Ticari faaliyet çok geniş kapsamlı bir kelime değil mi? Çok geniş kapsamlı olan bu kelimenin dar kapsamlı bir hukuki kalıba sığması da bana göre mümkün görünmüyor.
Demek istediğim,
İnsanın borsada hisse senedi alıp satmasından tutun da hafta sonları araba pazarından 2. el araba alıp satmasına kadar, hatta HRMGR arkadaşımızın dediği gibi ailesine ait tarlayı hasat edip/ettirip ürünü tüccara satmasına kadar çok geniş bir yelpaze ticari faaliyet olarak yorumlanabilir.
Ama soru "Birisi bir yerde tam zamanlı bir iş sözleşmesine bağlı olarak çalışıyorken, işten arta kalan zamanlarında başka bir işte fiili olarak çalışabilir mi?" şeklinde sorulsaydı, kanımca buna hukuki ve etik olarak hayır yanıtı verilebilirdi. Çünkü tam zamanlı çalışmadan arta kalan süreler tanım olarak dinlenme süreleridir ve işçinin kendisine dinlenme maksatlı verilen bu süreleri başka bir yerde işçilik yaparak geçirmesi, dinlenemediği için, normal iş performansını zaafa uğratacaktır. Yani HRMGR arkadaşımızın yukarıda bahsettiği işçinin işverene karşı yükümlülüklerinden bir veya birkaçına ters düşmesi muhtemeldir İşverenin buna rıza göstermemesi normaldir.
Öte yandan dinlenmek demek, ayakları uzatıp yan gelip yatmak olarak da yorumlanmamalıdır. Bu nedenle, kişinin dinlenme maksadıyla yürüttüğü kişisel nitelikli ve hobi amaçlı işlerin çalışma olarak değerlendirilmemesi gerekir. Bu tip hobi maksatlı veya ailevi işlerin neticesinde üretilen değerlerin ticari bir faaliyete dönüştürülmesi, HRMGR arkadaşımızın yukarıda açıkladığı, işçinin işverene karşı yükümlülüklerine ters düşmeyecektir. Tabi hemen belirtmek gerekir ki istisnalar kaideyi bozmaz.
Örnek vermek gerekirse, hobi maksatlı olarak akşamları ve boş zamanlarında evinde resimle uğraşan, evinin bir odasını resim atölyesine çeviren, ve bu faaliyetle günün yorgunluk ve stresini attığını düşünen bir kişinin, biriken tuvallerini belirli dönemler sonunda hafta sonu sergilerine koyması ve satması yanında sekreter olarak çalıştığı işverenini hiç bağlamaz; ta ki bu faaliyetinin işlerini aksattığı açıkça ispat olunana kadar.
Mesela bir koroda müzik faaliyeti sürdüren bir kişinin koronun verdiği konserden pay alması bu bağlamda düşünülebilir.
Ya da en tipik olarak karşılaştığımız örnek futbol hakemlerimizdir. Hatta diğer spor dallarını da katabiliriz. Hakemlerimizin bildiğim kadarıyla hiç birisi hakemlikten geçim sağlamamaktadırlar; hepsinin asıl meslekleri ve işleri vardır. Hafta sonu veya akşamları maçlarını yönetmektedirler. Bu bizde de dünyanın diğer ülkelerinde de böyledir. Dünyanın en meşhur futbol hakemi Collina'nın asıl mesleği finans ve yatırım uzmanlığıdır ve İtalya'da özel bir şirkette çalışmaktadır.
İşin hukuki boyutunu ise bilmiyorum; hukukçu değilim. Ama yukarıda saydığım ve rahatlıkla çoğaltılabilecek örneklere aykırı hukuki düzenlemelerimiz varsa eğer, bu bizim hayatımızı kaosa sürüklemekten başka bir işe yaramaz.
Sayılgar,