Kürt sorunu yok mu acaba? Bulgaristan'daki ve Yunanistan'daki Türk azınlığın hangi haklardan mahrum olduğunu düşünüyorsanız bu hakları Türkiyedeki Kürtler içinde savunun...
Printable View
Kürt sorunu yok mu acaba? Bulgaristan'daki ve Yunanistan'daki Türk azınlığın hangi haklardan mahrum olduğunu düşünüyorsanız bu hakları Türkiyedeki Kürtler içinde savunun...
İstanbul Bilgi Üniversitesi'nde gerçekleştirilen Kürt Konferansı'ndan :
RUŞEN ARSLAN (HUKUKÇU) : KÜRTLERİN İSYANI VAR MIYDI?
Hukukçu Ruşen Arslan, tarihte gerçekleşmiş 29 Kürt isyanı söyleminin yanlış olduğunu, sadece 4 ayaklanmanın (Koçgiri, Şeyh Sait, 2. Ağrı İsyanı ve PKK) isyan olarak kabul edilebileceği fikrini savundu. Arslan'a göre diğer isyanlar, hareket, tedip (terbiye etme) ve tenkil (örnek olarak ceza verme) idi.
Tarihte bir isyanın topyekûn bir milletin adıyla anılabilmesi için, herkesin o isyana maddi ve manevi olarak destek vermesi gerekiyor. Oysa bu tanıma Kürtlere atfedilen hiçbir isyan uymuyor. 'Kürt isyanı' kavramına en yakın sadece PKK gösterilebilir. Şeyh Sait İsyanı başladığında bütün Kürtler bu isyana katılıp desteklememişti. Hatta Varto'dan Bingöl'e uzanan aşiretin mensupları sadece bu isyanda yer almıştı demek yanlış olmaz. Simko İsyanı İran'da küçük bir bölgeyi içeriyordu. Dersim ise bir Alevi isyanıydı ve Sünniler desteklemedi. Şeyh Sait İsyanını da Aleviler benimsememişti. Yerel isyanlar ise hiçbir zaman genele yayılmadı.
AYŞE HÜR (YAZAR): KÜRTLER ULUS-DEVLET İÇİN OLGUNLAŞMADILAR
Ulus devlet kurmanın bir momenti var. Kürtler imparatorlukların parçalandığı 20. yüzyılın başında bu momenti çeşitli nedenlerle kaçırdı. Ulus-devlet belli toplumsal ve ekonomik koşullara tekabül eden tarihsel bir aşamadır. Kürtlerden daha geri bir aşamada olan bazı toplumların o dönemde dış güçlerin desteğiyle kendi ulus-devletlerini kurmaları da sadece tarihsel bir gerçeklikten öteye gitmez. Kürt aydınları o dönemde Kürt ulusal hareketinin henüz kendi ulus devletini oluşturacak olgunluğa erişmediğini kabul etmek istemiyor. O tarihte Kürtler göçebelikle yerleşiklik arasında, Alevilikle Sünnilik arasında, Osmanlıcılık ile bağımsızlık arasında değişik bölünmeler yaşıyordu. Türklerin Kürtlerin dindaşları olduğunu, onları birbirinden ayırmanın imkansızlığını söyleyen Seyid Abdülkadir gibi kanaat önderleri Osmanlı'ya bağlı kalmıştı. Savaşın hemen ardından bir grup Kürt seçkini Anadolu'daki direniş hareketine katıldı. Bunda aynı coğrafyanın yerlisi olan Ermenilerin önünü kesme stratejisinin payı olmalı. Ama Cibranlı Halit Bey ya da Bitlisli Yusuf Ziya Bey örneklerinde olduğu gibi bir kesim, Ermenilerin Anadolu'ya dönmesine izin verilmeyeceği kesinleştikten sonra Türklerle kurdukları ittifakı gözden geçirdi ve bağımsızlık için uğraşmaya başladı. Koçgiri İsyanı bu ayrışmanın işaretidir. Bir grup, Sevr'de bağımsız bir Kürdistan uğruna Anadolu'da bağımsız bir Ermeni devletini bile kabul eden Şerif Paşa veya Botan Emiri Bedirhan Bey'in torunu Emir Ali Bedirhan gibi Batı'yla işbirliğine yöneldi. Bir ayağını İngilizlerde bir ayağını Türklerde tutan, hatta İngilizlere karşı Ankara ile askerî ittifaka bile yanaşan Şeyh Mahmud Berzenci veya 1922'de İranlılara yenildikten sonra Türkiye'ye sığınmak zorunda kalan Batı İran'daki Şekak aşiretinin reisi Simko İsmail Ağa gibi unsurlar ise Kürt ulus-devletinden çok kendi feodal beyliklerini kurmayı hedefliyordu. Bunlara, aşiretler arası çatışmaları, Alevi Sünni çatışmasını ve yerleşik unsurlarla göçebe unsurların arasındaki ayrılıkları da eklersek henüz Kürt ulusundan söz edilemeyeceğini görürüz.
Şimdi konferansta söz alan Kürt konuşmacıların söylemlerini dikkate alırsak, ondan sonra Kurtuluş Savaşı'mızın önemli sonuçlarından, Sevr'i bir paçavra edip yırtan, tüm dünyanın kabul ettiği ve emperyalist güçlerin altına imza koymak zorunda kaldığı Lozan Antlaşması'nın:
"Azınlıklar" başlığı altında özetlenen;
"Yeni Türkiye Devleti'nin içinde yaşayan bütün azınlıklar artık birer Türk vatandaşı sayılmışlardır.Doğu Trakya'daki Türklerle Anadolu'daki Rumların yer değiştirmesine karar verilmiştir. Fakat İstanbul'daki Rumlar ve Trakya'daki Türkler yer değiştirmeyecektir." maddesi ile tanımlanmış bir ulusal kazanım varken ve bu kazanım, bu antlaşma ile azınlık statüsünde bulunmayıp, kazanan tarafta eşit haklara sahip Kürt kökenli vatandaşları da kapsarken siz neden bahsediyorsunuz Sn. abolla47, Sn. ademce ?
"Kötü örnek, örnek olmaz" derler... Demokratik bir toplumda kötü örnek olanlar, yasayı hiçe sayanlar, giydiği üniformayı, bulunduğu makamı kişisel çıkarlarına alet edenler olursa elbette en ağır cezayı almalıdırlar. Ama kötü örnekler üzerinden gidip, belden aşağı vurmanın da ne izanla ne insafla açıklanabilmesi mümkün değildir.
Ülkesinin resmi dili ile konuşmayanlar veya konuşmaktan kaçınanlar, hangi ülkede Meclis'e girebilir. Yolda hangi dili konuşursanız konuşun kimseyi ilgilendirmez ve en tabi hakkınızdır.Hadi gidin ben Almanca biliyorum ama Türküm, Mecliste milletvekili seçildim, bundan sonra Mecliste konuşmalarımı Türkçe yapacağım deyin ne oluyor? Kaldı ki bölücü terör gibi bir hassasiyeti olmayan bir ülke Almanya...
Ulus devletleri birarada tutan en önemli harçlardan biri dildir, bu harcı ortadan kaldırırsanız, o bina çöker. İşte o zaman o binanın tuğlaları isimleri ne olursa olsun o enkazın altında kalır. Sizlerin niyeti üzüm yemek mi yoksa bağcıyı dövmek mi? İyi niyetli düşünmeye çalışıyorum ve yazdıklarınızı art niyete değil, bilgisizliğe bağlıyorum.
Atatürk ırkçı değildi. "Ne mutlu Türküm diyene" söylemi de ırkçı bir söylem değil, ümmetten ulusa açılmış bir yolda dev adımlar atan genç Türkiye Cumhuriyeti'ni tanımlayan önemli bir sözdür.
Safkan Türk müyüm değil miyim bilmiyorum (en azından soyumun 5 kuşak gerisini tanımıyorum ve bilmiyorum) ama bence bunun hiçbir önemi yok. Bu ortak kültüre, dile, sevinçte ve kederde birlikteliğe tüm kalbim ve benliğim ile inanıyorum. İşte bu nedenle "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"...
Selamlar,
Ne mutlu türküm diyene.
Ne mutlu insan olabilene.
Bende NE MUTLU BANA diyeyim bari...
Ne mutlu bize ki dört mevsimin yaşandığı TÜRKİYE gibi bir ülkemiz var.
evet sayın HMGR ne mutlu kürdüm diyene ve bu lafı söyleyenler yüzünden bu ülke bu hale geldi bu lafı kullandığımda yani ne mutlu kürdüm diyene dediğimde biliyorum büyük ihtimalle tüylerin diken diken olmuştur çünkü bir türk dünyaya bedeldir ne mutlu türküm dieyene de kullanılabilir ama başkası çıkıpt başka şeyler söyleyemez peki allahmı diyelim doğa mı diyelim türkleri ayrıcalıklı mı yarattı diğer ırklardan, sizin ve hitler arasındaki farkı söylermisiniz bana o da arı alman ırkı istemişti ve almanlar tüm ırklardan üstündür tezini savunmuştu.
kürt tarihine ve ulus olma olgunluklarına gelince bırakın o kürtlerin sorunu ve ona kendileri karar versin.
kürtlerin bu ülkeden istediği tek şey yıllarca türk halkıylan her cephede savaşıp kurtuluş savaşına önderlik etmiş ki (atatürk kurtuluş savaşını doğudan başlatmıştır) verdiği şehidlere karşılık sadece yunanistan ve bulgaristandaki 100 -150 bin türk insanı için istediklerinizin bir kısmıdır sadece ve buna da hakları var sanırım 200 bin nüfuslu kıbrıs için ülkeyi feda ettiniz ama 15 milyon kürd için hiç bir hak düşünmemek hangi vicdana sığar söylermisiniz sayın HMNGR
kürtlerin uluslaşmasına gelince osmanlıdan beri bir arada yaşamış ve iç içe geçmiş iki halk olarak hiç bir zaman türk halkına ihanet etmemiştir ve aldandığı tek şey her sıkışık dönemde verilip unutulan sözler ve vaadlerdir ATATÜRK bile meclis çatısı altında yaptığı konuşmada 'bu ülke türk ve kürd halkının vatanıdır'diye beyanat vermiştir arşivlerde vardır ve dünya tarihçileri bunu bilir ama işler yoluna girince ne oldu yine tekmeyi yiyen kürtler oldu bu ülkeyi kurduk ama asla bu ülkenin gerçek sahipleriymişiz izlenimi alamadık çünkü hep dışlandık ve hiç bir kürt bölünmeden yana değildir bunu bilesiniz bu ülkeyi çok seviyoruz ve çapulculara göçmenlere bırakma niyetinde asla olmadık biline ..........saygılar.
Eğer gözlerinizi kapatırsanız tartışmak çok kolay. Biri der ki bu ülkeyi seven gitsin, diğeri der ki biz de bu ülkeyi kurtadık 15 milyon kişiyiz.
Daha önce de belirttiğim gibi, bazı evrensel değerler vardır. Maesela ulusların kendi kadreini tayin hakkı. Ama ulus olmanın da kriterleri var elbette. Öncelikle asgari konularda anlaşmak gerekir.
Kürtler üzerinde baskı olduğunu iddia eden arkadaşlar öncelikle eteğindeki taşları döksün. Türkiyede yalnızca kürt ve türk mü var?
başka kimse yok mu sizce? hem kendinizden başka herkesi türk olarak nitelendirip, hem de sizin de tüğrk olarak adlandırılmanıza karşı çıkmanız çelişki değil mi?
Ortadoğudaki pazarlık ve hesapların dışında kalarak mantıklı düşünün bakalım, kürt asıllı insanların ulus olması için gerekli kriterlere sahip olmadığını daha iyi anlarsınız.
Sayın abolla,Alıntı:
ATATÜRK bile meclis çatısı altında yaptığı konuşmada 'bu ülke türk ve kürd halkının vatanıdır'diye beyanat vermiştir arşivlerde vardır ve dünya tarihçileri bunu bilir
Ekleyen: abolla47 - 02/01/2007 : 17:47:43
Bu yüzden Atatürk "Ne mutlu Türküm diyene" demiştir,bu nedenle "Ne mutlu Türk'e (Türk olana)" dememiştir ve bu nedenle Atatürk milliyetçiliği, Hitler faşizminden farklıdır.
Sn. abolla47, konunun özünü yukarıya tekrar alıntıladım, görmek istemediğiniz bölümü de koyu hale getirdim.Alıntı:
Safkan Türk müyüm değil miyim bilmiyorum (en azından soyumun 5 kuşak gerisini tanımıyorum ve bilmiyorum) ama bence bunun hiçbir önemi yok. Bu ortak kültüre, dile, sevinçte ve kederde birlikteliğe tüm kalbim ve benliğim ile inanıyorum. İşte bu nedenle "NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE"...
Kimsenin bir sözü ile tüylerim diken diken olmaz, kafatasçı da değilim. Atatürk'ün sözlerini alıp, üstü kapalı olarak O'nu Hitler ile karşılaştırmaya kalkmanı da anlamakta zorlanıyorum. Böyle bir karşılaştırma ne akılla, ne izanla, ne de insafla bağdaşır.
Kürt kökenli vatandaşlarımız Cumhuriyet döneminde kimseden tekme yememiştir, tekme yedikleri yine kendi insanları, kendilerine has feodal yapılarıdır. Aşiret, ağalık düzeni Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da sürdüğü müddetçe korkarım sömürülmeye, tekme yemeye devam edeceklerdir. Kürtler bu ülkede azınlık statüsünde değildir, bu nedenle temelde Batı Trakya Türkleri ile karşılaştırmaya kalkmak doğru olmadığı gibi, özelde kökenlerine bakılmaksızın İsmet İnönü, Turgut Özal gibi Cumhurbaşkanı olarak bu ülkenin en üst makamına gelebilmişlerse başka hangi haklardan sırf Kürt kökenli oldukları için mahrum bırakıldıklarını da sormadan edemeyeceğim.
Aklı başında hiçbir Türk vatandaşının, sırf Kürt kökenli diye başka bir Türk vatandaşı ile sorunu olamaz ve tahriklere rağmen olmayacaktır. Aklı başında hiçbir Kürt kökenli Türk vatandaşının ülkemizin bölünmesine razı gelmediği, gelmeyeceği gibi...
Bir noktada sana katılıyorum; Kürt kökenli vatandaşlarımız hiçbir zaman Türk kökenlilere ihanet etmemiştir. 1925 Şeyh Sait ile başlayıp, Dersim ve nihayetinde bugün bölücü terör örgütü ile devam eden isyan ve bölücü faaliyetlerin gerçek kökenlerini iyi araştırmanı tavsiye ederim.
Elbette kendileri karar versin, ancak Misak-ı Milli sınırları dışında...Alıntı:
kürt tarihine ve ulus olma olgunluklarına gelince bırakın o kürtlerin sorunu ve ona kendileri karar versin.
Bilmem seni anlayabildim mi ve meramımı anlatabildim mi?
kürtler batı trakyadaki türkler gibi azınlık değil demişsiniz sorarım size azınlık nedir .ayrıca kürtler her mevkiye geliyor diyorsunuz o da doğru ama kendi asıl kimliğinden soyutlandıktan kendi kürtlüğünü inkar ettikten sonra ancak bir yerlere gelebilir kendi kürt kimliğiylen uzman çavuş olmuş tek bir adam gösterebilirmisiniz bana ayrıca g.doğudaki oyların çoğunu temizleyip meclise temsilci olarak giden insanların başına gelenleri hepimiz biliyoruz tek suçları kürtçe yemin etmeleriydi ki yemin metninin içinde yasal olmayacak tek bir cümle yoktu türkçenin tercümesi ve kürt türk kardeşliğini dile getirmesi dışında tek suç unsuru olacak kelime bulamazsınız buna rağmen ceza evinde geçen 11 yıla mal oldu mahkemeleri hala devam ediyor.
g.doğudaki feodal yapıya gelince kürtler iktidar olmuş ta mı bu feodal yapıya izin vermiş feodal yapı dediğiniz devletçe palazlanan ve her türlü yasal olmayan yola bulaşmış ki devlet görevlileri tarafından korunan bu insanların hepsi şu an korucu başı ve her türlü silah ve uyuşturucu satışı onlardan sorulur burda kürtlerin suçu ne kim ağaya bulaşırsa sonu falakadır bulaşabilir misiniz .
aç insanlar yeşil kart bulamazken trilyonluk korucu başları ve ağalar yeşil kart kullanmakta ki bizim yeşil kartlar uzman astsubaylara havale ve bunların çoğu da ağanın adamları gerisini siz düşünün.
hitler len atatürk karşılaştırmasına gelince asla böyle bir şeyi düşünmem bile o sizin şahsi görüşünüz ki atatürk türkiyeye gelmiş geçmiş en demokrat insanıydı. yazımda da böyle bir cümle geçmiyor,