-
Sayın csonur,
" 104. madde ise der ki; cebir,tehdit ve hile olmaksızın reşit olmayanla cinsel ilişkiye girilirse şikayet üzerine......cezalandırılır." denilmiştir fakat yalnızca kızın mağdur olduğu sonucuna nasıl vardınız? Somut olayda iki taraf da reşit değildir. Erkek tarafın da küçük olması dolayısıyla bulunduğu eylemin sonuçlarını bilememesi durumu mevcuttur.
Bu sebeple, iki tarafın da reşit olmaması dolayısıyla suçun oluştuğu kanaatinde değilim.
-
Her iki tarafında reşit olduğunu eldeki verilere göre tabi bilemeyiz,zaten çeşitli olasıklara göre cevap vermeye çalıştım yukarda.
Benim itirazım her iki tarafta reşit değilse suç oluşmaz yorumunuza. 104.madde varken bu düşüncenize katılamıyorum çünkü bu madde taraflardan birinin reşit olmasını zaten aramıyor.Reşit olmayanla ilişkiye girilirse şikayet üzerine diğer taraf cezalandırılır diyor. Kısacası 17 yaşında iki çocuk ilişkiye girseler ve şikayet olsa 17 yaşındaki çocuk ceza alır 104 uyarınca ve yaşı gereği cezasında (TCK 31) indirim yapılır.
Saygılar sunuyorum iyi bayramlar...
-
http://www.baskent.edu.tr/~zekih/uyg...nselsuclar.doc
dosyasında Zeki Hafızoğullar'nın BEŞERİ CİNSELLİK VE YENİ TÜRK CEZA KANUNU başlığını taşıyan makalede "Reşit Olmayanla Cinsel İlişki" bölümünü okumanızı arzu ederim. İyi bayramlar...
-
104.madde her ne kadar bu tür tartışmaları doğurabilecek gibi kaleme alınmış olsa da sonuçta amaç çocuğu korumaktır; o halde çocuk büyüğe karşı korunacaktır. bu nedenle 104.maddenin faili sadece reşit kişi olabilir.
Her iki küçüğün şikayetçi olması durumunda iki tarafın ceza alacak olması ceza hukuku ilkelerine terstir, zira bir suçta faillik ve mağdurluk sıfatları birleşemez. Akla "rüşvet suçu" gelebilir nitekim bu suçta da alan da veren de ceza alıyor, ancak dikkat edilirse alan da veren de fail durumundadır, mağdur olansa kamudur, korunan hukuki değer kamu idaresinin güvenilirliğidir. bu nedenlerle de bu suç, 104.maddenin aksine şikayete tabi değildir.
İyi günler dilerim...
-
Yaptığınız yorum biraz kanun metnini dışını çıkıyor diye düşünüyorum, nitekim kanun metni açık ve ceza kanunları dar yoruma tabidir. Amacın çocuğu korumak olduğu doğrudur keza madde metni reşit olmayanla cinsel ilişki olarak düzenlenmiştir ancak malesef burada failin reşit olmak zorunda olduğuna dair bir hüküm bulunmamakta ve kişi demektedir.Aynı kişinin mağdur va fail olamayacağı yorumunuza ise ceza hukukumuzda müşteki/şüpheli kavramının olduğunu hatırlatarak katkıda bulunmak isterim,yani bir kişi bir suçta hem mağdur hem şüpheli pekala olabilir.Örnek vermek gerekirse iki kişinin birbirine hakaret etmesi ve birbirlerinden şikayetçi olması gösterilebilir, 104.madde kapsamında da eğer taraflar karşılıklı şikayetçi iseler müşteki/şüpheli olurlar ve yargılama sonunda her ikisi ceza alabilir veya biri ceza alıp diğeri beraat te edebilir.Saygılar sunuyorum...
-
Bir suçta faillik ve mağdurluk sıfatının aynı kişide birleşemeyeceği öncelikle benim yorumum değildir, çünkü bu bir yorum değildir.
Ceza hukuku kavramı ile ceza usul kavramlarını karıştırmamak lazım. Fail ve mağdur ceza hukuku kavramı iken şüpheli-sanık ve müşteki ceza usul kavramlarıdır.
İki kişi birbirine hakaret etmişse bir suç değil iki suç vardır. Aynen, A şahsı hakaret etmiş ve B şahsı da bunun üzerine etkili eylemde bulunmuşsa-her ikisi de birbirine şikayette bulunmuşsa- A şahsı da B şahsı da müşteki-şüphelidir. A şahsı etkili eylem suçundan müşteki ama hakaret suçunda şüphelidir, B şahsı ise aynı şekilde tam tersi olarak. ortada yine iki suç vardır.
104.madde söylediğiniz gibi açık olsa bu tartışma neden yapılıyor? Emrah beyin verdiği linkteki yazıyı okumadım ancak kendi görüşüne destek olarak verdiğine göre... Şu ana kadar bu konuda yazılan tüm yazılarda ve yapılan tüm konferanslarda 104.maddeye ilişkin aynı yorumu duydum. (Madde eksik kaleme alınmıştır; ancak anlaşılması gereken şudur: Bu suçu sadece reşit olanlar işleyebilir. Yargıtay bu konuya açıklık getirecektir.)
İyi günler dilerim.
-
Yargıtay bile tartıştığına göre bizler elbet tartışacağız, tüm hukukçuların bir konuda aynı fikirde olması takdir edersiniz ki olanaksız, katkılarınız için teşekkür ederim saygılar...
-
Bu konuda bilginiz dahilinde olan başka kaynak varsa, bunları da bu foruma eklemenizi rica edeceğim.
-
Emrah bey, sanırım soru bana sorulmuş.
Ne yazık ki bahsettiğim yazılar, kanun yürürlüğe girmeden ve girdikten hemen sonra kanuna ilişkin yapılan incemeler olup genellikle dergi-gazete ve konferanslarda yapılan tartışmalardı. Bu tartışmalardan aklımda kalan yukarıdaki yorumdu. İnternetten şu an link veremeyeceğim. Rastlarsam paylaşırım.
-
Sayın salih33, ilginiz için teşekkür ederim. Son yazdığım yazı siz dahil, tüm üyelerimize yöneliktir. Açıklığa kavuşturulması gereken bir konu olduğu kanaatindeyim. Saygılar