:)
komik rakam
Printable View
Anladığım kadarıyla eşinizde sizden pek memnun değilmiş ki boşanırken nafaka istemek aklına bile gelmemiş..İyi ki nafaka ödemeyi akıl etmişsiniz.. Ancak, bence burada, eşiniz daha şanslı.. Hem sizden kurtulmuş hem de üstüne para almış :o
(Bu arada eşime kendi istediğimle sus payı 100 YTL nafaka verdimde ne demek oluyor açıklayabilir misiniz?? Eşiniz talep etse zaten nafaka alırdı..Belki de daha yüksek miktarlar bile alabilirdi..Niye bu kadar insanın içinde eşinizi rencide etmeye çalıştığınızı da anlayamadım..)
Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarssl-mış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yargıtay'da bu kuralı sadece kusursuz eşlerin boşanma davası açabileceği şeklinde değerlendirmiyoruz. Davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan boşanma davasına itiraz hakkı vardır.
Bununla beraber bu İtiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir. Bu sebeple sadece "kusursuz olanlar" boşanma davası açabilir diye bir uygulamamız yok.
MK 166/3.madde hükmü açık, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması dava şartıdır
Anlaşmalı boşanmalar, evliliğin en az bir yıl sürmüş olması koşuluyla tarafların birlikte başvurması ya da birininin açtığı davayı diğerinin kabul etmesi ve diğer parasal haklar ( nafaka ve tazminat gibi ) ve varsa müşterek çocukların velayetinin ne olacağı hususlarında anlaşmaya varılması ve hakimin de çocuklar yönünden bu anlaşmayı uygun bulması ve tarafların da bizzat hakim tarafından dinlenmesi kaydıyla olur.
Yani anlaşmalı boşanmalarda evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılacağından taraflar mahkemede şiddetli geçimsizliği, ispat külfetinden kurtulur.Evlilik en az bir yıl sürmedikçe taraflar anlaşmalı boşanamazlar.1 yıldan az olan evliliklerde Tanıkla ve diğer delillerle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispatlamak zorunda kalacaklardır.
100 ytl ye susan kadına helal olsun derim
Bir gerçek var ki o da; susmayanı susturmuşlar...
Merhabalar,
Öncelikle biz 23 Ağustos 2007 tarihinde nikah kıydık ama hali hazırda bir dügün yapılmadı. Aileler arasında geçen tatsızlıktan dolayı bir takım olaylar oldu ve her iki tarafta şuanda sinirli durumda. Kayınpederim bu olaylardan ötürü bir takım şeyler söyledi; "Nikahı atarız, bu iş olmaz" vs. gibi şeyler. Biz birbirimizi çok seviyoruz. Ben eşimi seviyorum ama babası oldugu için her hangi bir şey söyleyemiyor. Halen bu tatsızlıkların giderilmesi için tüm mücadelemi veriyorum. Ailemde çok sinirli ama kayınpederimin bu sözleri üzerine ben çok korkmaya başladım. Yani ayrılık.. Bu konuda sizin yorumlarınızı ve bilir kişilerin verecegi yanıtları bekliyorum.
Teşekkürler.
Nikahı atmak diye bir olgu yoktur. Bu ancak nişan için söz konusu olabilir. Nikah töreni ile birlikte evlenmiş durumdasınız. Bundan sonra ancak boşanma, butlan davası veya iptal davası söz konusu olur.
Bu aşamaya gelmeden önce hukukçulardan değil, belki evlilik terapisti başta olmak üzere psikologlardan yardım alabilirsiniz.
Merhabalar,
Yanıtınız için çok teşekkür ederim. Bir kaç eklentim olacak yanıtlarsanız sevinirim.
Ailelerin tatsız bir munakaşasından sonra durumlar bu boyuta geldi. 20 günlük evliyiz fakat aynı evlerde kalmıyoruz. Ben ve eşim ailelerimizin evlerinde kalıyoruz. Eşim ailesinin isteği ile bu ayrılıgı istiyor. Kendi ailesinin rencide edildigini öne sürüyor ama benim ailem içinde aynısı geçerli. Yani ailelerden kaynaklanan ve istenilmeyen bir ayrılıga sürükleniyoruz. Kendisi bugün itibari ile yani 14 Eylül 2007 tarihinde mahkemeye dilekçe verecegini söyledi. Ben bu ayrılıgı istemedigim taktirde bir boşanma söz konusu yada ayrılık söz konusu olurmu?