Şirketlerin Bankalarla Yaptığı Maaş Anlaşması

İş Kanununun 32'nci madddesinin ikinci fıkrasına göre, "Ücret, kural olarak, Türk parası ile işyerinde veya özel olarak açılan bir banka hesabına ödenir."

Aynı Kanunun 37'nci maddesinin birinci fıkrasına göre de, "İşveren işyerinde veya bankaya yaptığı ödemelerde işçiye ücret hesabını gösterir imzalı veya işyerinin özel işaretini taşıyan bir pusula vermek zorundadır."

Kanunun gerekçesinde, uygulamada yaygınlaşan, işyerinde veya işçinin özel olarak açılmış banka hesabına ücret ödenmesi yolunun da yasa kapsamına alındığından söz edilmektedir.

Uygulamada yaygınlaşan durum, işverenlerin işçi adına açtıkları bir banka hesabına yaptıkları ücret ödemeleridir. Gerekçede, bu fiilin durumun kanun kapsamına alındığıdan söz edilmektedir. Zaten "özel" olarak açılan bir banka hesabından kastedilenin, işverenin ücret ödemek üzere işçi adına açtığı hesap olması gerektiği tabiidir. Yoksa, işçinin kendi adına açtığı herhangi bir hesap neden "özel" olsun ki?

Selamlar.

Kardeşim, ben maaşımı işyerinde tiko para olarak istiyorum, niye bankaya gidip çekeyim ki?

Güzel kardeşim, okuduğunuzu anlamaktan aciz değilsiniz sanırım. 4857 sayılı İş Kanunu ücretlerin banka hesabınıza "tiko" yatırılmasına cevaz veriyor. Siz de bankaya gider "tiko" çekersiniz.

Yahu neden taaaa bankaya kadar gideyim ki, ne mecburiyetim var? Alacaklım fabrika çıkışında beni bekliyor, gel beraber bankaya gidelim desem bankamatik en çok 500 lira veriyor, benim borcum 1000 lira ne halt edeyim ben? Vücudumun en sevdiğim yeri de topuğum ise eğer? Haaa? De bakayım şimdi...

Güzellik alametleri işte bunlardır:
Avradın dört nesnesi kara gerek: Saçı, kaşı, kirpiği ve gözünün karası.
Avradın dört nesnesi kızıl gerek: Dili, dudağı, yanakları ve avurdları.
Avradın dört nesnesi yuvarlak gerek: Yüzü, gözü, topukları ve bilekleri.
.................................................. ............................................

Bankadan 500 YTL. çekebiliyor ve 1000 YTL. borcunuz varsa , ya artık güzel sayılmayacaksınız, ya da vücudunuzun sevmediğiniz başka bir yerini feda edeceksiniz.:o

Eh, bu forumu da kahveye çevirdik ya, ölsem gam yemem artık.:rolleyes:

:o Sayemde dimi? Ben az şekerli aliim piliizz..!!!:o

Ne kızıyorsun sevgili kardeşim, ben haklıyım, sıkılacak yerimi ben belirlemiyorum, artık alacaklının insafına kalmış durumdayız.

İşin şakası bir tarafa, aslında ücret işyerinde ödenmemeli, yasal zorunluluk olarak ücretin bankada açılacak bir hesaba yatırılması zorunlu tutulmalıdır. (Topuk, kopuk, promosyon şikayetlenmelerine rağmen)

Bu yapılırsa; ülkede her 2 çalışandan 1'inin kayıt dışında olmasına çözüm bulunur, belli bir oranda çalışan kayıt içine itilir. (Gerçi biz onun da yolunu bir şekilde buluruz.:( )

Sayın Harun GÜR;
Bu konu ile ilgili mevzuatımızda bir hükme rastlamadım. Ayrıca işverenin kendi çıkarları doğrultusunda bankayı tek taraflı olarak belirlemesini ve işçisini bu banka ile çalışmaya zorlamasını da etik olarak kabul etmek mümkün değil. Teoride bahsettiğiniz işçinin maaşını bugünkü gelişmiş teknolojik koşullarda bir dakika bile o bankada tutmayabileceği konusu maalesef pratikte mümkün olamıyor. Maaşı, çalışmak istemediği bir bankaya yatan işçi işveren aleyhine maaşının ödenmediği gerekçesiyle dava açarsa sonuç ne olur doğrusu tahmin edemiyorum. Açıklanan gerekçelerle görüşünüze katılmıyorum.Saygılarımla.
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU

Yorumsuz:

Alıntı:

---

Maaş promosyonu memura
Bir memurun, maaş aldığı bankanın promosyon ücretinin tarafına ödenmesi konusundaki davayı kazanmasının ardından Konya'da bazı okullar da öğretmenlere ödeme yaptı
http://www.milliyet.com/2007/03/29/ekonomi/eko01.html

---

Alıntı:

---

5411 sayılı Bankalar Kanunu
M:79....Bankaların, kimliklerini ve vergi numaralarını belgelemeyen müşterileri adına mevduat, katılım fonu, kredi ve her ne ad altında olursa olsun hesap açmaları, sözleşme düzenlemeleri, havale ve kambiyo hizmetleri ile diğer bankacılık ve malî hizmetleri vermeleri yasaktır.

---

Alıntı:

---

5237 TÜRK CEZA KANUNU

Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme

MADDE 136. - (1) Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

---

Konunun etik yönünü forumda daha önce tartışmıştık, bu konuda gerek Sn. Bayındır gerek Sn. Karavelioğlu ve gerekse Sn. Yalın ile hemfikirim, bunu önceki mesajlarımda da belirtmiştim.

Tartıştığımız nokta işin hukuki tarafı...

İdare Mahkemesi kararları içtihat oluşturmaz. Böyle olsaydı, işe iade kararı uyarınca işverence ödenmesi gereken 4-8 aylık işe iade tazminatından Gelir Vergisi kesilip kesilmeyeceği mevzuu 1. olmasa dahi 2. karar ile içtihat haline gelirdi, oysa her İdare Mahkemesi'nin birbiri ile zıt kararlar verdiğini görüyoruz. Kaldı ki Sn. yyln'ın örnek verdiği karar bir kamu işyeri ile ilgilidir, burada promosyon miktarının net olarak ortaya konması mümkündür, özel sektör işyerleri için bunun miktar olarak ortaya konması o kadar mümkün de değildir, işyerinin maaş hesabı banka tercihi örneğin bir kredinin kullandırılması karşılığında da sözkonusu olabilir. Bu nedenle promosyonun var olup olmadığı ve miktarının tesbiti kamu işyerleri kadar kolay değildir. Ayrıca özel sektör işyerlerinin kamu işyerleri gibi bankalarla yapılan sözleşmelerle yıllık, 2-3 yıllık sık banka maaş hesabı değişiklikleri de çok rastlanan bir durum değildir.

İş Kanunu 32. maddesinde belirtilen "özel olarak açılan bir banka hesabı" lafzı karşısında 5411/79 ve 5237/136'yı işletmek , işverence açılan maaş hesabını bu maddeler çerçevesinde değerlendirmek bence zorlama bir yorum olacaktır.

Selamlar,