Umarım geri döner "şimdilik" bıraktığı görevine. Bizlerin Yılmaz Özdil gibi gazetecilere o kadar çok ihtiyacı var ki...
Printable View
Umarım geri döner "şimdilik" bıraktığı görevine. Bizlerin Yılmaz Özdil gibi gazetecilere o kadar çok ihtiyacı var ki...
Yılmaz Özdil Hürriyet'te
son dönem Türkiye'nin yükselen yazarı. O Türkiye'nin en çok okunan yazarlarından biri. Türkiye onu zekâsı, olaylara farklı bakışı ile tanıdı. Keskin eleştirisini, duruşunu sevdi.
Evet, Yılmaz Özdil, çarpıcı yazıları ve kıvrak kalemiyle artık Hürriyet'te.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/7051648.asp?m=1
Her gün Hürriyet Gazetesi okuyan biri olarak şu Yılmaz Özdil'i biraz da biz okuyalım bakalım. "Üstad"ların dediği kadar var mı?
Özlemiştik.
Dönüşü muhteşem oldu...
13 Ağustos 2007
Yılmaz ÖZDİL
yozdil@hurriyet.com.tr
Bidon kafa...
ŞARIL şarıl bedava su varken, baraj yapacağına, dünyanın en uzun borusunu döşeyip, taaa Rusyalardan en pahalı gazı getiriyor...
Depo yok.
Depo var...
Su yok.
Suyu bulsa...
Boru yok.
Boru döşese, o döşeyene kadar zaten su kuruyor.
*
Yani darılmayın ama, hakikaten Allah cezanızı versin be kardeşim.
*
Bakıyorum televizyonlara...
Şöhret olmuşsun yahu!
BBC, CNN hep seni gösteriyor.
Akmayan çeşme başında, elindeki boş bidonu kameraya sallayarak, "elim kırılsaydı" diye bağırıyorsun.
*
Hiç bağırma.
Senin paranla sana köfte ekmek ısmarladılar, hizmet sandın... Sudan ucuz senin oyun.
Hiç bağırma.
*
Düşün şöyle bir...
Maazallah CHP-MHP iktidar olsaydı, ne diyeceklerdi?
"Uğursuz bunlar..."
"Bereketsizler..."
"Geldiler, kuruttular..."
Demeyecekler miydi?
Diyeceklerdi.
Sen de kafanı emme basma tulumba gibi sallayarak, "he valla" demeyecek miydin?
Diyecektin.
Hatta, şu anda tek satır bile susuzluktan bahsetmeyen liboşları, satılık kalemleri okuyup okuyup, "şerefsiz bu laikler" demeyecek miydin öfkeyle?
Diyecektin.
Hiç bağırma.
*
Bak şimdi sen, çoluk çocuk kokarcaya döndün, Afrikalılar gibi fellik fellik yıkanacak dere arıyorsun...
Senin sırtından koltuk sahibi olanlar, borsa vurgunu yapanlar, ihale kapanlar, dolar-faiz volisi vuranlar ise, Perrier’le San Pellegrino’yla jakuzide banyo yapıyor, köpük köpük.
*
Reina’da sular kesik mi sanıyorsun, a benim bidon kafalım?
*
Şimdi iyi dinle...
Yap elini yumruk.
Şeytan kulağına kurşun der gibi vur bakayım kafana iki defa...
Ne duydun?
"Donk donk" di mi?
*
Sen önce onu doldur.
Su kolay.
http://www.haberturk.com/images/yazar/156.gifYılmaz Özdil
HürriyetÇankayaspor...21.08.2007 08:17ANLAŞILAN o ki, spor yazarlarının yazmaya niyeti yok... Ben yazayım bari.
*
Kadir Topbaş’ın takımı, önde, 6’ncı sırada...
Melih Gökçek’in takımı 16’ncı sırada...
Tayyip Erdoğan’ın takımı, sonda, 17’nci sırada.
*
Bu sıralama, "demokratik hiyerarşi"ye uygun mudur?
Bir belediye başkanı, nasıl olur da, haşa, koskoca Başbakan’ın üstünde yer alır?
*
Şimdi diyeceksiniz ki:
"Futbola siyaseti karıştırma, ayıp..."
*
E ben de sorarım o halde:
"Siyaset niye futbola karışıyor?"
*
Dünyanın hangi demokratik ülkesinde belediye başkanının takımı var? Londra Belediyespor diye bir şey duydunuz mu siz hiç bugüne kadar? Washington Belediyespor?
*
Şu denilebilir tabii...
"Milan Berlusconi’nin!"
Güzel de...
San Siro Stadı yapılırken, Berlusconi’nin partisi Forza İtalia daha kurulmamıştı bile... Nasıl oldu da, Kasımpaşa Stadı’nın dikilişi tam AKP’ye denk geldi?
Üstelik, Kasımpaşa Stadı diyoruz ama, o stadın adı, "Tayyip Erdoğan Stadı..."
Guiseppe Meazzasiyasetçi midir?
*
Hani karıştırmıyorduk siyaseti futbola?
*
1970, Kasımpaşa yok.
1980, Kasımpaşa yok.
1990, Kasımpaşa yok.
2000, Kasımpaşa yok.
2002, Kasımpaşalı iktidar...
2004, 3’üncü ligde.
2005, 2’nci ligde.
2006, 1’inci ligde.
2007, Süper Lig’de.
*
Fair play bunun neresinde?
*
Ankara desen...
Taaaa Rio de Janerio’dan Dos Santos’u getirmeyi akıl ediyor ama, burnunun dibinden iki damla su getirmeyi beceremiyor...
"Ayran-tahtırevalli" meselesi değil midir bu?
*
Bakın "ayran-tahtırevalli" dedim, aklıma geldi... İki üç satır geriye dönüp, soralım...
"Kaka", Milano halkının vergileriyle mi alındı Milan’a?
Dos Santos’un parasını niye biz ödüyoruz?
*
Ankara Belediyesi’nin futbol takımı için, iki yılda 150 milyon dolar harcadığı söyleniyor...
Niye?
Futbol kulübü mü yok başkentin?
Mesela, Malatya olsa, Diyarbakır olsa, Samsun olsa, anlarım... Dara düşse, belediye sahip çıksa, amenna... Çünkü Malatya halkının, Diyarbakır halkının sosyal yaşamı için son derece önemlidir futbol... Tektir... Malatyalı Malatyasporlu, Samsunlu Samsunsporludur.
Taraftarı bile olmayan Ankara Belediyespor’un kime, ne faydası var? İstanbul Belediyespor’un taraftarını toplasan, bir vapuru bile doldurabilir mi?
Niye var?
*
Bence şundan...
*
Meclis başkanlığını da istiyorlar, başbakanlığı da, cumhurbaşkanlığını da, belediyeleri de, muhtarlıkları da, bürokrasiyi de, medyayı da, futbolu da, futbol federasyonu başkanlığını da...
Hepsini!
*
Ya ondansın... Ya rakip.
Çok parti, çok iktidar gördük ama... Böyle bir hırs, ilk defa.
Yılmaz ÖZDİL yozdil@hurriyet.com.tr
Sezer'den kurtulmaya 4 gün falan kaldı...
SAAT.
Halı.
Kilim.
Kalem seti.
Gümüş tepsi.
Takı.
Şifoniyer.
Kaftan.
Vazo.
Madalyon.
Heykel.
Biblo.
Tablo.
*
Hepsini bırakmış Ahmet Necdet Sezer... Kendisine verilen 1243 parça hediyenin, 1243'ünü de bırakmış...
Götürmemiş.
*
Bu benim cumhurbaşkanım olamaz...
*
Zaten, kırmızı ışıkta durmasından belliydi... Kimse durmuyor ki, o niye duruyor?
İsveç mi burası?
*
Bakıyorum gazetelere... 94 parça gümüş, 22 vazo, 9 takı, 27 hatıra para, 4 tabanca, 83 parça değerli süs eşyası, 55 tablo, 86 porselen, 7 madalyon, 4 saat... İnsanın içi gidiyor!
Al, götür di mi...
Bırakmış, gidiyor.
*
Üstelik, liste eksik...
Kendisine tahsis edilen "kafana göre harca" denilen ödeneği de harcamadı.
Hediyeleri bıraktığı gibi...
Papelleri de bıraktı.
46 trilyon liracık!
Ye, yemedi... Gez, gezmedi.
O zaman bırak biz yiyelim...
Ona da izin vermedi.
"Yetim hakkıdır" dedi, görevi boyunca tasarruf ettiği 46 trilyonu, Maliye'ye iade etti...
Kemal Abi'ye.
*
Çocukları hálá memur... First Lady desen... Bi Atıl Kutoğlu'nu bile tanımıyor... Belediyeler, bizim paramızla simitçilere Cemil İpekçi'den köstüm hazırlattı; o hálá kendi cebinden giyiniyor.
*
Aşçıyı, garsonu azalttı. "Suyla çalışmıyor bunlar" dedi, 14 makam aracını geri verdi. Okluk'taki yazlık köşke hiç gitmedi. Oğlunu evlendirdi, elektrik parasına kadar cebinden ödedi. Eşi düştü, bileğini kırdı; hastaneye sivil araçla götürdü, röntgen için kuyruğa girdi, sıra bekledi. Annesi vefat etti, gene sivil plakayla gitti; flap flap flap, fors yapmadı... Resmi yemekler hariç, kimseye davet vermedi. Mutfakta yerli ürün kullandırttı.
Şatafattan uzak durdu.
*
Yeminini tuttu...
Hukuku üstün kıldı.
E haliyle...
Sevilmedi. Sevilmez.
İşte size bir Yılmaz Özdil yazısı. Bir takım laf cambazlıkları ile 12 Eylül ürünü 82 anayasasının savunulması böyle olur işte. Yılmaz Özdil hayranı ve de 12 eylül karşıtı arkadaşların dikkatine sunulur.
14 Eylül 2007
Yılmaz ÖZDİL
yozdil@hurriyet.com.tr
Özgürlüğü engelleyen Anayasa!
YENİ Anayasa hazırlıyorlar.
"Özgürlükçü" olacakmış.
*
"Halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etmek" suçunu işlediği gerekçesiyle "hapis yatan" kişi, "mevcut Anayasa"ya göre, Başbakan olabiliyor mu?
Olabiliyor.
Seçim sırasında hapiste bulunan kişi, milletvekili seçilip Meclis'e girebiliyor mu?
Girebiliyor.
Atatürk ilkeleri üzerine "yemin" eden milletvekili, "Atatürk ilkelerini Anayasa'dan çıkarmak lazım" diyebiliyor mu?
Diyebiliyor.
"Kardeşlerime terörist diyemem" diyen milletvekili var mı?
Var.
"PKK'ya karşı acil ateşkes" isteyen milletvekili var mı?
Var.
"Ermenilere karşı korkunç katliam yaptık, inkár edilmesin, Türkiye bunu kabul etmeli" diyen milletvekili var mı?
Var.
"Türk ordusu silah bıraksın" diyen milletvekili, Türk ordusunun ihtiyaçlarının görüşüleceği Meclis Savunma Komisyonu'na üye olabiliyor mu?
Olabiliyor.
"Mevcut Anayasa"nın hükümlerine aykırı olduğu için, Anayasa Mahkemesi tarafından 3 defa kapatılan zihniyetin partisi, "mevcut Anayasa"ya göre, iktidara gelebiliyor mu?
Gelebiliyor.
"Bölücülük" suçlamasıyla, yine Anayasa Mahkemesi tarafından, yine 3 defa kapatılan bir başka zihniyetin partisi, Meclis'e girebiliyor mu?
Girebiliyor.
Yolsuzluk iddiasıyla yargılanması gereken milletvekilleri, ellerini kollarını sallaya sallaya dolaşıp Meclis'te oturabiliyor mu?
Oturabiliyor.
Yargılanması gereken milletvekilleri, yargılanmamakla kalmayıp, kendileri için "af yasası" çıkartabiliyor mu?
Çıkartabiliyor.
Özgeçmişinde, "Fazilet Partisi kongresinde genel başkan adayı oldu... Fazilet Partisi'nin kapatılmasıyla birlikte..." diye cümleler bulunan milletvekili, "mevcut Anayasa"ya göre, Cumhurbaşkanı olabiliyor mu?
Olabiliyor.
*
Var mı dünyanın herhangi bir ülkesinde böyle bir özgürlük?
Yok.
*
İyi de güzel kardeşim... Daha nasıl "özgürlükçü" olabilir ki bir Anayasa?
Sayın : AV Abbas bey gelen gideni aratır diye bir laf vardır.
82 ANAYASA'sı Askeri kıslada hazırlandı hukukcular anlaşamadıkları konularda Evrenden hiçazet aldılar. Şimdiki hukukcularda kampa alındılar
AKP'li vekillerle kuşatma altında hazırlanıyorlar hukukcu olarak çözüm bulamadıkları konularıda İmam hatip diplomalı RTE'ye soraçaklarmış ve buda sivil Anayasa olaçakmış Hadi çanım sende
Abbas Bey,
Size Başbakanlık Hukuk Müşavirliğinde bir oda ayarlamışlar, yeni göreviniz hayırlara vesile olur inşallah.