Dinlenme

Alıntı:

---

Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı

Merhaba Ayberk Bey,

Nerelerdesiniz? Yoktunuz?

Bir konuda dikkatinizi çeksem sanırım kırılmazsınız.

Kişiler arasındaki ilişkilerde noterlerin yapabilecekliri tespitler sadece Medeni Kanun, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemesi Kanunu vb. hukuk dallarında geçerlidir.

Malesef ceza hukuku dalında noterlerin böyle bir tespit yapabilmesi mümkün değildir. Yapılmış olsa dahi bir geçerliliği yoktur.

Ancak şu olabilir:

Örneğin böcekler, kameralar vs noter tarafından tespit edildi. İşte bu durumda ilgili kişi bunu koyanlar hakkında maddi ve manevi bir tazminat davası açtığı durumda bu noter tespitini delil olarak kullanabilecektir. Ama hiçbir zaman ceza hukuku alanında kullanılamaz.

Selamlar..

---

Merhabalar Hakkarili Arzuhalci by
nasılsınız ?
Kurban bayramı başlamadan önce akrabaları ziyaret ve tatile gidelim dedik , bu yüzden hukuk net olamadım.

Saygı sınırları içinde olmak kaydıyla bu sitedeki herkesin benim yorumumun üzerine yorum yapma hakkı olduğundan dolayı kırılmam, aksine yeni bilgi öğrendim diye sevinirim :)

NOTER evraklarının ceza hukuku açısından tespit yapamayacağı yönünde kesin hüküm vermek doğru olmaz çünkü Noterler tarafından Noterlik Kanunu’nun 61. maddesine göre yapılacak olan “tespit işleri”nin kapsamına nelerin dâhil olup olmadığına yönelik gerek öğretide gerek yargı kararlarında gerekse de Noterler Birliğinin çıkardığı genelgelerde tam bir uzlaşma bulunmamaktadır. İste bu nedenden dolayı ceza hukukunda noter TESPİT evrakının bazı durumlar dışında tespiti doğru OLUR

ilgili noter olayla ilgili yorum yapmadığı gibi olayı ve tanıkların BEYANLARINI aynen tasdik tespiti yaptığı için CEZA HUKUKUNDA tanık beyanları gibi NET olaylarda tespiti yaptığından dolayı delil serbestlik ilkesi gereğince delil niteliğinde kabul görür.

Ayrıca TANIKLAR NOTER BEYANLARINDAN FARKLI CÜMLELER KULLANIRSA İŞTE BU DURUMU MAHKEMEYE GEREKÇELERİNİ NET İZAH ETMELERİ GEREKİR , AKSİ TAKTİRDE OLAYIN BOYUTU TANIKLARIN ALEYHİNE DEĞİŞİR.

- - - Updated - - -

Alıntı:

---

Hakkarili Arzuhalci rumuzlu üyeden alıntı

Merhaba Ayberk Bey,

Nerelerdesiniz? Yoktunuz?

Bir konuda dikkatinizi çeksem sanırım kırılmazsınız.

Kişiler arasındaki ilişkilerde noterlerin yapabilecekliri tespitler sadece Medeni Kanun, Borçlar Kanunu, Türk Ticaret Kanunu, Hukuk Muhakemesi Kanunu vb. hukuk dallarında geçerlidir.

Malesef ceza hukuku dalında noterlerin böyle bir tespit yapabilmesi mümkün değildir. Yapılmış olsa dahi bir geçerliliği yoktur.

Ancak şu olabilir:

Örneğin böcekler, kameralar vs noter tarafından tespit edildi. İşte bu durumda ilgili kişi bunu koyanlar hakkında maddi ve manevi bir tazminat davası açtığı durumda bu noter tespitini delil olarak kullanabilecektir. Ama hiçbir zaman ceza hukuku alanında kullanılamaz.

Selamlar..

- - - Updated - - -



Engin Bey Üstadım,

İyi bir noktaya dikkat çekmişsiniz. Ben de onu düşündüm ama biliyorsunuz önceki yazımda evdeki tüm sigortaları kapatmasını söylemiştim. Eğer cihazlar prizlerden besleniyor ise bu durumda çalışmayacaklardır. Ancak belli ki bunu yapan kişiler öyle amatör falan değilller. Bu iş profesyonel işi. Bu nedenler her ihtimali örneğin elektrik kesintisi gibi düşünerek minik ama yüksek amperli batarya kullanmış olabilirler.

---

gerçekten iyi bir noktaya temas ettiğinden dolayı engin by yolunu denemek doğru olur ama tanıklar söz konusu beyanlarını değiştirirlerse ELİNİZDEKİ KANITLAR YOK OLUR.

ÇOK GÜVENDİĞİNİZ TANIKLARLA BU YOLA GİRİNİZ
VEYA
CEZA HUKUKUNDA KESİN DELİL/KANIT OLMASA BİLE EN AZINDAN TANIK BEYANLARINI VE YERİN TESPİTİNİ GİZLİCE-NE NOETERE YAPTIRINIZ.

Ayberk Bey,

Yıllar önce başımızdan geçtiğinden biliyorum.

Bir ceza davasında yaptırmış olduğumuz noter tespiti yerel mahkemece delil olarak kabul görmesine rağmen karşı tarafın itirazı üzerine dosyanın Yargıtay'a gönderilmesi üzerine Yargıtay, "somut olayın noter tespiti ile ispatının kabulüne hukuki olanak bulunmadığından itirazın kabulü ile .......Mahkemesinin....... kararının BOZULARAK....

Şeklinde elimde bir Yargıtay kararı mevcut ancak aradan çok zaman geçtiği için bulabilir miyim bilemiyorum. Sanıyorum 1970 li yılların sonuydu. O dönemde bilgisayar hak getire tabii:) Bu nedenle dijital ortamda da saklamak mümkün değil. Elimdeki dosyaları hiç atmıyorum. Yıllanmış dosyalar var arşivimde.

Genel olarak ceza davalarında kabul görmüyor malesef. Malesef diyorum çünkü kabul görmesini gerçekten ben de isterdim.

Ancak bazı durumlarda şu şekilde dikkate alınabiliyor:

Örneğin kilometresi düşürülmüş bir araç aldınız, sonra da bunu size satan hakkında dolandırıcılık suçundan suç duyurusunda bulundunuz. Burada aracın noter satışı ARACIN SATILDIĞINI GÖSTEREN BİR DELİLDİR. Ancak ondan öte gidemiyor. Benzer durumlarda kabul ediliyor sadece.


T.C.
ADALET BAKANLIĞI
Hukuk işi. Gn. MÜDÜRLÜĞÜ

Sayı: 33.5.26367
Konu: Ankara Noter Odasının sorusu Hk.
Ankara, 20 Ekim 1981

NOTERLER BİRLİĞİ BAŞKANLIĞINA

İLGİ : 30 Temmuz 1981 tarih ve 1581-3206 sayılı yazınız.
12 Haziran 1981 tarih ve 15238 sayılı yazınız.

1) İlgi (a) da kayıtlı yazınızla bir kere daha incelenmesi istenilen ceza soruşturması veya kovuşturmasına konu teşkil eden olaylara ilişkin ifadelerin noter tarafından tespiti suretiyle bunlara resmiyet kazandırılması konusu incelendi .

İlgi (b) de kayıtlı yazımızda ve 6 Ocak 1975 tarih ve 453 sayılı mütalaamızda belirtilen nedenlerle ceza davasına ilişkin bir konuda ilgilisi tarafından dışarıda yazılıp imzalanmış bir ifadenin fotokopi veya başka suretlerde çıkartılmış örneğinin noterliklerde onaylanmasının sakıncalı ve gereksiz olacağı düşünülmektedir.

Ayrıca,
2) Türkiye'de geçici olarak bulunan yabancı uyruklu şahısların sahibi bulundukları yabancı plakalı taşıtların yine yabancı uyruklu başka şahıslara satmalarının mümkün olup olmadığı konusunun daha önce intikal ettirildiği Maliye Bakanlığından alınan 21 Eylül 1981 tarih ve 593532-06-G-8-60278 sayılı cevabi yazısının bir örneği bütün noterliklere duyurulmak üzere ilişikte gönderilmiştir.
Gereğinin ifasını ve keyfiyetin Ankara Noter Odasına da ayrıca duyurulmasını rica ederim.

Fevzi UYGUNER
Adalet Bakanı Y.
Hukuk işleri Genel Müdürü

4. Hukuk Dairesi
2009/8119 E.
2010/7573 K.
23.06.2010Karar Tarihi.



Davacı Sema Meral tarafından, davalı Beliğ ve diğerleri aleyhine 08.07.2003 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 01.07.2008 günlü kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimitarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının davalılardan Hilmi'ye yönelik temyiz itirazları reddedilmelidir.

2- Davacının diğer davalılara yönelik temyiz itirazına gelince; dava, açılacak davalarda kanıt olarak kullanılmak üzere izinsiz olarak kaydedilen ses kaydının davalı avukat tarafından çözümü yaptırılarak noter emanetine aldırması nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece istem reddedilmiş; karar, davacı tarafından temyiz olunmuştur.

Günümüzde ulaşılan teknolojik gelişmeler nedeniyle yasa dışı yollarla kişilerin her türlü özel konuşmalarının dinlenmesi, en özel görüntülerinin izlenmesi ve kaydedilmesi olanağı vardır. Gerçekten son yıllarda kişilerin ses ve görüntüleri gizlice kaydedilerek kişilik haklarına zarar verilmesi nedeniyle 5237 sayılı Türk Ceza Yasası'nın 132, 133 ve 134. maddelerinde haberleşmenin gizliliğinin ihlali, kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ile özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi eylemleri ayrı ayrı suç olarak düzenlenmiştir.

Anayasa'nın "Özel hayatın gizliliği" başlıklı 20. maddesinde; herkesin özel ve aile yaşamına saygı gösterilmesini isteme hakkı bulunduğu belirtilmiş; ayrıca bu hak, Medeni Yasa'nın 24. ve 25. maddeleri ile koruma altına alınmış; Borçlar Yasası'nın 49. maddesinde de kişilik haklarının saldırıya uğraması durumunda uygulanacak yaptırım belirtilmiştir.

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinde ise, herkesin özel ve aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesini isteme hakkına sahip olduğu belirtilmiş; maddenin ikinci fıkrasında yasaya uygun sınırlamanın ancak ulusal güvenlik, kamu güvenliği, ülkenin ekonomik refahı, suç işlenmesinin önlenmesi, dirlik ve düzenin, sağlığın, ahlakın, başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda zorunlu olan ölçüde ve yasada öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabileceği belirtilmektedir.

Bu konuda Devletin resmi soruşturma ve kovuşturma organlarına getirilen yasal bazı sınırlamaların gerçek kişiler açısından öncelikle uygulanması gerektiği gibi tanınan ayrık durumlardan bu kapsama girmeyen kişi ve kuruluşların yararlanması söz konusu değildir. Yukarıda belirtilen yasal düzenlemelerden de açıkça anlaşılacağı üzere kişinin özel yaşamının gizliliğine dokunulamaz, kişinin sıfatı ve konumu ne olursa olsun rızası dışında kamuya açıklanamaz. Bunlar kişinin gizli alanını oluşturur. Bir kişinin hukuka aykırı bile olsa konuşmalarının ve görüntüsünün gizlice kayda alınması onun kişilik haklarına ve özel yaşamına saldırı niteliği taşır. Bu ses ve görüntü kayıtlarının herhangi bir yolla kamuoyuna yansıtılması, açıklanması da kişilik haklarına yapılmış başka bir saldırı niteliğindedir.

Dava konusu olayda; davacı avukatın, önceki vekil edeni olan dava dışı Ayşegül'ün hile ile avukatlık ücret sözleşmesi imzalattığını kanıtlamak amacıyla, davacının evinde isteği dışında gizlice sesini kaydettiği, daha sonra davacının ses kaydı bulunan CD'yi davalının avukatı Beliğ'e vermiştir. Davalı avukat, konuşma-ların gizlice kaydedilmesi nedeni ile CD'nin Ceza Muhakemesi Yasası'nın 206/2-a ve 217/2 maddeleri uyarınca hukuka uygun elde edilmiş delil niteliği taşımadığını bilmesi gerekir. Buna rağmen davalı Ali Ergon'a ait İzmir 27. Noterliği'ne başvurarak CD'nin çözümünü yaparak emanete alınmasını istemiştir. Davalı noter başkatibi Emin daire dışında notlar alıp çözümü yapmış, davalı noter katibi Hilmi de tutanaklara geçirmiş, çözümleme ve emanet tutanağı noter başkatibi tarafından imzalanarak saklanmak üzere CD'yi emanete almıştır.

Davalı noter, Adalet Bakanlığı'nın 93/27, 95/55 ve 98/16 sayılı genelgeleri gereğince, ceza soruşturması ve kovuşturmasına neden olabilecek bir konuda noterlerin tespit yapmaması gerektiği bildirilmesine rağmen bu hususa aykırı davranmıştır. îşlem noter katibi Hilmi tarafından hazırlanarak başkatip Emin tarafından imzalanmıştır. Davalı noter, genelgeye uygun işlem yapmayan katipve başkatip üzerinde gerekli denetim ve gözetim, hatta onları bilgilendirme görevlerini yerine getirmediğinden kusurludur.

Noter başkatibi Emin ise, CD'nin daire dışında deşifre edilmiş çözümlerini tutanaklara geçirip noter adına imzaladığı için sorumlu bulunmaktadır.

Davalı Noter Katibi Hilmi, sadece CD çözümünü tutanaklara yazmış olup herhangi bir sorumluluğu bulunmadığından ona yönelen davanın reddi yerinde görülmüştür.

Gizlice kaydedilmiş CD'nin kanıt olarak kullanılamayacağını bilmesi gereken ve çözüm yaptırarak emanete aldıran davalılardan Avukat Beliğ'in eylemi, amacı böyle olmasa bile davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur.

Dosyadaki kanıtlardan; ses kaydının yasaya aykırı olarak, gizlice elde edildiği anlaşılmaktadır. Gizli yollardan ses kaydedilmesi, davacının gizli kalması gereken ve açıklanmasında kamu yararı bulunmayan özel yaşamı ile ilgili sırların dışarıya yansıtılması, davacının kişilik haklarına saldırı oluşturur.

Yerel mahkemece açıklanan olgular gözetilerek, davalıların kusurlu eylemleri ile Anayasa'ya TCK'na ve İnsan Haklan Sözleşmesine aykırı davranışlarıyla davacının kişilik haklarına saldırıda bulundukları benimsenip davacı yararına uygun bir tutarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, yerinde olmayan yazılı gerekçeyle, istemin tümden reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenle (BOZULMASINA), davacının davalı Hilmi'ye yönelik temyiz itirazlarının ilk bentteki nedenle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 23.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.

ortamı bilmediğiniz için paranoya, imkansız gibi gelebilir ama içinde bulunduğum durum bu..telefon konuşmalarım sırasında kendi sesimin yankısını ve 3. şahısların seslerini duyuyorum. odada telefonla konuşuyormuş gibi yaptım. 2 dakika sonra caddenin karşısındaki evin balkonundan "gerçek değil kendi kendine mi konuşuyor" diye bir kadın diğerine bağırdı. yani görüntülerimin ve konuşmalarımın birden fazla yere yayılması söz konusu olabilir ki gayet mahrem görüntülerde olabilir. bulunduğum yere yabancıyım ,bu insanlar yerlisi.. ben yalnız yaşayan bir bayanım. yani cesaret ederler. gizli kamera arayan bir şirketle görüştüm bütün evi profesyonel cihazlarla arayıp rapor çıkartıyorlarmış. Ama onlarla konuşmamı da dinleyip polis falan engel olur diye düşünüyorum.

Ne iş yapiyorsunuz? Tüm mahalle esnafi, ev kadinlari, neden sizi izliyor, dinliyor sürekli olarak?
Hem jandarmayi hem ev kadinlarini ilgilendirecek ne yaptiniz, yapmaktasiniz?
Mahalle halkinin ,esnafinin hakkinizda sikayette bulunurken belirttikleri asilsiz iddialar nelerdir?

ben burda öğretmenim. bu insanların bazıları velim. çocukları düşük not almış olanlar ya da disipline verdiğim öğrenciler falan müdürün de kışkırtmasıyla benimle uğraşmaya başlıyorlar. muhtarın oğlu tehdit ediyor, babam seni işinden attırır ,hapse attırı diye..siyasi destekleri de var tabi. tahminimce köylüler birbirine destek olarak başıma çorap örmeye çalışıyorlar ve savcıya şikayete gittiler. Suç uydurmaya çalışıyorlar birbirlerine şahit olarak.. bu nedenle gizli bir soruşturma başlatılmış ve yasal bir dinleme yapılıyor olabilir. ancak evimi buradaki komşu bile nasıl görüntüleyebiliyor ,dinleyebiliyor?ben bu tür bir suç işlediklerini ispatlarsam, özellikle benimle uğraştıkları ,bunun paranoya değil gerçek olduğu ortaya çıkacak. şu anda ben yalnız olduğum için her söylediğim uydurma, onlar kalabalık olduğu için her söyledikleri şahitli olarak doğru kabul edilecek. ama görüntülerimi bile yaydıkları ispatlanırsa kötğ niyetli oldukları da ortaya çıkar...

Şimdiye kadar bu yazdıklarınızı herkes şaşırarak okudu.Hatta bir ara dalga geçildiği dahi sanıldı ancak tam emin olmamakla birlikte zor durumda olan bir üyemiz olduğunuz düşüncesiyle bir kaç şey yazmak istiyorum.

Sizin iddialarınız jandarmanın, muhtarın, tüm komşuların, ev sahibinizin de işin içinde olduğu bir durumu anlatıyor.Bu insanların siz yokken evinize girdiğini her yere dinleme cihazı yerleştirdiklerini, telefonunuzu dinlediklerini(bu da ancak mahkeme kararıyla olur ki hakim ve savcılarda işin içinde) hatta uzaktan ortam dinlenmesinin de yapılıyor olabileceğini(ki bunun için çok gelişmiş hiç bir böcek ve kablo olmaksızın çalışan cihazlar gerekir ki bunun da sadece Türkiye'de MİT in elinde olabileceği varsayılıyor ve tam net bir bilgi yok) ve istihbarat birimlerinin dahi sizi takip edip dinlediğinden bahsediyorsunuz.

Bu iddialarınızla illede gidecem diyorsanız da savcılığa gidin. Giderseniz de eminim gerekeni savcı yapacaktır.Ancak yapılacaklar sizin beklediğiniz şeyler gibi olmayabilir.Önce milli eğitim müdürlüğü daha sonra sağlık bakanlığına bağlı kurumlarla görüşülsün.Gerekirse uzun bir hava değişimi alın.Şu şekliyle çalışmanız hele ki aynı yerde çalışmanız pek sağlıklı gözükmüyor.Bu şekilde devam ederse hem kendinize hem oradakilere sıkıntı çıkarmaktan başka bir şeye yaramayan bir girdabın içine girersiniz.Geçmiş olsun.

:) ben bu bahsettiklerimden hangisi olduğunu bilmiyorum sadece ihtimallerden biri olabilir diyorum. Böcek ya da gizli kamera çok mu zor ? Artık işportacılara kadar düştü nerdeyse... Yasadışı dinleme hiç mi yapılmıyor? Sanki bu tip olayların hiç yaşanmadığı bir ülkede yaşıyoruz.

ayrıca yukarıda da bahsettiğim gibi ,savcıya gitsem sizin gibi düşünecek saçmalık deyip geçecektir. ancak "eğer varsa" gizli kamera ,ya da dinleme cihazı bulunduktan sonra gidersem, en azından kimin yaptığını bulamasak da elimde bir şey olmuş olur. Bana karşı bir dava açılırsa benim de elimde kanıt olur.. Bunu anlatmaya çalıştım.

Zaten kiradasınız. Sözleşmenizi inceleyip evinizi değiştirin. Eve girerken de kapı kilidini değiştirin. Benim evimin anahtarı ne diye ev sahibinde bulunsun.

Sayın haletiruhiyem,

Peki bu kesin çözüm olabilir mi? Yeni taşındığı eve de aynı sistemler kurulamaz mı?