Emin misiniz :DD
Makrıo modu öcek böcek gibi minik şeyleri çekmek, sizin dediğiniz de blur olabilir mi?
Printable View
Makro çekimlerde doğru noktanın seçilerek netlik ayarı yapılır. Ve geri kalan kısım bulanık gözükür. Siz minik şeyleri çekmekten bahsetmişsiniz. Evet minik şeyler çekilirken de yakın plandan makro modu uygulanır. Görüntünün tüm kalitesi o minik şeyde toplanarak, yakın çekimde bu ön plana çıkartılır ve genellikle zemin fotografın normal modundan daha bulanık gözükür. Belki tarif etmeye calıstıgım sey tam olarak bu değil, ama buna yakın...
İlaveten elif hanım
"Kesinlik belirterek o kadar da emin olmayın bence.
Madde 135 - (1) Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla kadar hapis cezası verilir.
Demişsiniz. Siz vermiş olduğunuz örnekle kendi tezinizi çürütüyorsunuz. Kişşisel verileri kaydetmek suç değil. 135/1 deki gibi hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydetmek suçtur.
Bu maddeye dayanarak kamuya acık alanda çekilen görüntülere itiraz etmeye hakkı yoktur. Tabi bu görüntülerde ÖN PLANDA değilse. Örneğin sadece sizin şahsınıza ait bir fotograf izinsiz bir şekilde çekilip, yayınlanırsa bu suc olusturabilir. Ancak fotograf veya video nun ana teması siz değilseniz, yani arka planda kalıyorsanız suç oluşturmaz. Öyle olsaydı sokak röportajlarında yolda yürüyen herkesin itiraz etmeye hakkı olurdu...
Bence kişisel veri ifadesinden ziyade hukuka aykırı olarak ifadesi üzerine konuşmak lazım. Bir kişinin gizliliğini ihlal etmemek şartıyla veya bu kişinin rızasıyla kişisel bilgiler kaydedilebilir. Benim yorumum (A.B.D. mahkemelerinin de yorumu bu yönde) kamuya açık alana çıkmış bir kişinin gizlilikle alakalı bir talebinin olmasının mümkün olmayacağı. Tabi ki istisnalar vardır. Mesela sürekli bir kişiyi takip edip görüntüsünü almak olmaz. Kamu malı, "her bir vatandaşa ait" anlamında düşünülmelidir. Örneğin bir park, herkese aittir. Ben bu parkın resmini çekebilirim. Videoya alabilirim. Sizin o an orada bulunma hakkınız vardır ancak size ait olduğu kadar bana da ait olan bir yerde gizlilik talep etme hakkınız yoktur.
Yoldan gelip geçenlerin direkt öznesi olmamasında hemfikiriz. Bu konuda bir örnek vardı, kar yağışının Taksim Meydanı'nı nasıl etkilediğine dair bir gazete haberinde kendisi de yer alan kişinin, amaç şahsını göstermek değil eskaza orada bulunduğu için karede yer alması kişilik haklarına aykırılık teşkil etmiyordu.
Benim değindiğim nokta, kamusal alanda, direkt bir kişinin hedef alınıp rızası dışında fotoğrafa/videoya alınması. Yoksa alelade bir iki saniyeliğine kamera önünden tesadüfen geçen birilerinin durumundan söz etmiyorum. Bu açıdan baktım olaya ben.
Özel hayat diye bir durum zaten yok bu konuda. Özel hayat tartışmasına girmeye gerek dahi yok çünkü kamusal alan olarak sorulmuş.
Peki konuyu okumadan mı benim fikrimin tersini söylediniz.
Çünkü konu paylaşımı yapan arkadaş "Çoğu kez yüz binlerce hatta milyonlarca kişinin izlediği bu videolarda genellikle videonun arka planında günlük özel hayatını devam ettiren insanlar görüntüleniyor ve bu insanların çok büyük bir kısmından (genellikle şaka videolarındekiler hariç) çekim için izin alınmıyor." böyle söylemiş.
Yani doğrudan görüntüde olmayan birinden bahsedilmiş. Sizinde söylediğiniz gibi alelade görüntüde tesadüfen olan birinden. Ve ben de bu konuya yorum yaptığım için KESİNLİKLE suç teşkil etmez demiştim.
@Elif Hanım,
gerek ABD gerekse Kanada'da gerekse bazı AB ülkelerinde bulundum, güvenlik açısından neredeyse her sokağın görüntülendiği şehirler gördüm. Gittiyseniz bilirsiniz 2-3 katlı dev bahçeli evlerin bulunduğu sesin sıfır olduğu tamamen şehirden uzak cennet gibi mahalleleri vardır, en son öyle bir yerde evin bahçesine kadar görüntüleyen 20 kadar kamera saymıştım sokakta. Tabi suç işleme oranını da büyük ölçüde düşürüyor böyle şeyler adamlar ferrarilerini lamborginilerini garajın dışına parkedebiliyorlar gece boyu o derece güvenli. Dünya uygulamasında dediğiniz gibi olsaydı suçu bu derece azaltmak mümkün olmazdı.Türkiye'de mobessenin kuruluşu da zaten suç oranını azaltma amaçlıdır. Kimse den de izin filan alınmıyor. İlgili yasayı bu nedenle dünya gerçeklerine, gerçek hayatın akışına uygun bir şekilde yorumlamak gerekiyor diye düşünüyorum. Kaldı ki kamusal alanda özel hayattan bahsedilemeyeceği apaçık ortadadır. Ben evimde TV izlerken giydiğim kıyafetle dışarıda dolaşmıyorum çünkü dışarıda kimse beni kaydetmese dahi oradan geçen herkesin beni göreceğinin sokağın bir çeşit ortak alan olduğunun farkındayım.
Zaten şu "ses kaydının suç sayılması" olayına hiç girmek istemiyorum, inanın üniversitelerde dekanlar rektörler hatta yeni yard doç olmuş bazı art niyetli insanlar, iyi niyetli olanları tenzih ederim, kanıtlanamayacağını bildikleri için ne suçlar işliyorlar? Kaç tanae araştırma görevlisi ya da bayan öğrenci bu ndenle tacize uğramıştır da suç sayılır, delil kabul edilemez korkusuyla bu olaylarda sesini çıkarmamıştır. O yasaya bana göre, "kişi kendisine karşı söylenenleri kayıt edebilir" şeklinde bir istisna getirilmelidir, hernekadar yargıtay içtihatı da başkaca delil toplanamadığında ses kaydını suç saymıyor ve kanıt olarak kabul ediyor olsa da ilgili yasanın bazı hukukçular tarafından aşırı derecede katı yorumlanması,çoğu kişinin başına gelen "odada taciz tehdit v.s.." olaylarında ses çıkarmamasına ve dolayısıyla suçun azalmasına değil artmasına yol açıyor bana göre. Bu nedenle ikili konuşmalar dahi içeriğinde konuşulan kişiye karşı tehdit, şantaj, küfür ya da başka bir suç içeriyorsa özel olmaktan çıkmalıdır. Yoksa özel diye odaya çeker adam tehdit eder şikayetini geri aldırır bu tür yasalar bu kadar katı yorumlanırsa. Sonuç hukukun kendi kendini yoketmesi gibi birşey olur. O nedenle yasaların sizin yorumladığınız şekilde yorumlanması taraftarı değilim.
Sayın adaletistiyorum;
Üyenin sorusunu, kamusal alanda bir kişinin fotoğrafının, görüntüsünün kaydedilip caps, .gif, .swf malzemesi olarak kullanılması şeklinde yorumlayıp yanıtladım. Ki bunu yukarıda da belirttim. Sokak röportajı gibi alelade yoldan geçenler değil, belli bir kimsenin rızası hilafına kendisine odaklanılarak çekilip yayınlanmasının suç teşkil ettiğine de vurgu yaptım. Yine yorumda ihtilafa düşmüşüz ki artık galiba sorun yok, herkes aynı açıdan bakıp yorumlasa zaten Yargıtay gibi bir müessese olmazdı zannımca. Sizi anladım, sizin de beni anladığınızı umuyorum.
Sayın borsacı;
Mobese kamerası uygulaması da belirttiğim şekilde tek amacı bir kişinin, kişilik haklarına tecavüze yönelmiş olmaması; tam tersi genel güvenliği korumada önemli bir faktör olduğu için kayıt almasının suç teşkil etmediğinde hemfikiriz. Hatta birçok suçlu bu kameralar vasıtasıyla yakalanmakta, artısı eksisinden fazla olmakta.
Özel hayat olduğunu söyleyen kişi ben değilim, tam tersi konunun özel hayat ile alakası olmadığını belirtmiştim ama gözden kaçmış sanırım. Kamusal alanda neyin özeli bunu düşünmek bile abes zaten.
Hukukçuların dar ya da geniş yorumlaması ceza hukukunun kanunilik prensibini temelden sarsmadığı fazlasıyla aşmadığı sürece somut olaya göre değerlendirilebilir.
Bu yanıtta da tekrar belirteyim ki, bu tür yorum farklılıkları yüzünden zaten üst mahkemeler mevcut.