Boşandırmama aile kurumunu kurtarıyor mu?...

Sn. Bahattin Yılmaz..

Öncelikle yazdım ama okurken dikkatinizden kaçmış herhalde çocuğumuz yok.Eşimin çocuğu olmuyor.İki kere tüp bebek denememize rağmen olmadı. Benim çocuğum oluyor..Tam bir yıldır eşimden evimden ayrı yaşıyorum. Evden ayrıldığım günden beri eve adımı atmadım...İki tane daireden eşim ayda 800 dolar kira alıyor. Çalışıyorda. Ben bu tarafta perişanları oynuyorum. Sadece 660 bin ytl maaşla geçinmek zorunda kalıyorum...Şimdi bırakın aile hayatının önünü kapatmasını benim önümü kapatıp benim hayatımı karartıyor....

Dediklerinize yürekten katılıyorum.Doğru söylüyorsunuz.Sırf bir tarafın egoları tatmin olsun diye mal para hırsı yüzünden jandarmalık görevi verilenler bir türlü görevlerinden vazgeçmiyorlar.Tamam ben inceledim bu iş yürümez diyemiyorlar. Hala acabalardalar. Bir önceki yazımda dedim ya öküzün altında buzağı arıyorlar diye...Üstelik benimde hayatımı karartıyorlar. Bende diyorumki bu kadın T.C vatandaşı. Bende öyleyim. Peki sen bir vatandaşın haklarını koruyacağım diye diğer vatandaşın haklarına neden saygı göstermiyorsun.Dönüp neden bir hakim olarak söylemiyorsun.Hanım efendi mahkeme dilekçelerinde durmadan eşini kötülemişsin.Utanmadan sıkılmadan evli 15 sene evli kaldığın adamdan şikayetin çok fazla. Yaşadıklarını anlatıyorsun.Tahsilinde bu adamdan fazla statün yüksek (Mahkeme dilekçesinde aynen böyle belirtmiş) Madem bu adam bu kadar kötü sen çok akıllısın...Her anlamda büyüksün...Madem öyle senin aklından zorunmu var boşan kurtul ne kendi hayatını daha fazla yıprat nede bizim vaktimizi al bu adamda zaten seni istemiyor boşanacaksın diyemiyorlar..Benim kızdığım daha sonra davaların çokluğundan şikayet ediyorlar. Kardeşim şahitleri dinledinmi psikologtan bu evlilik yürümez diye raporunu aldınmı. Daha ne neyi bekliyorsun. İşte benim feryadım bu yönde.....Kararı vermek HAKİME düşüyor. Hakim ne yapıyor.....Uzattıkça uzatıyorlar....Uzun lafın kısası Avukat Bey adamı fıtık ediyorlar...Birde karşına ne çıkacağı şüpheli. Eğer derseki yok boşanamazsın boşu boşuna 3 sene eziyet çek. Şimdi bu revamı....Neymiş efendi kadın öyle istiyor diye...3 sene sonra tekrar dava açtınmı eh iyi tamam gel boşayalım. Bu ne perhiz ne lahana çorbası derler ya işte bizim adalet sistemimiz de böyle karışık...

Mrb,ben 2002de yurt dışından biriyle evlendim..1 hafta görüştük ve 1 yıl hiç gelmedi.Bu sürede telefon ve internet aracılığıyla görüştük ve heeep didiştik.Ben pişman oldum evlendiğime ve dava açtım.Dava2,5 yıl sürdü ve hakim tarafından reddedildi..Sadece 1 hafta bir araya gelmiş olmamıza rağmen ,karşı taraf sırf bana işkence olsun diye boşanmak istemediğinden boşanamadımm.Benimn anlamadığım olmayan aile bütünlüğünüğ nasıl hukuk sistemi koruyabiliyor?Ben ilkokul öğretmenyimm ve öğrencilerime medeni durumumu ifade etmekte zorlanıyorum....İstemememe rağmen evli olmak beni çok rahatsız ediyorrrr

Sayın Osmancık,
Sanırım ifadelerim yanlış anlaşılmış. Ben,
"Ancak, boşanmanın sonuçlarının sağlam ve sağlıklı bir şekilde düzenlenmesi kaydı ile, eşlerden birinin boşanmak istememesinin, boşanma davasının reddine neden olmaması gerekir."
derken,
Taraflardan birinin boşanmak istememesinin boşanmaya engel olmaması gerektiğini ifade etmeye çalıştım.
Üzerinde durduğum tek husus, boşanmanın sonuçlarının (başta velayet olmak üzere), Mahkeme tarafından, sağlam ve sağlıklı şekilde düzenlenmesi gereği idi.
Anlattığınız kadarı ile elbette sona eren bir evliliğin sürdürülmesinin mantığı da anlamı da yok.

Maalesef evlenme okadar kolay sadec iki kişi evet diyor ve olay bitiyor o zaman nikah memuru siz birarada yaşayacak karakterdemisiniz anlaşbiliyormusnuz bunları kanıtlayaın diyemiyor ama boşanırken bir sürü formalite 3 yıl süren boşanmalarda taraflar nasıl yaşayacak zaten insanın aktif ömrü ne kadarki belkide gidip zinayla başkalrının yuvalarını yıkacaklar ve zincirleme yıkım olacak evlilik gibi boşanmada kolay olmalı ve kişilerin geleceğini ipotek altına sokan nafaka tzaminat olmamalı

Burada önemli bir gerçeği es geçiyorsunuz. Tarafların geleceklerini ipotek altına sokan şey yargı sisteminden ziyade, tarafların bizzat kendileri. Sonuçta, boşanma davalarını güçleştiren, çoğu zaman tarafların nafaka, tazminat, velayet hususlarında uzlaşamamalarıdır.

Devlet, aile kurumunu korumakla mükelleftir. Aile, toplumun temelidir. Fakat iki ayrı cinsten kişinin yalnızca kendi iradeleri sonucu aileyi oluşturmaları, yine yalnızca kendi iradeleriyle bu ailenin dağılmasını isteyebilecekleri anlamına gelmemektedir. Bu yüzden gerekli tedbirlerin tam olarak uygulanması (psikolojik tedavi ve uzlaştırma) için bir süre konulmalıdır. Fakat bu süre kanunda belirtildiği kadar uzun olmamalı, taraf psikolojilerini etkilemeyecek makul bir süre olmalıdır.

Sayin Esin hanim,

Vermis oldugunuz izahat icin tesekkur ederim.
Bende sizin dusuncelerinize katiliyorum,yalniz benim durumumda 20 ve 24 yaslarinda olan kizlarim oldugundan velayet diye bir durum yok vede her iki kizim benimle 20 yasinda olanida yuksek okulda okutuyorum.
Sizlerden tek ricam lutfen hakimlerimizin isleri bu kadar uzatmadan karar vermeleri icin iletisim kurmaniz.
Ben cok uzun sene yurt disinda bulundugumdan artik dunyada bukadar batil inaclarda dava yurutulmesi kalmadigini sizlere soyleyebilirim.
Hakimlerimizin en buyuk sikayeti is coklugu,hak verirsinizki basit bir davayi senelerce uzatmalari bu durumlari ortaya cikariyor.
Ilginize tekrar tesekkur ederim.

Eşimle 2004 yılı mayıs ayında evlendim ve gene 2004 yılı eylül ayında ayrıldım. Kendisine boşanma davası açtım. Dava devam ederken çocuğumuz oldu. Kendisi evliliğimizin gayet düzenli olduğunu saygı sevgi çerçevesi içerisinde gittiğine delil olarak mahkemeye sunduğu kanıt çocuğumuzun doğum belgesi. Komik ama dikkate alındı. Dava uzadıkça uzadı. Geldik nisan 2006 yılına ve baktım olucak gibi deil. Giden benden gidiyo. Davadan feragat ettim ve mayıs 2006 yılında dava FERAGAT nedeniyle red edildi. Ara sıra eşimle görüştüğümde konuşuyoruz. Kendisine neden boşanmadığını sorduğumda "SEN BENİM İÇİN ARTIK ÖLÜSÜN. BEN SENİ ÇOKTAN GÖMDÜM AMA SENİ SÜRÜÜNDÜRÜCEM. SENİN SÜRÜNDÜĞÜNÜ GÖRMEKTEN ZEVK ALIYORUM. AZ ÇEKMEDİM ELİNDEN. SENMİ AKILLISIN BENMİ AKILLIYIM GÖRDÜNMÜ" gibi cümleler kullanıyo.
Saygı değer Aile mahkemesi hakimlerimiz de hala Türk Aile Birliğini KORUMAKTAN bahsede dursun.
Bu konuya yakın bi konuda bi forumda ben açmıştım. Bayan avukatlarımızdan birisi "SİZ NE ZANNEDİYOSUNUZ KARDEŞİM. ŞERİATIMI İSTİYOSUNUZ. OLDU OLACAK BOŞ OL BOŞ OL BOŞ OL DEYİN KURTULUN BU İŞTEN. KADININ TOPLUMDAKİ YERİ HEDE HÜDE" diye baya bi azarlamıştı foruma yazanları. İsmini ve nickini hatırlamıyorum. İnşallah okuyodur yazılanları.
Sorunun cevabı hayır aksine tarafları birbirine düşman ediyor. Boşandıktan sonra çocukların geleceği için oturup iki satır kelime konuşulacak yüz bırakmıyor hatta!!
Birde dikkatinizi mutlaka çekmiştir. Açılan forumların çoğunda "beni KURTARIN, nasıl KURTULURUM, KURTULMAK için ne yapabilirim, bu işten KURTULABİLİRMİYİM, KURTULMAK, KURTULMAK ve gene KURTULMAK" erkeği olsun kadını olsun bu olaya KURTULMAK olarak bakarken Türk Aile Mahkemeleri neyi ve kimi KURTARIYO aceba sorusu insanın aklında yer ediyor ister istemez.
Forum konusu mükemmel fakat insanın KURTULAMADIĞINI ve belirli farzlar yerine gelmeden KURTULAMAYACAĞINI bir kez daha hatırlatarak üzülmesini sağlıyo.
Ben şu anda ne yapıyorum sizce ? Forum konularını inceleyerek KURTULMAYA çalışıyorum.
Herkese kolay gelsin....

bu gercekten tartısılası bir konu.mahkeme karsısına çıkan bir eş kararını coktan vermiş,hayatın çekilmezliği canına yetmiş ve aile birliğinin daha fazla ayakta tutulabilir yanı olmadıgı düşüncesine varmıstır ki; en doğrusunun bu olduguna inanıp olayı yasal yolla bitirmeye calışmaktadır.bir tarafın sırf hayatı diğer eşe dahada çile içinde çekilmez hale getirecek bir boşanma süreci yasatmaya hakkı yoktur.ve hakimlerimiz bu duruma gözyumamazlar.bu en başta insan haklarına aykırıdır.Ayıca zaten bitmiş olan bişeyi uzun zaman dilimlerine yayarak süreci uzatmak belki daha iyi anlasıp evlenecegi insanla bi gelecek kurmasına mani olmakla beraber,insanı yasak olmadıgı halde yasak gibi görünen bi ilişkiye hatta zinaya sürükler.ikinci evlilikte daha yüksek olan mutlu olma sansı da diger toplumsal baskılar yüzünden başlamadan biter.

Alıntı:

---

cvg rumuzlu üyeden alıntı

İyi günler
zaten evli çiftler ve onların büyükleri gerekirse ve gerektiğinden fazlasını zaten yapıyor evlililiği kurtarmak için ama bakıyor ki olmuyor taraflarıdan birinin canına tak ediyor ve boşanma davası açıyor

---

Haklısınız ama bir de aile büyüklerinin ve de çiftlerin hiçbir yapıcı çaba göstermediği,sırf kafası kızdığı için bir inat uğruna açılan davalar var,bana eşimin açtığı dava böyle oldu,ne büyükler (!) büyüklüklerini gösterdi ne aile danışmanına gidildi,bir kişi bile çıkıp siz ne yapıyorsunuz nedir derdiniz nedir çözümü demedi,eşim onun birtakım fikir ve isteklerine katılmadığım için bana dava açtı,ve evden ayrıldı.şimdi 2 aydır ayrıyız ve duruşma gününü bekliyoruz,bu kadar basit ve komik aslında.Ben elbette davanın reddini talep edeceğim hakimin de duyacağı gerekçelere gerçekten şaşırıp bunun için mi işgal ettiniz mahkemeyi demesini bile bekliyorum.Yani demek istediğim şu ki her boşanma davasında çiftler ve büyükler evliliği kurtarmak için gerekenleri yapamıyorlar yada yapmıyorlar ne yazıkki.