Re: 21. yüzyıla giremeyen meslek Avukatlık
1- Ülkede yargı bağımsız değil, olamıyor, olunması istenmiyor,
2- Türkiye Barolar Birliği bağımsız değil. Neden mi? Kendi başına kanun çıkarabilir mi? Hayır... Adalet bakanlığı ne isterse o olur ve oluyor.
Bu durumda özgür olmayan ve hareketleri sürekli kısıtlanan barolar birliği kendi kendine oturup nasıl bir düzenleme yapsın. Eh işte etik kurallar (ve etil kurullar) vs. disiplin kuralları türetip bunlarla oynanmasına izin veriliyor.
TBB'deki üyeler kim? Avukat. Sizce sahiden hiç avukatlıktan haberleri yok mu? Var. Ama elleri kolları bağlı. Ama diğer taraftan da onların da bari biz de bu ezikliğimizin acısını şu avukatlardan çıkaralım tarzındaki icraatlarından vazgeçmeleri lazım. Öncelikle kendi meslektaşları hakkında karar verdiklerini, dosyalara kağıt parçası olarak bakmamaları gerektiğini vurgulamak lazım.
Re: 21. yüzyıla giremeyen meslek Avukatlık
Sayın illegal, son zamanlarda internetin ilgi görmesiyle bu konulara ilgi çok arttı. Ülkemizde internetten ve bilişim hukukundan anlayan avukat/hukukçu sayısının çok az olduğunu kabul etmek zorundayız. Yine bir avukat topluluğu olan TBB de dolayısıyle bundan etkileniyor olabilir. Bu da son derece doğal. Bu konuda sınırlı sayıdaki kişilerle fikir alış verişinde bulunarak, çok rahatlıkla bir düzenleme yapmak mümkün. Ama uzaktan izlediğim kadarıyla bildiğini söyleyen ama hiçbir şey bilmeyenlerin yanlış yönlendirmeleriyle yanlış uygulamalar doğabiliyor. Burada bizlere düşen şey eleştirmek değil, doğruyu göstermektir.
Konu Reklam-Tanıtım-Meslek şerefi üçgeninde ele alınarak rahatlıkla çözümlenebilecek bir meseledir.
Re: 21. yüzyıla giremeyen meslek Avukatlık
Avukatın reklamı bence davalarda aldığı sonuçlardır. Yönetimin de dediği gibi hiç bir müvekkil avukat levhasına bakıp aa şu işhanında bir avukat varmış girip bir konuşayım bakayım diye gelmez. Referansla, tanıdık aracılığıyla gelir yani.
Şimdi düşünün avukatların gazete ilanı verdiklerini; "EN GÜÇ BOŞANMA DAVALARI BİR CELSEDE LEHİNİZE BİTİRİLİR" mi diyecek?:) Ya da "İKİ KİŞİYİ KASTEN VURAN İKİ AYDA ÇIKARILIR" mi diyecek?:) Ne diyecek nasıl reklam yapacak? Bunu savunan varsa nasıl reklam yapılacağını da açıklasın!
Re: 21. yüzyıla giremeyen meslek Avukatlık
İtina ile ipten adam alınır:)
Re: 21. yüzyıla giremeyen meslek Avukatlık
Gerçekten dikkatle izliyorum. Birileri oturup düşünüyor. Felaket senaryoları türetip, olmuş gibi tedbirler, düzenlemeler, kurallar türetiyor. Sonra biz de inanıyoruz saf saf.
Hangi avukat verdiği reklama gelenle hiç tereddütsüz çalışır ki?
Siz istediğiniz kadar reklam yapın, ilan verin. Şunu bilmeliyiz ki toplum kendisinin kabahatlerini kapatıp, davayı kazanamayan avukata iyi avukat değil diyor. Yakında yeni bir slogan çıkarsa şaşırmayın;
"Hiç iş almayan avukat iyi avukattır" (Dikkat bu bir latifedir)
Re: 21. yüzyıla giremeyen meslek Avukatlık
Alıntı:
admin rumuzlu üyeden alıntı
"bilgi satışı" yani yurtdışında profesyonel mesleklerden sayılan avukatlığı ticaret olarak sınıflandırmaktan korkuyoruz. Doğrudur, bir hizmet sektörüdür. Üstelik bahsettiğiniz Tüketiciyi koruma kanunu gibi bir koruyucu varken en azından bizim mevzuatımızın da buna paralel olmasında fayda vardır. Ancak sanırım böyle bir düşünce kaynar sudan, donma noktasına yaklaşmış suya atılmaya benzer. Henüz internete bile TUKAKA diye bakan bazı meslektaşlarımız, kurumlarımız varken suyu ılıtmak lazım diye düşünüyorum.
Sayın Admin'in bu görüşlerine tamamı ile katılıyorum.
Büyük bir kitle, henüz, avukatların iletişim bilgilerine, Barolar Birliği veya ilgili Baro sayfasından ulaşılabileceği bilgisine dahi sahip değil iken, reklam yasağının bir anda kaldırılması gerçekten de, yasağın düzenlenmesi amacını haklı çıkaracak boyutlara gelebilir.
Ne var ki, mevcut düzenleme, gerek yasağın uygulanamamasından dolayı ve gerekse yasağın, mesleğin niteliği ve gereklerinin çok gerisinde kalmış olmasından dolayı, yasağın da işlevselliğini ortadan kaldırmaktadır.
Sayın Av.Dilek Kuzulu Yüksel'in çok net açıkladığı üzere, avukatın çalışma alanını belirtmesi veya avukatın uzmanlık alanını belirtmesi, nasıl olur da reklam yasağı kapsamında değerlendirilmektedir, bunu anlamak güç.
Sanıyorum, yasak hakkında kademeli olarak yapılacak değişiklik-düzenlemelerde, başlangıç noktası tanıtım ile reklam ayrımının ortaya konması olmalıdır.
Re: 21. yüzyıla giremeyen meslek Avukatlık
Mesleği ticarileştirmemek şart, mesleğin onurunu korumak şart, avukatın yetenek ve bilgisinin reklamın üstünde kalmasını sağlamak da şart ama dikkat edin REKLAM diyorum. Avukatlıkta Reklamın sakıncalarını dahi tartışmak abesle iştigal. Ama sayın Av.Esin Kılıç Erdoğan'ın da belirttiği gibi, reklam ile tanıtım arasındaki o ince çizgiyi çizmek zorundayız.
Çünkü birçok meslektaşın REKLAM yapma kastı olmadığı halde, kendini ifade ettiğini düşünerek yaptığı basit tanıtımlar dahi muhafazakar ve hepten reddiyatçı bir düşünceyle kötüye yoruluyor. Bu düşünceden arınmak da şart. Her hareket reklam değil, her hareket de tanıtım değil. Hep tekrar ediyoruz belki, amaç ben bu işleri yapabilirim ve şurada yapabilirim demek ise reklam olamaz.
Hemen örnek veriyorum. "Ben Mali Hukukta yüksek lisans yaptım, Vergi Hukuku, Vergi cezaları, Evrakta sahtecilik ve Vergi kaçakçılığı konusunda UZMANIM" demek bence reklam olarak algılanamaz.
Ama "Ben mali hukuk, ticaret, boşanma, ceza, şirket ihtilafları, bilimum alacak işleriniz, kaçakçılık davaları, deniz hukuku, uluslararası ihtilaflar... vs. vs" gibi tabiri caiz ise her telden çalmaya başlarsa o zaman bunu reklam olarak nitelendirilebiliriz. Çünkü artık amaç faaliyetin sınırlandırılması, daraltılması değil, bilakis yelpaze genişletilerek ben her işte uzmanım, İCAPTA bulunuyorum hadi KABUL edin demektir ki bu da kanımca reklamdır.
Özetle ve kanımca, faaliyet veya bölge daraltılarak sınırlandırılıyorsa reklam olarak nitelendirilmemeli, genişletilerek yayılıyorsa reklam olarak nitelendirilmelidir.
Aynı şekilde avukatın başarıları ve iş hacmi ile ilgili bilgiler de kati anlamda reklamdır.
Mesleğin kutsiyetini korumaya çalışırken, reklam ile tanıtımı (ve kendini ifade etme özgürlüğü) karıştırıp, avukatların kartvizitlerinden, antetlerine, web sitelerindeki basit tanıtımlar ve arama motorlarındaki hallerine de karışmanın hiçbir mantıklı açıklaması yoktur. Hemen reklam kelimesinin arkasına saklananların yakın zamanda yanıldıklarını gördüklerine şahit oldum.
ROMA HUKUKUNDA AVUKATLIK ÜCRETİ DENMEZDİ; ŞEREF HAKKI DENİRDİ !!! İşte biz asıl bu meseleyi çözelim.
Re: 21. yüzyıla giremeyen meslek Avukatlık
Birazdan okuyacaklarınızla ilgili olarak hemen belirtmek isterim ki iş sağlamaya ve haksız rekabete yönelik reklam yapılmasına ben de karşıyım. Bununla birlikte olur olmaz her şeyin, her ifadenin reklam olarak algılanmasına da karşıyım. Şimdi her şeyi reklam olarak nitelendiren zihniyetin gözüyle konuya bakıyor ve öyle yazıyorum...
Bir taraftan çağı yakalamaya çalışan TBB avukatlara av.tr uzantılı web sitesi açma ve yayınlama izin ve hakkı veriyorken, diğer taraftan neden çağın gerisinde kalarak gereksiz, katı ve avukatlık mesleğinin niteliği ile bağdaşmayan bir yasak getiriyor? Her şeye haksız kazanç gözüyle bakarak cevap verelim mi? Birilerinin menfaati var bu işte, nedir bu menfaat? Alan adlarından birileri epeyce para kazanıyor, menfaat sağlıyor...
Aynı mantıkla devam edelim, avukatın herhangi bir sivil toplum örgütüne, siyasi parti grubuna, klube vs. üye olması da gayet tabi reklam olarak addedilebilir. Bu tip toplum önündeki, popüler yerlere üye olan avukatlar diğer avukatlardan çok ve elit çevre edinecek, aynı gruptaki kişileri çok rahat etkileyebilecek ve de iş sağlayabilecektir.
Yine bir avukatın Baro ya da Barolar Birliği'nde çeşitli birimlerde yer alması da reklam olarak değerlendirilebilecektir. Örneğin Baro Başkanını herkes diğer avukatlardan daha çok tanıyacağı ve yanlış da olsa birtakım düşüncelerle (Başkanlığından yararlanmak gibi) herkes kendisine iş götürecektir. O zaman bu tip görevlere gelen meslektaşlarımıza da avukatlık yapmayı yasaklayalım, hatta görevleri sona erdiğinde de avukatlık yapamasınlar, eski de olsa bir reklamları ünvanları var ki bu bile iş sağlamaya yetecektir, reklamdır düpedüz bu...
TV ve gazetelerde demeçleri yer alan, köşe yazarlığı yapan avukatlar da gayet tabi bu şekilde diğer meslektaşlarından önde duracak ve kendisini bu şekilde tanıtarak iş sağlayacaktır. Hasbelkader bir habere konu olmak da yasak olsun, avukat saldırıya mı uğradı aman haaaa sakın haber yapılmasın ün kazanır. Bunları da yasaklayalım...
Milletvekilliğinden emekli olan bir avukatın yeniden avukatlık yaptığını düşünün, reklamın alası bu olmayacak mıdır? Bu durumda ya avukatlara milletvekili olmayı yasaklayalaım ya da emekli olduktan sonra yeniden avukatlık yapmasına engel olalım, yoksa köşe olacaklar...
Birtakım seminer ve konferanslara katılan meslektaşlarımız bulunmaktadır.(Ne mutlu ki sayıları az da olsa varlar.) Meslektaşlarımıza, konferansı halka vermeyi yasaklayalım, afişler, ilanlar da yasaklansın tabi, ordan da uzmanlık alanları anlaşılır, üstelik ün kazanıp iş de sağlayabilirler.
Edebi herhangi bir eser çıkarmalarını, roman, makale,şiir, hikaye yazmalarını, kendi alanlarında da (Hukuki kitaplar, makaleler) yazmalarını yasaklayalım, herhangi bir kitle iletişim aracıyla özgün eserlerini paylaşmalarını da yasaklayalım, zira bu da reklamdır...
Kadın programlarına (Kaliteli olanlar da var.) çıkıp kadınlarımızı bilinçlendiren meslektaşlarımıza da yasak koyalım, amaçları kitle eğitimi de olsa ordan ne işler sağlarlar düşünebiliyor musunuz? Hemen engelleyelim...
Eee..., ne yapacak bu avukatlar?
Ülke meselelerine değinirler, siyaset yapmayın kendi işinizi yapın derler. Yorum yapmazsınız, siz avukatlar birilerini tetikleyecek güce sahipsiniz siz de susarsanız herkes susar derler. Yasaları eleştirirsiniz, şşşşş aman haaa, uzmanlık alanını ifşa ediyorsun reklam yasak cısss derler. Gönüllü olarak, hiçbir karşılık beklemeksizin ülke eğitimine, halkın hukuki konuda (Duyarsızlığı kendinize yediremeyip hiç olmazsa en iyi bildiğiniz konuda işe yaramak istersiniz.) bilinçlenmesine çaba sarfedersiniz , elinizden geldiğince, dilinizin döndüğünce, imkanlarınız elverdiğince... gene şşşşşş haksız rekabet ediyorsun derler. Ne fedakarlıklar yaptığınızı, iş sağlamak bir yana "bir insanı daha bilinçlendireyim" derken büronuzda alabileceğiniz bir işi reddettiğinizi, para kazanmak bir yana bu uğurda cebinizden para çıktığını bilmezler. Herkesi kendileri gibi zannederler, sadece çıkar, sadece para peşinde koşan...
Bilmezler ve durmadan konuşurlar, dinlemezler... Fikirleri sabitlenmiştir bir kere, varsa yoksa iştir herşey, paradır. İyi niyetli insanlara dahi kötü niyetle yaklaşır, kesin bunun bir menfaati var, yoksa kim yapar bu işi enayilik bu yahu derler ve gene devam ederler bildiklerine... Reklam yapıyor bu reklam, engelleyelim, üretmesin, öğretmesin, yazmasın, yaşamasın...
Pardon, hangi yüzyıldaydık?!...