Re: Özel Üniversite Ve Devlet Üniversitesi Arasındaki Kalite Farkları
	
	
		vakıf üniversiteleri ve devlet üniversiteleri arasında bir kalite farkı olduğu hep söylenir ki bunu ben değil iki üniversitede de ders anlatan hocalarımız söylüyor. Ama bu farkın içeriğinin ne olduğuna fazla girmek istemiyorlar. Ali gel mi? Alinin gelmesi için xxxx'e sms at mı bilmiyorum ama insanlar böyle bir farkın olduğunu düşünüyor. Bence böyle bir genelleme yapmak yanlış. Tek tek üniversiteler yada farklı üniversitelerin aynı fakülteleri arasında böyle bir kıyaslama yapılabilir.
	 
	
	
	
		Re: Özel Üniversite Ve Devlet Üniversitesi Arasındaki Kalite Farkları
	
	
		38. sayfaya daha çok var diyerek bir şeyler eklemek isterim.
Öncelikle günümüzde üniversite eğitimini bir hizmet olarak görürsek, öğrencileri müşteri, üniversiteyi de hizmeti üreten olarak görmemiz gerekir. Bu açıdan bakıldığında özel üniversitelerin bakış açısı ile devlet üniversitelerinin bakış açılarının taban tabana zıt olduğunu fark etmek çok zor değil.
Yok, üniversite eğitimi bir hak ise, konuya bakışımız değişir. İşte o zaman bu tartışmanın sonu asla gelmez, çünkü hepimizin söyleyecekleri var.
Bir kaç tespitimi belirtmek gerekirse; devlet üniversitelerinde "daha doğmamış çocuğa don biçme usulü" iç acıtıyor. Ne demek istiyorum? Kimseye suçlama getirmeden açıklayayım: Diyelim ki bir kadroyu işgal eden Dr., Doç., Prof. gibi konumlardasınız ve çocuğunuz/yeğeniniz v.s. var, daha küçük, ama olsun ya üniversite zamanı sizin okulu yazar da, sizin bölümü tutturur da, akademik kariyer yapmak isterse diyerek, yıllar boyu alt kadrolarınız asistan v.s. almamaya gayret ediyorsunuz ki, günü geldiğinde özel biri tarafından o kadro doldurulsun. Duyduğumda ben de inanamamıştım ama doğru. Buna nepotizmin bir türü (geleceği öngörme de eklenmiş) diyebiliriz.
Hal böyle olunca nice emeklerle doktorasını yapan bilgili gençlerimiz "acaba İsrail üniversitelerine mi gitsem, vakıf üniversiteleri şu imkanları sunuyor oraya mı gitsem" diye düşünmeye başlıyorlar.
Konuyu toparlarsak eğer, iş elbette zihinlerde bitiyor. İyi niyet-kötü niyet, biz kazanalım-bilim kazansın ikilemleri karşısında olması gerekeni seçebilenler nerede?
Şu an varmakta olduğumuz nokta (yoldayız daha) değerli öğretim elemanlarının çok çeşitli ve çoğunlukla haklı nedenlerle vakıf üniversitelerinin kadrolarını doldurmakta olduğudur.
Vakıf üniversitelerinin varlığına alıştığımız anda, bayıla bayıla çocuklarını anaokulundan itibaren özel okullara göndermek isteyen bizler, üniversiteyi niye özelde okumasın diyerek (zaten amerikan modeli bu değil mi?) çocuklarımızı hangi üniversite iyi ise oraya göndermeye çalışacağız. Kan kaybedecek olan devlet üniversiteleri de umarım değerli olanın ne olduğunu o vakte kadar anlamış olurlar.