Terbiyesiz sözüne 1 yıl hapis cezası

Öğretmen, en genel tanımıyla, öğrenmeye rehberlik eden kişidir. Bu süreçte öğretmenin önemli sorumlulukları, büyük fedakarlıkları vardır

Öğretmenlik mesleği, genel kültür, özel alan eğitimi ve pedagojik formasyonla kazanılır. Bu nitelikleri kazanabilmeleri için, görevleri hangi öğretim basamağında olursa olsun, öğretmen adaylarının Gelişim Psikolojisi,Öğrenme Psikolojisi,Eğitim Felsefesi,Eğitim Sosyalojisi,Sınıf Yönetimi,Rehberlik vb.gibi mesleki formasyon kazandıran eğitimleri almaları gerekir.

Bir dönem ,Milli Eğitim Bakanlığı ,öğretim kurumlarına öğretmen alırken ,diğer yüksek okul mezunları arasından ,mesleki formasyonu olmayan farklı alanlarda eğitim görmüş kişileri öğretmen olarak atadı.İşte bu yüksek okul mezunları mesleki yeterlilik kazanmadan , öğretmen kadrolarına atandılar,şimdi ise gene formasyon şartı aranıyor.Sn.nazım1977 değinmek istediği konu bu olsa gerek.

Mesleki alan derslerini ve pedagojik formasyonu tamamlayan diğer yüksek okul mezunlarıda doğaldır ki öğretmenlik yapabilirler.Fakat bir dönem , bu şart aranmadı ve 21.yüzyıla kucak açacak olan çoçuklarımızı formasyonu olmayan 'öğretmenler' teslim etmek zorunda kaldık.

Neyseki aşağıdaki örnekte görüldüğü gibi,zaman zaman düzenlenen ,hizmetiçi eğitimlerle bu açık kapatılmaya çalışılmaktadır:
(MEB- HİZMETİÇİ DURUSU:
Pedagojik Formasyonu olmadan Bakanlığımıza bağlı resmi eğitim kurumlarına atanan kadrolu ve 4/b kapsamındaki sözleşmeli öğretmenler için 14 Ocak 2008 tarihinde Pedagojik Formasyon Kursu düzenlenmesi planlanmaktadır.
Pedagojik formasyonu olmayan resmi eğitim kurumlarında görevli kadrolu ve 4/B kapsamındaki öğretmenler 2008 Yılı Hizmetiçi Eğitim Planından ilgili kursa İLSİS üzerinden TC Kimlik numaraları ile başvuru yapabileceklerdir.)


Büyük Ata 'mız ne güzel ifade etmiş:

- Cumhurbaşkanı olmasaydım Milli Eğitim Bakanı olmak isterdim...

- Dünyanın her yerinde öğretmenler insan topluluğunun en özverili ve saygıdeğer üyeleridir. (1923)

Söz konusu okul müdürünün bu davranışını "imam hatip lisesi mezunu olduğu için" veya "formasyon dersi almadığı için" yaptığına dair elinizde herhangi bir bulgu var mı? Bu okul müdürü düz liseden mezun olmuş ve formasyon dersi almış olamaz mı? O zaman bu davranışını nasıl açıklayacaksınız?

Aşağıdaki iddialarınızın dayanağı nedir?
1998 öncesinde imam hatip mezunları katsayı engeline takılmadıkları için diğer lise mezunlarıyla eşit şartlarda istedikleri bölüme girebiliyordu. Bu şekilde matematik, fizik, edebiyat öğretmenliği okuyanlar ve eğitimleri sırasında formasyon dersi alıp öğretmen olanlar oldu.

Yine aynı şekilde mühendislik okuyup ardından öğretmenlik hakkı kazananlar oldu. Bunlar da ek olarak formasyon dersi aldı. Onlar için formasyon şartının olmadığı bir dönem olduğunu ben bilmiyorum.

Yani imam hatip mezunu olsa bile formasyon dersi almamış öğretmen yok denecek kadar azdır.
Eski dönemlerde eğitim enstitülerinden mezun olanlar formasyon mu alıyordu?

Alıntı:

---

kaktüs-çiçeği rumuzlu üyeden alıntı

Bir dönem ,Milli Eğitim Bakanlığı ,öğretim kurumlarına öğretmen alırken ,diğer yüksek okul mezunları arasından ,mesleki formasyonu olmayan farklı alanlarda eğitim görmüş kişileri öğretmen olarak atadı.Bunlar arasında önemli sayıda Diyanet kadrolarından gelme imam-hatip vardı.İşte bu yüksek okul mezunları , mesleki yeterlilik kazanmadan , öğretmen kadrolarına atandılar,şimdi ise gene formasyon şartı aranıyor.

Mesleki alan derslerini ve pedagojik formasyonu tamamlayan diğer yüksek okul mezunlarıda doğaldır ki öğretmenlik yapabilirler.Fakat bir dönem ,belli kişileri öğretmen yapabilmek için ,kadrolaşma sağlayabilmek için bu şart aranmadı ve 21.yüzyıla kucak açacak olan çoçuklarımızı formasyonu olmayan 'öğretmenler' teslim etmek zorunda kaldık.

---

Herkese iyi akşamlar diliyorum.Yukarıda beyanları okuyunca pek dehşete falan kapılmadım.Neden diyeceksiniz?Çünkü bende alışkanlık yaptı.Okulun 4/C statüsündeki ilkokul mezunu hademesi bile okuldaki öğretmenlere ; bunları kim öğretmen yapmış ,bunlar nasıl ders anlatıyor,ben bunlardan daha iyi ders anlatırım ve bütün bunlar yetmezmiş gibi hakaret dahi edebilmektedir.Kimdir bu hademe?Bu hademe emekliliğine 3 sene kalmış,hademelikten ayrı olarak para getiren iki farklı işte daha çalışan ,"HADEMELİĞİ" hazmedemeyen bir zattır.Öyleki ,sol eli cebinde ,kafa aşağıya bakarak yerleri süpürmektedir.En önemlisi de boş vakitlerinde yeterli bilgisi olmadığı halde İslamiyet haricinde diğer dinlerde bulunan RUHBAN sınıfındaki papazların işini yapmaktadır yani haşa Allahu Teala ile kul arasına girmektedir.Bunun yanında bir siyasi partinin peşinde dolaşmakta ve bu partinin kendisini her zaman koruyacağını düşünmektedir.Adamı dilekçe ile görevini yerine getirmediği için okul idaresine şikayet ettim.Ancak,bütün bunların yanında,yine bu adam yarısı gün yanıma sokulup "Yahu ben ettim sen etme.Beni şikayet etmişsin.İşte, hastaydım da onun için yapamadım." şeklinde kendini acındıran bir kişiliğe bürünebilmektedir..
İşte böyle arkadaşlar. Yukarıda ikrar edilen terbiyesiz kelimesi bütün bunların yanında hukukbağlamında çok nazik kalıyor herhalde.