Re: Ülkemizde kadın, haklarını ne kadar koruyabiliyor?
Kadın haklarına yeteri kadar saygı ve hoşgörü ile ilgili yaklaşılmadığı ülkemizde..bu konuya başka ve gerçekten halkımızın % 60 ını ilgilendiren bir pencereden bakmak istiyorum..
Kadın haklarından ve insan haklarından nutuk atan sözde aydın kesim acaba kadınlarımıza gercekten saygı duyuyorlarmı?Önce sözde aydınlar cevaplasın kendilerine bu sorualrı ve tekrar gözden geçirsinler insana ve kadına bakış açılarını..
1. Eğer kadın haklarına saygılıysak ve kadınların özgürce yaşamalarını istiyorsak onların inancı olan başörtüsüyle neden bu kadar uğraşılıyor..?
2.Öncelikle belirmek isterimki tayyip erdoğan ve partisinin siyasi vizyonunu kesinlikle desteklemiyorum..Ama anlamadığım bir şey var ortada neden bu ülkede Emine Erdoğan siyasi malzeme olarak kullanılıyor..Bu sizce (sözde aydınlar) ne kadar etik bir davranış..??
3. Benim annemde başı kapalı bir insan ve eminimki sizden daha çok ATATÜRKÇÜ ve sizden daha çok LAİK bir insan..sadece başı kapalı olduğu için molla dinci v.s. gibi tabirlerle eleştirdiğiniz bu insanların ne kadar fikirlerini dinlemiş ve saygı duymuş oluyorsunuz..?
Re: Ülkemizde kadın, haklarını ne kadar koruyabiliyor?
BAŞ ÖRTÜ!!!
Bu konudan gına geldi artık..
Neden erkeklerin şapkası konuşulmaz da hep kadının baş örtüsü konuşulur bende onu anlayamıyorum. Bizim gibi kılık-kıyafeti ile kendini dünyaya rezil eden bir millet varmıdır acaba!
Bu arada konumuz içerik olarak bu değil, ama nedense içimden bunları yazmak geldi. :(
Hem, başörtüsü ile Atatürkçülüğün ne alakası var! Başörtüsünü amaçlı olarak kullanılan türban ile karıştırmamak gerekir, bence..
Aydınları bilmem ama herkes "evet saygı duyuyorum" diyebilmeli...
Sayın akulku;
tepkim size değil , yanlış anlaşılmak istemem, bunlar zaten hep gündemde olan ve siyasete alet edilen şeyler...
Saygılarımla.
Re: Ülkemizde kadın, haklarını ne kadar koruyabiliyor?
Basinin sayesinde ulkemizin bu tur gerceklerini okuyup ogrendikce artik neredeyse vaz gectim kadinin miras hakkindan diyecegim geldi... Hic degilse kadinin hayatina yon vermek hakkinda rahat biraksinlar. Bu zihniyetleri, o aciz zavalli dusuncelerinden yoksun birakmadikca yerimizde saymak soyle dursun , daha cok geriye gideriz. Bir yasadigimiz caga bakin birde hala kadini mal gibi gorebilenlere bakiniz! Sorunlarin temelden cozumu icin boyle olgularin uzerine bir an evvel gidilmesi gerektigini dusunuyorum. Ama sozde degil...
Yurdumuzda yasanan ve ardi arkasi kesilmeyen bir tablo daha BUYRUN
Babası 20 altına sattı
ALO 156’yı arayarak yardım isteyen ve kurtarılarak ağabeyi Erhan Ş’ye teslim edilen ilköğretim okulu sekizinci sınıf öğrencisi Y.Ş. "Yaşım küçük olduğu için bu evliliği istemedim, ama zorla evlendirildim. Beni satan babam hakkında Bulanık Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Evlilik yüzünden eğitimime ara verdim. Okuyup öğretmen olmak istiyorum" dedi.
Töreye karşı çıkamadığı için zorla evlendirildiğini belirten Y.Ş. yaşadıklarını şöyle anlattı:
OKUL DÖNÜŞÜ SÖYLENDİ
"Okuldan geldiğim bir akşam ailem, beni evlendirmeye karar verdiklerini söyledi. Ne yapacağımı bilemedim. Utandığım için babama karşı gelemedim. Ama anneme evlenmek istemediğimi söyledim. Evlenmem için zorladılar, yüzük dahi takmadan 20 cumhuriyet altını karşılığında beni kocaya verdiler. Eşim olan Tekin Ş’ye ’Ailem bana bu kalleşliği yaptı, bari sen yapma’ dedim. Tekin beni dövdü, hatta tehdit etti. İstemediğim halde bana sahip oldu. Kaçmayı denedim, ama her seferinde yakalandım. Sonunda Alo 156 Jandarma’yı aradım. Jandarma beni kocamın evinden alarak ağabeyim Erhan’a teslim etti. Kendi ailem ve eşimin ailesi hakkında Bulanık Cumhuriyet Savcılığı’na suç duyurusunda bulundum. Hayatımı mahveden annem ile babama artık güvenmiyorum. Ben sadece devlete güveniyorum. Tek isteğim okuluma kaldığım yerden devam etmek."
BABA: PİŞMANIM
Kızını 20 cumhuriyet altını karşılığında evlendirdiğini kabul eden 2 eşli ve 16 çocuklu baba Mehmet Nuri Ş. ise "Altınların 10’unu kızıma harcadım, 5 altını da annesi kızın boynuna taktı. Bize sadece 5 altın kaldı. Bu yörede herkes kızını para karşılığı verdiği için ben de aynı geleneği devam ettirdim. Çocuk yaştaki kızımın hayatını kararttığım için çok pişmanım. Artık kızlarımı küçük yaşta evlendirmeyeceğim" diye konuştu.
Askere gideceğim kardeşimi koruyun
İstanbul’da kardeşinin evlendirildiğini duyan ağabey 20 yaşındaki Erhan Ş. şunları söyledi:
"Eve geldiğimde kardeşimi sordum. Evlendirdiklerini söylediler. Babamla tartıştığımız bir gün jandarmalar beni aradı. Gelip kardeşimi almamı istediler. 300 YTL’ye taksi tutarak, gidip kız kardeşimi teslim aldım. Kocası olacak adam beni cep telefonundan arayarak tehdit etti. Şu an kardeşim benimle birlikte. Ama ben 3 ay sonra askere gideceğim. Yetkililerden kız kardeşimi devlet koruması altına almalarını istiyorum."
hurriyet.com.tr
..............................
O babanin pismanim dedigi sozune de inanmiyorum.
Re: Ülkemizde kadın, haklarını ne kadar koruyabiliyor?
İlk işaretini Atatürk 24 Ağustos 1925 günü vermişti. Şu sözleriyle
Bir toplum,bir ulus, erkek ve kadın denilen iki cins insandan kuruludur.Mümkün müdür ki, bir kitlenin bir parçasını ilerletelim,öbürünü bırakalı da,kitlenin tümü ilerliyebilsin?Mümkün müdür ki,birtopluluğun yarısı topraklara zincirle bağlı kaldıkça öbür bölümü göklere yükselebilsin?Şüphesiz,ilerleme adımları,dediğim gibi,iki cins tarafından birlikte,arkadaşça atılmalı,ilerleme ve yenilik alanında aşamalara birlikte ulaşılmalıdır.
Kimi yerlerde kadınlar görüyorum ki,basına bir bez,ya da bir peştemal ya da benzer bir şeyler atarak yüzünü gizler ve yanından gecen erkeklere karşı ya arkasını cevirir,ya da yere otururarak yumulur.
Bu durumun anlamı,ğösterdiği nedir?
Efendiler uygar bir ulus anası,ulus kızı bu şaşırtıcıbiçime,buvahşi duruma girermi?Bu durum ulusu çok gülünç ğösteren bir görünüştür.
Hemen düzeltilmesi gerkir
Medeni Kanun için ilk adım bu sözlerle atıldı ve 17 şubat 1926 da Meclis'ten geçerek yürürlüğe girdi.
Türk devriminin en büyüklerinden biri olarak tarihteki yerini aldı.
Genç Türkiye Cumhuriyeti,yüzlerce yıldır kadını aşağılayan bin sistemi yırtıp atıyor,kadınıyla erkeğiyle, insana insan değeri veriyordu.
Bu tarihsel adım,dünyayı şasırtıyor, dönemin ünlü hukukçularından SAUSER HALLbu kararı şöyle değerlendiriyordu.
Müslüman devletlerin en güçlüsü, bir yıllık geçmişe uzanan töreleri 6 ayda yürürlükten kaldırıyor. Tarih hiçbir ülkede bu kadar köklü ve ani değişikliği örnek gösteremez.
Bir ülkede ve bir toplum üzerinde yapılmıs bundan daha cesur bir deneyım yoktur. 81 yıl sonra M edeni Kanun ne kadar büyük bir devrim olduğu daha iyi anlaşılmıyormu?
Hikmet Bila
Ataürk'ün kurduğu Türkiye Cumhuriyetine sahip cıkalım.