-
Re: Amerikalı General...
Merhaba Sayın UMUT IŞIĞI;
Sizi anlıyorum ancak; sizin için fark etmeyen şey, benim için hem çok şey fark eder hem de anlatmaya çalıştığım ve kabul edemediğim şudur ki, tam olarak bize ait olup olmadığı kesinleşmemiş bir resmin gerçek tarihimizle yan yana getirilmesidir. Bu resmin bize ait olduğuna dair kesinleşmiş herhangi bir bilgiye sahip olmadığımız gibi, belki bir kesim tarafından sadece bir olasılık olarak kabul görmüştür fakat, birçok vatandaş tarafından da kabul görmediği de bir gerçek! İster çok eski, ister çok yakın tarihimizde olsun; kazanılmış veya kaybedilmiş tüm savaşların bıraktığı izlerin unutulması ve hafife alınması söz konusu bile olmaz, olamazda… Askerlerimizin yırtık pırtık kıyafetleri hususunda kimsenin utanacağını hiç sanmıyorum, hele hele o günün şartlarında değil ki utanç verici olarak düşünülsün, bilakis gurur vericidir.
Peki, bu resimlerdeki insanlar ya esir alınmış yabancılarsa! Büyük bir olasılıkla yarın öbür gün birileri (yabancı) ellerinde benzer delil resimler ile çıkıp ta “ bunlar bizim dedelerimiz, işte sizin tarihinizin doğruyu ne kadar yansıttığı ortada” diye iddialarda bulunurlarsa! Bunu da bazı iddialarına delil olarak gösterirlerse! Örneğin ermeni soykırımı iddiaları gibi…
Kısaca neyin arkasından ne çıkacak hiç belli değil, o nedenle önce yazılı tarihimize sahip çıkalım. Resim konusuna gelince eminim ki, o günleri yansıtan ve doğruluğuna inanılan bir çok resim vardır, aynı zamanda temsili olarak ta çizebilecek bir çok ressam ve karakalem ustalarımız vardır. Doğrusu, ıspatı yapılamamış ne olduğu belirsiz bir resim ile tarihimizin yan yana getirilmesine hiç mi hiç gönlüm razı değil.. Kaldı ki, olayları delil ve ıspat ile değerlendirmek durumunda olan bir hukuk sitesinde hiç değil...
Saygılarımla.
-
Re: Amerikalı General...
Konuyu ilgisiz boyutlara çekmeyelim...
Bu fotoğrafların 91 yıl sonra gün ışığına çıkması doğru yanlış tartışmalarını nedense gündeme getirdi... Gerçekten nedense diyorum sanki yakında o zamanlar ve peşinden Kurtuluş savaşında '' aslında en güçlü ordu' '' en teçhizatlı ordu'' bizim ordumuşmuş gibi gösterilme çabasının içerisine girileceğinden ciddi endişeler duymaktayım...
Bir takım gayri resmi tarih yazıcıları Kurtuluş savaşı ve tüm safhalarını küçümsemek için ellerinden geleni yaptıkları gibi MUSTAFA KEMAL ATATÜRK adının geçtiği her yerde yerlerinden zıplayıp lüçültmeye yok etmeye çalışan beyhude çaba içerisindeki ufak insanlar olma ötesine gidemeyeceklerdir.
Biraz incelendiğinde fotoğrafı çeken Emil Meinecke' nin 1892-1975 yılları arasında yaşamış Alman hava kuvvetlerinde görev yapmış bir kişi olduğunu , I1 Dünya savaşı başladığında önce Alman' yada sonra Türkiye dw görwv yapmış olduğunu ve Türkiyeye 1915 başlarında gelip 1917 de ayrıldığını 1919 dada ordudan ayrıldığını görüyoruz. Hatıratında ve de 1966 yılındaki Türkiye ziyaretinde ki anlattıklarından ortaya çıkan şudur ki 1915-1917 yılları arasında fotoğraflamıştır bu fotoğrafları.... Dolayısı ile 1918 olma olasılığı sıfırdır...
1999 yılında Alınan bu 1000 fotoğrafın 300 ünün bizzat Çanakkale savaşı ile ilgili olduğu kendisincede belirtilmiştir. Ve o tarihe kadar torunu tarafından korunmuştur... Fotoğrafın arkasında değil altında '' 'Türk askerinin gururu'' yazmaktadır. Fotoğrafın orijinali öyle bir yapıştırılmıştır ki zarar vermeden çıkartılması olanaksızdır. Zaten 1918 yılında savaş sonrası '' hurda toplayanlar' iddiası mümkün olmayacak bir kabuldür. Hangi savaş sonrası ? 1915 ten 1922 ye kadar savaş sürdüğüne göre... Hangi arada derede 'hurda' toplanmıştır ? Zaten herşey hurda değil midir ?
Buradaki benim anladığım gerçek şudur. Ve tüm çanakkale savaşını bir bütün olarak değerlendirdiğimizde de oturmaktadır. Ordu yokluk içindedir. Öyle iddia edildiği gibi iyi teçhizat yoktur olsaydı destan olmazdı....giyisilerin çoğu sağdan soldan yoplanmış 'bulunabilen' giyisilerdir. Sadece subaylar biraz daha özenli giyinebilmektedir. Bakışları çok iyi anlatmaktadır bazı gerçekleri ben ilk gö<zlere bakarım gözlere .... Gözlere bakın....