-
Sayın Bayındır,
İş Kanunu'nun kötü düzenleniği hususnda çok haklısınız. Gerçekten de Kanun'daki "Fazla saatlerde çalışmak" ibaresi, "fazla sürelerle çalışma"yı mı, ""fazla çalışma"yı mı yoksa her ikisini de mi kapsadığı hususu açık değil. Ancak, şu var ki, İşçinin fazla çalışma karşılığı zamlı ücretini alması veya bu fazla çalışma karşılığı serbest zaman hakkını kullanması ve fazla çalışmanın da yıllık 270 saati aşmaması halinde iş barışının bozulacağı kanaatinde değilim. Zira bu güne kadar fazla çalışmasının karşılığını alıp da fazla çalışmadan şikayet eden bir işçi görmedim. Bütün şikayetler, işverenin işçiye ücretsiz olarak fazla mesai yaptırmak istemesinden kaynaklanmakta.
Sayın Mümtaz,
İş Kanunu'nun 22 nci maddesinde de belirtildiği gibi, İşveren, iş sözleşmesinde veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliğinde ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmesi ve işçinin de bu değişiklik teklifini kabul etmesi şartıyla yapabilir. Sizin ifadenizle "kafasına estiği zaman" değişiklik yapamaz. İşverenin danışmanının da Prof. olması işverenin haksız uygulamasını haklı kılmaz.
Saygılarımla.
DeFacto
-
sayın avukat 62
bu yeni iş kanunda esnek çalışma,kısa süreli çalışma,telafi çalışması, iş güvencesi gibi iş hukukumuzda yeni kavramlar getirildi. uygulaması da hukuki istikrar anlamında henüz oturmadı.
işverenler bu yasa değişikliğine işçilerden daha çok hazırlandılar, derslerine iyi çalıştılar. zaten yasa değişikliği işçi lehine gibi görünse de işveren lehine çok daha fazla hükümler taşıyor. iş barışının bozulmasını bu anlamda kullandım. bir fazla mesai konusunda dahi bakın işyerlerinde nasıl sorunlar yaratılıyor. insanlar haklı, işverene uymazsa işsiz kalma ihtimali çok yüksek
uysa bir sürü yasal hakkını kullanamayacak. velhasıl gerçekten de bu iş yasası hukuk tekniği olarak olağanüstü kötü hazırlanmış ve aceleye getirilerek çıkartılmıştır. Vebali Yaşar Okuyan'ın boynuna
saygılar
ceteris paribus