Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
Sana katılmamak elde değil kefenci bu zihniyet nereye kadar sürecek çok merak ediyorum kamusal alan diye bir şey atmışlar ortaya acaba kamusal alanın ne olduğunu biliyorlarmı?Düşünebiliyomusunuz yüzde 99 u müslüman olan bir ülkede hemde eğitim öğretim kurumunda ayrımcılık yapmak.Hem bu türbandan ne var anlamadım bu vatan için herkes üzerine düşeni kurtuluş savaşında verdi bence türbanlısıda açık olanıda .Bizim analarımızda türbanlı ve şunu bilsinlerki biz farklılıklarımızla zenginiz osmanlının torunları olarak hoşgörmeyi çok iyi biliriz . Ne olursan ol gel .
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
Sayın gür düşüncelerinize saygı duyarım ama ben katılmayacağım biz başkalarının yaptığını aynen yapmaya mecbur değiliz avrupa yapmışsa doğrudur demeyin siz kendiniz olmaya çalışın başkasının çizdiği yoldan değil kendi yolunuzdan gidin avrupa bize ne yaptıki unutun mu yoksa ilk ayağın kaydığında onlar üstüne çulanıyorlardı lütfen kendimiz olmaya gayret edelim bizim hukukumuz eksikmi veya güvenilir değilmi AİHM baş vuruyoruz . Saygı ve selamlarla
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
Alıntı:
ya_kamoz_@hotmail.com rumuzlu üyeden alıntı
Hem bu türbandan ne var anlamadım.
Türbanda ne olduğunu,4 sene öncesine kadar türban yasağını protesto için sokaklara dökülenlere,türban yasağını kaldırcaz diye dini siyasete alet edenlere,yasağı kaldırabilecekleri halde ne hikmetse kaldır(a)mayanlara,türban yasağı hala olduğu halde 4 senedir bir kez dahi protesto etmeyenlere sor.En güzel cevabı onlardan alırsın.
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
bu konu dolaylı yollardan bu site dahil birçok sitede tartışıldı. ve dikkatimi çeken hep aynı isimler hep aynı kelimeler. tartışmaların tıpkı öncekiler gibi tartışılıp tartışılıp bir sonuca varılamadan kilitleneceğinden hiç şüphem yok
evet bende onlar gibi bazı kişilerin başörtüsünü siyasi amaçlarla kullandığını biliyorum, katılıyorum, onaylıyorum. ama acaba kaç kişi siyasi amaçla kullanıyor veya kaç kişi dinin bir gereği olarak takmayı ihtiyaç gördüğünü hiç araştırdımı bu yasakçı vede ısrarcı kişiler. görüşünü empolize etmek isteyenler milletimizi kışkırtmaya çalışanlar sadece başörtüsüyle mi bu işi yapacaklar. o insanın saçını istediğiniz kadar açabilirsiniz, ya dediğiniz gibi siyasi amacı varsa saçını açtıktan sonra bu ısrarını pekaala farklı şekillerde de yerine getirebilir yada inancı gereği saçını açmaya cesaret edemeyip öğrenimini yarıda bırakacaktır. ya da başındaki örtüyü çekip aldımı siyasi amaçları ortadan kalkacak mı? gülerim vallahi ::))))
kamusal alanda neymiş yaaa. herkes kafasından yorumluyor. neden anayasamızda böyle konular tanımlanmadan ucu açık bırakılmış. bu ülke 1961 lerden bu yana darbelerle oluşturulmuş anayasayı kullanıyor. madem ki böylesine bir sorun vardı neden madde halinde anayasa içine konulmadı. sizin gibi, benim gibi farklı görüşlere sahip kişilerin fikirleriyle ülkeyi çıkılmaz bir işin içine sokması heralde yegane temennileriydi.
bir de şunu söylemek istiyorum. yazdığım metni kısa kısa alıntılarla yanlış yönlere çekmeyin, lütfen.... çünkü bu konuda çok sıkıntı çektim. . RİCA EDİYORUM; metnimi bir bütün olarak görün ve bir an için önyargılardan kendinizi alıkoyun. ki ben sizin tehlike olarak şüphelendiğiniz konularda size hak veriyorsam sizden de benim haklı yönlerimi görmenizi isterim. hepinize saygılarımı sunuyorum...
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
Yazınızı 3-4 defa okudum ve bütünüyle değerlendiriyorum,saygı duymakla birlikte görüşlerinize katılmıyor,ya gerçekten çok iyi niyetli olduğunuzu ya da ülkemizde yaşamadığınızı düşünüyorum.
Türbanı çekip çıkardık mı siyasi amaçlar sona erecek mi demişsiniz.Oldu o zaman,siyasi simgelerin hepsi serbest olsun,nasıl olsa yasak da olsa siyasi amaç ve faaliyetler son bulmayacak.Hatta ülkemizi bölmek isteyenlere,emperyalistlerin uşaklarına da her şey serbest olsun.Yasak da ne oluyo,gene yapacaklarını yapıyorlar,bari bölsünler,satsınlar ülkeyi de rahatlasınlar.Her türlü bölücü örgütün bayrakları özgürce açılsın,Türkiye Cumhuriyeti'ni yok etmek isteyenlere de dur demeyelim,desek de durdursak da kafalarının içindekini kazıyamayacağız nasıl olsa dimi?Kusura bakmayın ama sizin mantığınızla ortada ne Türkiye Cumhuriyeti kalır ne de Türk Milleti.Ben de sizin bu derece iyi niyetinize gülerim vallahi.
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
Alıntı:
Sayın gür düşüncelerinize saygı duyarım ama ben katılmayacağım biz başkalarının yaptığını aynen yapmaya mecbur değiliz avrupa yapmışsa doğrudur demeyin siz kendiniz olmaya çalışın başkasının çizdiği yoldan değil kendi yolunuzdan gidin avrupa bize ne yaptıki unutun mu yoksa ilk ayağın kaydığında onlar üstüne çulanıyorlardı lütfen kendimiz olmaya gayret edelim bizim hukukumuz eksikmi veya güvenilir değilmi AİHM baş vuruyoruz . Saygı ve selamlarla
Bir yönü ile sizin ile aynı düşüncedeyim. Anayasa Mahkemesi bu konuda son kararını vermiş ve iç hukukumuz açısından konu kapanmıştı. İşimize geldiği zaman AB, ABD borazanlığını yapıp, işimize gelmeyince bunlara tu kaka deme alışkanlığımızdan vazgeçmeliyiz. Ben de Türk Yargı'sının kararlarına saygı duyulması ve böyle bir hak olsa dahi konunun Avrupa'ya taşınmaması gerektiğini düşünenlerdenim. Şimdi bu konuyu AİHM'ye kimler taşımış bir bakalım :
1-Necmettin Erbakan
2-Hayrünisa Gül (Abdullah Gül'ün eşi, Kararın aleyhte çıkacağını anlayınca başvurusunu geri çekti)
3-Merve Kavakçı
4-İsimlerini hatırlamadığım bir kaç hanım daha...
Şimdi bunlara ne diyelim? Anayasa Mahkemesi son noktayı koymuş, kararını vermiş, sen Türk Yargısı'na güvenmiyor musun ki AİHM'ye başvurdun? Güvenmedin başvurdun AİHM'ye o da bir karar verdi, e başvururken AİHM'ye güvendin de şimdi karar yine aleyhine çıkınca bu sefer oraya niye çamur atıyorsun? demek sanırım insanların hakkıdır.
Önceki mesajımda da bahsettim, hukuki kurallar sosyal gereksinimlerin bir sonucudur, hukuk toplumdan beslenir ama evrensel ilkelere sahiptir. AİHM'de şeriat tehdidi yok ama adamların aldığı karar "''Türbanı takmayan fakat fakülteye giden öğrenciler bakımından kuvvetli bir dini işaret...''
Toplumu önce sağcı-solcu diye böldüler, kardeş kardeşi kırdı. Sünni-Alevi dediler, Maraş'ı yaşadık. Dinli-dinsiz dediler, 36 kişiyi diri diri yaktık. Türk-Kürt dediler, amaca tam ulaşamadılar ama 40.000 kişi öldü. Her seferinde bir punduna getiriyorlar, keriz gibi yiyoruz birbirimizi telef ediyoruz, binlerce parçaya ayrılıyoruz. Yahu memleketin bu kadar sorunu varken bir de türbanlı-türbansızı çıkarmayın diyelim bu işleri kaşıyanlara, yoksa bu yolun sonu da çok pis görünüyor.
Selamlar,
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
Sayın fettahoglu ;
Kaçı inancıdan takıyor kaçı siyasi amaç olarak takıyor hiç saydımı bu ısrarcı baskıcı kişiler demişsiniz. Açıkça söyleyeyim ki saymadım. Ama son beş senede anormal bir artışı gördüm. Bu anormal artışı görünce sizin sorunuzla birlikte değerlendirdiğimde ya millet dininin ne dediğini bu güne kadar bilmiyordu birden dindar nüfusta patlama oldu yada Türbanı dini bir simge gibi göstererek siyasi mesaj veren din bezirganları çoğaldı. Başka bir şık aklıma gelmiyor. Ben duruş olarak hangisinin olduğunu biliyorum ve söylüyorum. Tabiiki bu benim görüş ve düşüncemdir. Ama bugüne kadar hiç bir resmi kurumdan ve veya Kur'an-ı Kerimde ''türban'' diye bir giyisi olduğu ve bunun kadınlara zorunlu olduğunu duymadım okumadım. Gösterebilenide görmedim. Yorum yorum yorum... Bimmem kim efendi söylemiş... Neye göre söylemiş ? O yok ona karşılık O büyük din alimidir o öyle yorumluyorsa doğrudur gibi anlaşılmaz sözcükler silsilesi...
Örneğin benim cahilliğime ver Kur'an-ı Kerim in ille arapça olması gerektiği ve oradan okunması gerektiğinin nedeninide anlayabilmiş değilim . Dil sorununun olsa olsa insana mahsus bir sorun olduğunu düşünüyorum. Allah'ın dil sorunu olduğunu sanmıyorum. Dolayısıylada insanların anlayabildiği dilde yazılıp okunmasının neresinin hatalı olduğunu bir türlü anlayamıyorum...
Türban çarşaf gibi giyisiler İslam inanışının şartıysa İslamlık doğmadan önce cahiliye denen dönemde neden kadınların çarşafa büründüklerinide anlayamıyorum. Acaba içlerinde islamlık vardı da farkında mı değillerdi ? Yoksa o çarşaf yöresel bir özellik aşırı sıcaktan korunmak için taktıkları bir giyisimiydi ?
Kamusal alanın ne olduğunu bende anlayamadımn yaaaaaa. Kamu ve sal ın birleştiği bir alan sal ilkel deniz taşıtı olduğuna göre Denizde olan bir alan olsa gerek diye düşünüyorum. Karasuları gibi birşeyolsa gerek. Sanıyorum ki denize türban veya çarşafla girmek hoş olmaz diye düşünülüp kunulmuş bir yasak. Yada devletin vatandaşlarına ırk din dil farkı gözetmeksizin hizmet edebilmesinin teminatı.. Bilmiyorum kiii bir anlasam...
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
AİHM, 1 maddeden haklı buldu
AİHM, kapatılan Fazilet Partisi milletvekilleri Merve Kavakçı, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Sılay'ın serbest seçim haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Şikâyete konu diğer beş maddeyi ise incelemeye almadı
Güven Özalp - Brüksel
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), kapatılan Fazilet Partisi milletvekillerinin serbest seçim haklarının ihlal edildiğine karar verdi. Merve Safa Kavakçı, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Sılay tarafından 2001'de ve 2002'de yapılan başvurularda Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin toplam 6 maddesini ihlal ettiği savunulmuştu. Ancak Mahkeme, serbest seçim hakkı dışındaki beş maddeyi incelemeye değer bulmadı.
Davanın temelinde, Fazilet Partisi'nin kapatılması çerçevesinde davacı eski milletvekillerinin seçilme haklarının 5 yıl süreyle askıya alınması yatıyor. Türkiye aleyhine açılan ve doğrudan partinin kapatılmasına odaklanan başvurunun Recai Kutan tarafından geri çekilmesine rağmen, eski milletvekilleri AİHM sürecini devam ettirdiler.
Din ve vicdan özgürlüğü
Davacılar, başvurularının odağına, serbest seçim hakkını garanti altına alan 1. Protokol'ün 3. maddesini yerleştirdiler. Kavakçı, buna ek olarak din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına alan 9. maddenin ve ayrımcılığı yasaklayan 14. maddenin ihlal edildiğini savundu. Ilıcak ve Sılay da ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddenin ve toplantı özgürlüğünü sağlayan 11. maddenin ihlal edildiği yönünde şikâyette bulundu. Ilıcak, milletvekilliğini sürdürememesi nedeniyle, hakkı olan mali kaynaklardan yoksun kaldığı gerekçesiyle mülkiyet hakkının da ihlal edildiği yönündeki şikâyetini başvurusuna ekledi.
Mahkeme yaptığı değerlendirmede sadece serbest seçim hakkının ihlal edildiğine karar verdi ve diğer maddelere ilişkin şikâyetleri incelemeye almadı. Serbest seçim hakkının ihlal edildiğine yönelik kararın alınmasında, Fazilet Partisi'nin kapatılmasının ardından davacılara getirilen 5 yıllık politika yasağı etkili oldu.
Meşru ama orantısız
Davacıların siyasi haklarına getirilen kısıtlamanın Türk politik sisteminin laik yapısını korumaya yönelik olduğunun not edildiğini vurgulayan AİHM, bu unsurun Türkiye açısından taşıdığı önemin de altını çiziyor. Ancak AİHM'nin kararında, yaklaşımın meşruluğuna karşın kısıtlamanın boyutunun ciddi olduğu ve izlenen amaçla orantılı olmadığı belirtiliyor. AİHM, Ankara'nın Kavakçı'ya 4 bin, Sılay'a 3 bin ve Ilıcak'a 5 bin euro mahkeme masrafı ödemesine karar verdi.
ANALİZ
AİHM'den laiklik vurgulu karar
GÜVEN ÖZALP Brüksel
Kapatılan Fazilet Partisi'nin eski milletvekilleri olan Merve Safa Kavakçı, Nazlı Ilıcak ve Mehmet Sılay hakkında alınan karar, AİHM'nin özellikle Türkiye'deki laik sisteme karşı girişimlere getirilen kısıtlamalar konusundaki çizgisini koruduğunu göstermesi açısından önem taşıyor.
Bu karar bağlamında özellikle Kavakçı'nın başvurusu , diğerlerine göre öne çıkan bir niteliğe sahip. Kavakçı başvurusunda, din ve vicdan özgürlüğünü garanti altına alan madde ile ayrımcılığı yasaklayan maddeyi gündeme getirdi, ancak AİHM bu maddelere yönelik şikâyetleri incelemeye gerek görmedi.
Bu iki madde laik sistemle ilgili başvurularda sıkça kullanılıyor. Mahkeme türban yasağı davasında da kararını bu maddeler ışığında şekillendirmeye gerek görmemişti.
Üç davacının toplam 6 maddeye yönelik şikâyetlerinden sadece 1 maddeyle ilgili olanının kabul edilmesi ve Ankara'nın bu ihlal için tazminat ödemesine gerek görülmemesi, AİHM'nin, Türkiye'deki sistemin hassas unsurlarına zarar verebilecek girişimlere geçit vermeme eğilimini koruduğunu gösteriyor.
Mahkeme'nin davacılarla ilgili kısıtlamanın Türk politik sisteminin laik yapısını korumaya yönelik olduğunu not etmesi, kısıtlama girişiminin meşruluğunun altını çizmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin Fazilet Partisi'ni kapatma gerekçesine atıfta bulunması da önemli unsurlar olarak dikkat çekiyor. Kapatma kararında, bu partinin Türkiye'deki laiklik karşıtı faaliyetlerin merkezi halini aldığı vurgulanmıştı.
Serbest seçim hakkı konusunda ülkelere geniş bir yorum hakkı tanıyan ve gerekmesi halinde kısıtlamalara yeşil ışık yakan AİHM'nin bu konuda dikkat ettiği en önemli nokta, "amaç ile yaptırımın orantılı olması".
Bu kararda, amaç meşru görülse de eski milletvekillerinin siyasi haklarına yönelik yaptırımın ağır bulunması, ihlal tespit edilmesindeki en önemli nedeni oluşturdu. Karar, davacılar açısından tatmin edici olmaktan uzak olmasıyla dikkat çekiyor.
Hürriyet
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
sayın arıza;
ülkenizde yaşıyorum :) bu durumda sadece iyiniyetim kaldı. iyiniyetime inandığınız için teşekkür ederim. söylediklerinize de katılmıyor değilim. güzel ifade etmişsiniz. commodere1tr' in penceresinden bakarsak sizin görüşünüzü rahatça benimseyebilirim. nedir onun penceresi; kur'anı-ı kerim'de dini ''türban'' diye dini bir simge yok ve bu kadınlarda zorunlu birşey yok. dolayısıyla bu sadece bir simge.
gelelim benim pencereme; kur'an da kadınlara örtünmeleri emrediliyor değilmi? evet.. peki dini en iyi yaşayanlar kimler ?? peygamberler ve beraberlerindeki ashabları. peki bizim peygamberimiz hazreti muhammet (s.a.v)' in örtünmeyle ilgili sünneti neydi?? kadınların başının örtülü olmasıydı değil mi? eveet. aklımıza şöyle bir soru gelebilir; cahiliye döneminde kapalı kadınlar vardı, acaba onun mu bir geleneğiydi bu kapanma meselesi? kesinlikle hayır. bir çoğumuz müslümanız değilmi? evet veya hayır önemli değil. bir dini değerlendirirken onun esasları doğrultusunda bir bütün olarak değerlendirmeliyiz. belki katılırsınız belki de katılmazsınız, iyiniyetinizden şüphem yok. şöyle ki; hz. muhammed (s.a.v)'den gelen bilgilerimize göre 128.000 (yanlışım varsa düzeltin) peygamber dünyanın farklı bölgelerine gelmiş. ve sonuncusu hz. muhammed (s.a.v). ondan önce yaşamış peygamberlerden bildiklerimizi gözönüne getirelim. mesela hz. isa'dan günümüze kadar gelen ne var; kilise, rahip v.s birde rahibeler. rahibelerin giyim kuşamına dikkat ettiniz mi? bildiğimiz gibi hz. musa, hz. isa'dan önce peygamberlik görevini icra etmişti. onun ümmeti de aynı giysileri giyiyorlar dı. asıl vurgulamak isteğim konu şu; bütün peygamberler aynı giyim tarzını (başın kapalı olması) ümmetine buyurmuştur. bizim bilmediğimiz binlerce peygamber var. bu peygamberlerden bazıları da hz. peygamberden önce (mesela hz. ibrahim) aynı topraklarda yaşamış. cahiliye insanları da örtünmeyi onlardan öğrenemezmi? ki şunu unutmamamız gerekiyor, cahillik ozaman insanların giyim kuşamından değildi, tamamen allahı reddetmeleriydi. belki bu gün türban denen bir tesettür tarzı var. asıl mesele türban şeklinde örtülmesi değil. zamana göre, mekana göre kapanan örtünün şekli değişebilir değilmi?
ve commodere1tr son zamanlarda türbanlıların çok aşırı şekilde arttığını söylemişsiniz. hiç ama hiç katılmıyorum. çünkü artık ailelerin aklında sadece çocuklarının okuması var. bu nedenle gittikçe bazı şeylerden vazgeçtiklerini görüyorum. belki siz onları gördükçe gözünüze çok görünüyorlardır. belkide bulunduğunuz bölgede değişmeler olabilir. ama benim bildiğim kesin birşey var o da sizin bildiğinizin tam tersi :)
dolayısıyla sayın arıza; bunun bir isyasi simge olmadığına inandığım için öyle bir açıklama yapma ihtiyacı duymuştum. simgeler konusunda hatalı bir açıklamada bulunduğumu kabul ediyorum.aydınlattığınız için teşekkürlerimi sunuyorum. commodere1tr size karşı da kırıcı bir ifade kullandıysam affınıza sığınıyorum. ama sizlere ricam bu konuya sadece siyasi simge yönünden bakmayın. çünkü siyasi yönden rant elde etmeye çalışanların ekmeğine yağ sürmektesiniz.
bir de ben kimsenin giyiminden kuşamından dindar veya müslümandır sonucunu çıkarmıyorum. çünkü insanların içindekini allah bilir.bunu söylememin sebebi; nedense benim gibi bazıları başörtüsünün bir ihtiyaç olarak gösterdiğinde başı açık kardeşlerimizi müslüman değil gibi bir izlenimmi uyandırıyoruz nedir bilmiyorum. eğer konuşmalarımıza bütün iyeler dikkatli bakarsa savunduğumuz şeyler sadece islam inancının giyim kuşamıyla ilgili şeylerden ibarettir
hepinize saygılarımı sunuyorum.
Re: Başörtüsü ve Kamusal Alan
commodere1tr kamusal alanı anlamak istediğiniz gibi yorumlamışsınız. işte asıl mesele dediğiniz gibi; devlet ırk, din, renk vs. ayrımcılık yapmadan hizmet etmek için tek sınıf insan ortaya çıkarmak gerekiyor muş.farklılıkları nezaman anlayabileceksiniz.
bir de türbanın yanına çarşafı sokmuşsunuz ya. helal olsun artık ne diyebilirim ki size. bir şeyi kötü göstermek için çeşit çeşit malzemeler kullanıyorsunuz.. yanına bir de çarık ekleyin tam takım olsun. çarıkla denizde yürüyemez belki sokakta da gezemez.tabi siz lutfederseniz çarşafla birlikte evinde terlik niyetine giyerler.