Düşük Sicil Notu

bir insanın hayatını değiştirmek istermisniz öncelikle bu siteyi kuran arkadaşlara çok teşekkürler ben yeniyim nereye soru soracagımı bilmiyorum o yüzden buraya yazıyorum cvp verirseniz sevinirim.2003 yılıda üniversitede bir kavga esnasında bıçakla adam yaraladım 100 ytl paraylar salı verildim daha sonra tekrar mahkemeye çıkarıldım ve azaltmalrla 18 ay ceza aldım cezam ertelendi ödedigim 100 ytlyide geri aldım.18 ay cezaya yedim yakında 5 yılım dolacak acaba ben devlet memuru olabilirmiyim matematikçiyim ögretmen olacaktım ama bu talihsiz olay dunyamı yıktı lütfen bi cvp yazın saygılarımla şimdiden sagolun

Ertelenen cezalar memurluğa engel değildir...

Alıntı:

---

Av.Fırat Bayındır rumuzlu üyeden alıntı

İdari başvuru yolları tüketilmeden idari yargıda dava açılamaz. Bir avukattan hukuki yardım almanızı öneririz. Süreleri kaçırmanız halinde haklarınızı kaybedersiniz.

---

Sayın Bayındır,

Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? 2577 sayılı İYUK'nun 10. maddesinde İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. denilmektedir.

Görüleceği üzere burada bir şarttan söz etmek mümkün değildir. Kişilerin mağduriyetleri karşısında idareye ya da onun üst makamlarına başvuru yolu bir şart olmayıp konunun yargıya götürülmeksizin sorunun çözümü hakkında bir kolaylıktan ibarettir. Değilse salt idareye ön başvuru yapılmadan idari yargıda dava açılmış olması davanın reddini gerektiren bir durum değildir. Kaldı ki, hukuka aykırı işlem tesis eden idare çoğu kez bu başvuruları dikkate almamakta, bu durum da davacı adına zaman kaybından başka bir işe yaramamaktadır. Saygılarımla,
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU

Alıntı:

---

karavelioglu rumuzlu üyeden alıntı

Sayın Bayındır,

Bunu neye dayanarak söylüyorsunuz? 2577 sayılı İYUK'nun 10. maddesinde İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. denilmektedir.

Görüleceği üzere burada bir şarttan söz etmek mümkün değildir. Kişilerin mağduriyetleri karşısında idareye ya da onun üst makamlarına başvuru yolu bir şart olmayıp konunun yargıya götürülmeksizin sorunun çözümü hakkında bir kolaylıktan ibarettir. Değilse salt idareye ön başvuru yapılmadan idari yargıda dava açılmış olması davanın reddini gerektiren bir durum değildir. Kaldı ki, hukuka aykırı işlem tesis eden idare çoğu kez bu başvuruları dikkate almamakta, bu durum da davacı adına zaman kaybından başka bir işe yaramamaktadır. Saygılarımla,
Devrim Sinan KARAVELİOĞLU

---

Sevgi arkadaşım, Av. Fırat Bayındır, kişisel düşüncesini değil, kanuni bir açıklamayı ortaya koyuyor.İlgili kanunun birinci maddesinden alıntı yapmışsınız, güzel;ama yeterli değil.İkinci maddesini de okusaydınız kişisel yoruma yol açmayacak şekilde dava açılma şartları netanlatılmış.Ben size aynen aktarıyorum:

2577 Sayılı Yasa, Madde 10

1. İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler.

2. (Değişik: 10.6.1994 – 4001/5 md.) Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler.


Kanunları eleştirebilirsiniz; ancak uygulamada eleştirinize değil, kanunlara bakılır.Saygılarımla.

4. Hukuk Dairesi 2003/1367 E., 2003/10869 K.
• KAMU GÖREVLİSİNİN KİŞİSEL SORUMLULU
2003/1367 2003/1
Dava, kamu görevlisi olan davalıların kişisel kusurlarına dayalı manevi tazminat isteğine ilişkindir. Mahkemece davalıların kişisel kusurları bulunmadığı kabul edilerek davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş ve karar davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının sicil amirleri olan davalıların, nedensiz biçimde ve kişisel duygularla davacı hakkında olumsuz sicil raporu düzenledikleri iddia edilmektedir. Olumsuz sicil raporları açılan davalar sonucu "objektif olarak hazırlamadıkları" gerekçesiyle iptal edilmiştir. Dava dosyalarında da davacının sicilinin olumsuz olmasını gerektiren herhangibir soruşturma veya rapor bulunmamaktadır. Bu duruma göre, davalıların sicil konusunda subjektif davrandıkları, diğer bir anlatımla yansız olarak sicil düzenlemedikleri ve böylece kişisel kusurları bulunduğu anlaşıldığından bu somut olgu gözetilerek manevi tazminat takdiri gerekir. Yerel mahkemece bu yönler üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.
Mahkemece davanın kabul edilen şekline göre davaya davalılar yanında katılan müdahil davalı yararına vekalet ücreti verilmiş olması da doğru değildir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda açkılanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek

şahısa maaş kesim cezası verilmiş idareden bunu kaldırmasını istemek mantıksızlıktır,şahıs sürülmüş kararname imzalanmış idareden yazılı düzeltme zaman kaybından başka işe yaramaz zaman kaybetmeden dava açmakta fayda var diye düşünüyorum

sicil notu öğrenildiği tarihten itibaren 60 gün içinde dava açılması zorunludur.Sicil notunun geri alınması için idareye başvurulmaz. İdare,verdiği sicil notunu geri alamaz. İdare mahkemesinde davalar genelde 8 ay gibi sürede sonuçlanıyor. Özellikle sicil raporlarında ki 6 ve 8.maddelere 100 puandan aşağı not verilemiyor.Verilmesi için 657 sayılı DMK nun 7.maddesindeki suçlardan soruşturma açılması ve ceza alınması gerekiyor.İdare mahkemeleri genelde geriye dönük son 3 yılın sicil notlarına bakıyor.
2003 yılında benimde sicil not ortalamam 60 olarak düzenlenmişti.Dava açtım ve iptal edildi.2003 yılına ait sicil notum,son üç yılın ortalaması alınarak verildi.
İsteyen arkadaşım olursa mahkeme kararını gönderebilirim.

size bir başka yorum buldum onu sunuyorum
Memurların haksız fiill niteliğindeki hareketlerinden ötürü kendilerine karşı adli yargıda dava açılabilmektedir. Ancak olayınızda bir idari işlem söz konusudur. Bunun kasıtlı yapıldığı gerekçesiyle haksız fiil olarak kabul ettirilebilmesi oldukça güçtür. Böyle bir işlemin iptalini sağlamanız bile çok güç olacakken ve eylem haksız fiil unsurlarını taşımazken adli yargı yolunu zorlamamanızı tavsiye ederim. Ayrıca işlem bu haliyle kamu görevinin yürütülmesine ilişkin bir idari işlem olduğundan memurlara ilişkin yargı bağışıklığı da karşınıza çıkacaktır. Bahsettiğiniz şekilde olayın haksız fiil olarak nitelendirilebilmesi için "keyfiliğin gözünün çıkarılmış olması" gerekir. Hukuka aykırılık hali çok bariz değilse adli yargıya gitmek yanlış olacaktır. Dahası bir idari işlem söz konusu olduğundan öncelikle İdare Mahkemesinin münhasır yetkisi dahilindedir ve iptali ancak İdare Mahkemesince mümkün olabilir. İdare Mahkemesi iddianızı kabul ederse, idare ödemek zorunda kalacağı tazminat için ilgiliye rücu edecektir.
Sizin olayınızda amirin bu eyleminin görevi kötüye kullanmak suçunu oluşturması ve mahkumiyetle neticelenmesi durumunda daha sonrasında (uzamış ceza zamanaşımı) adli yargıda tazminat talep edilebilir.

Arkadaşım, düşük sicile üst makamlara idari itiraz diye bir durum ve imkan yok. Ancak olumsuz sicile karşı bu yönde başvuru hakkınız bulunmaktadır. Boşuna vakit kaybetmeden yürütmeyi durdurma talepli iptal davası açıp, gerekçelerinizi belirtip idare mahkemesinde hakkınızı arayın.
Somut bilgi ve belge olmadan düşük sicil verilemez. Hakkınızda açılan soruşturmaların başlama tarihi ile düşük sicil aldığınız yılı özellikle karşıtıyaştırın. zira sonran olan olay, geçmişte kullanılanbir yetkinin gerekçisi olamaz. iyi günler
Önder özlem

teşekkürler