulaştırma kararı alaınmasına rağmen bu kararının uygulanmaması nedeniyle vermiştir. okul ve kreşi aynı kapsamda değerlendirmek kanaatimce doğru değildir. ilköğretim anayasannın 42. maddesinde kız ve erkek çocukları için zorunlu olup, devlet okullarında parasız olduğu yönünde hüküm bulunmaktadır.
imar kanunun 187. maddesinde de yine belediye mücavir alan sınırları içinde yapılan imar düzenlemesi nedeniyle arsa ve arazilerin değerlerinde meydana gelen artışa istinaden, belediyelerin bu sınırlar dışında da valiliklerin Dop kesme yetkisi bulunmaktadır. kesilen bu DOP'lar, düzenlemeye tâbi tutulan yerlerin ihtiyacı olan Milli Eğitim Bakanlığına bağlı ilk ve ortaöğretim kurumları, yol, meydan, park, otopark, çocuk bahçesi, yeşil saha, ibadet yeri ve karakol gibi umumî hizmetlerden ve bu hizmetlerle ilgili tesislerden başka maksatlarla kullanılamaz.
Düzenleme ortaklık paylarının toplamı, sözü geçen umumi hizmetler için, yeniden ayrılması gereken yerlerin alanları toplamından az olduğu takdirde, eksik kalan miktar belediye veya valilikçe kamulaştırma yolu ile tamamlanır.
şeklinde bir hüküm bulunmaktadır, doalyısıyla ister DOP olarak isterse müstakil bir parsel olarak ilköğretim alanında kalan özel mülkiyetteki araziler Kamulaştırma kanuna göre mümkünse satın alınacak, değilse kamulaştırılacaKtır.
bu türlü taşınmazlar için tapu kütüğünün beyanlar hanesine kamulaştıma şerhi düşülecektir. Kamulaştıma Kanunun 7. maddesine göre şerh düşülmüşse 6 ay içinde İdare tarafından, kamulaştırma bedelinin tespitiyle idare adına tescili isteğinde bulunulduğuna dair mahkemeden alınacak belge tapu idaresine ibraz edilmediği takdirde, bu şerh tapu idaresince resen sicilden silinir.
eğer şerh 2942 sayılı kamulaştırma kanunun 31/b maddesi uyarınca konmuşsa, bu durumda taşınmaz artık hiç bi şekilde temliki tasarrufa konu olmayacaktır. tüm bu yaptığım açıklamalar sonucunda, özetle ifade etmek gerekirse, taşınmazının imar planında kreş alanı olarak ayrılması, sizin bu taşınmazı tasarrufi işleme konu olmasına (satış,kiralama,irtifak,bağışlama v.s) engel değildir. ancak kamulaştırma kanunu 31/b maddesi uyarınca tapu kütüğünde kamulaştırma şerhi varsa durum farklı olacaktır. fakat sizin taşınmazın için anladığım kadarıyla bir kamulaştırma olayı söz konusu değil taşınmazın kamulaştırılmasını siz istiyorsunuz, idare kreş alanı olarak ayrılan bir yeri kamulaştırmak zorunda değildir. anayasa mahkemesi kararında da görüleceği üzere olay ilköğretim alanı ile ilgili olup, kamulşatırma yapılması gerektiği halde yapılmadığı için kişinin mülkiyet hakkının engellendiği görülmüştür. ve yüksek mahkeme kamulaştırma yapılmadığı için böyle bir karar vermiştir. olayın sizin konunuzla bir ilgisi yoktur.
İmar planı tadilatı ile ilgili olarak da büyükşehir belediyeleri 1/5000 ölçekli nazım imar planını hazırladığından ilçe belediyenizin yapmış olduğu 1/1000 ölçekli uygulama imar planının , nazım imar planına uygun olma zorunluluğu olduğundan, size bu nedenle yetki büyükşehirde denilmektedir.