-
Sayın violetta;
Dediklerinize aynen katılıyorum aynı kandilden çıkan ışık hüzmesi gibi anlatmışız olayları. Hatta atladığım bir konuyuda gündeme getirmişsiniz ki aslında eşitsizlik dediğim noktanın temeli burası ' kadın neden izin alıyor?' ortaya çıkan kadınlarımız bunu aşalayacı bir durum olarak görüyor ve hissediyor ki haklıdır....
Sayın ahaltuner;
Ben zaten burada bu kanunmaddesinin konuluş amacının ve kanun koyucunun mantığına karşı olduğumu açıkça söylüyorum. Tek taraflı bakış açısı ile tüm sorumluluğu kadına yükleyerek çıkmış bir kanun kesinlikle eşitlik ilkesinin çok açık bir ihlali olduğunu düşünüyorum. Nasıl bir konun konulmuştur ki fizyolojik fark sebebi ile bir taraf cezalandırılsın dahada ötesi o fizyolojik farkı kadın tek başına asla kullanamamaktadır. ( Hz. Meryem hariç..)
Elbetteki bir erkeğe 4,5 ayda sen hamile ol diyemeyiz. Yada genç evli bir çiftten kadın olanı ' iki çocuğumuz olsun biri kız biri erkek erkeği ben kızı sen doğur böylece denge olur ' demesinin mantıksız olacağı gibi.. Boşanma zaten hoş bir olay değil, ama boşanma sonucu yükümlülüklerde çocuk en hassas nokta hele hele doğmamışsa.. Bence bu kanunun hatası burada eğer bekleme süresi konulacaksa ki mantıken konulması doğru ama süresi çok uzun (banagöre ) bu iki tarafada konulmalı.. çocuğu 4,5 ay taşıması için değil ömür boyu yükümlülüğünü bilmesi için vede eğer varsa yeni evleneceği kişinin durumu bilmesi için.. açarsak..
Adam başka bir ilişkiden dolayı boşanıp evlenmek istiyor.. Yeni evleneceği kişi 'boşanmış çocuksuz bir erkek' ile evlenmek istiyor.. 5 ay sonra 'boşanmış çocuksuz erkeğin' bir çocuğu oluyor.. Kadın bunu kabullenemezse ne olacak? Evlenme şartları çok değişti ne olacak? Dolaylı olarak aldatılmış olmayacak mı? İleride ciddi bir miras ve hak sorunu doğmayacak mı?
Kadın boşandığında hamile (sayın zehrapalu gibi) adamın bu konuda harekete geçmesi için kanunlar devreye giriyor yoksa adam kendi hayatını yaşayıp banane ? diyor üstüne üstlük hiç umursamadan evlenebiliyor.. Doğan çocuğunnufusageçmesi bile kanun maddesinin erkek tarafına cebri uygulanmasıyla oluyor Doğumla olay bitiyor mu? Boşanma aşamasında ortada olmayan bir durum oluşuyor nafaka... çocuğun bakımı adam gibi yetiştirilmesi tüm yükümlülük annede babaya kanun zoruyla yükümlülük düşüyor Eşitlik nerede ?
Adam boşanıyor eşi hamile umursamıyor gidip çocuksuzum ama boşandım diye evlilik yapıyor yani yalan söylüyor kanun zoru olmadıkça umursamıyor kendi başının çaresine baksın diyor... Eşitlik nerede?
Bir nokta dahavar sayın ahaltuner oda sizin mantığınızla düşününce hukukun çok hata yapabileceğini düşünüyorum demişsiniz ki 'Ancak sayın commodorenin hamile bırakanla hamile kalanı eşit görmeye çalışmasını bir hukukçu olarak anlayabilmiş değilim.' çok açıktı nesini anlayamadınız. Hamile bırakanla hamile kalan neden eşit değil ki? İkiside insan ikiside doğuyor büyüyor okuyor seviyor seviliyor ve bu sevgiler buluştuğunda ortak karar ile birlikte oluyorlar ve ikisinin ortak iradesiyle yeni bir yaşamın tohumları atılıyor sadece bu noktada fizyoloji devreye giriyor ve birisi bu tohumu taşıyor bu tohuma taşıyanada tüm meleklerin bile saygı duyduğu en kutsal varlık ''ANNE'' deniliyor. Anne olmak mı suç sayın ahaltuner? anne olmak mı?
Sadece acı tebessüm ettiren bir fıkra olmaktan öteye gitmeyen şu fıkra ne zamanki haklı olur o zaman ben susarım..
'2 yaşındaki çocuğun velayet davası görülmektedir. Çocuğu her iki tarafta istemektedir. Anne ' ben 9 ay karnımda taşıdım en ufak acısını hissettim doğunca besledim uyumadım başında bekledim. o benim canım 'der Baba ise gayet pişkin ' hakim bey şöyle düşünün tohumu tarlaya ektiniz sonra ekin oldu şimdi bu ekin tarlanın mıdır tohumu ekenin mi? Kadın tarladır tohumu ben ektim ' der hakimde ' doğru' çocuğu anneye verir...
Böyle dava biliyor musunuz? sayın ahaltuner ne mutlu ki hakimlerimiz kadını tarla olarak görmüyorlar, erkekler çiftçi olsada...
Ne güzel demişsiniz ' Aslinda yürürlükte bulunan yasamıza göre de zaten kadın hamile olmadığını ıspatlayabilirse hemen evlenebilmektedir.' E bende diyorum ki ' erkek boşandığı eşini hamile bırakmadığını ispatlayabilirse hemen evlenebilsin' İşte ozaman eşitlik olur Çünkü çocuk bir zevk sonucu bile olsa ciddi sorumluluktur...
saygı ve sevgiyle
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Sayın commodore1tr; bu konuyla ilgili bütün fikirlerinizi destekliyorum. Yalnız size bir sorum olacak: "Doğan çocuğunnufusageçmesi bile kanun maddesinin erkek tarafına cebri uygulanmasıyla oluyor." sözünüz neyi ifade ediyor. Yani eski eşim istemezse veya şu anda benden 1500 km uzakta ikamet ediyorsa ben çocuğun nifusunu çıkaramazmıyım? Çünkü O şu anda evlilik hazırlıkları yapıyorken beni ve çocuğu düşünecek bir saniyesi bile yoktur eminim. Yardımcı olacağını da hiç zannetmiyorum. Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.
-
Sayın Firat bayindir ;
Her nekadar yazım siznikinden sonrada olsa sizi okumadan yazmaya başlamıştım mola lı yazdığımdan beni geçmişsiniz:))
Çok doğru şeyler yazmışsınız ancak fikrim değişmedi bence erkekte eşini hamile bırakmadığını kesin ispatladıktan sonra evlenmeli yada boşanmaolduğu anda iki tarafta serbest kalmalı. Çocuğun kimden olduğu konusunda tıbbi veriler kesin kararı elbette verir ama daha tıp bunu ispatlamadan bilen birisi vardır oda anne ... Falcılar bile dikkat edin dediğiniz olayı bildiklerinden sadece anne adı sorarlar hani bir kaza!! olduysa faldan sonra cinayet çıkmasın hesabı :)) Ama anne çocuğunun babasını kesin bilir şüphede olan daima baba olacağından ters bir mantık kurarak babaadayının daha da beklemesi gerektiğine inanıyorum :))
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Sayın zehrapalu;
Bende onu anlatmaya çalışıyorum sizin formunuzda ki sorununuza avukat arkadaşımız çok güzel yanıt vermiş diyecek birşey yok ama burada bunu diyen kanun 'Evliliğin bitiminden itibaren 300 gün içinde doğan çocuğun babası , eski eşiniz olacaktır. Bunun aksini kendisinin ispat etmesi gerekiyor' erkeğe öyle bir hak tanımış ki erkekten bu hakkı almak için bazı durumlarda hukuki mucadele gerekiyor anlaşılan.
Örneğin sizin olayınızda olduğu gibi adam kendine bir hayat kurmak istiyor ve tüm geçmişi kendince siliyor. Yani geçmişten kaçıyor. Dediklerinizden anlaşılan gelip bu soruna adam gibi bir adam olarak sahip çıkmayacak iş gene size kalacak kanunun bu maddesinin uygulanmasını talep edeceksiniz peşinden çocuğun doğal olarak çıkacak masrafları için en doğal hakkınız olan nafaka ve gelecek içinde çocuğun miras hakkı kanunlar sonunda bunu sağlıyor allahaşükür de neden mağdur durumda olan anne oluyor diyorum eğer aynı yükümlülük ve zorunluluk erkektede olsaydı şimdi o sizin peşinizden koşuyor olacaktı her türlü sorumluluğu ile..
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Bir formda şire takıldık kaldık kaldıkta iyi oldu aslında aklıma geldi büyük usta Aziz Nesin böyle gelmiş böyle gitmez seri romanlarının ilkini annesine adamıştır. Kitapta bir şiirle başlar tam yerine denk geldiği için buraya almak istedim bu şiiri lütfen kızmayınız sitem etmeyiniz 'hukukla ne ilgisi var?' demeyiniz . Unutmayın ki hukuk yaşamdır. Bir çok sevgili canımın içi avukat arkadaşımızın kendi tanıtım sözü olan (kendiside buna uyar :))) 'hata yaptın mı dönmesini bileceksin yapışıp kalmayacaksın' sözü gibi burada bence hukuk hata yapmış yapışıp kalmayalım :))
Bütün anneler, annelerin en güzeli,
Sen, en güzellerin güzeli.
Onüçünde evlendin,
Onbeşinde beni doğurdun,
Yirmialtı yaşındaydın,
Yaşamadan öldün.
Sevgi taşan bu yüreği sana borçluyum.
Bir resmin bile yok bende,
Fotoğraf çektirmek günahtı.
Ne sinema seyrettin, ne tiyatro.
Elektrik, havagazı, su, soba,
Ve karyola bile yoktu evinde.
Denize giremedin,
Okuma yazma bilmedin.
Güzel gözlerin,
Kara peçenin arkasından baktı dünyaya.
Yirmialtı yaşındayken
Yaşamadan öldün...
Anneler artık yaşamadan ölmeyecek...
Böyle gelmiş,
Ama böyle gitmeyecek!
AZİZ NESİN
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
sevgili commodore,
derler ki ceviz ağacı diken ölür.
bunu anlamı ceviz ağacının geç büyüyüp geç meyve vermesidir.
hukuk da biraz buna benzer. toplumda bazı olaylar olur, genel kanılar oluşur, teamüller adetler çıkar, bütün bunlar sentez olan hukuk kuralının yapı taşlarıdır. zamanla kanılar, adetler, düşünceler değişir, hukuk kuralı zorlanmaya başlar neticede o da değişir. ama şahsen hali hazır konuda bir değişiklik taraftarı olmadığımı, düzenlemenin doğru ve toplum ihtiyaçlarına cevap ve yön veren işlevi olduğunu düşünüyor ve artık kahveye gidiyorum
ceteris paribus
-
Sayın Fırat Bayındır,
Ceviz ağacı benzetmeniz ve devamında "zamanla kanılar, adetler, düşünceler değişir, hukuk kuralı zorlanmaya başlar neticede o da değişir."demenize sonsuz katılmakla birlikte aslında yukarıda da tam da bunu ifade etmeye çalışmıştım..Yani eğer günümüz teknolojisi ve tıbbı bazı durumları rahatlıkla açıklığa kavuşturabilecek düzeye gelmişse hukuk normlarının da artık buna ayak uydurur hale getirilmasinin zamanı gelmiş demektir...İşte bu çerçeve de bu konuyla ilgili yeni düzenlemeler yapılması kanısındayım..elbettetki bu düzenlemenin çocuğun nesebinin sahih olmasına ilişkin bir düzenleme olduğunu ve bunun şimdiye kadarki ihtiyaca cevap verir olduğunu biliyor ve kabul de ediyorum.ama sanıyorum ki tıbbın gelişmesi söz konusu fizyolojik farklılıkları asgari düzeye indirebildiğine göre hukuk da bundan nasibini almalıdır...
sayın commodore 1tr,
Yazmış olduğunuz diğer iletilerinize de yürekten katılmaktayım mevzuu eşitlik mevzuudur: )
hata yaptıysan dönmesini bileceksin,yapışıp kalmayacaksın...
-
evet av _s_engin
Haklısın hep haklı kalman dileğiyle..
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum
-
Degerli arkadaslar,
Son yıllarda bu esitlik veya esitsizlik hakkında bircok fikirler ve bu konuda yasalar bulunmakta .
esas olan bunlara ben katılmamaktayım. bana göre esitlik yürekten ve düsüncesel olmadıgı sürece anlam kazanmamaktadır.
bana göre yasalar esitlik yapalım derken hata yapmaktadır.
bu esitlik bay ile -bayan arasında ise tamamen esitlik olammaktadır.
bana bu fikirlerimden dolayı kızan arkadaşlarım olabilir. tartısmaya acığım
selamlar
-
sayın İbrahimg38 ;
Bu sitede fikirlerinizden dolayı size kızan kimse olamaz. Fikirlere kızılmaz bayım katılırsınız katılmazsınız sadece bu. Kimsenin kimseye fikrinden dolayı kızma hakkıyoktur. ( Fikir diyerek kişisel hakaret yapılması istisna ) Fikre katılıyorsanız destekleyici ; katılmıyorsanız eleştirisel bir ileti yazarak katkıda bulunursunuz..
Ben açıkça ne yazdığınızı hiç anlamadım. sadece ikinci cümlenizin sonunu anladım onda aynen katılıyorum. yüreksel ve düşünsel olana yani.
Sanırım hızlı yazayım derken bazı harfler vede fikirler dağılmış biyerde bişey olursa bişey yapıyorsunuz ama tam çıkaramadım kusuruma bakmayın...
Sayın bayındır ;
Öncelikle bu ceviz ağaçlarının çok şanssız olduğuna inanıyorum . Eski tüfek solcuları kendisini ceviz ağacına benzetir ( Kökleri sağlam ve dayanıklı diye..) Nazım hikmet Türkiyeye kaçak geldiğinde gülhane parkında polislerin yüzüne baka baka yazmıştır o meşhur şiirini
Ben bir ceviz ağacıyım gülhane parkında...
Ne sen bunun farkındasın nede polisfarkında..
diye başlayıp giden...
Mobilyada çok iyi gider diyede ne kadar marangoz varsa onlarda bu garibim ceviz ağacının peşinde...
Şimdide siz taktınız kafayı garibim ağaca aslında bu ağacın verdiği gölge ve serinlik hışırtısının sağladığı ruh dinginliği vedeo güzelim meyvesi en iyisidir...
Eşitlik konusunda da dediğini gibi ceviz ağacı olgunlaşmışş ben zamanı geldi diye düşünüyorum...
Son olarak ee dostum alacağınolsun insan kahve içmeye giderken haber verir dimi gelirdik ve hatta orada erkeklerin yeniden evlenmeleri için 600 gün beklemeleri gerektiğine iknaederdim sizi ..:))))
bilmiyorum dediğim konu hakkında 2 saat eh bence dersem günlerce konuşurum